23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 TEMMUZ 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Bir solukta kıtalar Okyanuslar aşan Bu çılgın paranın Bu kirli paranın Dehşet yangını Esip gelmezse uzak dağların rüzgarları Bir sabah vakti Güneşle Alıp eline soluk dolu Uzun hortumunu Bir tek yeşil ot bile kalmayacak Dağlarda,tepelerde Ovalarda,çayırlarda Ve güzel bahçelerinde Akılsız yerkürenin. MEHMET KARABULUT Hindistan’ı karıştıran Savita yenge Savita Bhabhi bir karikatür kahramanı. İcraatları ülke yönetimini çıldırtıyor, ama Hintli kadınlar onu erkek egemenliğine ve maço kültüre karşı direnişin bir simgesi olarak görüyor. 2008 yılında değiştirilen bir yasa uyarınca hükümete “Hindistan yurttaşlarının güvenliğini ve bütünlüğünü, ülkenin savunmasını ve yabancı ülkelerle dostluğu METE birliğini, tehlikeye düşürecek” yayınları kapatma KIZIK hakkı tanındı. Ancak ülkeyi tehlikeye düşüren ne Bin Ladin, terör, din savaşları, açlık, yoksulluk, salgın hastalık, Berlusconi ve Sarkozy’nin sarkıntılıkları ne de canlı bir varlık. Ülkeyi tehlikeye düşüren girişim; ayda 60 milyon kez tıklanan www.savitabhabhi.com. Geçen yılın Mart ayında anonim bir gurup tarafından yaratılan site, 11 dile çevrilmiş durumda. Ziyaretçilerin yüzde 70’i Hindistan’dan. Bir ankete göre tıklayanların yüzde 30’u kadın. Site, Savitha Yenge’nin iflah olmaz seks iştahını konu ediyor... Üstelik yasaklama kararı yeni bir öyküye yol açtı. Dizinin 12’nci bölümünde Savita Bhabhi, bu kez yasak kararını veren hakimi yatağına attı. Ona adeta cenneti yaşattı. Hakim de nankörlük yapacak değil ya... Tuttu sitenin yasağını kaldırdı. Böylesine de güncel öyküleri var Savita’nın. Adeta bizdeki Çarşı gurubunun yaratıcılığı ve hınzırlığı var senaryolarında. Espirisentır Yöneticiler buyurdu, sitesi kapatıldı 25 Haziran 2009’da hükümet “ülke güvenliğini tehlikeyi düşüren” bu siteyi, yasayı gerekçe göstererek kapattı. Kapatma yasağına karşı çok kısa sürede 1 milyon imza toplandı. Ülkenin İran çizgisine kaydığı öne sürüldü. Ancak yurt içinden erişim yasağına karşın (Başbakanın youtube tüyosuna gerek kalmadan) site tıklanma rekoru kırmaya başladı. Öyküleri dilden dile anlatıldı. Eeee, zaten yasaklar delik deşik edilmek için değil mi? Yasaklamadan sonra tıklanma sayısı neredeyse 2 katına ulaşmaya başladı Google sayacındaki rakamlara göre... Argodan al haberi PANTOLLU HAYVAN: Kaba adam SATIRA YATMAK: Birinin yalan dolan sözlerini dinlemeye mahkum olmak KENEF SAZLIĞI: Seyrek bıyık Topus Hey gidi doksan dakika,zayıf için uzun,güçlü için kısa!.. Kim bu Savita Bhabhi? Kamasutra’dan sonra cinsellik alanında dünyaya namı hızla yayılan Hintli Savita Bhabhi, sadece bir karikatür kahramanı... Erotik çizgiroman kahramanı Bhabhi, kocası Ashok Patel’i çok seven ama o işe gittiğinde canı çok sıkılan ve ihmal edilen Hintli bir ev kadını. Uzun siyah saçları, iri göğüsleri, kalın dudağı var. Gözlerinde iştahı parlıyor adeta... Konuklarını sari (dikişsiz boydan aşağı kumaş) elbisesiyle karşılıyor, lafı uzatmadan eyleme geçiyor, bilinç altındakilerini su yüzeyine çıkartıyor... Edilgen değil etkin. Kendisiyle tanışma mutluluğuna eren erkeklere hükmediyor, emrediyor, yönetiyor, direksiyonu elinde tutuyor. Tam anlamıyla dört dörtlük bir kaptan... Yaratıcısı bu dizinin ortaya çıkmasını şöyle açıklıyor: “10 kişilik arkadaş gurubumuzla sohbet ediyorduk. Havadan sudan sohbetlerimiz bitince, seks üzerine konuşmaya başladık. Aramızdaki turist konuğumuz ‘Neden Hintli bir seks yıldızı yok?’ diye sordu. Ülkem adına utandım ve bir kahraman yaratmaya karar verdim.” Başta anonim kalan bu yaratıcı, daha sonra gerçek kimliğini açıklayacaktı... Hindistan uyruklu İngiliz vatandaşı karikatürist 38 yaşındaki Puneet Agarwal. Sahibinin sesi Keseyi ılımlı kazançlar doldurur. Batan gemiye elverişli yel yoktur. Sessiz sular derinden akar. Ütopik durum Issız adaya giderken yanına alıcağın üç şey ne olurdu? Üç tane deniz feneri.. Ergenlik fantezileri Bhabhi kelimesi Türkçe’de “yengebaldız” anlamına geliyor. Hindistan’da bu kelime bir yandan “baldız baldan tatlıdır” deyişini, diğer yandan da “sevgi, saygı” çağrıştırıyor. Hindistan’da erkeklerin neredeyse tamamının ilk ergenlik fantazilerinde, komşularından birinin “Bhabhi” olması yatarmış. Böylesine de yaygın psikososyal alt yapı karakteri var “yenge”nin... Bu nedenle Savita Bhabhi, hem takdir edilen, hem saygı duyulan, hem de vukuatlarıyla “Sezar’ın hakkı Sezar’a” verilmesi gereken bir karaktere bürünüyor. Üstelik yengemiz, günümüzde gittikçe yaygınlaşan ve bilinen seks teknik ve fantazileri cesurca uygulayan biri... Pet şop Maskeli balo Seni iyi gördüm.. Ben de seni.. Her seferinde yeni bir macera Bir gün seyyar satıcı susuzluğunu gidermek için Savita’nın kapısını çalar. Suyu içtikten sonra, sattığı ürün olan fermuarlı sütyen ve külotu, Savita’ya gösterir. Böylece kırmızı sütyeni denemeye ve zincirlerini kırmaya başlar. Satıcıyı eve geldiğine adeta pişman eder... Bundan sonra da dizi halindeki maceraları, peşpeşe yayınlanmaya başlanır. Her seferinde yeni bir macera, heyacan, mutluluk dalgaları, teorinin pratikle buluşması... Bu kadar ilgi görmesinin nedenlerini şöyle sıralıyor sosyolog ve psikologlar: “En başta, öyküler; geçmiş ile günümüzü çok iyi ilişkilendiriyor. Geleneksel ev kadını, günde kapıları onlarca kez çalan çantalı satıcılar, eşlerin ilgisinden yoksun kadınlar, tabular, Savita Bhabhi’nin kaşlarının ortasındaki yıldız, koyu kırmızı bir tutam boyanmış saç, altından gerdanlık, geleneksel giysisi, üzerindeki sari, klasik ve modernin bileşkesi.” Off the record Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu bulunuyormuş.. Demek ki çok fazla düşünen yok.. Maço kültüre karşı dayanışmanın simgesi Hintli kadınlar Savita’yı erkek egemenliğine ve maço kültüre karşı direnişin simgesi gördüklerini açıklıyor ve ekliyorlar: “Erkekleri yöneten ve yönlendiren kadınlardır. Ne kadar ezilsek de, arka planda kalsak da erk bizde! Bu durum seksüellikte de böyle olmalı. Bu nedenle Yenge karekteri bizim fantazilerimizin, üstünlüğümüzün yansıması... Erkekler neden korkuyorlar, neden kapatıyorlar ki bu siteyi? Üstelik erkeklerin bu kadar ilgi göstermesi yatakta da kadınların hakimiyetini istedikleri ve düşlediklerinin göstergesi değil midir?” metekizik@cumhuriyet.com.tr Doktorunuz diyor ki Sigara ve alkol kullanıyosanız size takılabilir miyim? Misafir çizer: Hatay Dumlupınar kamilmasaraci?gmail.com Bağcılar C MY B C MY B Örnek bir devlet hastanesi Türkiye’deki devlet hastaneleri çoğunlukla yanlış tedaviler, imkansızlıklar ve sağlık hizmetlerinin yetersizliğiyle biliniyor. Henüz iki yıllık bir kurum olan Bağcılar Devlet Hastanesi’ndeyse bu gidişe dur demek isteyen bir yapılanma var. DENİZ Hastane Başhekimi Dr. Alper ÜLKÜTEKİN Doç Cihan tarafından “Bağcılar Modeli” olarak adlandırılan sistem, hizmet ve işleyişi kişisel inisiyatiften çıkartarak belli bir standarda getirmeyi hedefliyor. Hastane oldukça yeni. Siz de yeni bir sağlık yönetimi planıyla iş başı yaptınız. Nasıl bir uygulama gerçekleştiriyorsunuz? Sağlık yönetimini, sağlık sistem yönetimi ve hastane yönetimi olarak ikiye ayırmak lazım. Biz genellikle ikisini birbirine karıştırıyoruz. Sağlık hizmeti veren grupların da koruyucu sağlık hizmeti gibi konumları var. Mesela bir otomobil servisi koruyucu hizmet verir. Otomobil fabrikasıysa motor üretir. İşte sağlık kurumları arasındaki farklar da bu kadar büyüktür. İkisi farklı eğitim alanları. Sağlıklı olma isteği şu anda dünyada en önemli ihtiyaç. Sektör de petrol ve silahtan sonra üçüncü sırada geliyor. Ancak görünen o ki kontrolsüz harcamalar bizi sistemin çöküşüne götürüyor. Nasıl bir çoküş öngörülüyor? Sağlıktaki kaynak maliyeti ve kaynak kazanımı arasındaki dengesizlik global sistemin dengelerini bozacak. Normal bir ameliyat bin lira olurken lazerle yapılan ameliyat yüz bin lira olunca harcanan maliyetle toplumsal huzur ve dünya insanına getirdiği kaynak kazanımı eşit olmuyor. Bugün çiftçilik yapan birini lazerle ameliyat edip on gün yerine bir günde hastaneden çıkardığımızda kalan dokuz günde yaptığı çalışma yapılan harcamanın karşılığını vermiyor. Bu tür dengesizlikleri ortadan kaldıracak küresel sistemlere ihtiyacımız var. Yarattığınız modelin hizmet anlamındaki artıları nedir? Sonuçta amaç hasta güvenliği zaten. Hastanın size güven duyması, yanlış tedavinin burada daha az olacağını bilmesi bu işin temellerinden biri. Bir kurum herhangi bir mal ya da hizmet üretip gelir elde ediyorsa ve bunu çalışanları arasında paylaştırıyorsa, bu gerçek anlamda bir işletme tanımıdır. Biz işletmeyiz ama kâr amaçlı bir işletme değiliz. Ben “Yanık tedavisi bölümü para getirmiyor, burayı kapatırım” diyemem. Amacımız kamu faydası olan her şeyi yaparken varlığımızı da sürdürmek. Sistem tam olarak nasıl işliyor? Kalp ameliyatı yapamıyorsak, hasta bunu bilir ve buraya gelmez. “Günde 5 bin hasta bakabiliyoruz” dediğimizde ve kaynaklarımızı ona göre doğru kullandığımızda bir sonraki hasta gelip burada bağırıp çağırmaz. Sunulan hizmeti sabit hale getirip duyurular yapıyoruz. Sonra gerçek yönetim prensiplerine geçiyoruz. Bir doktor burada sözleşme imzalayıp “günde sekiz ameliyat yapacağım” diyorsa, bu bir sözdür. Ama üç saat burada durup kalan zamanda dışarıda çalışıyorlar. Eğer ben bir sistem kurduysam o sistem buradaki açığı yakalamalı. Taşınabilir malların tamamı kayıt altında. Bir doktor gelip “firmadan malzeme istedim, şimdi onu fatura edemiyorum” diye veryansın ediyor. Bu sıkıntısı aslında hoşuma gidiyor. Çünkü bu sistemimizin dışında bir olay. Doktor firmadan malzeme isteyemez, ticari bir kurum değil, bağlantı kurduğu firma ihaleye girmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle