Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mandalinarossa bir oyun bahçesi Şişman, lezbiyen ve seks sembolü Beth Ditto, son yılların son moda ikonu. 2006 yılından beri sıfır bedene, steril vücutlara, heykel gibi yüz ve vücutlara alışan insanlığı bir anda şoke eden, sonrasında ünü giderek yayılan bir şarkıcı. 2006’da rock müziğin en ‘cool’ kişiliği, 2007’de yılın en seksi kadını, 2008’de ise yılın uluslararası sanatçısı ödülünü alan 1981 doğumlu Mary Beth Patterson, Gossip adlı grubun solisti. Gerçekten şişman, üstelik de lezbiyen. Üstelik Amerika’da, yani hem obezitenin yaygın olduğu, ama aynı zamanda sıfır bedenin de ortaya çıkıp tüm kadınları peşinden sürüklediği ülkede. Bu ikilemden doğdu belki de Beth Ditto’nun ünü. Kusursuz vücutlardan sıkılan insanlar Beth Ditto’yu bağırlarına bastı. Hem de iyikötü tüm özellikleriyle birlikte. Aslında durup düşünmek gerekiyor. Zamanımızın kötü çocuklarından biri Ditto. Sıfır beden değil, lezbiyen, üstelik feminist. Yani alışıldık kalıpların neredeyse tamamen dışında. Çocuk kıyafetleri tasarlamak, onlar gibi düşünmek, onlara hitap etmek için, insanın çocuk gibi hissetmesi, onların dünyasını bilmesi gerekir. Nazlı Çetiner tasarım yönü hep çocuk kalan, onların renkli dünyasına dokunabilen genç bir tasarımcı. Markası Mandalinarossa ise kendi oyun bahçesi. Bir atölye düşünün, rengârenk, özgün tasarımlar, hem büyüklere hem de unutulan küçüklere hitap eden. Atölyede ÖZLEM dikiş makinesinin ÖZTÜRK önünde oturup bu rengârenk tasarımlara hayat veren genç bir kadın, turuncu kıvırcık saçları ve kocaman gülümsemesiyle size bakan. Bu acaba hangi masal diye düşündüğünüz anda aslında Bağdat Caddesi’ndeki atölyede olduğunuzu hatırlıyorsunuz. 1983 İstanbul doğumlu Nazlı Çetiner “bu iş için doğmuş” tasarımcılardan biri. Kasvetten uzak, her rengin güzelliğini yansıtan, tam da çocukların hayal dünyasından fırlamış genç bir tasarımcı. İtalyan Lisesi’ndeki eğitiminin son yılını derslerin boğuculuğu nedeniyle New York’ta okumuş. Hemen ardından Fashion Institute of Technology’de moda tasarım okumaya devam etmiş. Yurt dışındaki eğitiminden, “Sonunda istediğimi öğreten bir okul bulmuştum” diye sözeden Nazlı Çetiner kendi markası “Mandalinarossa”nın çalışmalarına okul yıllarında başlamış. Sokakta ve çeşitli butiklerde tasarımlarını satan Nazlı Çetiner, mezun olduktan sonra küçük firmalarla çalışarak deneyim kazanmış. New York’tan geliş nedenini soruyoruz Nazlı Çetiner’e, “New York insanının fazlasıyla tüketen yaşam tarzı nedeniyle Türkiye’ye döndüm” diyor. Döndükten sonra Moda Tasarımcıları Derneği’ne üye olan genç tasarımcı, kendisi için iyi bir başlangıç yaparak GalataModa Festivali’ne katılmış. Tasarımcı yönünü küçük yaşlarda keşfeden Nazlı Çetiner, annesi ve anneannesi ile tığ ve örgü örerek büyümüş. Ve sonralarında elleri hiç boş kalmamış, küçük bir çocuk olmasına rağmen, değişik şeyler yapmaktan hoşlandığı için evdeki perdeleri, pijamalarını kesmek gibi yaratıcı munzurluklar da yapmaktan geri durmuyormuş. SİNEM DÖNMEZ Gerçek bir kadın Büyük beden ve büyük beden olmaktan gurur duyan, kendini başka türlü göstermeye çalışmayan bir kadın Beth Ditto. Cesaretini ve kendine güvenini Love ve NME dergisine verdiği çıplak pozlarıyla gösterdi. 96 kiloluk Ditto’nun bu davranışı 0 beden güzellik anlayışına meydan okumak olarak yorumlandı. Nefret edenleri de var, arkasında duranları da. Kendisi için “aptal”, “şişko”, “lezbiyen” diyen de var, “sonunda gerçek bir kadınla karşılaştık” diyenler de. Beth Ditto anti kahraman mı yoksa kahraman mı? En sonunda sıfır beden efsanesi bitecekse, bu konuda bayrak Beth Ditto’da mı olacak bu şüpheli ama, imkansız değil. Peki bu zamana kadar anoreksiyi normalize eden Amerikan kültürü, şimdi de obeziteyi mi normalize edecek? Kendiyle barışık olmak sağlıksızlığa doğru gidiyorsa nerede durmalıyız sorularını da sormak durumunda kalıyoruz. Peki sıfır bedenle Beth Ditto bedeni arasındaki uçurum bizi sadece bir uçtan ötekine mi atar? Aslında çok da şaşırtıcı değil. Ancak 0 bedeniyle kadınların eski rol moeli Kate Moss’tan sonra onun bedeninin neredeyse iki katı bedendeki Beth Ditto yeni bir model olacak mı? Kumaş yerine triko Yetişkinler için yaptığı tasarımların yanı sıra son dönemde çocuk kıyafetleriyle adından sıkça söz ettiren Nazlı Çetiner’le çocuk tasarımları üzerine konuşuyoruz, “Çocuklar gıpta ettiğim ve kaybetmemeye çalıştığım özelliklere sahipler” diyen genç tasarımcı, yaratıcılığını, çocukların korkudan uzak, keşfetmeye açık ve bütün duyguların en safını hissetmelerinden besliyormuş. “Bu yüzden çocuk giysileri tasarlarken ben de aynı dünyaya girerek bir şeyler yaratıyorum ve bu bana müthiş enerji veriyor” diyen genç tasarımcının dış görüntüsü çocuklar üzerinde inanılmaz olumlu etkileri oluyor. Ağlayan çocuklar Nazlı Çetiner’i görünce birden susup incelemeye başlıyorlar. Tanrım, bu kadın çok seksi Kendisini, Arkansaslı şişman, feminist lezbiyen olarak tanımlayan Ditto, o kadar farklı ki, 21. yüzyılın popüler kültürü için, “punklar genelde kokar, ben de ne deodorant kullanıyorum ne de koltuk altımı traş ediyorum” diyebilecek kadar farklı. Geçen aylarda Evans için bir koleksiyon tasarlayan Ditto, yaşamı, giydikleri ve son olarak tasarımcılığıyla kendisinden söz ettirip duruyor. Büyük “Kendimi mini elbiselerin içinde çok seksi bedenlere göre giysilerin diğer bedenler kadar güzel ve hissediyorum” diyor Ditto. 28 yaşında ve 28 beden (56 bulunabilir olmadığının her zaman farkında olan Ditto, onları bedene denk geliyor) giyiyor. Bir düşündüğünüzde, bir tasarlamaya gönüllü olunca, Topshop ile görüşmüş ve derginin kapağında göreceğimiz kadının Megan Fox şişman kadın ve erkekler için bir koleksiyon hazırlamak tadında, ince bir kadın olmasını bekleriz hepimiz. 56 beden, istemiş. Topshop kabul etmemiş ancak, Topshop’un çırılçıplak bir kadını değil. İşte Beth Ditto’nun kabul edilir büyük beden markası Evans bu teklifi değerlendirmiş. Şu görünmesinin nedeni bu. Peki ya Ditto 10 yıl sonra 0 beden an Beth Ditto’nun tasarımları Londra’daki Evans olsa, şaşırır mısınız? Moda tasarımcıları, büyük bedenlerin mağazalarından ve www.evans.co.uk adresinden satın tasarımlarını taşımalarını istemiyor. Hatta Karl Lagerfeld, H&M alınabiliyor. Her biri birbirinden renkli, canlı, tam için yaptığı tasarımlardan sonra, H&M’in büyük bedenler için de Ditto’nun ruhunu yansıtan cinsten giysiler. Kendisi de, üretim yaptığı için artık onlarla çalışmayacağını söylemişti. Prada, iyi kesimli, iyi tasarımcıların elinden çıkan giysilerin 38 bedenin üzerine giysi satmayacağını belirtmişti. Peki ya 56 zayıf kadınların giymesi için tasarlandığını, şişman beden bir kadının moda ikonu olması? Lagerfeld’in Ditto’yu son kadınların ise bu giysileri değil giymek yanına bile defilesine çağırması onu moda endüstrisine kabul ettirmesi yaklaşamadıklarından yakınıyor. İşte bu yüzden anlamına mı geliyor? Şimdilik Ditto’nun kurban mı kurtarıcı mı şişmanların giyebileceği şık tasarımlar yapmaya gönüllü olduğunu bilemesek de gerçek şu ki o 21. yüzyılın gerçek olmuş Ditto. kadını. Sıfır beden ünlülere tabiri caizse “kıç atarak” moda endüstrisindeki gay erkekleri suçluyor bu trend için. Ona göre bu, gaylerin kadınları bebekler olarak görmek istedikleri için oluyor. Erkekler, bir kadın olmanın ve sürekli belli bir biçimde görünmenin nasıl bir his olduğunu bilmiyor. Bunlara rağmen kendisi Kate Moss’la partide görünebiliyor, Keira Knightley ise onun ünlü hayranlarından biri. Knightley, Ditto için “İnanılmaz bir bedeni var. Sahnede giysilerini çıkatıyor, Tanrım, bu kadın çok seksi diye düşünüyorum” demiş. Minilerle kendimi çok seksi hissediyorum vitrin Bu yıl 80. yaşını kutlayan Kavaklıdere Şarapları, yeni bir yüzle müşterilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Kavaklıdere’nin en beğenilen serilerinden Egeo, Ancyra, Köpüklü Şaraplar, Yarı Tatlı Şaraplar ve Selection’ın etiket ve şişe tasarımları yenilendi. Ankara’nın eski isimlerinden olan ve gemi çapası anlamına gelen Ancyra kelimesinin adını verdiği seri, yedi farklı ürünüyle dünyanın ve Anadolu’nun seçkin üzümlerinin Anadolu toprağıyla uyumunu yansıtıyor. Seriye adını veren çapa, etiketlerde de görsel olarak yer alıyor ve her biri farklı renkleriyle Anadolu’nun zenginliğini ve çeşitliliğini anlatıyor. Kavaklıdere’nin Ege Bölgesi bağlarında yetiştirdiği üzümlerle üretilen Egeo serisinin yeni etiketlerinde Ege’nin üzüm ve yel değirmeni gibi görsel ögeleri kullanılmış. VinArt serisini, ünlü ressamların yağlıboya resimleri renklendirmiş. Günün her saati içilebilen Rosato, Misk ve Sultani ürünlerinden oluşan ‘Yarı Tatlılar’ serisinin etiketleri şeffaf, renkli, genç ve çağdaş çizgileriyle her ana ayak uyduruyor. Selection’ın etiketleri de ürünlere hak ettikleri ağırlığı verecek şekilde tasarlanmış. Sade serisi, dinamik ve çağdaş sunumuyla yine şarapsever gençlerin vazgeçilmez tercihi olacak. İnci Damlası ve Pembe Köpük’ün içlerinde barındırdıkları heyecan, etiket ve şişelerine de yansıtılmış. Bunların yanı sıra Kavaklıdere, 2 yıl süren tasarımsal bir çalışmanın sonunda iki yeni ürün de çıkardı: Pendore ile Cotes d’Avanos... Pendore; Kavaklıdere’nin Pendore Bağları’nda yetişen üzümlerinin aynı bölgede yer alan Kavaklıdere üretim tesislerinde işlenmesiyle uygulanan ‘chateau’ tekniğinin Türkiye’deki ilklerinden biri. Cotes d’Avanos ise, Kapadokya’da yine ‘chateau’ tekniği ile üretilmiş. ? Osis Sparkler ? Kavaklıdere 80 yaşında Yazın güneş ve deniz saçları yıpratarak ışığının sönmesine yol açar. OSIS Sparkler ile saçlarınıza istediğiniz formu verirken; yaz boyunca ışıl ışıl saçlara da sahip olabilirsiniz. Kuru ve nemli saça uygulanan OSIS Sparkler’la saçınıza ışıl ışıl bir görünüm vererek şekillendirebilirsiniz. İçeriğindeki mikro ince bileşenler sayesinde saça ağırlık yapmadan şekil vererek, saçın karışmasını engeller. Pınar, şimdi yaz döneminin bunaltıcı sıcağında serinlemek isteyenlere Limonata ve Tropik çeşitleriyle sağlıklı alternatifler yaratıyor. Yaz aylarının vazgeçilmezi, geleneksel tadın yeniden keşfi limonata, PINAR güvencesi ve kalitesiyle, raflarda yerini alır almaz limonata severlerin vazgeçilmezi oldu bile. PINAR kalite ve güvencesi ile üretilen PINAR Limonata ve Tropik Haziran’da 1 litrelik karton kutusuyla raflardaki yerini aldı. ? Pınar Limonata Tasarımlarında kumaştan çok triko kullanan Nazlı Çetiner’e hammadde konusunda zorlanıp zorlanmadığını soruyoruz, “Tersine kumaş ve malzeme seçiminde yaşanan zorluklar ortadan kalkıyor. Trikoyla bir nevi kendi kumaşınızı yaratıyorsunuz, renklerin, desenlerin hemen hemen her şeyin yaratımı sizin elinizde. Kumaşla çalışırken piyasada üretilenlerle sınırlı kalıyorsunuz ama aynı durum trikoda söz konusu değil” diyerek kullandığı malzemenin kendi açısından yaratıcılığını desteklediğini anlatıyor. İrili ufaklı bütün markalar her sezon kadın ve erkek koleksiyonlarını, büyük reklam kampanyaları, büyük bütçeli moda çekimleri ve şık vitrin tasarımlarıyla alıcısıyla buluştururken, çocuklar sadece bu koleksiyonların birer parçası olarak kalıyor. Ortaya çıkan tasarımlar her yeri cep, dikiş detaylarıyla doldurulmuş yorucu modeller oluyor. Nazlı Çetiner, “Çocuk giysisi hem fonksiyonel olmalı hem de trendlerden uzak olmalı. Çünkü her ne kadar genelde giysiler annebabalar tarafından seçilse de çocukların kuralsız, korkusuz, keşfedici kendi dünyaları vardır. Giysiler de onların dünyasının bir parçası olabilmeli” diyor. Tasarıma olan yeteneğinin dışında iyi bir müzik kulağına sahip olan Nazlı Çetiner çocukluğunda piyano çalıyormuş, zaman içerisinde didaktik yapısı nedeniyle piyanodan uzaklaşan genç tasarımcı, aile dostlarının evinde bir köşede atılmış bir akordeon keşfetmiş. Balkan müziklerine olan tutkusu nedeniyle bu müzik aletine kolayca ısınmış ve kendi kendine çalmayı öğrenmiş. Nazlı Çetiner, “Müziğe her zaman ilgim vardı ve akordeon çalarken vücudunuzun bir parçası haline geliyor, nefes alıp verişinizle birleşiyor” diyor. Kuralsız, korkusuz... ? Tekin Seyrekoğlu Gereksiz tüketimden kaçın Çocukların dünyasına hitap etmek büyüklerinkine hitap etmekten daha zordur. Yaratıcılığınızı daha farklı beslemeniz gerekiyor, Nazlı Çetiner’le ilham kaynakları üzerine konuşuyoruz, genç tasarımcı “Devamlı kitap okuyorum, doğayı, çiçekleri inceliyorum, eski el sanatlarını araştırıyorum, fotoğraf çekiyorum, farklı insanlarla tanışıp onların hikayelerini dinliyorum. Kısacası yaşamak, dikkatli bakmak yaratıcılığımı besliyor” diyor. Bu keyifli ve renkli röportajı Nazlı Çetiner’in son sözleri ile sonlandırıyoruz, “Günümüzde insanların gereksiz tüketimden uzaklaşmaları ve daha bilinçli olarak satın aldıklarının hangi şartlarda ve nerede üretildiğine dikkat etmeleri gerekiyor. Ayrıca seri üretimden uzak, bağımsız tasarımcılar çeşitliliğin devam etmesi için desteklenmelidir.” www.mandalinarossa.com ozlem.ozturk86@gmail.com Kullandığı her parçayı özenle seçen ve özel bir işçilikle şekillendiren Tekin Seyrekoğlu Kuyumculuk, yeni koleksiyonunda birbirinden şık dört farklı yüzükle yine kadınların vazgeçilmezi olmaya aday. Altını, günümüz modasıyla bileştiren Tekin Seyrekoğlu’nun 2009 yaz koleksiyonu, hem gündüz hem gece kullanılabilecek ve her tarz kıyafet ile kolayca kombinlenecek özel parçalardan oluşuyor. ? LCN Buz C MY B C MY B LCN, kavurucu sıcaklarda ayakkabılara hapsolan, şişen ve yorgun düşen ayaklarınız için yepyeni bir ürün sunuyor. İçeriğindeki mentol sayesinde, günün yorgunluğuyla şişen ve yanan ayaklarınızı serinleten LCN Buz, tüm kuaför ve güzellik merkezlerinde. Ayaklarınızı canlandıran LCN Buz, gün boyu rahat ve serin ayaklarla yürümeyi vaat ediyor.