Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sinema ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? Cinnet (Timber Falls) Tony Giglio’nun yönettiği filmde Josh Randall, Brianna Brown, Beth Broderick ile Nick Searcy rol alıyor. Mike ve Sheryl, Batı Virgina’nın sarp ve kayalık dağlarında çadırlarını kurarlarken, başlarına gelebilecek en kötü şeyin böcekler olduğunu düşünürler. Karşılacakları olayların bir kabus olduğundan haberleri yoktur. Sheryl ortadan kaybolur. Mike ormanda tek başına Sheryl’ı ararken yardım edebileceğini söyleyen ürkütücü bir kadınla karşılaşır. Mike aslında en son ihtiyacı olan şeyin bu kadının yardımı olduğundan habersizdir. Korkunç bir dizi olaydan sonra Mike Sheryl’ı bir kulubenin duvarları mumlar ve haçlarla kaplı bodrum katında bir masaya bağlı olarak bulur. ? Gölgeler (Shadows) Yağmurdan Önce’yle tanınan Milcho Manchevski’nin cinsellik, ölüm ve bu ikisinin arasındaki birkaç önemli şeyle ilgili filmi Gölgeler’de Borce Nacev, Vesna Stanojevska, Sabina Ajrula ile Salaettin Bilal rol alıyor. Makedonya, Almanya, İtalya, Bulgaristan ve İspanya ortak yapımı film Makedonya’nın 2008 Oscar adayı. Gölgeler, korkunç bir araba kazasından kurtulduktan sonra hayatı değişen genç ve yakışıklı Şanslı Lazar’ın hikayesini anlatıyor. Lazar, tuhaf insanlarla tanışır: Yaşlı, bebekli bir adam, unutulmuş bir lehçe konuşan ihtiyar bir kadın, hazin bir sırrı olan genç ve güzel bir kadın... Peki ama bu insanlar neden onu seçmiştir? Bu soruya cevap verebilmek için Şanslı artık büyümeli ve olmayı istediği adam olmalıdır. Altın Portakal’a geri sayım Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kasaba Öğretmeni Kültür Vakfı (Türsak) ve Antalya Kültür ve Sanat Vakfı’nın(Aksav) ortaklaşa düzenlediği, 1019 Ekim’de gerçekleştirilecek 45. Antalya Altın ASLI Portakal Film SELÇUK Festivali’nin Ulusal Yarışma’da 16, 4. Uluslararası Avrasya bölümünde 12, Avrasya Eleştirmenler Ödülü’nde 8, Ulusal Belgesel’de 27, Kısa Metraj’da ise 25 film yarışıyor. Bu yıl ulusal uzun metraja 34, belgesele 87, kısa metraj dalına da 236 çalışma başvurdu. Avrasya bölümündeki en iyi filme 75 bin, en iyi yönetmene 25 bin, eleştirmenlerin en iyi filmine de 15 bin dolar ödül verilecek. Avrasya’da ayrıca 60’tan fazla Jerichow çalışmanın Türkiye ilk gösterimleri yapılacak. Avrasya’da yarışan Otuzbeş Tek Rom, Fransız işçi babayla kızı, İyi ki Doğdun Leyla, Ramallah’ta yaşayan bir babakızı, Bitmeyen Yürüyüş, aile kurumunun hem değerli hem de zorlayıcı olduğunu vurgulayan, aile ilişkilerini betimleyen çalışmalar. Kasaba Öğretmeni, Jerichow, Belalı Düğün yetişkinlerin dünyasına girerek aralarındaki sıradışı ilişkileri, trajikomik olayları aktarıyorlar. Khamsa, küçük Khamsa’nın çevresindeki olayları gözlemci, gerçekçi bir biçemde betimliyor. Stalin’e Hediye’de Stalin’in sürgün döneminde ailesini korumaya çalışan küçük Sasha’ ın dokunaklı öyküsünü izliyoruz. Machan ise yeni bir yaşam arayışındaki insanların eğlenceli öyküsü. Eleştirmenlerin Ödülü’nde yarışacak filmler arasında yine ebeveynlerle çocukları arasındaki bağları tartışan yapımlar var. Mukha, annesinin ölümünün ardından hiç tanımadığı babası Fyodor’la yaşamak zorunda kalan küçük Mukha’nın ? Ulusal Yarışma Filmleri: Başka Semtin Çocukları (Aydın Bulut), Bunu Gerçekten yaşamındaki değişimleri, Boş Yuva, Yapmalı Mıyım? (İsmail Necmi), Dilber’ in Sekiz Günü çocuklarının evden ayrılmasıyla sorunlarla (Cemal Şan), Gitmek (Hüseyin Karabey), Gökten Üç Elma başbaşa kalan bir çifti anlatıyorlar. Ateş ve Düştü (Raşit Çelikezer), Gölge (Mehmet Güreli), Hayat Var Limon, 2. Dünya Savaşı’nda Danimarka’da (Reha Erdem), İki Çizgi (Selim Evci), Nokta (Derviş Zaim), Nazilere direnen iki kahramanın, Palyaço, Pandora’nın Kutusu (Yeşim Ustaoğlu), Pazar (Ben Hopkins), Çavuşesku rejiminin çöküşünden sonra Son Cellat (Şahin Gök), Süt (Semih Kaplanoğlu), Ulak Romanya’ya gelip sokak çocuklarının (Çağan Irmak), Üç Maymun(Nuri Bilge Ceylan), Vicdan arasına karışan Milud Ukili’nin öyküleri. (Erden Kıral) Beşir’le Dans, Şatilla ve Sabra sığınmacı ? Avrasya Yarışma Filmleri: kamplarında yapılan katliamları animasyon Belalı Düğün/White Night Wedding (Baltasar Kormakur), türünde yansıtıyor. Dean Spanley, Edward Bitmeyen Yürüyüş/Still Walking (Hirokazu Koreeda), İyi ki dönemi İngiltere’sinde geçen bir serüven. Aşka dair buruk bir gülümseme Değişim, dönüşüm, kara mizah, güzellik, arzu, erotizm… “Aşkın Peşinde” (Elegy), zamana yenik düşmekten ölesiye korkan yaşlı bir adam ve hayatın en acıtan yanından bihaber genç bir kadının sevdasını anlatan sıcacık bir film… Savuran, kasıp kavuran, yıkıcı ve yakıcı olsa ALPER da aşk, günü gelir toparlamasını, TURGUT sımsıkı sarılmasını da bilir. İşte bu öykü, hiç şüphesiz aşka dair buruk alperturgut.blogcu.com bir gülümsemeden besleniyor. Aşkın Peşinde’yi, hüzün ile haşır neşir “Bensiz Hayatım” ve Goya ödüllerine ipotek koyan “Sözcüklerin Gizli Yaşamı” ile yüreğimizden yakalayan Barselona doğumlu Katalan kadın yönetmen Isabel Coixet çekti. “İnsan Lekesi”, “Portnoy’un Feryadı”, “Hoşça Kal Columbus” adlı yapıtlarıyla tanınan Pulitzer ödüllü Amerikalı yazar Philip Roth’un “Ölen Hayvan” (The Dying Animal) adlı romanından uyarlanan filmin senaryosunu yönetmen, yapımcı, aktör ve senarist Nicholas Meyer kaleme aldı. Coixet’in vazgeçemediği görüntü yönetmeni JeanClaude Larrieu’nun özenli, özgün ve yaratıcı kamerası ise, sanatsal bir görsellik vaat ediyor. Aşkın Peşinde’nin başrollerinde büyük aktör Ben Kingsley ve her yeni filmde daha da güzelleşen ve kendini geliştiren Penelope Cruz var. Kenya asıllı Hintli tıp doktoru Rahimtulla Harji Bhanji ile yarı Yahudi yarı Avrupalı model ve aktris Anna Lyna Mary’nin 1943 yılında İngiltere’de doğan oğulları Krishna Bhanji, “Karanfil Kralı / Clove King” lakaplı dedesine özenerek sahne adını Ben Kingsley’e çevirdi. “Gandi” filmiyle Oscar’ı kapan, “Schindler’in Listesi”, “Sisler Evi”, “Seksi Hayvan” ve “Bugsy” ile sinemaseverleri büyüleyen Kingsley’e, 2001’de Kraliçe II. Elizabeth tarafından Sir unvanı verilmişti. Yurttaşı Pedro Almodovar sayesinde Hollywood’a kapağı atan ve yine Almodovar’ın yönettiği Dönüş (Volver) ile ödüllere boğulan İspanyol aktris Penélope Cruz (Magazinsel bilgi; Onun Tom Cruise ile ilişkisi çok konuşuldu, şimdilerde Javier Bardem ile evlilik hazırlıkları yapıyor), Aşkın Peşinde’de –inanın unutulmaz bir kompozisyon çiziyor. Kötü bir filmi dahi izlenebilir kılan muhteşem kadın oyuncu Patricia Clarkson, Asi Gençlik ve Easy Rider’dan bu yana sinemanın aykırı ağabeyi aynı zamanda yönetmen, fotoğrafçı ve ressam Dennis Hopper (140’tan fazla TV şovu ile 150’yi aşkın filmde rol aldı), Punk müziğinin kraliçesi Deborah Harry ve son yıllarda yıldızı giderek parıldayan yetenekli aktör Peter Sarsgaard ise yan rollerde… Coixet’in Hollywood’da çektiği ilk film olan Aşkın Peşinde, bu yıl Berlin’de Altın Ayı için yarışmıştı. İlk kez 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin “Akbank Galaları” kuşağında gösterilen bu film, bir kısım cüretkâr sahneleri yüzünden “13 + Cinsellik” ibaresiyle önümüzdeki Cuma günü vizyona girecek. Aşkın hüküm sürdüğü her yerde kazanan sadece yaşamdır. Evet, aşka ait bildik bilindik bir öyküyü –beklentileri yüksek tutmamak kaydıyla güzel kadrajı, damardan giren müzikleri ve harika oyunculuklarıyla harmanlayan bu film, ilgiyi ve izlenmeyi hak ediyor. Ben Kingsley: “…Çünkü bu gezegeni bu lanet olası şovu bir arada tutan tek şey aşk. Bu işbirliği içinde harcanan gayret kadın ve erkek arasındaki aşkın tanımlanabilmesi ve sorgulanması için” diyor. Filmin orijinal ismi “Elegy”, ağıt demek, sonuçta iri tuzlu gözyaşlarımız da sevdaya dair değil midir? AŞKIN YAŞI OLMAZ… New York’ta yaşayan Columbia Üniversitesi profesörü, yazar ve eleştirmen David Kepesh (Ben Kingsley), yaşını başını almış, belgeli evlilik kaçkını ve dolayısıyla aile kurumunun düşmanı yalnız bir adamdır. Bu karizmatik ve zekâ küpü profesör, öğrencilerinin – özellikle kızların hayranlığını kazanmıştır ve haliyle “kadın güzelliğine karşı savunmasızım” sayıklamasını da kuşanıp çapkınlıkta sınır tanımamaktadır. Küba kökenli güzel esmer dilber Consuela Castillo (Penelope Cruz) ise, David Kepesh’in dersine girdiği andan itibaren ikilinin arasında müthiş bir elektriklenme yaşanır. Kısa süreli ilişkilerin adamı Kepesh’in, annesini terk ettiği için kendisine çok kızgın ve kırgın olan doktor oğlu Kenneth Kepesh (Peter Sarsgaard), 20 yıldır sadece cinsellik üzerine bir ilişki yürüttüğü Carolyn (Patricia Clarkson) ve “güzel kadınlar görünmezdir, çünkü onların güzelliği bir bariyerdir ve gerçek güzelliği görmemizi engeller” gibi kendince dâhiyane fikirleri bulunan 40 küsur senelik şair dostu George O’Hearn (Dennis Hopper) dışında bir dünyası yoktur. Ancak aşkın yaşı olmaz derler. Ve mabet bellediği evinde ağırladığı Consuela, kısa sürede David’in tapındığı bir sanat eserine dönüşür. Deneyim, uyum, duyarlılık, yoğun ilgi ve nezaket… Hayatının ilkbaharını süren –güzel olduğunu bilip, güzelliğiyle neler yapabileceğini henüz kestiremeyen Consuela da sırılsıklam yakalanmıştır sevi yağmuruna… Genç bir bedene duyulan hasretten de ötedir bu yaşanılan, şefkat ve şehvet ile de açıklanamaz. Darmadağın da eder aşk… Büyük Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy, “Bir erkeğin hayatındaki en büyük sürpriz yaşlılıktır” demiş… Zamanı durdurmak ve yalnız kalmamak adına ilişkiden ilişkiye zıplayan David Kepesh, tutku büyüdükçe ihtiyarlıktan, bağımsızlığının kaybından ve Consuela’ya olan aşkından –yarınsızlık adınakorkmaya başlar. Takıntı, kıskançlık, çaresizlik, önyargılar ve ısrar… Yani onun hiç tanımadığı ve arzu etmediği her ne varsa yakasına yapışacaktır. David’e inat zaman hızla akmaktadır ve aldığı yanlış kararlar –ki en acıtanı ayrılıktır onun içsel dengesini altüst edecektir. Ancak bu öykü böyle bitmeyecektir, alınyazısı koca bir profesörü de sınava çekecektir. ÖZEL GÖSTERİMLER Avrasya’nın Gala Gösterimleri’nde Vicky Cristina Barcelona (Woody Allen), The Other Man(Richard Eyre) gibi bol yıldızlı filmler var. Etkinlik, 27 Temmuz’da yaşamını yitiren ünlü Mısırlı sinemacı ? Avrasya Eleştirmenler Ödülü Yusuf Şahin’i Kader filmiyle anıyor. Kader, 12. yüzyılda yaşamış Endülüslü filozof İbni Yarışma Filmleri: Rüşd’ün sürgüne gönderilmesinin ardından Ateş ve Limon/Flame and Citron (Christian Madsen), Beşir’le öğrencilerinin onun öğretisini sürdürmesini Dans/Waltz with Bashir (Ari Folman), Boş Yuva/Empty Nest (Daniel Burman), çağdaş dünya ile koşutluklar kurarak Dean Spanley (Toa yansıtıyor. Avrupa Görüntüleri’nde Fraser), Mukha Wim Wenders’in ABD’deki 12 yıldan (Vladimir Kott), sonra evine, Avrupa’ya dönüşünü Nokta (Derviş gösteren The Palermo Shooting Zaim), Palyaço/The (Palermo’da Yüzleşme), Michael Clown (Marco Winterbottom’ın gerilimle cinselliğin Pontecorvo), Tatil iç içe girdiği Genova (Cenova), Mike Kitabı (Seyfi Figgis’in İstanbul’da çektiği paranın Teoman) yaşamlar üstündeki etkisini irdeleyen Love Live Long’u, JeanPierre ve Luc Dardenne kardeşlerin Lorna’s Silence Özel Gösterimler (Lorna’ nın Sessizliği) gösteriliyor. Inju başlığı altında Okyanusun Ötesinde bölümünde festivalde. Bu bölümde David Lynch’in kızı Jennifer Lynch’in Touki Bouki (Djibril Diop Mambety), Transes gerilimi Surveillance (Tanık), Alain Ball’un (Ahmed El Maanuni), Fatih Akın’ın önerisiyle iletişimsizliği irdeleyen Towelhead’i (Tabu), oyuncu yenilenen, 1964 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Stanley Tucci’nin yönettiği fanatik bir islamcı alarak sinemamıza ilk uluslararası ödülü getiren Metin tarafından öldürülen Hollandalı sinemacı Theo Van Erksan’ın Susuz Yaz’ı da Antalyalı izleyicilerle Gogh’un Buluşma’sının yeniden çevrimi var. Kırılma buluşacak. Noktası’nda Wong Kar Wai’nin ünlü yapıtı Ashes of Uluslararası konuklar arasında Paul Verhoeven Time’ın (Zamanın Külleri/1994) yenilenmiş versiyonu (yönetmen), Joan Chen (oyuncuyönetmen), Majid yer alıyor. Ayrıca 61. Cannes’ın açılış filmi Blindness Majidi (yönetmen), Billy Boyd (oyuncu), Jürgen (Körlük/Fernando Meirelles), Barbet Schroeder’in Prochnow (oyuncu), Zbigniew Preisner (besteci)gibi Inju’sü de programda. Martin Scorsese’nin başkanı ünlü isimler var. olduğu Dünya Sinema Vakfı’nca yenilenmiş filmler Doğdun Leyla/Laila’s Birthday (Rashid Masharawi), Jerichow (Christian Petzold), Kasaba Öğretmeni/The Country Teacher (Bohdan Slama), Khamsa (Karim Dridi), Machan (Uberto Pasolini), Otuzbeş Tek Rom/35 Rhums (Claire Denis), Sonbahar (Özcan Alper), Stalin’e Hediye/The Gift to Stalin (Rustem Abdrashev), Üç Maymun (Nuri Bilge Ceylan), Yedi Gün/Seven Days (RonitShlomi Elkabetz) C MY B C MY B