12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 EYLÜL 2008 CUMARTESİ 3 sergi Doğu’nun Cazibesi Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi dünyanın en köklü sanat kurumlarından biri olan Tate Britain ve British Council işbirliğiyle hazırladığı ve Britanya oryantalist resminin dünyadaki en önemli örneklerinin yer aldığı “Doğu’nun Cazibesi” sergisine ev sahipliği yapıyor. Toplam değeri 150 milyon dolardan fazla olan ve özel güvenlik şartlarıyla sergilenen resimlerin Amerika ve İngiltere’den sonra üçüncü durağı İstanbul ve Pera Müzesi. Sergide yer alacak 102 başyapıta; Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonundan; Osman Hamdi Bey’in İki Müzisyen Kız ve Henry Bone’un Thomas Hope’un Türk Giysileri İçinde Portresi resimleri ile Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonu’ndan; David Wilkie’nin Sultan Abdülmecid’in Portresi resimleri de eşlik edecek. 11 Ocak’a dek görülebilecek “Doğu’nun Cazibesi” sergisi, İstanbullu sanatseverleri Doğu’nun 18. ve 19. yüzyıllardaki çekici ve gizemli yaşamında büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak. (Tel: 0 212 334 99 00 Borusan Holding yeniden çağdaş sanatın içinde 2000’li yıllardan bu yana sanat ortamının belki de en önemli olgularından birini kurumların sanatla, özellikle de çağdaş sanatla kurduğu ilişki oluşturuyor. Bu ilişkinin boyutu ve niteliği pek çok açıdan araştırılmaya, değerlendirilmeye değer! ESRA beklentileri ile ALİÇAVUŞOĞLU Sanatçıların kurumların ki ne kadar örtüşüyor ya da kurumların esraali?yahoo.com destek adı altında sanat ortamını ne denli manipüle edip etmediği bu araştırmalarda ilk sırayı alabilecek sorulardan bir kaçı. Yapı Kredi, Akbank, Garanti gibi ilk akla gelen bankaların yanı sıra Siemens, Borusan, Bilgi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Eczacıbaşı gibi kurumların da son yıllarda sanatla bağlarını açtıkları müzeler ya da galerilerle güçlendirmiş olmaları; “kurumların sanata desteği” klişesiyle açıklanabilecek kadar basit değil... Türkiye’de kültür endüstrisi, tüm boyutlarıyla, güçlenerek devam ediyor. Bu endüstrinin “paranın merkezinde” dolaştığını anlamak için müzelerin açılış fotoğraflarına bakmak ve sergi açılışı haberlerinin kültürsanattan “cemiyet” hayatı sayfalarına taşındığını izlemek yeterli... böyle bir merkez açacaklarını duyurmuş olsalardı, o zamanki eleştirilere de daha rahat göğüs gererlerdi. Ayrıca mekânın broşüründe yer alan; “2010’da Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul’da çağdaş sanat birikimi daha da gelişecek ve sanatsal üretim süreci günlük yaşamımızın daha önemli bir parçası olacak. Ülkemizin genç yetenekleri, dünyada yükselen çağdaş sanat değerleri arasındaki yerlerini alacak” ifadeleri bu merkezin açılmasında 2010’un da etkili olduğunu gösteriyor. Sözünü ettiğimiz ve eleştirdiğimiz durum, kamuya ait “gençleri ve çağdaş sanatı” desteklemek amacıyla açılan bu platformların bir görünüp, bir kaybolması. Oysa en temel iletişim metinleri dahi, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin uzun vadeli olması gerektiğini ve bu tür faaliyetlerin ancak süreklilik arzetmesi durumunda kurum imajına artı değer katacağını ifade eder. Umarız gençleri destekleyen bu yeni mekân uzun soluklu olur; Borusan Sanat Galerisi’nin akibetine uğramaz. Deneysel ve yenilikçi sanat çalışmalarına fırsat yaratmak ve genç sanatçıları kariyerlerinin ilk yıllarında desteklemek amacıyla kurulan Art Center/İstanbul’un sanat ortamımız için en yenilikçi tarafı, seçilen sanatçılara iki yıl boyunca ikamet edecekleri kendilerine ait özel atölyeler ayırmış olması. Belirli gün ve saatlerde isteyen herkesin ziyaret edebileceği bu atölyeler hem sanatçıların üretimlerini gerçekleştirecekleri, hem de sunacakları bir alan yaratıyor. Art Center/İstanbul’un mekânı gerçekten etkileyici ve görülmeye değer. Henüz yeni olması nedeniyle sanırız, pek kalabalık ve canlı değil. Bu türden platformların “uğrak” yeri olması için kuşkusuz zaman gerekiyor. Okuldan sonra atölye sıkıntısı içinde üretimlerini yeterince gerçekleştiremeyen genç sanatçılar için önemli bir alternatif olacağını ümit ettiğimiz bu mekânın atölyelerinde, şu günlerde, Özlem Uzun, Lale Delibaş, Merve Şendil, İrem Tok, Ilgın Seymen, Bengü Karaduman, Ali İbrahim Öcal, Damla Tamer, Balca Arda ve Başak Kaptan çalışıyor. Binanın dışında ise Bertrand Ivanoff’un daha önce 2007 İstanbul Bienali’nde sergilediği neon ışık yerleştirmesinin yeni bir versiyonu yer alıyor. Yöneticiliğini İpek Yeginsu’nun üstlendiği Art Center/İstanbul