22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 7 MART 2009 CUMARTESİ Makyajda anahtar kelimeler yalın ve doğal Makyaj, yüzdeki kusurları örtmek ve beğenilen yönleri ortaya çıkartmak için tüm kadınların kullandığı bir yöntem. Her sezon tekstil ve aksesuar sektörüyle birlikte değişen makyaj kış ve bahar aylarında da farklılık gösteriyor. Yeni sezon makyajının anahtar kelimeleri yalın ve doğal. Duru ve sabit bir tenin baz alındığı makyajda gözler ön plana çıkarken, yanaklarda da sedefli görünümler SİNEM göze çarpıyor. Peki bu sezon makyajını uygulamak için neler DÖNMEZ yapabilirsiniz? Teni sabitlemek için öncelikle bir kapatıcıyla kusurları kapattıktan sonra sıvı bir fondöten uygulayın daha sonra da geniş bir fırçayla süreceğiniz toz pudra ile üzerinden geçin. Bu şekilde heykel kusursuzluğunda bir teniniz olacak. Ten rengi üzerine çalıştıktan sonra sıra allık sürmeye geliyor. Krem ya da toz bir allığın özellikle parıltılı olanlarından seçin ve elmacık kemiklerinin üzerinden başlayarak sürün. Bu arada açık renkler elmacık kemiklerini daha dolgun, koyu renkler ise daha çökük gösterir. Gözlere geçtiğimizde, keskin gözlerin sezonun önemli noktalarından biri olduğunu söylemiştik. Bunu yoğun bir maskara, far ve göz kalemi kullanarak yaratabilirsiniz. Farlar bakışınıza parlaklık ve derinlik kazandırır. Pembe, karamel ve gri tonlar mavi gözlere, leylak ve sıcak kahveler yeşil gözlere, mor ve kum tonları ise kahverengi gözlere yakışır. Bu renkleri keskin biçimde sürülen kalem ve eyelinerlarla tamamlayarak güçlü ve dramatik bir etki yaratabilirsiniz. Tabii ki maskarayı unutmuyoruz. Siyah ya da kahverengi bir tonda seçeceğiniz maskarayla gözünüzü istediğiniz gibi gösterebilrsiniz. Büyük ya da küçük... Önemli olan ürünleri doğru seçmek Yaşla birlikte yavaşlayan hücre yenilenmesi, Hava kirliliği, sigara, güneş gibi dış etkenlerle tetikleniyor. Genç bir ciltte hücre yenilenmesi 28 günde bir gerçekleşirken, bu süre yaşlanma ile birlikte yavaşlıyor. Lancome ürün müdürü Deniz Şentürk, “Ciltte ince mimik çizgilerinin görülmesi, elastikiyet ve sıkılığında azalma, ciltteki nem kaybı gibi değişimlerin görülmesi her kadında, cildinin biyolojik ve genetik yapısına bağlı olarak farklı zamanlarda görülebilir. 25 yaşından itibaren ince çizgiler için koruma ve onların görünümünü azaltıp yumuşatacak antiage ürünleri kullanılmaya başlanabilir” diyor. Göz şekline göre makyaj Makyaj Uzmanı Nur Toktay, göz şekline göre farklı uygulamalar yapılması gerektiğini belirterek, Max Factor ile farklı göz şekilleri için farklı uygulamalar tavsiye ediyor. ? Gözleriniz küçükse Eğer küçük gözlere sahipseniz, baz makyajından sonra açık renk bir farı göz kapağına ve gözün alt kısmına, göz pınarına kadar uyguladıktan sonra koyu tonda bir far kullanarak kaşa paralel gelecek şekilde gölgelendirme yapın. Kirpik diplerine göz kalemi uygulamasının ardından, gözün altına uygulayacağınız gölgeyi, mutlaka gözün yarısında bitirmelisiniz. ? Gözleriniz birbirine yakınsa Gözler birbirine çok yakın görünüyorsa gözün üzerine baz makyaj ve açık far uygulamasının ardından, birbirine yakın gözlerde koyu, gözün dış kısmına ise açık farların uygulanmasını tavsiye ediyor. ? Gözleriniz birbirinden uzaksa Nur Toktay, baz makyaj yapıldıktan sonra far her zamankinin aksine iç kısımlardan başlayarak yapılmasını öneriyor. Kirpik diplerine sürülen siyah göz kalemi, gözün iç kısmında yumuşak geçişli ve kalın hat oluşturacak şekilde uygulanmalı; koyu gölge, gözün dışına doğru hafifletilerek bitirilmeli ve kaş altı aydınlık olmalı. ? Dudak makyajı Makyajı tamamlayan unsurlardan biri de dudaklar. Her dudak şekli için farklı bir makyaj öneriliyor. Daha dolgun bir dudak için, dudak kalemini doğal dudak çizgisinin biraz üzerine doğru uygulamalı, seçtiğiniz rujun da parlak renklerden olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer dudaklarınız kalınsa dudak kalemini, dudak çizginizin biraz içine doğru uygulamanız. Böylece dudaklarınızı daraltmış oluyorsunuz. Rujunuzu, parlak olmayan koyu renklerden seçmeniz de önemli. Simetrik olmayan dudaklar için yapılması gereken en doğru şey ise istediğiniz biçimi kalem ile vermek. Uyguladığınız kalemin renginin görünmemesi için yapmanız gereken, dudak kaleminin ruj ile birlikte dağılmasını sağlamak. ÇİZGİLER.. ÇİZGİLER.. Şentürk, ince çizgilerin ve kırışıklıkların cildin kolajen ve elastin liflerinin üretiminin yavaşlaması ve bu liflerin üretiminden sorumlu olan fibroblastların yavaş hareketi sonucu oluştuğunu belirtirken, seçilen ürünlerin yapısında kolajen, elastin liflerinin üretimini arttıracak ve fibroblastların hareketini tetikleyecek içerikler olmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Şentürk, genç görünmek isteyen kadınlara ise 30’lu yaşlarından itibaren genç görünümü sağlayan cilt yüzeyinde bulunan özel proteinlerin üretimini aktive eden serum niteliğindeki ürünleri tavsiye ederken şöyle devam ediyor: “Bugün yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki cildimizin gençliğinin temelinde genler bulunuyor. Cilt gençliği genlerimizin ürettiği özel proteinlerle yüzeyde kendini gösteriyor. Fakat bu protein üretimi yaş ile birlikte yavaşlıyor. İşe bu noktada biz müşterilerimize, Lancôme’dan Génifique gençlik aktivatörünü öneriyoruz.” GÖZ ÇEVRESİ Göz çevresinin önemi malum... Son derece hassas bir yapıya sahip olan göz çevresi, cilde göre üç kat daha ince olduğu için yıpranmaya da çok açık. Özellikle mimik kırışıklarını engellemek için cildin ihtiyacına göre göz çevresi kremlerine 25 yaşından itibaren başlanılabilir. Göz çevresindeki ilk mimik çizgilerinin göz çevresindeki nem oranının azalmasıyla başladığından, ilerleyen yaş ile birlikte sıkılık, toparlanma etkisi, çizgi bakımı gibi ihtiyaçlar arttıkça göz çevresi bakımlarında bu ihtiyaçlara cevap verecek ürünler seçilmeli. Yaşlanmamanın sırrı Cildinizi temizleyin Güzelliğin olmazsa olmaz ritüellerinden biri olan makyaj temizliği cilt için çok önemli. Gözenekleri tıkayan makyaj malzemelerini, en azından hücrelerin kendini yenilediği uyku esnasında ciltten arındırmak gerekli. Kabul ediyoruz ki, yorgun argın dönülen bir gecede hemen uyumak makyaj temizlemekten daha çekici. Bunu arada bir yapmak kabul edilebilir olsa da, uzun vadede makyaj temizlememek, sivilce oluşumuna, kırışıkların ortaya çıkmasına, cildin gölgelenmesine, grileşmesine neden olur. Üstelik sabah kalktığınızda yüzünüzü temizlemeniz ve nemlendirmeniz cildi makyaja hazırlar. İyi temizlenmemiş bir cilde kırışık önleyici ya da nemlendirici krem sürmenin hiçbir anlamı ve faydası yok. Artık pek çok cilt tipine uygun makyaj temizleyiciler de mevcut. Kozmetik markaları, cilt yaşlanmasına karşı savaşta teknolojik olarak önemli ilerlemeler kaydetti. Son keşifler çok faydalı sonuçlar verebiliyor ancak tabii ki bir kozmetik kremden mucize de beklememek gerekiyor. Yaşlanmaya karşı en büyük silahın nemlendiriciler olduğunu unutmamak gerekiyor. Bugüne dek, hiçbir kırışık kremi, fiyatı ne olursa olsun günlük stresin neden olduğu yaşlanma sürecini tersine çevirmeyi başaramadı. Ancak yine de hiç işe yaramadıklarını söylemek mümkün değil. Güzellik sektörü giderek gelişiyor ve de yapılan klinik deneylerden kesin olarak sonuç alınabiliyor artık. Kırışıklar her zaman ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkmıyor. Kırışıkları önlemek için dikkat edebileceğiniz şeyler de var. Doğru beslenme, güneşten korunma, sigara içmemek ve bolca su içmek yapabilecekleriniz arasında. Bununla birlikte cilt için çok önemli olan antioksidanları yabanmersini, armut, böğürtlen, ahududu, çilek, elma, kiraz, erik, enginar, brokoli, kırmızı lahana, kuşkonmaz, pancar, renkli biber ve ıspanak gibi sebze meyvelerden almaya da özen göstermelisiniz. ? Başınızı yastığa gömmek cilt için iyi değildir. Eğer genellikle yüzünüzde yastık izleri ile uyanıyorsanız kırışıklık oluşumu konusunda yanlış yoldasınız demektir. ? Eğer kitabınızı gözünüzün hizasında arkanıza bir yastık koyarak okumuyorsanız yatakta okumayın. Midenizin üzerinize koyarak kitap okuduğunuzda çenenizin sarkmasına davetiye çıkarırsınız. ? Mimiklerinize dikkat edin: Tabii ki gülmekten söz etmiyoruz ama kaşlarınızı her çattığınızda bir kırışıklık daha eklediğinizi unutmayın yüzünüze. Bu yüzden her şeyde olduğu gibi sinir ve stres cildinize de zararlı. Engellenmesi gereken bir evlilik: Yüksek kan basıncı ve böbrek hastalıkları Bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Dünya Böbrek Günü nedeniyle 12 Mart 2009 Perşembe günü bütün dünyada değişik etkinlikler gerçekleştirilecek. Süreğen böbrek hastalıkları, diğer bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar gibi, düşük ve orta gelirli ülkeleri giderek etkisine alan sağlık sorunlarından birisi. Düzenleme komitesinin böbrek hastalıkları ile ilgili üç önemli mesajı var; kronik böbrek hastalığı (KBH) sıktır, zararlıdır ama tedavi edilebilir niteliktedir. Sıktır çünkü değişik toplumlarda yapılan araştırmalar, sorunun erişkinlerin yüzde 5’inden fazlasını etkilediğini göstermektedir. Zararlıdır çünkü böbrek hasarı oluşunca, zamanla geri kalan böbrek dokusunda hasar oluşmasına ve yetmezlik sürecine girmesine neden olmaktadır. Diğer bir zararı da, kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkarmasından kaynaklanmaktadır. Böbrekleri hasta olan bireylerde kalp ve damar hastalıkları daha genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Kalp krizleri, inmeler ve kalp yetmezliği, böbrek hastalarının hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Son on yıldaki bilimsel araştırmalar bazı ilaçların (ACE inhibitörleri ve ARBler) sadece böbrek hastalıklarının değil aynı zamanda yüksek kan basıncının (hipertansiyon), kalp ve damar hastalıklarının ve diyabetin önlenmesi ve tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir. Süreğen böbrek hastalığı açısından özel riskler taşıyan bireyler vardır. Hipertansiyonu ve diyabeti olan hastalar listenin başında yer almaktadır. Diğerleri; kilo fazlalığı olanlar, sigara içenler, 50 yaşın üzerindeki bireyler, ailesinde böbrek hastalığı, hipertansiyon veya diyabet öyküsü olan bireylerdir. Risk altında olan insanlarda böbrek hastalığının olup olmadığının anlaşılması için çok basit ve ucuz tetkikler kullanılmaktadır. Kan ve idrar örneklerinde yapılan iki temel tetkikle (kreatinin ve mikroalbumin) bir insanın böbrek hastalığının olup olmadığının anlaşılması olasıdır. CEM SUNGUR cem.sungur@anadolusaglik.org Hem böbrek hem de kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi açısından geçerliliği kanıtlanmış temel yaklaşımlar arasında kan basıncının düşürülmesi ilk sırada yer almaktadır. Diğerleri; idrarla atılan protein miktarının azaltılması, tuz alımının kısıtlanması, kan şekeri, yağları ve kansızlığın denetlenmesi, sigaranın bırakılması, fikiksel hareketliliğin arttırılması ve vücut ağırlığının azaltılmasıdır. Hipertansiyon küresel bir sağlık sorunudur ve 2025 yılına gelindiğinde hipertansiyonu olan insanların sayısının 1.56 milyar kişiye ulaşacağı öngörülmektedir. Böbrekler kan basıncı yüksekliğinin hem nedeni hem de kurbanıdır. Böbrek ve kalp damar hastalıkları açısından daha fazla belirleyici olan büyük (sistolik) kan basıncıdır. Böbrek hastalığının ilerlemesi ile birlikte kan basıncı denetimi zorlaşmaktadır. Başka bir deyişle tedavisi güç olan kan basıncı yüksekliklerinde böbrek hastalığının araştırılması gerekmektedir. Dünya Böbrek Günü Düzenleme Komitesi kan basıncı ve böbrek hastalıkları arasındaki bu ilişkinin toplum sağlığı açısından önemli bir önceliği olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle de yüksek kan basıncı ve böbrekler arasındaki ilişkinin “evliliğe” dönüşmesinin engellenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle