Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 1 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ Boğaz’da mekânın mı var 2004 yılından beri sürüyor Boğaz’daki gürültü tartışmaları. İstanbul’un sahil şeridindeki en tanıdık, en popüler işletmeleri karşı SİNEM taraftakilerin şikayetleri DÖNMEZ yüzünden durmadan yüklü para, mekan ve müzik kapatma cezaları alıyor. Denetimler sıkı, para cezaları yüksek, Çevre Bakanlığı ise kararlı. Desibel denetimleri bu yaz daha sıkı. Üstelik asıl sorun, müziğin sesi değil, Reina müziğin sesini açsa, Sortie de, Sapphire de ceza alıyor. Eğlence yerleri için gürültünün para olarak karşılığı 13.867 TL. Bu kesilen ilk cezada ödenen miktar, ikinci defa olursa iki katı, üçüncü defa üç katı ve dördüncüsünde işletme kapanıyor. Ancak bu denetimlerin nasıl yapıldığı da başka bir merak konusu. Varolan gürültünün kimi zaman işletmelerden mi yoksa boğazdan geçen gemilerden mi geldiğini kestirmek de güç. Mekan işletmecileri, uygulamalardan muzdarip. Karşılıklı konuşup, ortak çözüm bulmaktan yanalar. Konuyla ilgili Sortie’nin sahibi Erol Kaynar, Reina’nın ve Suada’nın işletmecisi Mehmet Koçarslan, Sapphire’in işletmecisi Şevket Özkaya ile görüştük. taraflı baskıyla çözülmez bu iş. Ben çözümden yanayım. Birlikte hoşgörüyle çözmeliyiz sorunları.” Daha önce sahil şeridindeki diğer işletmelerle birlikte pek çok mekan kapama cezası aldıklarını anımsatıyor Özkaya, bu sırada yiyecekler çürüyor, turistler uzaklaşıyor. Ancak bunlardan daha önemli olanın iş kolunda çalışan günübirlik işçilerin gördüğü zarar olduğunu söylüyor. Yani günlük yaşayan, o gün çalışmazsa evine ekmek götüremeyen insanlar. “O emekçilerin sorununu düşünmek zorundayız” diyor Özkaya, “Ben kendi çalışanlarımdan biliyorum o bir hafta boyunca insanlar evine ekmek götüremedi. Bana biz bu insanların geçimini garanti ? Erol Kaynar / Sortie ediyoruz desinler ben bu mekanın kapısına kilit vurur giderim.” Sortie’nin sahibi Erol Kaynar, “Bizim birilerini eğlendirmek için Bu yıl insanları rahatsız etmek gibi bir misyonumuz yok” diye denetimlerin giriyor söze. Reina ve Sortie boğazın en çok ceza alan daha da ikilisi. Bugüne dek pek çok kez ceza aldılar. Bu yıl ses ağırlaştığını ve sistemlerini değiştirdiklerini söylüyor Kaynar, “İtalya’da yaygınlaştığını da bir bölgede benzer sıkıntılar olmuş, o sistemin belirten aynısından yaptırdık eskisini çöpe atıp” diyor, “ancak Özkaya, artık yapılan masraf biraz haybeye olmuş desek yeri. Çünkü sahil şeridinde hala ceza kesilmeye devam ediliyor.” Bu konuda asla canlı müzik de adaletin olmadığını, birisinden gürültü geliyor diye tüm yapılamadığını işletmelere birden ceza kesildiğini söylüyor. “Zaten asıl söylüyor. hedef iki tane işletme. Geçenlerde 50 bin liralık bir ceza Eskiden geldi, ne tutanak var, ne bildirim. İdam mahkumuna bile haftada bir sorarlar son arzun ne diye, hangi gün kesilmiş, ne zaman canlı müzik ölçülmüş bunu bile bilmiyoruz ama kalemde 50 bin lirayı programı olan ödedik, ne yapacağız ki?” Sapphire, Denetlemeleri kimin yaptığı, nasıl yaptığından da asla anlaşmasını emin olamadıklarını da ekliyor Kaynar: feshetmek “Herkes çıkabilir elinde desibel aletiyle. Ben denetledim, zorunda kalmış yüksek çıktı diyerek hiçbir hesap gelen cezalar sormadan, diyaloğa girmeden yüzünden. Erol Kaynar ceza kesiyorlar. Dış sesin 5 db “Sanatçıların üstüne çıkabilirsiniz deniyor, ama da işine dış ses zaten sürekli değişiyor. Bu gelmemesi lazım, ama önemli olan ne ben da ceza kesenlere esneklik sağlıyor.” ne de sanatçılar, hepimiz idare ederiz ama o Bu yıl değişen sisteme rağmen 3 gün emekçilerin idare etmesi çok zor. Ancak ne kapatma aldıklarını ancak çevre yazık ki motorla dolaşıyor Çevre Bakanı. bakanlığından yetkililerin kendileri gelip Sanki tüm sorunlar bitmiş de tek problem sisteme bakıp gerçekten ses geçirmiyor bu kalmış. Bir gün bile bizim bir çayımızı, tespitini yapmalarına karşın ceza almalarını kahvemizi içip bizi dinledi mi? Hayır. İşin anlayamadığını söylüyor. “Bir orta yol hep şov yanına kaçılıyor. Bizim etrafımızda bulunmalı, diyalog kurulmalı” diyor Kaynar, konut bile yok, ses karşıya gidiyor, daha “Bu şekilde bu yargısız infaz yoluyla olmaz önce toplanan imzaların da gerçek bu iş. Burada 500’den fazla insan çalışıyor. olmadığını biliyorum. İnsanlara çevre Kimse benim yüzümden ceza almasın ama kirliliğine ve sese karşıysanız bir imza atın ben de kimse yüzünden ceza almayayım. diyerek toplamışlar o imzaları. Herkes atar Ben boğaz yaşasın istiyorum. Dünyada bu konuda imza. Politikaları farklı onların. İstanbul geceleri boğazla biliniyor.” Bu tür yerleri bitirecekler.” Cezalarda adalet yok Üzerimize düşeni yapıyoruz ? Mehmet Koçarslan / Reina Reina uzun yıllardan beri ses denetimi ve cezalarla boğuşan işletmelerden. Mehmet Koçarslan, cezalara alışmış olmanın getirdiği bir kanıksamışlık hissi ile “Biz de kendimize göre çözümler bulduk” diyor. Ses geçirmeyen perdeler, nokta atışı yapan kolonlar kurduklarını anlatıyor. Yaptırılan sistemlerin toplam maliyetinin ise 1 milyon dolar olduğunu söylüyor. Ancak değişen hiçbir şey yok. Her işletmeye sıradan ceza kestiklerini anlatıyor. “Biz kendi adımıza bize düşeni yaptığımızı düşünüyoruz” diyor Koçarslan. Ancak geçen günlerde üç gece müzik kapatma cezası aldı Reina. İşin şov yanına kaçılıyor Şevket Özkaya/Sapphire Sapphire’in sahibi Şevket Özkaya, son 34 yılda gürültü denetimlerinin arttığını kendi mekanıyla birlikte Sortie, Reina’nın da ağır cezalara ve kapanmalara maruz kaldıklarını söylüyor. Cezanın 13 bin TL civarı olduğunu ve giderek katlanarak nihayet kapanmaya kadar geldiğini anlatıyor. Denetimcilerin ellerine desibel aletlerini alıp, boğazın gürültüsünde neyi ölçtükleri belli olmayan bir şeye ceza kestiklerini söylüyor. “Ki geçen gemiler var. O yoğunlukta nasıl ölçülüyor ben de anlamıyorum” diyor. İlle de gürültü yaparız gibi bir düşünceleri olmadığını vurgulayan Özkaya, bu denetlemenin tek taraflı baskı olduğunu belirtiyor: “Bu kadar gürültüye insan olarak karşı mısınız diye sorsalar evet hepimiz karşıyız. Ama dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde bir yasa çıkarıp ondan sonra da istediğimi yaparım, asarım keserim zihniyeti olamaz. Karşılıklı görüşerek, ortak çözümler bularak yapılmalı. Tek Mehmet Koçarslan Sahneye çıkmadan ölmek istemiyorum Müzik ise onda hep özel bir yerde duruyor. Pınar Aydın’ı Akademi Türkiye Ancak müzik adına bazı şanssızlıklar yarışmasıyla tanıdık. Müzik yarışmasında yaşadığını dile getiriyor. Yakında bir aldığı derece sonrasında albüm projesi gerçekleştirecek. Müzik mi dizilerde görmeye ağır basıyor oyunculuk mu sorumuza ise başladık. Hatta en son ZUHAL “Bu soruyu daha önceden sormuş Kız Kaçıran AYTOLUN adlı dizide olsaydınız müzik derdim ama şu durumda ikisi de benim izledik Müziğiyle için çok önemli. Kesin Aydın’ı, rayting tanınan Pınar olan bir şey var ki, kıskacına takılmadan sahneye çıkmadan önce. Romantik Aydın, artık ölmek istemiyorum” komedi türündeki oyunculukla da adından yanıtını veriyor. diziyi de müzik söz ettiriyor. Her ikisine de Aydın, aynı zamanda baskın konumda tutkuyla bağlı. Derdi ise olduğu için kabul resim de yapıyor. etmiş. Müzik ya da Annesi de çok güzel önce hayata karşı dik oyunculuk. resim yaparmış ve durabilmek, sonra da İkisinden de çocukluğunda onu bunu bir faydaya vazgeçemiyor, ikisine yönlendirmiş. Hatta dönüştürmek. de tutkuyla bağlı. Şimdi ilkokulda bir yarışmada ise hareket zamanı: derece almış ama “Müziğe “Sakinliğe ayıracak vaktim olan ilgim resimle yok. Var gücümle projelerimi kıyaslanamaz bile” diyor. Müzik ise hayata geçireceğim.” ortaokul yıllarında girmiş hayatına. Hem Başlarda oyunculuk niyeti olmamasına gitar çalmaya başlamış, hem de şarkı rağmen denemek istediği için bu sektöre söylemeye. Sonra da lisede, liselerarası girmiş Aydın. Sonra da devamı gelmiş. müzik yarışmasında Türkiye birincisi ‘sun.day.sky’ bugün başlıyor ‘İyi hisset’ ana temasından yola çıkılarak oluşturulmuş İstanbul’un ilk seri ücretsiz festivali ‘sun.day.sky’ bugün saat 11.00’de santralistanbul’un çimlerinde başlıyor. Bu haftasonu gerçekleşecek ‘sun.day.sky’ festivalde “nujazz, lounge, triphop, reggae, dub, elektronika” soundlarında canlı ve DJ performansları olacak. Bugün saat 16.00’da Tamirane’nin bahçesinde Hollandalı dörtlü LazCaz ve akşam 20.00’de de Festival Sahnesinde elektronika ve rock müziğini ustaca harmanlayan Portheco dinlenebilir. Yarın akşümüstü saatlerinde Yahya Dai Quartet’in acidjazz tınıları Tamirane’den yükselirken, akşam da reggaedub müziğinin İstanbul’daki en bilinen temsilcisi Sattas Festival sahnesinde izleyicileri dans ettiriyor olacak. Festival alanının içinde yer alacak “Vinyl Market” ise gün boyu DJ’ler tarafından çalınan plakların müzayede mekanı olarak işleyecek. Müzikal etkinliklerin yanı sıra; açık havada yoga, reiki atölyeleri ve eğlence ağrılarını gidermek için masaj seansları da var. ‘sun.day.sky’ bünyesindeki çocuk atölyeleri, çocukluların da rahatça partilemesini sağlamak amacıyla düşünülmüş bir detay. Çocuk atölyeleri santralistanbul eğitim ekibi tarafından koordine edilecek. Bu etkinlikler dizisi çerçevesinde açıkhava film gösterimleri de gerçekleştirilecek. Alışveriş meraklıları için moda, tasarım ürünleri ve aksesuarların yer aldığı “Bazaar” festivalin Nişantaşı’sı olarak gözüküyor. (www.sundaysky.net) olmuş, ertesi yıl da ikinci. Aslında hukuk mezunu Aydın. Okumak istememesine rağmen ailesinin isteğiyle bu alana eğilmiş. Sevmediğinden değil, müzikten uzak kalmak istemeyişinden. “Asıl yapmak istediğim hep müzikti” diyor. Aydın, sınırlardan ve şablonlara hapsolmaktan hoşlanmıyor. Büyük riskler almayı seviyor. Zorunlu hallerden kaçmaya özen gösteriyor: “Hayatın tadına varmak lazım. Sınırlarla yaşanmaz” diyerek anlatıyor ona yaşam yolunu çizenleri. Yapmak istedikleri ise biraz sırasını bekliyor gibi. Çünkü zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor Aydın, “Önce kendimi ayakta dimdik tutmalıyım ki çevreme de faydalı olabileyim. İnşallah başarıyı yakalarım ve faydalı işlere imzamı atıp, bu projelerde yer alabilirim” diyor. C MY B C MY B