19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 11 EKİM 2008 CUMARTESİ Bir Güneydoğu gerçeği Hikmet Çetinkaya’nın “Bir Güneydoğu Gerçeği: Necla” (Cumhuriyet Kitapları) adlı deneme kitabı sözümüzün konusu… Çetinkaya, ikinci baskısını yapan kitabında, Van’da, GAMZE Siverek’te, Diyarbakır’da AKDEMİR öldürülen genç kızların öykülerini anlatıyor en önce. Korucu akrabasının tecavüz edip hamile bıraktığı, töre infazına kurban giden 14 yaşındaki Necla’nın solan yaşamını kitabının ismi yapıyor bu nedenle. Lice’de 15 yaşındayken amcaoğluyla evlendirilen ve yeni yapılmış tek katlı deprem evinin pencere kirişine yatak çarşafını bağlayıp intihar eden Elif Berivan’ın dramına yakın plan yapıyor ardından. Sonra yine töre kurbanı G.S. 15, N.K. 16, A.Ş. 18 yaşındaydılar diyor. Satırlar arasında üşüyen çiçeklere dokunuyor Harran’da. “Oralarda hiç kimse saatin kaç olduğunu bilmiyordu... Sanki zamanın ayarı bozulmuştu...” diyor. Gözlerinizin önüne berdel kurbanları Zeliha, Casım, Vetha ve Halil’i getiriyor. “Necla”da Harran Ovası’nda konuştuğu gençler sorunlarını tek bir ağızdan, net dille ifade ediyor: “Yoksulluk, yolsuzluk, töre cinayetleri, baskı ve zulüm.” Tokat gibi bir araştırmayı değerlendiriyor derken… Türkiye’de kızlar eğitimsiz... Meksika, Tunus, Fas, Suriye gibi ülkeler bile Türkiye’ye fark atıyor... 6 milyon kız “ev kızı” ve “ev kadını” olmayı bekliyor... Kızlarımızın lise sonrası eğitimlerini sürdürememesinin nedeni yüzde 26’sının sınavı kazanamaması, yüzde 14’ünün evlenmesi, yüzde 10’unun çalışması... Sıkmabaş gerekçesi ise yüzde 1... Erke gelince erk rahat, erk pek memnun.. Sanki Türkiye demokratikleşiyor, Türkiye özgürleşiyor, kızlar okula gönderiliyor, Güneydoğu’da, Doğu’da 1314 yaşındaki kızlar evlendirilmiyor, töre cinayetleri artık işlenmiyor, imam nikâhı yapılmıyor(!)... Töre.. Yokmuş.. Töre cinayeti değil namus cinayetiymiş.. miş.. miş.. Hadi canım sen de! İş kala kala “sıkmabaş”a kaldı ya! ÖLÜYORUZ!.. ÖLDÜRÜYORLAR!.. Halk her anlamda ölüyor, öldürülüyor.. Töre kökünü saldıkça salıyor.. Hal öyledir ki bir kere öldün mü gerisi kolay! Sonra ne mi olur? Yoksundur, zaten hiç yaşamamışsındır.. Hakkın yoktur, hukuk senin nene gerek! Ölüsün ya… Seni öldürenler mi? Affedilirler af!.. Zembereğinden boşalmış gidişata dur demenin zamanı gelmedi mi diye soruyor yazılarında Çetinkaya.. Gerçekleri bir bir yazıyor… Ağa, şeyh, şıh ve elbet erk baskısı sürüp gidiyor ve belli ki daha çoook sürüp gidecek.. Güneydoğu’dan kopan çığlıkları duymazdan gelenlere inat, coğrafyaya kulağını dayıyor Çetinkaya … “Necla”yı okurken bütün bunlar gözünüzün önünden sıra sıra geçecek.. “Necla” göz ardı edilen, çokça zihnin gerisine ötelenen ve belli ki artık “kanıksanaduran” gerçeklerin ifadesi.. Batman’da intihar eden genç kızlar, töre vahşeti, ülkeyi kuşatan dinci yapılanma, tarikat evlerini yazıyor Çetinkaya. Sonsuzluğun acısıyla uyanan kadınları yazıyor, alaca bir şafakta tarlalarda çalışan, Karadeniz’de fındık toplayan çocukları da… Soygunun, talanın, erzak torbalarıyla nasıl örtüldüğünü de... Fırat’ın, Dicle’nin kıyısındaki çocukları da yazıyor! Evet yazıyor! Yazıyoorr! Gerçekleri yazıyoorr! Gerek kalabalığın orta yerinde, gerek bir köy kahvesinde halk ne diyor diye dikkat kesilmiş yazılar bunlar.. Ve gerekse bir başına adı konulmamış bir kıyı kasabasında, denizin yanı başında Hikmet Çetinkaya.. Elinde bir şiir kitabı olmalı.. Pablo Neruda’nın “Sandalcı Türküsü Sona Eriyor”unu okuyor olması kuvvetle muhtemel.. Yaşamı da ıskalamıyor ama o sessizlikte sessizce hayata karışmak değil onunkisi… Ülkesinin gerçeklerinden asla soyutlamıyor kendisini kuş seslerini dinlerken de.. Unutmuyor, umursuyor… Sağırlaşmayın diyor… Tuzla’da ölen işçiler, faili meçhul cinayetler, askeri darbeler, çeteleri de satır satır işliyor kitabında. “Necla”da, Uğur Kaymaz’ın kanlı gömleğinin hesabını da soruyor Çetinkaya. 1 Mayıs’ta Taksim’i emekçilere yasaklayan düşüncenin, nasıl olur da kendilerini “liberal sol” diye gizleyen Soros’un çocukları tarafından korunup kollandığını da… YAŞAMAK VE NECLA… Evet “Necla” kitabında umut ve umutsuzluk; hüzün ve sevinç iç içe… “Mutluluk bizi nasıl bulur; sevdanın iz sürdüğü yerler nerelerdir?” sorusunu sorduğu sırada, Nurullah Ataç’ın şu önermesiyle su serpiyor yüreğine, yüreklere Hikmet Çetinkaya: “Yaşamı yitirmedikçe umuda, her türlü umutlara hakkımız var demektir. Yaşamaktan başka hiçbir şey yoktur bu evrende...” İşte o nedenledir ki “Necla” adlı kitabı salt bir isimden ibaret değildir, yaşamın her kesitinden bir parça taşımaktadır.. Necla, töre kurbanıdır, Necla bozuk düzene isyandır, Necla eli kolu bağlanan kitlelerdir… Necla, sormaktır, sorgulamaktır… Necla bekler… Necla umut eder… Acele edin… Yoksa daha çok Neclalar ölür/öldürülür… Bu sonu değiştirmek elimizdedir… Hikmet Çetinkaya’nın “Necla” kitabı bu yolda emin bir adım… gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr 5 bin kişi barış için bir araya geliyor Türkçe baskısıyla ilk olarak geçen yıl okurlarıyla buluşan Guinness Rekorlar Kitabı, yenilenmiş içeriği ve yeni rekorları kapsayan 2009 baskısıyla bu yıl da Türkçe olarak yayınlanacak. İnfomag Yayıncılık tarafından hazırlanan ve yeni sayısıyla raflarda yerini alan Guinness Rekorlar Kitabı bu yıl da farklı ve yeni projelerle karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de Barışın Ritmi etkinliği. DRUM, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye aday olacak ve ses getirecek bir projeye imza atıyor. 5 bin kişi, bu yıl beşincisi düzenlenen Trend Show’da barış için ritim tutacak. Barışın Ritmi etkinliği ile 19 21 Aralık tarihleri arasında Lütfi Kırdar’da düzenlenecek olan Trend Show’da gerçekleşecek. 5 bin kişi DRUM Grubunun öncülüğünde davul çalacak ve ‘aynı anda davul çalan en fazla kişi’ rekorunu kırarak Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olacak. Tüm dünyada büyük ses getirecek olan etkinliğin temel amacı Türk gençlerinden Dünya’ya barış mesajları iletilmesi. Barışın Ritmi İstanbul’dan dünyaya yayılacak ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazandığı takdirde, hoşgörü ve saygı temalarının daha fazla kişiye ulaşmasına olanak sağlayacak. Bu yıl beşincisi düzenlenen gençlik festivali Trend Show, böyle bir etkinliğe kapılarını açarak gençlerin Barış çağrısını duyurmak adına önemli bir adım atmış olacak. Sponsor firmanın desteği ve kültürlerarası hoşgörüyü yaygınlaştırmayı amaçlayan Drum’un kurucusu Zeynep Dereli önderliğinde gerçekleşecek proje, Barış adına düzenlenen anlamlı etkinliklerden biri olacak. Duco İletişim tarafından tasarlanan etkinliğe, 20 Aralık’ta Trend Show’da bulunan herkes katılabilecek. Katılımcılara barış için çaldıkları davullar hediye edilecek, böylece etkinlik uzun yıllar hafızalarda yer alacak. hafta?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı, Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu Tel: 0 212 251 98 7475, 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle