Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 04 7/3/07 15:56 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 10 MART 2007 CUMARTESİ New York doğumlu G Brazilian Girls elecek hafta sonu İstanbul’da oldukça renkli konserler var. Müzikseverler olarak yine tercihte zorlanacağımız anlaşılıyor. Bir yanda Ankara, İstanbul ve İzmir illerini kapsayan bir turne için ülkemize gelen Pink Martini, diğer yanda ise dub, punk, funk, reggae, electronica, jazz ve bossa nova karışımı dinamik müziğiyle Brazilian Girls. Neyse ki Brazilian Girls, İstanbul’un Beyoğlu’nda yeni açılan mekanı Ghetto’da 16 ve 17 Mart tarihlerinde iki gece sahneye ZÜLAL çıkacak. Onları daha önce önerim; ne yapıp KALKANDELEN izlemeyenlere edip bu konserlerden birisine kzulal?yahoo.com gitsinler. Çünkü sahne performansı bu kadar başarılı az grup izledim. Onları ilk kez birkaç yıl önce caz müzisyeni İlhan Erşahin’in New York’taki mekanı Nublu’da gördüm. Zaten grup da, 2003 yılında orada doğaçlama bir şekilde çalarken kurulmuş. Brazilian Girls, New York’un en iyi canlı müzik mekanlarından biri olarak görülen Nublu’nun küçüklüğünü avantaja dönüştürebilen gruplardan biriydi. Çılgınca dans eden seyirciler ile aralarında yarım metre bile olmadan, adeta yan yana durup, göz göze gelerek performans sergilemek, her müzisyenin yapabileceği bir şey değil. Nitekim, sahne şovları giderek öylesine ünlendi ki, Nublu’da mekanın tıka basa dolduğu haftalık konserler vermeye başladılar. D inleyin eğlenin Binler Kapısı Çevere Hazaru Metin Kahraman, kardeşi Kemal Kahraman’la birlikte Tunceli ve çevresinde yaptıkları sözlü kültür araştırmalarını değerlendirdikleri ‘Binler KapısıÇevere Hazaru’ albümünün tanıtım konserleri kapsamında 13 Mart Salı akşamı saat 21.30’da Babylon’da sahne alacak. Kahraman, Binler Kapısı’ndaki semah, dua ve ağıtların yanı sıra Deniz Koydum Adını, Ferfecir, Meyman, Renkler Yaşamak albümlerindeki Anadolu ve Mezopotamya ezgilerini evrensel bir çizgiye taşıdığı şarkılarını da seslendirecek. Metin Kahraman, 17 Mart´ta da Tuncelililer Derneği’nin katkılarıyla Ankara´da, Büyük Ersan Otel’de konser verecek. (0212 292 73 68, biletler 20 ve 12 YTL) TEATRAL SAHNE PERFORMANSI Brazilian Girls’ü 2005’i 2006’ya bağlayan yılbaşı gecesi, yine New York’ta yeni açılan bir başka kulüpte izleme şansım oldu. Bu defa, seyircilerin bulunduğu sahne dans pistinden yukarda ve uzaktaydı. Nublu’ya göre çok daha büyük bir mekandaydık, ama onlar herkesi, hatta yeni yıla eğlenceden tavana vurup sonra da bayılana kadar dans ederek girme beklentisi içinde olanları bile eğlendirmeyi yine başardılar. Sahne performansı bakımından değerlendirecek olsam, Brazilian Girls, 10 üzerinden 10 verebileceğim az sayıda gruptan biri. Bunda caz vokalisti olarak müzik kariyerine başlayan ve Almanca, İspanyolca, Fransızca, İtalyanca ve İngilizce olmak üzere beş farklı dilde şarkı söyleyen Sabina Sciubba’nın rolü büyük. Bir İtalyanAlman çiftin kızı olarak Roma’da dünyaya gelen Sciubba, Münih ve Nice’te büyümüş. Sabina Sciubba’nın tek özelliği, şarkı söyleme yeteneği değil; aynı zamanda o yeteneğini sahnede ortaya koyduğu teatral görsellikle birleştirerek çok ilginç bir hale getirebiliyor. Maskeler ve çarpıcı dekolte kıyafetler, seksi şarkı sözleri ile bir araya gelince gerisini siz düşünün artık… Sadece düşünmekle yetinmek istemezseniz, grubun internet sitesine girip, “Jigue” adlı şarkıya çektikleri klibi izleyin.( www.braziliangirls.info ) Tarzı Alison Goldfrapp’ı andırsa da, Sabina sahnede çoğunlukla gözlerini bantla kapatıp şarkı söylediği için sanki başka bir dünyadan gelmiş gibi duruyor. Bana kalırsa bu oldukça akıllıca… Kim uzaylıları merak etmez? Üstelik öyle güzel şarkı söylüyorlarsa! Sciubba, gözlerini kapamasının nedenini, “biraz şaka olsa da, biraz da politik” diye açıklıyor: Sokakta kimse onu tanımazsa ne isterse onu yapabileceği için. Öyleyse, koca bir alkış Sabina’ya! Avrupa Yakası’nın Yaprak’ı Hayal’de Avrupa Yakası dizisinde canlandırdığı Yaprak karakteri ile tanınan Hale Caneroğlu, 15 Mart Perşembe akşamı saat 21.30’da Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde müzikseverlerle buluşacak. New York’ta The Neighborhood Playhouse tiyatro okulunda okuduğu sırada rol aldığı iki müzikal ve Türkiye’ye döndükten sonra tanıştığı Melih Kibar sayesinde müzikle uğraşmaya başlayan Hale Caneroğlu, yine Melih Kibar’ın teşviğiyle İstanbul Gelişim Orkestrası ile çalışmaya başladı. (0212 244 25 58, biletler 20 YTL) Kızlar gecesinde Dinky sahnede Gustas Cuando Callas” (“I like you when you’re silent”) adlı şiirinden esinlenen romantik şarkıları da var. Burada biraz konuyu saptırıp, Neruda’nın şiirinin güzelliği kadar sarsıcılığını da belirtmeden geçemeyeceğim. Neden Neruda sevgilisini o sessizken sever? Yaşasaydı ve olanağım olsaydı sormak isterdim ona. Neden Martin Gore (Depeche Mode) sözcüklerin gereksiz olduğunu söyleyip “Enjoy The Silence” (Sessizliğin Keyfini Çıkar) der? Neden Gabriel Garcia Marquez aşık olduğu genç kızı o uyurken seyretmeyi sever ve konuşmasını istemez? Üzerinde düşünmeye değer… Konuya geri dönersek, 2005 yılında grupla aynı adı taşıyan ilk albümle dikkatleri çeken Brazilian Girls, geçtiğimiz sonbaharda ikinci albümleri “Talk To La Bomb”u yayımladı. Gösterdikleri başarı onları David Letterman’ın şovuna bile taşıdı. Bu şov, Amerika’da üne kavuşmanın en iyi yollarından biri olduğuna göre, sanırım bundan sonra onların adı müzik dünyasında çok daha fazla duyulacak. Zaten Amerikalılar, grubun İngilizce olmayan şarkılarını bile sevip beğendiğine göre bu işte var bir iş… Brazilian Girls’ün bu yılki turne planı oldukça yoğun. Dünyanın her yerinde verdikleri konserlerin yanı sıra, en önemli müzik festivallerinden Coachella ve Bonnaroo’ya katılacakları da kesinleşti. İstanbul’daki konserden hemen sonra Miami’deki meşhur elektronik müzik festivali Ultra’da sahneye çıkacaklar. Bu koşuşturma içinde onları ilk Avrupa turneleri kapsamında hemen yanı başınızda yakalamışken kaçırmayın derim. Eğleneceğiniz garanti. Indigo’da yapılan ‘Girls On Top’ geceleri kapsamında Dinky bu akşam saat 23.00’de sahneye çıkacak. Çocukluğunda bolca müzikle beslenen ve piyano çalarak büyüyen Dinky uzun yıllar boyunca profesyonel dansçı ve kareograf olarak çalıştı. 1994 senesinde Hell, Stacey Pullen, Sven Vath gibi djleri dinlediğinde elekronik müzik yapmak istediğini anlayan Dinky şu günlerde Cross Town Rebels için yeni bir albüm hazırlığında. (0216 556 98 00, biletler 28 ve 23 YTL) BREZİLYALI KIZLAR BREZİLYALI DEĞİL Grubun pop kültürünü alaya alan tavrı, isimlerine de yansımış. Çünkü, Brazilian Girls adını taşıyorlar ama grup elemanlarının hiçbirisi Brezilyalı değil, hepsi New York’ta yaşıyor. Üstelik solist Sabina dışında diğerleri de erkek. Didi Gutman keyboard, Jesse Murphy bas, Aaron Johnston bateri çalıyor. Ama itiraf edin, adı “Brezilyalı Kızlar” olan bir grup kimin dikkatini çekmez ki? Seksi şarkı sözleri deyince, bütün şarkılarının yalnızca bu konuya odaklandığını düşünmeyin. Aristokratlara karşı çiftçilerin savaşını anlatan “Die Gedanken Sind Frei” (“Thoughts Are Free”) ya da ünlü şair Pablo Neruda’nın “Me Nardis’de caz keyfi Emirates Havayolları’nın sponsorluğunda 1517 Mart tarihleri arasında Avrupa’nın en iyi şarkıcılarından Jenny Evans Nardis’de konser verecek. Evans klasik piyano eğitimi ile başladığı müzikal kariyerine bugün tüm Avrupa sahnelerindeki müzikaller, konserler, festivaller, sinema filmleri ve TV programları ile devam ediyor. Nardis’de Londra doğumlu şarkıcıya; Selim Benba, Kamil Erdem ve Cem Aksel eşlik edecek. (0212 244 63 27, biletler 20 ve 10 YTL) Nekropsi köklerine dönüyor 1990’lı yılların başında çıkardıkları yurtdışında festivallerde çaldı. Cevdet ikibinlere gelinirken yavaşlamanın sebeplerini anlatıyor; ‘Speed Lessons Part I’ adlı demoları “Zamanla herkes çalışmaya, okula verdi kendini. ve 1995’teki ‘Mi Kubbesi’ adlı albümleriyle ciddi bir dinleyici kitlesi Sonra 2005’de ODTÜ Bahar Şenliği’nden çalmamız için çok büyük ısrar geldi, biz de hayır diyemedik, edinen Nekropsi, on yıllık suskunluklarını kendi adlarını taşıyan yeni albümleriyle bozdu. İlk iki muazzam bir konser oldu. O akşam birşeyler yapmamız gerektiğini hatırladık. Sonra kayıda girdik, kayıtlarında gösterdikleri türler arasında zıplama kestik biçtik ve AK Müzik’e bitmiş bir albüm verdik. alışkanlığını yeni albümde de sürdüren grup, bu kez de dans ritmlerini, halk müziği tınılarını ve elektronik Aslında sorunlar tam olarak çözülmüş değil, ama etkileşimleri rock’ın kökleriyle birleştirmeyi deniyor. Nekropsi bizim için futbol takımı gibi birşey, ne Nekropsi’den Cevdet, Cem ve Kerem ile yaptığımız olursa olsun devam ettirmek istiyoruz.” söyleşide grubun tarzındaki değişimin ve müziğe verdikleri aranın nedenlerini ENEMEYE DEVAM öğrenme fırsatı bulduk. Nekropsi’nin yeni albümünü ne eski 15 yılı aşkın demolarıyla ne de ilk albümleriyle zaman önce Heavy UYDUĞUMUZ MÜZİK karşılaştırmak mümkün değil, Speed Metal sahnesine hızlı bir Demo sonrası adını okunduğu Lessons’a tapan metalciler Mi giriş yapan Nekropsi, Mi gibi söylemeye karar verip ve Kubbesi ile nasıl hayal kırıklığına Kubbesi adlı albümleriyle Nekropsi’ye çeviren grup, daha uğradılarsa o albümü seven sonra da müziği dinledikleri gibi Progresif müzik sevenlerin de progresif takıntılılar da yeni değil kafalarında duydukları gibi albümü basit veya kopuk beğenisini kazanmıştı. On çalınca ortaya ‘Mi Kubbesi’ çıktı. bulabilir. Gerçekte Nekropsi yıllık suskunluğun ardından üyeleri son albümlerinde en iyi Grubun davulcusu Cevdet yeni bir albüm çıkaran grup yaptıkları şeyi, denemeyi demonun devamının gelmemesini deneysel olarak ortaya çıkan yeni bu kez etkilendikleri sürdürüyor. Grubun en sessiz sakin sounda bağlıyor; “İlk eğitimimiz elemanı gitarist Cem öze dönüşü türleri rock’ın Heavy Metal, hızlı çalmayı çok zaman içinde gösterdikleri müzikal köklerinde seviyorduk, ‘Speed Lessons Part I’ da gelişime bağlıyor; “Speed Lessons’dan dövüyor. böyle ortaya çıktı. Demodan sonra bugüne gruba birçok müziğin etkisi oldu eleman değişiklikleri yaşadık ve üç dört ama bu albümle beraber dönüp dolaşıp yine aylık stüdyo döneminin ardından hiç hesapta o ritmik ve sert yönü bulduk. Aklımız bir yandan olmayan parçalar ortaya çıkmaya başladı. AC/DC, Judas Priest gibi saf rock soundlarına kaydı, Düzenlemeleri progresif, caz, endüstriyel soundlara diğer yandan disco, dance, elektronik, halk müziği yakın distortionsız, entrümantel bir müzikti bu.” havaları da var, bu da ekipteki çeşitlilikten doğuyor.” Albümün çıktığı günlerde bile Nekropsi’nin Albümde gerek enstrümanlarda gerekse parça sürdürülebilirliği tartışılmaya başlamış; “Albüm yapılarında genel bir minimalistlik hakim. yapmaya karar verdiğimizde eş zamanlı olarak Cevdet’in eskiden çok daha büyük olan davul seti dağılmaya da karar vermiştik. Nedeni anlaşamamak ise şimdilerde küçücük kalmış, hihat, trampet, kick üçlüsünden uzaklaşmıyor. Bu sadeleşme gitarlarda daha 2021 yaşındaydık ve yaptığımız müzik piyasa da görülüyor, nispeten melodik dertleri olan için ideal değildi. Zaten biz de anarşistiz; menejer ‘Ebo’nun dışında gitar, parçaların ritmiyle istemiyoruz, klipe de gerek yok. Şans eseri Ada eklemlenme eğiliminde. “Mi Kubbesi zamanından Müzik’ten çıkardık Mi Kubbesi’ni.” beri sololardan uzaklaşmaya başlamıştık. Bunu da Onları bunca zaman bir arada tutan verdikleri gitar seslerini eğerek, bozarak, değiştirerek konserler ve seyircinin tepkisi oldu, grup Led yapmaya çalışıyorduk” diyor Cem. Zeppelin ve Alanis Morisette konserlerini açtı, ERDEM KOCA Muhteşem beşli Günümüz caz dünyasının en önemli vurmalı çalgılar ustalarından Dafnis Prieto, Kübalı yetenekli saksafoncu Yosvany Terry, 90’lardan beri New York caz kültürünün vazgeçilmez piyanisti Jason Lindner, 2006 Grammy ödülüne aday olmuş Dana Leong ve keman virtüözü Christian Howes 12 Mart Pazartesi akşamı İş Sanat Kültür Merkezi’nde konser verecek. Beşli, müzikseverleri Afro Küba ritimlerinden, New York elektrik füzyonuna uzanan müzikal bir yolculuğa çıkaracak. (0212 316 10 83, biletler 40, 35, 30 ve 25 YTL) D D