gerek sanatçılar için, gerekse sergilerine iş seçmek için atölye atölye gezen küratörler için önemli bir fırsat sunuyor. İstanbul Borusan Kültür Sanat Art Center/İstanbul, Ayhan Işık Sok. No:20 İstiklal Caddesi, 34433 Beyoğlu/İstanbul, Tel: 0212 293 08 99 Yaşar Kemal sergisi Frankfurt’ta Frankfurt Sparkasse Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen “Çukurova Bayramlığın Giyerken” ve “Yaşar Kemal Yazarlar Adası” sergileri Yaşar Kemal’i 21 Ekim’e dek Frankfurt Sparkasse Sanat Galerisi’nde Avrupalı sanatseverlerle buluşturuyor. “Çukurova Bayramlığın Giyerken” sergisinde fotoğraf sanatçısı Lütfi Özgünaydın, Yaşar Kemal’in romanlarının sıklıkla fonunu oluşturan, Çukurova coğrafyasında gerçekleştirdiği fotoğraf projesi ile Sadık Karamustafa’nın yazarın “Ortadirek”, “İnce Memed”, “Bin Boğalar Efsanesi” ve “Yılanı Öldürseler” romanlarından seçtiği doğa ve insan betimlemelerini buluşturuyor. “Yaşar Kemal Yazarlar Adası” başlıklı ütopyaproje, dünyanın herhangi bir denizindeki bir adanın, romanlarında ada temasına sıkça yer veren usta yazar adına kutsanmasını ve adanın dünyanın öteki büyük yazarlarından izler taşımasını öneriyor. İlk kez Frankfurt’ta kamuoyuna tanıtılacak olan sergide bu ütopyanın sunumu gerçekleştiriliyor. Küratörlüğünü Sadık Karamustafa’nın üstlendiği sergiler, 2008 Frankfurt Kitap Fuarı Onur Konuğu Türkiye Ulusal Yürütme Komitesi, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ve Frankfurter Sparkasse katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Gastronomik orgazm Eserlerde çağın toplumsal sorunlarını işleyen Özgür Korkmazgil, yeni sergisi Gastronomik Orgazm’da fetiş nesneleri, ego mekanları, sorunları resimlerken odak noktası olarak obeziteyi seçmiş. ‘Leke’nin eserlerindeki en büyük plastik değeri taşıdığını vurgulayan Korkmazgil’in eserlerinde leke yoluyla kurduğu kompozisyonun öğelerinde de yan disiplinlerin etkilerini görmek mümkün. Durmadan değişen dünyanın resmini yapan sanatçı, çalışmalarını bireysel öznenin kayboluşu karşısında bireysel bir resim dili ileri sürerek devam ettiriyor. (Tel: 0 212 251 12 14) SÜREKLİLİK Tekrar kurumlar ve sanat ilişkisine dönecek olursak; bizdeki en önemli sorunların başında kurumların sergi çizelgesi yaparken ya da açılıp kapanırken son derece keyfi hareket etmeleri geliyor. Basit ifade etmek gerekirse, süreklilik eksikliği... Bunun örneklerini ard arda yaşadık. Örneğin, İstanbul’un en fazla izleyici ağırlayan mekânlarından biri olan Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi geçen yıl büyük bir dönüşüm geçirerek günümüz Türk sanatından örnekler sergileme ve kitaplarını yayınlama kararı aldı. Ancak bir kaç sergi sonra bir baktık ki Özer Kabaş sergisi ile tekrar “tuval” sergilemeye başlamış! Ardından yine yerleştirme... Aksanat’ın alt galerisinin Teknosa’ya dönüştürülmesi, Borusan Sanat Galerisi’nin zamansız ve açıklama yapılmaksızın kapatılması aklımızda kalan diğer keyfi kararlardan bazıları… Bu örneklerden Borusan, yine şaşırtıcı bir kararla, günümüz sanatını destekleme girişiminde bulunuyor şu günlerde. Art Center/İstanbul adı ile Beyoğlu’nda dört katlı bir yapıyı çağdaş sanat platformu olarak kullanıma açan Borusan’ı desteklememek mümkün değil! Aslında galeriyi kapatırken tiyatro Testosteron Oyun Atölyesi’nin yeni projesi Testostoron, 2 Ekim’de ilk gösterimini gerçekleştiriyor. Testostoron, gelinin nikah töreninde hayır demesi ve davetliler arasından birini işaret etmesinden hareketle, mikrobiyolog, kuş bilimci, baterist, gazeteci, avukat, garson ve baba gibi değişik toplumsal rollerdeki 7 erkeğin cinselliğe, kadına, doğaya “erkekçe” bakışlarını sergiliyor. Tabii ki bu “erkekçe” bakışın ürettiği şiddet ve ayrımcı dille seyirciyi karşı karşıya bırakarak. Andrzej Saramonowicz’in yazdığı, Kemal Aydoğan’ın yönettiği oyunun rollerini Metin Coşkun, Fırat Tanış, Emre Karayel, Mert Fırat, Timur Acar, İnan Ulaş Torun, ve Tuna Kırlı paylaşıyor. Testostoron, 2, 3, 4 ve 5 Ekim tarihlerinde seyirci ile buluşmaya devam edecek. (Tel: 0 216 345 39 39) ‘Moda’da seçmeler başladı Moda Sanat Tiyatrosu’nda, 20082009 sezonunda sergilenecek oyunlarda görevlendirilmek üzere oyuncu seçmeleri yapılmaya başladı. 3 Ekim tarihine dek sürecek başvurular için iki fotoğraf, ikametgah belgesi ve kimlik fotokopisi isteniyor. 6 ve 7 Ekim’de gerçekleşecek sınavlarda ise adaylar bir komedi, bir dram tirat ve istedikleri şairden bir şiir hazırlayacaklar. İletişim için, 0 216 338 07 19’u arayabilirsiniz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle