20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 10 7/3/07 15:54 Page 1 CUMARTESİ EKİ 10 CMYK 10 10 MART 2007 CUMARTESİ rih Ta İç savaşla kurulan Ü monarşi SINIF BİLİNCİ Bu adaletçi tavır, sanılanın aksine onu zayıflatacaktır. Çünkü Ali’nin gözeteceği alttakiler örgütsüz ve sınıf bilincinden yoksun olmalarına karşın, aristokratlar ciddi bir sınıf bilincine sahip ve etken konumdaydı. Bu koşullarda Ali’nin tutumu, Ümmeyeoğullarına karşı çıkmış olan diğer aristokratların da ciddi tepkileriyle karşılaşacaktır. Talha ve Zübeyr, sadece iktidar beklentileri nedeniyle değil, Ali’nin bu tavrı nedeniyle de ona muhalefet edeceklerdir. Bir diğer hutbesinde Ali; “...Osman halife oldu, bildiğiniz işler oldu. Sonra bana başvurdunuz. Hiçbiriniz Ebu Talipoğlu bizim hakkımızı bize vermedi diyemez. Kim Allah’a inanır, dinimize girer, kıblemize yönelirse, İslam’ın vacip ettiği şeyleri kabul etmek zorundadır. Siz Allah’ın kullarısınız; mal da Allah’ın malı... Aranızdaki eşitlikle onu bölmemi emretmiştir Allah. Hiçbirinizin öbürüne üstünlüğü yoktur” diyerek, Ammar’a, Beyt’ül Mal’in, herkese eşit olarak paylaşılması emri verecekti. Bu yaklaşım Ümmeyeoğulları dışındaki aristokratlarda deprem etkisi yaratacaktı tabii. Örneğin Şam’a vali atadığı Sehl bin Huneyf; “Ey müminlerin emiri, bu dün benim kölemdi, bugün onu azat ettim; ona ne verdiysen bana da onu verdin” diye itirazını bildirecekti. Bunun üzerine Talha, Zübeyr, Abdullah bin Ömer, Sad b. As, Velit b. Ukbe gibi egemen sınıftan kadrolar itirazlarını yüksek sesle dillendirmeye başlayacaktır. Onlar Osman’a düzen içi meşruiyet adına karşı çıkmışlardı; oysa Ali, ihtilale neden olan atmosferin de etkisiyle bizzat düzeni değiştirmeye yöneliyordu. e ç ADALETSİZLİĞİN YERİNİ KAOS ALIYOR Devrilen Osman’ın şahsında aristokrasi, Müslüman mezarlığına gömülmeye bile izin vermeyen radikal bir değişimle tasfiye edilmişti. Ne ki ihtilali yapanların, Osman sonrası için nasıl ve kiminle yöneteceklerine dair bir uyumu ve programları yoktu. Ancak Muaviye, kendisine ulaştırılan Osman’ın kanlı elbisesi ve eşi Naile’nin kesik parmakları üzerinden, Osman için intikam yeminleri ettiriyor ve Şam eksenli olarak güç biriktiriyordu. Medine eksenli Halife adaylarının arasında Ali tartışmasız en güçlü olanıydı, ama ismi üzerinde tam bir mutabakat da sağlanamıyordu. Bu bağlamda Ali halife seçilecek, ama düzen kuramayacak, aksine iktidarını yürütmek için üç ayrı cephede peşpeşe savaşlar vermek zorunda kalacaktı. Osman’a karşı ayaklanıp iktidarını yıkanların doğrudan bir halife adayları yoktu. İçlerinde en sivrilmiş olanı Muhammed b. Ebu Bekir, toplumun karşısında halife adayı olarak çıkacak prestijden yoksundu. Üstelik Osman’ın öldürülmesinin yükünü sırtında taşıyordu. Ali, Talha ve Zübeyr ise, ayaklanma günlerindeki oportünist tavırları nedeniyle ayaklanmacıların tam desteğini alamadıkları gibi birbirlerine de destek olmuyorlardı. Sonuçta Ali, isminin saygınlığı ile Medinelilerin çoğunluğunca Halife seçilecekti. Ama ayaklanmacıların rezervleri bir yana, bizzat Talha ve Zübeyr tarafından benimsenmeyecek, Ayşe ise Ali’nin halifeliğini bir “felaket” olarak algılayarak, daha ilk günden itibaren onu devirmeye yönelik kışkırtıcılığa başlayacaktı. Öyle ki önceden “nasel” diye aşağılayıp, “öldürün Nasel’i, Allah öldürsün onu, O dinden çıktı” diyen, “ayağına bir değirmen taşı bağlasalar da denize atsalar; denizin dibinden bir daha çıkmasa” diyerek Osman’ı devirmek için her şeyi yapan Ayşe, Ali’nin halife seçilmesi üzerine; “keşke gökler yere inseydi de bunu duymasaydım. Osman’ı zulümle öldürdüler, vallahi onun kanını isteyeceğim” demeye başlayacaktı. (Abdülbaki Gölpınarlı, İslam Tarihi, s.360) Savaşlar ve oyunlar çüncü Halife Osman’ın öldürülmesi sonrasında idealler gerçekleşemeyecekti. Aksine İslam dünyası tam bir iç savaşlar dönemine girecek, yüzbinlerce Müslüman bu savaşların kurbanı olacaktı. Allah veya Allah kılıfı adına Müslüman kadrolar, peşlerine taktıkları halkla birlikte birbirlerini katledeceklerdi. Bu kanlı süreçte ERDOĞAN idealler veya halkın çıkarları değil, egemenler AYDIN kazanacak ve adalet hukuku açısından herşey eski tas eski hamam devam edecekti. Önceden de belirttiğim gibi tek değişen şey, egemenliğin ideolojik/dinsel meşrulaştırılma aracı olacaktı. İslam’ın ortaklaştırdığı Arap enerjisi ve öngördüğü cihat/fetih savaşları sayesinde olağanüstü bir zenginleşme sağlanacak, ama bu sınırsız birikim içinde adaletsizlik azalacağına kurumlaşacaktı. Dahası bu zenginlik, onun paylaşımı ve yönetimi için savaşları daha da kışkırtan bir işlev görecekti. Öyle ki cennetlik ilan edilenler, İslam’ın kurumlaşmasında olağanüstü kahramanlıklar yapmış insanlar, kimi istisnalar hariç, gözü hiçbir değer görmez insanlara dönüşeceklerdi. Zaman zaman sınıfsal konumları aşan hizipleşmeler ve ittifaklar ortaya çıksa da, sonuçta sürecin galibi egemen aristokrasi olacaktı. Yönetmek için gerekli birikim ve sınıf bilinci yalnızca onlarda oluşmuştu. Onlar adına yönetimin kimlerce ve nasıl yürütüleceği sorunu netleşene kadar süren yönetim krizi de, bu savaşlarla aşılacaktı. Aristokrasinin o koşullardaki çıkarları ise, Şura gibi ancak örgütlü halk dinamikleri veya birbirini dengeleyebilen farklı aristokrat güçlerin varlığında yürüyebilecek olan bir yönetim tarzı yerine monarşide belirginleşecekti. KÖLEYLE EFENDİ EŞİT Mİ OLACAK? A li’nin yönetim tarzı Osman’ın tersine alttakileri ve adaleti gözetmek eksenli olarak şekillenecekti. Halifeliğinin ikinci gününde vereceği hutbede; “Osman’ın şuna buna verdiği arazinin, şuna buna verdiği malların hepsi de Allah’ın malıdır, ammenin hakkıdır; hepsi bâtıldır ve hepsi BeytülMal’e (devlet hazinesine) alınacaktır. (...). Çünkü adalette genişlik vardır; adaletle hükmetmekte aciz olan kişi, cebirle hükmederse daha da aciz hale düşer” (Nehc’ül Belaga) diyecek ve keyfi dağıtılmış malları geri toplamaya başlayacaktır. M Muaviye, ikinci adımı atarak Ali’ye, halifelik işini barışçıl yolla edine aristokrasisi, bu duruma son vermek üzere Ali’nin çözmek üzere aralarında hakem seçme önerisi götürür. Ali yanına giderek; “Bizim Resulullah ile yakınlığımız var; istemeyerek bu öneriyi kabul etmek zorunda kalır. Muaviye Amr’ı İslam’ı ilk kabul edenlerdeniz, savaşlarda bulunduk. Ne hakem seçerken, Ali kendi içinde istediği hakemi seçtiremeyerek bir Ömer böyle verirdi ne de Osman. İkisi de bizi üstün tutardı, mevzi daha kaybeder. Ali’nin hakemi Ebu Musa Eşari, daha en sense bizi herkes ile bir tutuyorsun” diyerek itirazlarını başından her iki rakibin dışında üçüncü bir kişinin seçimiyle kanın gerekçelendirir. O sırada bir işçiyle kuyu kazmakta olan Ali, onlara; durdurulabileceğini düşünür. “benden önce mi Müslüman oldunuz?”, “Peygambere benden Amr ise, Muaviye’yi doğrudan kabul ettiremeyeceğini görünce daha mı yakınsınız?”, “Benim kadar mı savaştınız?” gibi Ebu Musa’nın teklifini kabul edermiş gibi yapar. Buna göre iki taraf susturucu sorular soracak, ardından da, “andolsun da temsilcilerini halifelikten azledecekler, toplanan Müslümanlar da Allah’a, benimle işçim arasında bir fark gözetmem yeni halifeyi seçecektir. ben” diyerek söz konusu taleplerin önünü kesecektir. Bu diyalogun ardından iktidar eksenli ayrışma Amr, “Müslümanlıkta benden üstünsün” diyerek önce Ebu derinleşir. Son olarak Talha’nın Kufe, Zübeyr’in Basra Musa’nın kendi tarafına ilişkin kararı açıklamasını sağlar. Ebu valiliği taleplerini de, “size danışmam gerekebilir, Musa, “ben Ali’yi halifelikten azlettim” der. Sıra Amr’a gelince, benimle kalmanız daha doğru olur” diyerek O tam tersine, “Ebu Musa’yı duydunuz. Kendisini hakemliğe reddedince, ipler kopar. (Abdülbaki Gölpınarlı, İslam atayan Ali’yi halifelikten azletti. Ben de Halifeliği Muaviye’ye Tarihi, s.358) veriyorum” der. İşte bu ayrışma içinde Ayşe, yanına Zübeyr ve Bu açıklama tabii sorunu çözmez, ama Ali’yi çok daha geri Talha’yı alarak Ali’ye karşı açık savaşa girişecektir. duruma iter. Kendi safındaki en alttakiler, uzlaşmayı kabul ettiği ve Kardeşi Muhammet ise Ali’nin yanında saf tutacaktır. bu kaosa neden olduğu için Ali’ye bayrak kaldırırlar. Hariciler denilen Ayşe’nin, görevden alınan Yemen Valisi Munye ve bir yandan katı bir eşitlikçilik diğer yandan da katı bir dini binYa’la’nın verdiği devenin üstünde yönettiği için bağnazlık sergileyen bu en alttakilerin tavrı Ali’yi iyice güçsüzleştirir. Deve (Cemel) Savaşı adını alan savaşta, iki Müslüman ordusu birbirlerini kıracaklardı. Bir Arap şeyhi ve adamları Tarafların başında İslamın en saygın kadroları bulunmaktaydı ve savaşın sonucunda, Zübeyr ve Talha dahil 10 bin Müslüman ölecekti. Savaş sonunda Ayşe esir alınacak, ömür boyu siyaset yasağı karşılığında canı bağışlanacaktı. İç çatışmanın bu birinci perdesi tam aşılmıştı ki, ardından daha büyüğü gelecekti. Muaviye, başta Amr b. As olmak üzere Emevi olmayan kimi aristokratların da desteğini alarak iyice güçlenmişti ve tek başına iktidar istiyordu. Sonuçta iki güç, Hicretin 37. yılında Sıffin’de karşı karşıya gelecekti. Savaşın Ali lehine gelişmeye başladığı noktada Amr bin As’ın önerisi üzerine, Muaviye, askerlerinin mızraklarının ucuna Kur’an sayfaları geçirerek karşı tarafı şaşkına çevirir. Ali’nin askerlerinin bir kısmı, Muaviye’nin bu uygulaması üzerine, “Allah’ın kitabına kılıç çekemeyiz” diyerek savaşı bırakır. Taktiği başarıya ulaşan Tarihin garip cilvesi H Arap süvarisi akem olayında sonra tam bir ikili iktidar dönemine geçilir. Ancak bundan sonra Ali, sadece Muaviye ile değil, aynı zamanda sıradışı bir militanlık sergileyen Haricilerle de savaşarak iktidarını kurumsallaştırabilmenin zeminini iyice kaybedecektir. Her yerde savaşlar oluyor ve taraflar birbirlerini yağmalayıp öldürüyorlardı. Özellikle Muaviye bu saldırı ve talanları sistematik bir politika olarak yürütüyor, hem Ali’den yana olanları taciz ediyor hem de kendinden yana olanlara bu yolla zenginlik aktarıyordu. Bu arada vahşi cinayetler de birbirini izliyordu. Örneğin Ali’nin valisi olarak Mısır’a giden Ebu Bekir’in oğlu Muhammed’in, Muaviye’nin valisi Amr tarafından kesilen başı, bütün şehirlerde dolaştırılarak Muaviye’ye yollanırken, cesedi ise eşek pisliği içinde yakılacaktır. Bu iktidar mücadelesi içinde yaşanan dramlar korkunçtu; taraftar olmaktan başka bir suçu olmayan insanlarla birlikte aileleri ve çocukları da katlediliyor, soyuluyor, işkenceye uğruyor, yakılıyordu. Müslümanlar arası bu gözü kara iktidar mücadelesinde sadece Hicaz ve Yemen’de ölenlerin sayısı 30 bin kişiydi. Tüm İslam topraklarında ise bu sayı yüzbinleri aşıyordu. Ali’nin aksine Muaviye savaşı kazanmak için ne gerekiyorsa yapıyordu. Ali ise yağmadan, baskından kaçındığı için topyekün bir saldırı için gerekli güç birikimini sağlayamıyor, sonuçta içten içe eriyordu. Savaşlar sürüyor halkın çaresizliği ve acıları artıyordu. Bu koşullarda Hariciler veya Haricilerden üç kafadar, İbni Mülcem, Berke ve Temim’den Amr, “halkı kurtarmak için” Ali, Muaviye ve Amr bin As’ı aynı anda öldürmeye karar veriyorlardı. Karar Ramazan ayının 19. günü sabah namazında, uygulanacaktır. Ancak tarihin garip bir cilvesi bu üç suikastten birincisi başarılırken diğer ikisi akamete uğrayacaktı. İbni Mülcem’in, “Ya Ali, hüküm ancak Allah’ındır” diye bağırarak indirdiği kılıç camide namaz kılan Ali’nin başına saplanırken, diğer suikastçiler ise başarısızlığa uğrayacaktı; Muaviye kaba etinden yaralanarak, Amr ise, hasta olup namaza gitmediğinden, kendi yerine namaz kıldıran Harice’nin ölümüyle kurtulacaktı. eaydin?cumhuriyet.com.tr S ahne tozu ‘Ben Nâzım Hikmet’ sahnelerde... Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu Ben Nâzım Hikmet, İstanbul’da. Oyun Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşuyor. Şarin herkesin aşina olduğu şiirlerine, fotoğraflarla desteklenen sahnede Olcay Poyraz sesiyle hayat veriyor. Ben Nâzım Hikmet, 14, 15, 16, 17 ve 18 Mart tarihlerinde Şişli Cevahir Sahnesi’nde görülebilir. (Tel: 0 212 380 12 38) S ergi Son İşler Nicole Deleuze’in şiirsel ve yaratıcı bir süreçle ortaya çıkan ‘Son İşler’ resim ve heykel sergisi, 14 Mart’ta Galeri Artist’de. Metal ve tül nesnelerin kullanıldığı eserler, heykel sanatını başka bir boyuta taşıyor. Deleuze’ün ‘Son İşler’ resim ve heykel sergisi, 14 30 Mart tarihleri arasında izlenebilir. (Tel: 0 212 227 68 52) Paul Zindel’in birbirinden Kadife farklı dört kadının hayata tutunma serüvenini konu alan Çiçekleri Pulitzer ödüllü oyunu ‘Kadife Çiçekleri’, Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından sahneye konuluyor. Kadriye Kenter’in yönettiği ve Yonca Cevher Yenel, Cihan Bıkmaz, Nazan Koçak, Cihan İnan Bekar ve Gülru Pekdemir’in rol aldıkları oyun, 13, 14, 20 ve 21 Mart tarihlerinde Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak. (Tel: 0 212 661 19 42) Aşk bir hastalıktır Barış Aydoğan ve Zafer Kılıç’ın kalem aldığı oyun, yine Zafer Kılıç tarafından yönetiliyor ve oyunda kendisine Yeşim Demir ve Doğan Öncü eşlik ediyor. Başlangıçta normal başlayan bir aşkın zamanla değişen halini anlatırken kadın erkek ilişkilerini ironik bir dille ele alıyor. Oyun, bugün ve yarın Halkalı Kültür Merkezi’nde sahneleniyor. (Tel: 0212 693 08 16) Yüzler ve Gözler Filiz ve Fikret Otyam’ın ‘Yüzler ve Gözler’ adını verdikleri ortak sergileri, kendine has tarzıyla resim sanatında önemli bir yer edinen Fikret Otyam’ın yağlıboya tabloları, eşi Filiz Otyam’ın ise fotoğraf karelerinin buluştuğu sergi, Toprak Sanat Galerisi’nde 30 Mart’a kadar açık olacak. (Tel: 0 212 326 35 80) Brecht’in eseri Brecht’in aynı adlı eserinden uyarlanan Küçük Burjuva Düğünü, bir aile toplantısından, insan ilişkilerinin eleştirisine uzanıyor. Bir düğün yemeği esnasında geçen oyunu Saliha Şirvan Akan yönetiyor. Gün Koper, İpek Ayaz ve Fatih Sönmez’in rol aldıkları oyun, yarın Akatlar Kültür Merkezi’nde sahneleniyor. (Tel: 0 212 351 93 84) MercekMercimek Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, Beyrut’lu sanatçı Ali Cherri ve İzmir’li fotoğrafçı Nur Muşkara’yı bir sergide buluşturuyor. Çocukluğu Lübnan iç savaşı sırasında geçen Ali Cherri, Un Cercle autour du Soleil/A Circle around the Sun adlı videosunda, savaşın gündelik yaşamın bir parçası olduğu Beyrut’u anlatıyor. ‘Başka Şehir’ sergisinde çalışmalarına yer verilen İzmirli fotoğraf sanatçısı Nur Muşkara ise fotoğraflarında kenti kendi gözünden anlatıyor. Sergi, 15 Nisan’a dek görülebilir. (Tel: 0 212 292 49 39)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle