22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 19 NİSAN 2008 CUMARTESİ Teknoloji HAKAN AKARSU hakana?cumhuriyet.com.tr Yaşamaya zaman Hızlı, daha hızlı derken yaşam kalitesi gittikçe düştü. İnsanlar hayatlarına birkaç yaşamı birden sığdırmaya başladı... Hızlı yemek yemek konusunda küçük çapta bir rekorunuz mu var? Arkadaşlarınızla yediğiniz bir yemekten, önce siz mi kalkıyorsunuz? Durmadan saatinize bakıyor, kalp çarpıntılarıyla yaşıyor, işinize bir saat ara verdiğinizde kendinizi aylak aylak dolaşıyor gibi mi hissediyorsunuz? Ya da yollarda yavaş yürüyen insanlar sizin hızınızı kesiyor, başka birinin 10 dakikada yürüyeceği mesafeyi 6 dakikada mı yürüyorsunuz? Alışveriş yaptınız. Bir de baktınız kasanın önünde uzun bir kuyruk var. Beklemek yerine elinizdekileri bırakıp mağazanın çıkışını mı arıyorsunuz? Örnekleri uzatmak mümkün. Fakat bu soruların birkaçına “evet” diyorsanız tehlike çanları sizin için çalmaya başlamış bile... Hemen yaptığınız işi ELİF bırakın! Hadi.. biraz çabalayın ve yazımıza kulak verin... Çünkü siz TOKBAY modern yaşamın bir kurbanısınız ve hızlı yaşam hastalığına tutulmuşsunuz. Bahçeşehir Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı hızlı yaşam kavramını şöyle tanımlıyor: “Hızlı yaşamda bir hayatın içine birden çok hayat sıkıştırmaya çalışırsınız. Bu Türkiye’ye özgü bir kavram da değil. Japonya’da özellikle Avrupa ülkelerinde buna çok sık rastlanıyor. Türkiye’de de özellikle büyük kentlerde, yaşamak için daha fazla paraya ihtiyacınız var. Kent yaşamının getirdiği yoğunluk ve İstanbul gibi bir kentte ulaşım ve altyapı konusundaki yetersizlikler de insanların çok fazla enerjisini alıyor. Hızlı yaşamın insanlara getirdiği yükler ABD’de daha da fazla. Orada da insanların daha fazla para kazanması gerekiyor. Bir de beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz insanlar günde sekiz saat çalışmıyor ki. Birçok işin bilgisayar üzerinden yapılabilmesi, eve gidildiğinde internet sayesinde çalışmanın sürdürülmesi, haberleşmenin devam etmesi yaşamın hızını daha da arttırıyor. Özellikle beyaz yakalı çalışanlar eve geldikten sonra mutlaka işine devam ediyor. Türkiye’deyseniz Amerika’yla olan yazışmalar... Verimlilik de arttı bunun yanı sıra ama insanların kendilerine ayırdığı zaman önemli ölçüde azaldı. Bu da hızlı yaşam demek.” Hızlı yaşam Türkiye’de çok bilinen bir kavram değil. Daha doğrusu yaşam daha da hızlanarak akıyor fakat insanlar bunun kendilerini ne kadar etkilediğinin farkında değil. Annemizden babamızdan, ya da arkadaşlarımızdan duyduğumuz “Yüzünü gören cennetlik” sitemleri uyarıcı olabilir mi acaba? Ya da tansiyonunuzdan ve kalbinizden aldığınız uyarı sinyalleri sizin için daha mı etkili olur? Sorunun yanıtını size bırakalım ve işin yurtdışı boyutuna bir göz gezdirelim... ? Yeni oyun ve cihazlar Nokia, NGage mobil oyun servisini, yeni oyunlar, cihazlar ve çevrimiçi servislerle kullanıcıların beğenisine sunuyor. Bugün dünya çapında milyonlarca Nokia kullanıcısı, mobil cihazlar için geliştirilen kaliteli oyunlara doğrudan mobil cihazları üzerinden erişerek onları deneyebiliyor ve satın alabiliyor. Oyuncular ayrıca, NGage Arena üzerinden birbirlerine de bağlanabiliyor. Arkadaşlarıyla buluşup oyun oynayabiliyor, mesaj panolarında görüş alışverişinde bulunabiliyor, canlı olarak sohbet edebiliyor ve düzenlenen turnuvalara ve etkinliklere katılabiliyorlar. NGage platformu, bugüne kadar geliştirilen en iddialı ve grafik açısından en zengin mobil oyunlardan bazılarını içeriyor. NGage için lider oyun geliştiricileri tarafından strateji ve spordan, arcade ve aksiyona kadar her çeşit oyun geliştiriliyor. İlk etapta hizmete