18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 15 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ Berçelan’a Hakikaten sağ salim mi gelir Telefonumla aramın iyi olmadığı gelebilen? uzun zamanların birinde haliyle Savaşa gönderen kadın, bekleyen sessizlik içindeki evimin bir kadın, ağlayan inleyen kadın, köşesinde iki gün sonranın planını dirilten de gömen de kadın. yaparken Küçükkuyu (Assos) Geçmişini ve geleceğini hep gezisinin panel programıyla ilgili gözleyen, gözeten kadın. hazırlık için internetteydim ki; Kadınlar savaş istemez. sessizlik bozuldu. Gerektiğinde savaşsa bile kadının Telefonumu sessiz modundan seçimi barıştır. çıkardığımı unutmam sebebiyle ki Barış zaten kadındır. anlık sıçrayışımın beni Belki de bu yüzden erkeklerin programımdan da sıçratacağını hiç oyunudur savaş. hesap etmemiştim sıradan bir Berçelan kadınların barış için ölümlü olarak. halaylar çekip, hep bir ağızdan Çok çok sevdiğim, nazenin ve türküler söylediği, birlikte sofralar ulu kadın Yasemin Göksu’ydu su kurup kaldırdığı, birbirlerine gibi sesiyle arayan. yataklar serip üstünü örttüğü, Ay Tam iki gün sonra Hakkari’de tanrıça Selene’nin dolunay olup yapılacak çok önemli bir hepimizi ışıttığı, meşalelerin buluşmadan haberdar karanlıkta umut gibi parıldadığı, ettiği yetmediği gibi davet de dengbej kadınların canı gönülden etti. dinlendiği, dertleşilip gülüşüldüğü Tam iki gün sonrası için başka gerçek bir barış yeri artık. bir programa hazırlanırken olur Bunu umut ediyoruz hep birlikte. muydu şimdi bu? Bunu ummakta haklıyız, çünkü Olurdu! Bir süre dönenip durduktan sonra nöbet bütün kadınlar tarafından koca bir şenlikle tutuldu. rotamı değiştirmeye karar verdim. Küçüksu’ya nasıl olsa Hikmet Çetinkaya gidecekti Cumhuriyet gazetesini temsilen yanında Sayın Rutkay Aziz ’le birlikte; benim olmayışım hiç mi hiç aranmazdı ama Hakkari’de öyle bir gece olacaktı ki binlerce kadının arasında kaybolmak çok daha anlamlı geldi doğrusu. Bu tercihim için Küçükkuyu Belediyesi’nden affımı diliyorum. Sebebini öğrendiklerinde beni anlayış ve incelikle karşıladıkları için de gerçekten çok teşekkür ederim. Tercih yapmaktan yana Şebnem Sönmez çok zorlanmasam da, daha önce söz vermemiş olmayı ne kadar arzu ederdim, bilemezsiniz. Gerekli telefonlar edildi, küçük bavul boşaltılıp sırt çantası hazırlandı, uçak biletleri vs. Gittiğimizde otlar yemyeşil organize edildi hemen ve değildi. böylelikle yolum HakkariElbet yeşerecek onlar da bir dahaki Berçelan’a doğru çizilmiş oldu gidişimize kadar. arkadaşlarım Gülçin Santırcıoğlu Allı dallı giyinmiş Kürt kadınlar ve İpek Erdem’le beraber. gözlerinde sürmeleri ellerinde meşaleleriyle bir sene sonrayı bekleyecek. Gittiğimizde dört cenaze vardı Türkiye’nin birçok ilinden gelen Hakkari’de. kadınlar oradaki kadınlarla Bir dahaki gidişimize kadar bir kez buluşacak, sıfır noktasında sabaha daha kan dökülmesin diye diledik kadar barış için nöbet tutacaklardı. yürekten ve hep birlikte. Çatışma alanı olduğu için yasak Yalçın dağlardan kocaman bir olan, yıllardır ilk kez bu yıl çıkış çanak Hakkari. izni verilen bir yaylada barış için Başka bir memleket doğunun en uç nöbet tutmak, üstelik bu nöbeti noktasında. kadınların tutacak olması Van’dan Yüzde seksen sekizi dağlık, yüzde Hakkari’ye doğru giderken bütün onu yayla, yüzde ikisi ova. kadınlar aynı duyguyla bütünledi. Biz o yüzde onun onda birindeydik Kadınlar, barış söz konusu gittiğimizde… olduğunda her zaman bütündür. Ovada yüzde birimiz kaldı –yani Kadınlar çünkü, her savaşta kayıp verir ve arda kalırlar. erkekler… Kocasından olur kadın, evladını Diğer yüzdenin de artık sadece toprağa verir, kardeşini bir daha dünyaca ünlü ters laleyle dolmasını göremez, babasını dönecek istiyoruz bir daha gittiğimizde. umuduyla bekler ama belki döner Her dalında altı lalenin baş aşağı belki dönmez. büyüdüğü ters lalenin adı da artık Dönebilenler nasıl döner sonra? ağlayan gelin olarak anılmasın. Marmaris Orhaniye’de Boğaz’da levrek mevsimi Farklı meze ve balık yorumları ile dikkat çeken Blue Topaz, Reina’nın içinde yer alıyor. Ağırlıklı olarak deniz ürünleri ile yapılan özel yemeklerle dikkat çeken Blue topaz, menüsüne yeni bir yemek daha ekledi. Kıyılarımızda doğal olarak dört mevsim yetişen “kaya koruğu” otu ile pişirilen levrek çok beğeniliyor. Kaya koruğunun kendine özgü hafif tuzlu ve baharatlı tadını ızgara levrek ile buluşturan Blue Topaz’ın deneyimli mutfak ekibi, meze ve balık tutkunlarına eşsiz bir lezzet yolculuğu daha yaşatıyor. Izgara levrek, kaya koruğu, haşlanmış ıspanak, limon ve soğan gibi balığa yakışan nefis tatlar ile birlikte sunuluyor. Ayrıca Blue Topaz’ın menüsünde, ‘Ilık Çim Çim Karidesli Roka Salata’, ‘Zencefilli Levrek’, ‘Mideyeli Lahana Dolma’, ‘Etli Radika’, ‘Kimyonlu Baby Ahtapot’, ‘Gümüş Tava’, ‘Lagos Fırında’, ‘Tekir Tava’, ‘Fener Şiş’, ‘Istakozlu Bavetta’, ‘Karidesli Arpa Şehriye Risotto’, ‘Kahve Soslu Bonfile’, ‘Enginarlı Tavuk’ gibi leziz yemekler ve ‘Sakızlı Panna Cotta’, ‘Portakallı Çikolata Kreması’ gibi baştan çıkarıcı tatlılar var. Mutfak ekibi olarak G by Karaf kadrosunun izlerini taşıyan blue topaz, Ayşegül İlsever tarafından işletiliyor, mekanın mutfak şefliğini ise Mehmet Gıvanç yapıyor. Salon ve servis kısmında ise; Niş’in kuruluşundan bu güne dek iş başında olan İbrahim Aras ve ekibi bulunuyor. Yıldızlı ve sıcak yaz akşamlarına keyif katan menüsü, dekorasyonu ve eşsiz boğaz manzarası ile Blue Topaz, yaz boyunca İstanbulluları şaşırtmaya devam edecek. şölen Zamanlar değişiyor, mesafeler kısalıyor, seyahat hem kolaylaşıyor hem görece ucuzluyor. Herkes her yeri görme olanağını buluyor, her türlü malzeme her ülkede bulunuyor. İnsanlar yalnız kendilerininkileri değil, yabancı mutfakları da öğreniyorlar. Kısaca her şey gezide, görgüde lezzette yeni açılımların zenginliklerin müjdecisi gibi duruyor. Acaba öyle mi? Turizm, hele hele kitle turizmi gezginciliği öldürüyor, tarım ilaçları suni gübreler, genleriyle oynanmış ürünler ve tohumlar, hormonlar ürünleri lezzetsizleştiriyor, teknoloji, değişik görünüşler altında aynı tatları yaratıyor ve Hilton’dan Hilton’a Sheraton’dan Sheraton’a gezilen ülkeler, cafcaflı ama lezzet fukarası restoranlarla, renksiz, ruhsuz, derinliksiz tatsız bir dünyaya doğru hızla yol alıyoruz. Hiç unutmuyorum, bundan on beş yıl kadar önce, bir Galatasaray maçı için gittiğim Roma’nın Via Venettosu’nda dışardan görünüşü iyi bir deniz ürünleri restoranına girmiştim. Hemen kaldığımız lüks otelin karşısında olduğundan, bizim tur grubunun kimi rehberleri de oradaydılar. Kimi deniz ürünlerini ve şaraplarını tattıktan, hesabı aldıktan sonra, rehberlerden birine bana yardım edip edemeyeceklerini sorduğumda kibarca olumlu yanıt aldım. Lütfen söyleyeceklerimi hiçbir kesinti yapmadan İtalyanca’ya çevirirseniz, minnettar olacağım, dedim. Sonra da mekanın şefini çağırdım ve kendisine şöyle teşekkür ettim: Büyük başarınızdan dolayı sizi tebrik ederim, birkaç çeşit deniz ürününü tattım, hepsinde aynı steril plastik lezzeti tutturarak, bunları nasıl da birbirlerinin tıpatıp aynı halde pişirdiğinizi doğrusu anlamadım. Sizinkinin benzeri bir deniz ürünleri lokantası da, İstanbul Sultanahmet Meydanında vardı, onları da kutlamıştım. Sonra da hesabı kuruşu kuruşuna ödeyip, zırnık bahşiş bırakmadan çıktım. İtalya’daydı. Oysa ben Ege’yi ve Akdeniz’i, mavisiyle, yeşiliyle deniziyle, deniz ürünüyle, zeytiniyle, zeytinyağı ile sever, bayılırım. Akdeniz ve tabii ki, aynı zamanda Ege, yeşilin, denizin mavisiyle kucaklaştığı kıyıları, lacivert denizi, zeytinyağı, enfes mutfağının yanı sıra, aynı zamanda uzun gecelerin sohbet dolu masalarının da yeridir. Orada yemeğin mezenin ve sohbetin lezzetleri at başı giderler. Böyle yerler bulursanız, hele hele ister sunucusu deyin, ister sahibi, ister işleticisi görmüş geçirmiş kişiler iseler ve de bunları paylaşmaya hazırsalar kaçırmayın derim. Okan Kitapçı ile görüşür görüşmez kanımızın kaynaşması galiba bundan oldu. Okan Kitapçı’yı ve Fanari Restoran’ı bize tanıtan Orhaniye’deki eşsiz mekanına hayran kaldığım, Mimar dostum Turgut Alton oldu. Yukarıdaki uzun girişten sonra Orhaniye’de Martı Marina’nın yanında denize kıyısında çamlar arasındaki Fanari’de neler olduğunu çok fazla anlatmaya gerek yok sanırım. SİYAHKALEM GİTTİK Calista’da seçenek çok A la Carte All Inclusive konsepti ile misafirlerine hizmet veren Calista Luxury Resort; İtalyan, Balık, Uzakdoğu, Türk, Güney Amerika, Barbekü, Çilingir ve VIP olmak üzere 8 tipte A la Carte restoranı ile farklı lezzetleri tatilcilerle buluşturuyor. Dünyanın farklı mutfaklarının örneklerini özgün tatlarda sunan Calista’nın toplam 750 kişi kapasiteli açık büfe ana restoranı Bellum’da Türk ve dünya mutfaklarından örnekler sunuluyor. Uzak Doğu restoranı Sakura’da ise değişik lezzetler egzotik yemek sunumlarıyla servis ediliyor. Yemekleri Şef Philip Hau hazırlıyor. İtalyan mutfağının en seçkin lezzetlerinin tadılabileceği Timo’ysa dünyadaki en iyi İtalyan mutfaklarına eşdeğer. Eşsiz Türk ve Osmanlı yemek kültürünü yaşayacağınız Turca’da, otantik yemekler var. Taze deniz mahsulleri, zengin balık ve içki çeşitlerinin sohbetlerinizi renklendireceği More’da Akdeniz’in en taze balıkları sunuluyor. La Carne, Güney Amerika mutfağının baharatlı tatlarını sevenler için. Barbekü keyfi yaşayabileceğiniz Barbekü restoran, ya da özenle hazırlanmış birbirinden lezzetli mezelerin olduğu Çilingir restoran da Calista Luxury Resort’un vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Enfes mezeler, tatlı sohbet, hoş müzik Her şeyden önce, mekan mükemmel, çamların içinden denize bakıyorsunuz, her taraf tertemiz, kolalı tiril tiril örtülerle doğanın ortasındasınız. Mezeler tatlarıyla olduğu kadar sunumlarıyla da özel. Tabaklar içinde birer sanat eseri sunuluyor önünüze. Dediğim gibi, Ege’nin ve Akdeniz’in özelliği zeytinyağı, ama zaman zaman buna sürpriz tatlar da eklenmiyor değil. Pastırmalı, barbunya fasulye ezmesi böyle sürpriz bir tat. Ama onun dışında yine mutlaka tatmanızı önereceğim tatlar arasında, çöpte kalamar ızgara, marine edilmiş levrek, fileto levrek ve özellikle deniz ürünlü pazı sarma mutlaka tadılması gerekenler arasında. Son zamanlarda örneğine İstanbul’un iyi balıkçılarında da rastlanan, ilk duyduğumda yadırgadığım, şimdi ise kuzu kokoreçten daha çok sevdiğim, balık kokoreçi de tatmanızı tavsiye ederim. Balıkların seçimini Okan Bey’e bırakın ve onun da mevsime balıkçısının o gün getirdiği ürüne bağlı kalmak zorunda olduğunu unutmayın. Bölgenin iyi balıkları arasında sinarit ve benim, özellikle ızgarasını çok sevdiğim kaya barbununun da bulunduğunu hatırlatmak isterim. Yemek üzerine dondurmalı kayısı sufleyi ya da incir sarmayı denemelisiniz. Şarap çeşitleri yoksul değil. Böyle müstesna bir geceyi gerçek bir meloman olan Okan Bey’in piyanosu ve gitarıyla çalıp söylediği parçalarla da zenginleştirdiğimiz için o gece çok şanslıydık. Artık Ege ve Akdeniz’in sıcakları bunaltıcı olmaktan da çıktı. Yani Marmaris Orhaniye’deki Fanari’ye gitmenin tam sırası. Yolu düşen herkese içtenlikle tavsiye ederim. NÖBETE BİCE’de İtalyan mutfağı Dünyanın değişik şehirlerinde 40’ı aşkın restoranıyla hizmet veren Bice, İtalyan lezzetlerini sunmaya İstanbul’da da devam ediyor. Süzer Plaza’nın giriş katında yer alan Bice, keyifli bir öğle yemeği ile iş arasında mola vermek isteyenlerin ya da bir akşam yemeği planlayanların, şarap tutkunlarının, gerçek İtalyan tatlarını deneyimlemek isteyenlerin ilk adresi. İtalyan mutfağının özel lezzetlerini sunan Bice Ristorante, yaz akşamlarını Boğaz manzarasıyla da süslüyor. Restoran, yaz boyunca misafirlerini Reina’da ağırlıyor. Bice’nin yaz mönüsünde Akdeniz etkisi kendini hemen belli ediyor. Bice’nin özel olarak hazırlanan kokteyllerinde ise meyvelerin uyumu dikkat çekiyor. Bice’nin hafif lezzetlerle donanmış mönüsünde, ev yapımı makarna, pizza, sebze ve et yemekleri ağırlık taşıyor. Zeytinyağı, Ege, Akdeniz Çoğu zeytinyağında hazırlanmış steril tatlı deniz ürünleri lokantası hem zeytinyağının, hem deniz ürünlerinin mekanı bir Akdeniz ülkesi olan FANARİ BALIK LOKANTASI ORHANİYE KÖYÜ MARTI MARİNA YANI MARMARİS TEL. O 252 487 13 43, 487 13 66 hafta?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya, Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0 212 251 98 7475 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle