Katalog

Yükte hafif emekte ağır kağıtlar vitrin Takıp takabileceğiniz en orijinal, en size özel ve en farklı mücehveri taktığınızı düşünün. Aklınıza hemen elmaslar, SİNEM pırlantalar, yakutlar DÖNMEZ geliyor değil mi? Biz ise size çok daha doğal, çok daha alışılmadık mücevherlerden bahsedeceğiz. Mücevhere gönlünü kaptırmış bir insanın kendi tabiriyle ‘sıkıntıdan’ yapmaya başladığı kağıttan mücevherlerini görünce çok şaşıracaksınız. Selin Sarpkan, henüz 20’lerinin başında. Mücevher tasarımı konusunda gerçekten tutkulu Sarpkan. Bu tutkusunu şimdi kağıttan yaptığı mücehverleriyle devam ettiriyor. Pera Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra zaten çok aşık olduğu mücevher tasarımına devam etmiş. Bir yandan da okulda mücevher tarihi adında, kendi hazırladığı, kendi istediği bir eğitim de vermiş. Bunun nedenini de sanat tarihi dersinde mücevherden bahsedilmemesi olarak açıklıyor: “Okulu bitirince bu işi gerçekten sevdiğimi anladım. Biz okurken mücevher tarihi diye bir ders yoktu. Sanat tarihçisi dersinde sanat tarihi kostüm anlatırdı, mücevherden bir parça yoktu. Ben de çok araştırdım, bir kitap hazırladım bununla ilgili, gel ders ver dediler, ben de eğitmenlik yaptım bir süre.” Mücevherciliğin mutfağından sofrasına kadar içinde olmayı seviyor Sarpkan. Okuldan sonra çalıştığı Chintemani adlı mücevher firmasında çizimden yapıma kadar her aşamayı takip etmiş ve öğrenmiş. “Ermeni bir ustamız vardı, onun yanında saatlerce oturup nasıl yaptığına bakardım, taşları da çok iyi öğrendim orada” diye anlatıyor geçen zamanını. Ancak ailesine ait ev dekorasyonu firmasında kendisine ihtiyaç olunca firmadan ayrılmış. Mücevherin evde tek başına yapılabilecek bir iş olmadığını söylüyor. Takı için “Boncuk alıp dizebilirsiniz ama mücevher atölye ve ciddi bir maddi güç gerektiriyor” diye devam ediyor. Mumdan kalıplar, zımparalar, cilalar derken, bir evde, toz duman içinde bunu yapmanın gerçekten zor ve masraflı olduğunu ifade ediyor. Tüm bu imkansızlığın arasında canı da sıkılınca Sarpkan’ın, kendi kendine “Ben bu mücevheri çok seviyorum ama imkanım yok. Oturup kendi koleksiyonumu çizeyim, hazırlayayım ama kime yaptıracağım? Kağıttan yapsam?” demiş. Ve kağıttan takı macerası böyle bir günde başlamış. Önce kara kalem çizimlerini birebir kağıtlara aktarmış. Sonra da doğaçlamaya geçmiş. Sarpkan, uzunca bir süre araştırmış ve kendinden başka kağıttan mücevher yapan kimsenin olmadığını farketmiş. Kağıtla çalışan pek çok insan olmasına karşın, onlar ya büyük objeler ya da tablolar yaparken, kendisi kadar küçük objeleri sabırla yapan bir başkası olmadığını görmüş. Sarpkan’ın kullandığı kağıt, schöller türünde, çok amaçlı pek de kalın olmayan bir kağıt. O anda evde schöller türünde kağıt olduğu için onunla başlamış çalışmaya ama her çeşit kağıtla da yapabileceğini söylüyor. Peki diyoruz, bunları nereden bulacağız, nasıl satın alacağız? Sarpkan, neredeyse kızarıyor ve “Her gören çok beğeniyor, ben de çok seviniyorum bu beğenileri duydukça. Halbuki benim aklımda bunları satmak yoktu. Kardeşim sanat yönetmeni, ona ilerde bana bir sergi açarsın diyordum çünkü açıkçası kendim de takılabilir mi kullanılabilir mi şüphesi yaşıyordum. Sonra bazı teknikleri öğrenince, biraz araştırıp koruyucu malzemeler uygulayınca baktım ki insanlar bunu takabilir” diyor. öldürüyoruz, bir şeylerin birilerine özel kalması gerekiyor’ diye düşünüyor. Hayali, özel siparişler almak; doğum günü, düğün gibi özel günler için. Babadan kalma olduğunu söylediği alışkanlıkla tanımak istiyor karşısındakini. Oturup uzun uzun konuşup, nelerden hoşlandığını öğrenmek istiyor. O yüzden de internetten satış yapsa bile, kendisi teslim etmek istiyor ürünlerini. “Daha anlamlı oluyor, daha değeri biliniyor böylece” diyor. Yaptığı kağıttan mücevherleri bir gecede tamamlayabildiğini söylüyor Sarpkan. Peki fiyatları nasıl belirleyeceksiniz diye soruyoruz, yine kızarıyor. Öyle çok para kazanmakta gözünün olmadığını söylüyor: “Önceden ayrılmak zordu, benim için manevi olarak çok değerli oldukları için. Şimdi satma fikrine alıştım ama henüz fiyat biçemiyorum. Bu bir sanat eseri olabilir, tasarım, el emeği bedeli olabilir, ama çok uçuk insanların alamayacağı gibi olmasın. Ben bu işten öyle büyük paralar kazanmak istemiyorum.” İnsanlara şans, bereket ve huzur getirdiğine inanılan “Fatma’nın Eli” So CHIC tasarımlarında hayat buldu. Kolye, küpe, bileklik ve yüzükten oluşan “Cennetten Bir El” koleksiyonu, zirkonlu, doğal taşlı ve hafif modelleri ile bu yaz güzelliğinizi nazardan koruyacak. Kötülükten uzak tutacak. ? So Chic ? Sarelle bitter Gerçek çikolata Rowenta, kişisel bakım kategorisine bir ilki getiriyor. Respect saç düzleştirici saç tipinize ve saçınızın durumuna göre ideal ısıyı belirleyip, saçınızın yıpranmasını engelliyor. Respect saçınızı korurken güçlenmesine de yardımcı oluyor. Sadece 2 hafta kullanımdan sonra saçınızın dayanıklılığı yüzde 25 oranında arttırıyor. B’IOTA Laboratuvarlarınca geliştirilen ve bitkilerden oluşan içeriği ile istenmeyen tüyleri cilde zarar vermeden, kalıcı olarak azaltan BİODER’in yeni ürünü BİODER Tüy Azaltıcı Vücut Bakım Jeli, yüksek nemlendirici özelliği ve yaza uygun ferah kokusu ile BİODER ile daha önce tanışmamış kadınlara güvenli ve keyifli bir şekilde güzelleşme fırsatı sunuyor. ? Rowenta keyfinin bitter lezzetinde olduğuna inananlar, kakao ve fındığın eşsiz birleşimini Sarelle Bitter’le yaşamaya devam ediyor. Sanset Gıda tarafından piyasaya sunulan ve Türkiye’nin “tek” bitter fındık ezmesi olan Sarelle Bitter, çikolata krizlerini eşi benzeri olmayan bir keyif yolculuğuyla sonlandırıyor. ? Bioder Şimdi internet sitesi yapılıyor Sarpkan’ın. Sitesinin adresi www.cellineart.com olacak. Sarpkan, yaptıkları kişiye özel olsun istiyor. El emeğini öldürdüğünü düşündüğü için seri üretime karşı. ‘Her şeyi tüketiyoruz, Bazı şeyler kişiye özel kalmalı sinemdonmez?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B