Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 06 18/7/07 16:37 Page 1 CUMARTESİ EKİ 6 CMYK 6 21 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ Teknoloji HAKAN AKARSU hakana?cumhuriyet.com.tr ViewSonic markalı yeni LCD monitörler, iş ve eğlence için çok yönlü, uyarlanabilir ve bütünleşmiş medya seçenekleri sunuyor. Bu monitörler, web kamerası fonksiyonu ile Windows Vista’nın etkin bir biçimde kullanılmasını sağlarken, şık tasarımıyla da gözlere sesleniyor. ViewSonic, yeni LCD monitör modelleri 20 inçlik VX2055 ve 22 inçlik VX2255 modelleriyle, 1,3 mega piksellik web kamerası ve mikrofonuyla LCD ürün grubunu bir üst boyuta taşıyor. Windows Vista platformu üzerinde çalışan bu geniş ekranlı monitörler, günümüzün dijital yaşam tarzına uygun seçenekler sunmanın yanı sıra, sayısı gün geçtikçe artan sanal ofis çalışanlarının gereksinimlerini de karşılıyor. Windows Vista Premium sertifikalı monitörlerden VX2255 Haziran ayı sonunda satışa sunuldu; VX2055 ise yaz sonuna doğru satışa sunulacak. Neotech, Türkiye pazarına temmuz ayında süreceği yeni ürünü DLink 10x optik zoom’lu ve IP (İnternet Protokolü) tabanlı güvenlik kamerası, kurumsal ve bireysel kullanım için ideal bir çözüm sağlıyor. Başka bir deyişle ürün, hem güvenlik ihtiyacı duyan kurumlara, hem de çocuğunu izlemek isteyen çalışan ebeveynlere hitap ediyor. DLink güvenlik kamerası, evinde kablosuz ADSL bağlantısı olan herkese, hiçbir kablolamaya ya da bilgisayara gerek duymadan, kamerayı evin uygun bir köşesine konumlandırarak, birkaç dakika içinde evi İnternet’ten sesli olarak izleme imkânı sağlıyor. İzleme yapılacak bilgisayara bir program yüklenmesi gerekmiyor. Kameranın çektiği görüntüler, Internet Explorer olan herhangi bir bilgisayardan seyredilebiliyor. Paketin içinden çıkan ücretsiz kayıt ve izleme yazılımıyla, 16 kamera aynı ekranda izlenebiliyor ve kayıt edilebiliyor. Kayıt ve İnternet’ten izleme için herhangi bir ek donanım gerekmediğinden, kullanıcılara ciddi bir maliyet avantajı sunuluyor. Ürünün KDV hariç satış fiyatı 199 dolar. Toshiba’nin yeni dizüstü bilgisayarı Portege R500, taşınabilirlik, verimlilik ve tasarım ile mobiliteyi bir üst seviyeye taşıyor. Üzerinde dahili optik sürücüsü bulunan Portégé R500 sadece 779 gram ağırlığıyla pazarın benzer özelliklerdeki cihazlarından yaklaşık 100 gr daha hafif. Ayrıca ürün Toshiba’nın flash tabanlı 64 GB Solid State Disk’li ( SSD ) ilk dizüstü bilgisayarı olma özelliği de taşıyor. Entegre DVD Super Multi Sürücü, sadece 19.5mm inceliğinde bir çözüm ile harici sürücü ve kablo taşınmasına gerek kalmaz ve mobil bilişim için cihazı ideal hale getirir. Portégé R500, iç ve dış mekanlarda kullanıma uygun 12.1 inç genis ekran LED’li arka aydınlatma ekranına sahip. Bu eşsiz yenilik, bütün ışıklandırma koşulları için ideal görüntüyü sağlıyor. Küçük ebatlarına rağmen Portégé R500 parmak izi okuyucusundan sıvı sızdırmaz klavyeye, harddisk korumasından yoğun magnezyum alaşımlı kasaya, daha güvenilir bir mobil bilişim için tasarlanmış. Portégé R500, ofis veya ev kullanımı için, üzerinde dört USB port, Gigabit Ethernet bağlantısı, DVI ve RGB arabirimlerinin bulunduğu Toshiba Slim Port Replicator II’ye bağlanabilir. İlk modeller bu ayın ortasından itibaren pazarda olacaktır. Creative, sesteki uzmanlığını en ürünü Creative ZEN Stone’la yeniden kanıtladı. Creative’in yeni mp3 çaları küçüklüğüyle size yerini unutturabilir. 25 gramlık ağırlığı ve küçük boyuyla sorunsuz taşımayı garantileyen mp3 çalarla artık müzik hep yanınızda olacak. Creative ZEN Stone dahili piliyle 10 saatlik kesintisiz müzik ziyafeti sunarken, 1 gigabaytlık belleğiyle 500 şarkıyı depolayabiliyor. Üzerinde bulunan birkaç düğme ile tüm kontrolleri kolayca gerçekleştirebildiğiniz ZEN Stone’nun üst kısmındaki hızlı çalma moduyla çalma şeklini ayarlayabilirken, dosyalar arasında hızlı geçiş yapabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra mp3’ün üzerinde bulunan LED üç ayrı renkte yanarak, size şarj durumunu ve çalma modunu gösteriyor. Kültür ve sanatın 35 yıl önce Dr. Nejat F. Eczacıbaşı “Biz İstanbul’a karşı olan görevimizi yerine getirmiyoruz. Muhakkak bir şeyler yapmamız gerek” diyerek İstanbul Kültür Sanat Vakfı’yla yola çıktı. Türkiye’yi dünyaya tanıtan önemli festivallere imzasını atan İKSV’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı da, “Daha yapacak çok şey var” diyor... ? ViewSonic’ten iki yeni LCD monitör sınırı olmaz İSTANBUL’A KARŞI GÖREV ? Evlere internet kameralı güvenlik ürkiye’de festival anlayışını yerleştiren, İstanbul’daki kültür sanat etkinliklerinin öncülüğünü yapan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 35 yaşında. 1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı önderliğindeki 14 işadamı tarafından kurulan vakıf, o günden bu yana pek çok yol kat etti. Etkinliklerine bir buçuk ay süren bir festival ile başlayan İKSV, bugün farklı alanlarda uluslararası festivaller düzenliyor. İstanbul Fim Festivali, İstanbul Tiyatro Festivali, İstanbul Müzik Festivali, İstanbul Caz Festivali ve İstanbul Bienali, uluslararası alanda başarı kazanmış, İstanbul’un kültür ve sanat yaşamına zenginlik katmış önemli etkinlikler... ŞİRİN Vakfın 35. yılı dolayısıyla, İKSV’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı ile GÜVEN geçen Çarşamba günü biten 14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin ardından söyleştik. Festival anlayışını Türkiye’ye getirmelerinden, gelecek projelerine; İKSV’nin kat ettiği yollardan, sanata adadığı yaşamına kadar... T ? Rekabette sınır 779 gram İKSV hangi amaçla kuruldu? Bugün bulunduğunuz noktada amaçlarınızı gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz? “35 yıl önce büyük ağabeyim Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın önderliğinde temeli atıldı İKSV’nin. O sıralarda İstanbul’da çok az kültür ve sanat etkinliği oluyordu. Şehir tiyatroları vardı; sinemalara beş altı yıllık filmler geliyordu. Üstelik yalnızca popüler Amerikan filmleriydi bunlar. Bir yılda en fazla altı yedi uluslararası önemli müzisyenin resitali oluyordu. Ve galeri olarak da bir tek Maya Sanat Galerisi bulunuyordu. Oysa İstanbul, üç imparatorluğun başkenti, iki büyük dinin merkezi olmuş bir kent. Kültür açısından çok parlak bir tarihi var. Nejat Bey ve arkadaşları İstanbul’a bu layık değil diye düşünmüşler. ‘İstanbul hepimize; kültürüyle, tarihiyle, geçmişiyle, anıtlarıyla, eşsiz doğasıyla güzellikler İKSV sunuyor, ancak biz İstanbul’a karşı olan sayesinde festival görevimizi yerine getirmiyoruz. anlayışı Türkiye’de yerleşti. Artık bugün birçok festival Muhakkak bir şeyler yapmamız yapılıyor. Bu süreci nasıl gerek’ demişler ve tartışmalar buluyorsunuz? sonucunda bir festival yapmanın “Bir kısmı festival niteliğine sahip gerçekten. yararlı olacağına karar vermişler. Yani uluslararası olmasa da, en azından festival Neden bir festival düşünülmüş biçiminde yapıyorlar; bir bölümü ise, yalnızca festival peki? Çünkü yabancı adını kullanmak için etkinlik düzenliyor. Yani birçok sanatçılar gelecek, İstanbullu festival, festival değil aslında. İlgi çekmek için ‘festival’ sanatseverler onları diyorlar. Ancak bunların arasında Ankara Müzik Festivali, Antalya Altın Portakal Film Festivali, Uluslararası İzmir Festivali izleyecek, dünyada neler gibi gereğince düzenlenen, uluslararası nitelikteki etkinlikleri ayrı olup bittiğini görecekti. tutmak gerek.” Aynı zamanda gelen İKSV’nin 35. yılını her festival kendi içinde kutluyor bu yıl. sanatçılar Türkiye’yi Başka kutlama programları da gerçekleştirmeyi düşünüyor tanıyacak ve uluslararası musunuz? sanat çevrelerinde “2007 bizim 35. yılımız olmasının yanı sıra önemli bir başka tarihe de sözünü edeceklerdi. denk geliyor. Örneğin, Anadolu’nun çıkardığı en büyük düşünür Nejat Bey’den sonra Mevlânâ’nın doğumunun 800. yılı. Böyle bir raslantı olunca, 35. ben başkan oldum. O Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında onun için özel bir bölüm hazırlandı. Mevlânâ ile ilgili bir gösterimiz daha olacak. Öldüğü ay içerisinde, yıllardan beri çok tiyatronun en önemli yaratıcılarından Robert Wilson bir gösteri büyük yol kat ettik. hazırlayacak.” Bugün beş uluslararası festival düzenliyoruz; film, tiyatro, müzik, caz ve güncel sanat (bienal) alanlarında. Dünyada pek çok festival yapılıyor. Hele sinema alanında bini aşkın festival var. Bizim düzenlediğimiz festivaller, dünya çapında kendi alanlarında başarılı festivaller. Hepsinde dünyada ilk sıralardayız. Örneğin, dünyada 150 bienal düzenleniyor. Bir araştırmaya göre yaratıcılık açısından İstanbul Bienali ikinci sırada, 108 yıllık Venedik ise beşinci sırada. Avrupa’da da, Türkiye festivalleri ve gösterileri yapıyoruz. İstanbul’un bir kültür başkenti olması konusunda çalışmalar yürüttük ve buralara vardık.” Yeni projeler var mı? “Ben bu anlattığım gelişmeleri yeterli bulmuyorum, çünkü kültür ve sanatın sınırı olamaz. Bu festivaller çok parlak olsa da, biz bunlarla yetinmiyoruz. Daha yapacak çok şey var aslında. Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da böyle.” ? Bu taşın içinde müzik var Fotoğraf: UĞUR DEMİR Eğitim için projeler yolda Festivallerin içeriklerini nasıl oluşturuyorsunuz? Programları yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? “Öncelikle yenilikler, gelişmeler göz önünde tutuluyor. Türkiye’ye hiç gelmemiş, Türkiye’de pek tanınmamış ve Türkiye’de çalmamış sanatçılar olmasına da özen gösteriliyor. Bir de o yıl ele alınan konulara bakılıyor. Örneğin, geçen yıl Mozart yılıydı, 2007 Mevlânâ... Bu tür olaylar festivalin o yılki temasını da biçimlendiriyor.” Son yıllarda ülkemizde kültür ve sanata verilen değerde bir artış söz konusu mu? “Evet ve giderek de artıyor. Bir zamanlar verilen değeri çok az buluyorduk. Özellikle de kurumların ilgisini... Şimdi kurumların ilgisini sağlayabiliyoruz, giderek de iyileşiyor durum.” Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile ‘BitamBiöğrenci’ projesini gerçekleştirdiniz. Diğer sivil toplum örgütleri ile bu tür sosyal sorumluluk etkinliklerini devam ettirmeyi düşünüyor musunuz? “Evet düşünüyoruz. Şu sıralar, Türkiye’deki sanat okullarının ve okullardaki sanat eğitiminin geliştirilmesi konusunda bir proje üzerinde çalışıyoruz.” İKSV bugün pek çok farklı alanda festival düzenliyor. Siz kendinizi hangi alana daha yakın hissediyorsunuz? “Ben eskiden beri görsel sanatlarla daha çok ilgilenirim. O yüzden beni daha çok İstanbul Film Festivali, Tiyatro Festivali ve Bienal ilgilendiriyor.” Fotoğraf tutkunuzu biliyoruz. Kişisel bir sergi projeniz var mı bu yakınlarda? “Bir şeyler var kafamda ama henüz netleşmedi. Yurtiçinde ve dışında açtığım sergi sayısı kırk dolayında...” Kendinizi bir işadamından daha çok, yaşamını kültüre adamış bir isim olarak nitelendiriyor musunuz? “Kırk beş yıl yöneticilik yaptım. Tüm o zamanlar boyunca sanatla hep iç içeydim, ilişkimi hiç kesmedim. 1962’den beri fotoğraf çekiyorum. Ne fotoğrafçılık işimi, ne de işim fotoğrafçılığımı engelledi. Emekliye ayrıldıktan sonra kendimi tamamen sanata verdim. Ama öncelerinde de hep sanata destek olmaya çalıştım. Milliyet Sanat dergisinin çıkarılmasına öncü oldum ve bir süre de uğraştım. Vatan’ın Sanat Yaprağı’nı yönettim. Bernard Shaw ve Oscar Wilde ile ilgili iki kitap yayımladım. Onat Kutlar ve Türkiye’nin en önde gelen sanatçı ve düşünürleri ile Sinematek’i kurmuştuk. Bu kurum Türkiye’de sinemanın yönünü değiştirmiş, birçok sinemacı burada gelişmişti. Bunlara benzer başka şeyler… İş yaşamım boyunca, bir yandan sanat etkinlikleriyle de uğraştım.” Hızla gelişen teknolojinin yanısımalarını hemen her donanım segmentinde görebilmek mümkün. Bilgisayar çevre birimleri konusunda sektörün lider ve öncü firmalarından biri olan Logitech, kullanıcılarını şaşırtmaya devam ediyor. Yüksek performanslı ve kaliteli donanımları ile tanıdığımız firma özellikle hazırladığı fare (mouse) alternatifleri ile kullanıcıları mest etme konusuna sıkıntı yaşamıyor. Logitech hazırladığı yeni faresi ile de sektöre yeni bir soluk getirecek gibi görünüyor. Zira firmanın yeni faresi MX Air standart farelerin aksine çalışmak için herhangi bir masa ya da yüzeye ihtiyaç duymuyor. Yeni fare kavramında fareyi hem klasik bir fare gibi zemin üzerinde kullanabiliyor, hem de Nintendo Wii joystick’leri gibi havada gezdirip hareketlerinize tepki vermesini sağlayabiliyorsunuz. Farede bu amaçla geliştirilen serbest hareket algılama, özel hareketlere tepki verme ve kablosuz iletişim teknolojileri bir arada kullanılıyor. Bu sayede bir uzaktan kumanda gibi kullanarak ekrandan seçim yapabiliyor veya elinizin bir hareketi ile ileri, geri kaydırma seçeneklerini kullanabiliyorsunuz. Şarj ünitesinde tekrar şarj edilebilen MX Air mouse Logitech’in 2.4 GHz kablosuz iletişim teknolojisini kullanıyor, bu sistemde ürünü bilgisayardan 10 metre kadar uzaktan işletebilmek mümkün. Şarj ünitesi masa üstünde oldukça şık duruyor. Alıcı bir masaüstü PC veya dizüstü bilgisayara kolaylıkla bağlanabiliyor. Ürünün Ağustos ayında piyasaya sürülmesi ve fiyatının yaklaşık 150 dolar olması bekleniyor. ? Havada gezen fare