sunulan oyunlar arasında, EA Mobile tarafından geliştirilen EA SPORTS FIFA 08, Gameloft tarafından geliştirilen Block Breaker Deluxe, Brain Challenge ve Asphalt 3: Street Rules; Glu Mobile tarafından geliştirilen World Series of Poker Pro Challenge ve Nokia Publishing tarafından geliştirilen Hooked On: Creatures of the Deep ve System Rush yer alıyor. kalmadı IŞIK HIZIYLA GÜNDELİK YAŞAM Kendi trajikomik hallerinden habersiz, ışık hızıyla gündelik yaşamlarını süren insanlar. Fast food yemekler, hazır kahveler, hızlı aşklar, gündelik ve hızlı ilişkiler, sanal bellekler, artan para hırsı ve 21. yüzyıl insanı... Bir önceki reklam kampanyasında küresel ısınmayı konu alan Diesel’in hedefi bu kez hızlı yaşam. Bir yandan koşarken bir yandan bebeğinin altını pudralayan kadınlar, koşar adam müze gezen ve fotoğraf çeken turistler, koşarak rujlarını tazeleyen kızlar bu ultra hızlı dünyanın absürt karelerine birkaç örnek. Yaşamak için doğru yol bu mu? Ünlü fotoğrafçı Laurie Bartley tarafından Los Angeles’ta çekilen ve stil çalışmaları Cher Coulter tarafından yapılan kampanya, yaratıcı yönetmen Wilbert Das yönetimindeki Diesel tasarım ekibi tarafından hazırlandı. ? Kulaklığa gerek yok Creative pazardaki çeşitliliğini dâhili hoparlörlü bir mp3 çalarla arttırdı. ZEN Stone adındaki yeni mp3 çaların dâhili hoparlörü sayesinde özel bir kulaklığa ihtiyaç duymadan müziğinizi paylaşabilirsiniz. 24 gramlık ağırlığıyla ve küçücük boyutlarına rağmen 1 gigabaytlık kapasite sunan ZEN Stone’la 20 saat kesintisiz müzik dinleyebilirsiniz. Creative ZEN Stone’nun üst kısmında bulunan hızlı çalma modu düğmesiyle çalma şeklini ayarlayabiliyor ve dosyalar arasında gezinebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra mp3’ün üzerinde bulunan LED üç ayrı renkte yanarak, size şarj durumunu ve çalma modunu gösteriyor. İNSANLAR YARIŞ HALİNDE Avrupalı bilim adamları hızlı yaşamın bir sorun olduğunu on yıllar önce fark etmiş ve araştırmalara çoktan başlamış. Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Robert Levine taa 1994 yılında insanların yürüme hızının davranışlarına da yansıdığını keşfetmiş. Prof. Levine’in araştırmasına göre hızlı yürüyen insanların diğer insanlarla olan ilişkileri zayıf. Ayrıca kalp hastalıklarına daha çabuk ve kolay yakalanıyorlar. Bundan bir on küsur yıl sonra Prof. Levine’in deneyini tekrarlayan araştırmacılar elde ettikleri sonuçlarla durumun vehametini daha da iyi anlamışlar. Levine’in araştırmasını tekrarlayan Hertfordshire Üniversitesi profesörlerinden Richard Wiseman ekibini toplamış ve yayaların yürüme hızını ölçmek için 30 metrelik bir kaldırıma, adım hızını ölçen bir düzenek yerleştirmiş. 16 ülkede yapılan araştırmaya göre 1994’te 30 metrelik bir alanı ortalama 13.76 saniyede yürüyen insanlar 2006’da aynı alanı 12.49 saniyede yürümüş. Singapur’da ise bu süre 10.55 saniyeye kadar düşmüş. Araştırmanın sonuçlarını yayınlayan İngiliz Times gazetesinin internet sitesinde yer alan bir habere göre psikologlar, internet gibi gelişen teknolojilerin, durmadan çalan cep telefonlarının insanları daha sabırsız yaptığını söylüyor ve ekliyor: “İnsanlar artık bir güne daha da çok faaliyet sıkıştırmak için yarış halinde.” Araştırma sonuçlarına göre yürüme hızındaki en büyük değişiklik Asya ülkelerinde. Gelişen ekonomileriyle dikkat çeken, “Asya kaplanları“ olarak kendine havalı bir lakap da edinen Çin ve Singapur gibi ülkelerde dünyanın en hızlı yürüyen insanları yaşıyor. Çin ve Singapur’daki yayaların yürüme hızı yüzde 20 ila 30 oranında artmış durumda. Yeni araştırma sonuçları İngiltere’nin başkenti Londra’yı da “tahtından etmiş.” Çünkü Asya kaplanlarının ekonomik büyüme hızı, Londra’yı en hızlı yürüyenler listesinin 12. sırasına geriletmiş. Listenin ikinci sırasında Kopenhag, beşinci sırasında ise Dublin var. “Acaba hızlı yaşantının yaşam kalitesini bozduğunun farkında mı insanlar” diye soruyor Prof. Dr. Nilüfer Narlı. Yanıtı da yine kendisi veriyor: “Bu konuda bir farkındalık başladı. Çok yeni başladı. O yüzden tekrar Akdeniz yaşamının özelliklerini anlamaya çalışıyor insanlar. Anti aging özellikle insanların ilgi alanına girdi. Fast food’un bir sorun olduğu düşünülmeye başlandı. Çünkü fast food hızlı yaşamın bir ürünü.” İki dakikalık aşklar Hep daha fazlası, daha fazla paraya gereksinim.. daha iyi eğitim olanakları, daha iyi bir yaşam... Bu “daha”lardan erkekten çok kadınların etkilendiğinin altını çiziyor Narlı. İşyerinde işini yapan kadını eve geldiğinde dağ gibi büyüyen ev işleri bekliyor. Artık çocuğun öğreneceği bir yabancı dil yetmiyor. Okulda öğrenilen derslere, dershanelerde geçirilen zaman ekleniyor. Erkekler her ne kadar sorumlulukları paylaşsa da çok önemli bir kısmı kadınların üstünde kalıyor. 2030 yıl önce çocuk yetiştirmek daha az maliyetliydi fakat bugün hiçbir şey yetmiyor! Çünkü çocuklar da sürekli bir yarış halinde. Prof. Dr. Nilüfer Narlı‘nın görüşlerine biraz daha kulak kabartmakta fayda var: “Hızlı yaşamdan en fazla kadın etkileniyor. Birçok insan kendine ve hobilerine zaman ayıramıyor. Bunun sonucunda yaşam kalitesi bozuluyor ve sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Mesela obezite bunlardan biri. Hızlı yaşadığınız zaman çok hızlı yemek yemeye başlıyorsunuz. Ve fast food’a yöneliyorsunuz. Burada düşündüğünüz tek şey gerekli enerjiyi almak ve yola devam etmek. Hızlı yaşama karşı doktorların verdiği tavsiyelerden biri uzun bir öğlen yemeği. Hiç olmazsa 4045 dakika oturularak iyi bir öğlen yemeğinin yenmesi. Uyku saatlerinde de bozulma olabiliyor. Hızlı yaşamın getirdiği bir stres söz konusu. Daha fazla seyahat ediyorsunuz. İş yaşamıyla birlikte artan seyahatler yaşamı çok fazla hızlandırıyor.” “Hayatı Mc Donald’s’laştırıyoruz” diyerek hızlı yaşama çarpıcı bir tanım getiren Narlı, daha hızlı, daha verimli olmak için insanların hayatlarına çok fazla yaşam sığdırdığını, bunun da yaşam kalitelerini bozduğunun farkına varmadıklarını anlatıyor. NarlI’ya göre hızlı yaşam süren insanlar daha hızlı yıpranıyor, özellikle beyaz yakalılar 40 yaşından sonra işlerini kaybedebiliyor. Avrupa’da hızlı yaşamın getirdiği olumsuz etkilerle mücadele etmek için çözüm arayışları başladı bile. Bu konuda Türkiye’nin çok geri olduğunun altını çizen Nilüfer Narlı daha tartışmaların bile başlamadığını vurguluyor: “Hızlı yaşam Avrupa’da sorgulanmaya başlandı. Fakat şu anki kapitalist sistem ve neoliberal politikalar insanın hızlı yaşamasını, hızlı üretmesini ve hızlı tüketmesini talep ediyor. Bunun yarattığı sorunlar sisteme de yansımaya başladı. Alınacak tedbirleri yine sistem kendisi yaratacak. Birçok insan özellikle Avrupa’da ve Amerika’da bir farkındalık kazandı. İnsanlar yeni bir bilinçle gıda tüketimlerine dikkat ediyor, hobilerine ve kendine zaman ayırmaya çalışıyor. Öğlen yemeklerini uzatıyor. Batı huzura ve insani değerlere dönüyor. Hızlı yaşamın insanları yıprattığını ve tükettiğini gören birçok ülke felsefi düzeyde işi ele alarak sorunu nasıl çözeceklerini tartışmaya başladı. Alternatif bir üretim modeli ve yeni paradigma arayışı var.” İnsan sağlığını etkileyen hızlı yaşam kadın erkek ilişkilerine yansımaz mı? İnsanlar bir yaşama birden fazla hayat sığdırmaya çalışır da aşk ve seks bundan etkilenmez mi? Hem de nasıl etkilenir. Türkiye’deki gazetelerde de yayımlanan araştırma sonuçları gösteriyor ki hızlı yaşam aşk ve seks yaşamını “iki dakikaya” indirdi. Gazetelerde yayımlanan haber aynen şöyle: “İngiliz uzmanlar, ‘Günlük iş temposu içinde insanların zamanı çok kısıtlı. Çiftler, iki dakikada sevişip 10 dakikada yemek yiyor. Bu özel anlar artık ilişkilerin gerekleri oldu’ dedi. İngiltere’de yapılan araştırma, büyük şehirlerde bu sürenin giderek daha da kısıtlandığını ve çiftlerin birbirlerine hemen hemen hiç vakit ayıramadığını ortaya çıkardı.” İşte böyle... İnsanoğlu kendi yarattığı sistemin içinde yavaş yavaş boğulmaya başladı. Ama ne kadar ironik ki kendi yarattığı bu sorunlara yine kendi çözüm bulmak zorunda. Avrupalılar hızlı yaşamı sorgulamaya başladı. Hem de nasıl... Hızlı yaşamın getirdiği sıkıntıları fark eden İtalya’da hızlı yaşama tepki olarak 32 kent ve kasaba belediyesi çağdaş kentin öldürücü temposuna karşı bir araya gelerek “yavaş kent” projesini başlattı. Yavaş kentte küreselleşmenin getirdiği olumsuzluklarla başetmeye çalışan insanlar insan olduklarını yeniden hatırladı. Başını İtalya’nın Toscana bölgesi belediyelerinin çektiği projede otomobil alarmı dahil olmak üzere her türlü gürültü kaynağı ortadan kaldırılmaya başlandı. Basında yer alan haberlere göre Toscana bölgesindeki Greve Belediye Başkanı Paolo Saturnini, “Biz sadece Amerikan kent yaşamının dayattığı beton ve fast food’tan ibaret insanlık dışı yaşamdan kurtulmayı istiyoruz” diyor. “Yavaş Kent”in en önemli özelliği de, “fast food”un yerini “slow food”un alması... Hızlı yaşamdan bunalıp biraz yavaşlamaya çalışanların simgesi ise salyangoz. Siz de bir hızlı yaşam mağduruysanız yazdıklarımıza, uzmanların açıklamalarına inanın ve hızlı temponuzu biraz yavaşlatın, mesela öğle yemeklerinizi uzatın, uzun zamandır görmediğiniz birkaç arkadaşınızla buluşun... Merak etmeyin! Zamanınız var... ? Gerçek sinema keyfi Panasonic’in Türkiye pazarına sunduğu iki yeni Ev Sinema Projektörü, evde sinema ve oyun keyfini ikiye katlayacak. Full HD PTAE2000E, üstün özellikli lens sistemi, 1.500 lümen ışık gücü ve 16.000:1 kontrast oranıyla göz kamaştırıcı detaylarda ve berraklıkta görüntüler sunarken; PTAX200E’de yer alan Oyun Modu sayesinde video tutkunları ‘gerçek yaşam’ boyutlarında oyun oynamanın keyfini yaşayacak. PTAE2000E, 1080p tam yüksek çözünürlüklü görüntü sağlayan ve özenle ayarlanmış lens sistemi, 1.500 lümen ışık gücü ve 16.000:1 kontrast oranıyla göz kamaştırıcı detaylarda ve berraklıkta görüntüler sunarken, çeşitli medyalarla bağlantı için de üç HDMI girişi kullanıyor. Panasonic’in diğer yeni projektörü PTAX200E’de ise Oyun Modu özelliği bulunuyor. Oyun Modu, yüksek çözünürlüklü oyun konsolları ve multimedya bilgisayarlardan gelen içeriğin sinyal işlemini optimize ediyor ve tepki süresini 15 milisaniyeden 5 milisaniyeye düşürüyor. Full HD olan PTAE2000E’nin fiyatı 7199 YTL, oyun modlu PTAX200’nin ise fiyatı 3599 YTL olarak belirlendi. ? Çerçevesiz plazma Sadece ekrandan ibaret olan bir televizyona sahip olma hayalini gerçeğe dönüştüren LG’nin PG6000 modeli çerçevesiz bir görünüm yaratan tek katman teknolojili ilk televizyon olma özelliği de taşıyor. Duvarda asılıyken siyah bir cam perdeye benzeyen PG6000 modeli Las Vegas CE fuarında “Best Innovation – Best of the Best” ödülüne layık görüldü. HD televizyon 180 Hz’nin üzerinde bir canlandırma hızı sunan akıcı hareket teknolojisi (fluid motion) ve 30,000:1’lik kontrast oranı gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Çeşitli medyalarla bağlantıyı sağlayan 4 HDMI ve 1 adet usb 2.0 çıkışı bulunan televizyonun 42 inç büyüklükte olanı 2999 YTL, 50 inç büyüklükte olanı ise 4499 YTL fiyatla satılacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle