19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 19/10/06 17:16 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 21EKİM 2006 CUMARTESİ Rock müziğinin bunalıma girdiği yıllar olarak 70’lerin sonu zikredilirdi. Birçok kaynakta bu bunalımın kırılışını Punk’ın ortaya çıkışı olarak gösterirler. Punk’ın anarşist varoluşunun verdiği solukla girilen 80’lerin başında hayat bulan New Wave Of British Heavy Metal’le rock yeni kuşağın kalbindeki yerini alacaktı. Bir başka görüşe göre bu dönem için de rock adına bitişi simgeleyen yorumlar getirilse de, o günden bugüne çıkan nice grup ve sanatçı rock’ı yeni yüzyıla taşımıştı. İster 70’lerin sonu olsun isterse 80’ler, bugünkü gibi bir kısırlık sözkonusu değildi. Bu durum sadece rock alanında mı böyle? Keşke öyle olsaydı. Durum pop açısından da farklı değil hani. Vakti zamanında burun kıvırdığımız Madonna ve Michael Jackson’dan sonra müzik sanayii dişe dokunur bir “star” bile çıkaramadı. Bu tıkanıklığın sorumlusu da bizzat müzik sanayiinin kendisinden başkası değildir. Küresel kapitalizm’in müziğe biçtiği senaryo kendilerinin de yıkımını hazırladı. Tek süper gücün ilanının zafer çığlıklarıyla kurulan tezgâhta yaratıcılık çöpe atılırken, müzik de feda edildi. Bu yaşananlar sadece müzikte değil, politikadan sanata kadar her alanda vücut buldu ve o hazin “tarihin sonu” hurafesinin diktası insanlığa rağmen dünya sahnesine kondu. Sol gösterip sağ vuran politikaların benzerini kültür alanında görmeye başladık bir anda. İlk önce herşey iyi gidiyordu, nitelik adına bir şeyler ucuzlarken onların cebi doluyordu. Ancak tarihin akışını değiştirmeye kalkan divanelerin neden olduğu fay hattı, bugünkü depremi ortaya çıkardı. Yazın Boğaz’da her gece şımarıkça patlatılan havai fişeklere benzeyen şaşalı işlerin parıltısı en kabadayısında 6 ay sürerken bir yıl sonrası iskartaya çıkartılıyor. O böbürlenerek vizyona giren filmlerimizi bir yıl sonra TV’lerde beleşe izlerken gazı kaçmış gazozu andırıyor. Oysa o 70’lerdeki Yeşilçam filmlerinin en iddiasızını bile milyon kere seyretmemize karşın gene de bıkmıyoruz. APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Bir umut var Sinema konusunda iyi hatim edenler haklı olarak; “Ken Loach’ı yeni mi keşfettin” diyebilirler. Haklılardır, zira film konusunda öylesi büyük bir merakım yoktur. Çoğu zaman da o malum sinema tutkunlarının ahkam dolu sinema sohbetlerinden de çok sıkılır, kaçarım. O ahkamlardan birinde Loach isimini duymuştum. Bu ahkamların hepsinde olduğu gibi yaşanan gerçek hayattan kopuk, entelektüel kutsamalardan başka bir şey yoktu. Sonra şans eseri “Carla’nın şarkısı”nı izledim. O kesilen ahkamların dışında bir yönetmen vardı karşımda. Biraz bu filmin etkisiyle “Ae Fond Kiss”e gittim. Ve filmin ardından da sinema salonundan çıkarken içimde kaybettirilmiş bir adayı bulmanın mutluluğu ve yeniden yerleşen umut vardı. Bu kıtlığın içinde hâlâ umut varmış demeninin keyfiyle bulabildiğim ne kadar DVD’si varsa aldım. Bulamadıklarımı da ısmarladım. Bu yazıyı yetiştirdikten sonra da hepsini büyük bir keyifle izleyeceğim. Sizlere tavsiyem bu yönetmen hakkında yazılmış bir kitap olacak. Anthony Hayward’ın yazdığı Ken Loach ve filmleri hakkındaki kitap “Hangi taraftasınız?” ismini taşıyor. K Ö onser Bulgar punk grup İstanbul’da rowfish bu akşam saat 21.00’de Bronx’ta konser verecek. Topluluk, C 1997 yılında Bulgaristan’ın Varna şehrinde Bojo Atanasov, Chavdar Manolchev ve George Pechlivanov tarafından kuruldu. Grup ilk albüm ‘From Crowfish To Revelation’ı davulcuları Bojo’nun gruptan ayrılması nedeniyle, Valentine Deskov ile 1999 yılında çıkardı. 2001’de ise Bojo’nun gruba tekrar katılmasıyla, ikinci albümleri ‘Crowfish’i piyasaya sürdüler. Gece Crowfish’den önce ‘Second’ ve ‘Margo Tea Company’ grupları sahneye çıkacak. (0216 556 98 00, biletler 12 YTL) SINIFSAL BAKIŞIN BERRAKLIĞI Toplumcu bir dünya görüşüyle filmler çeken İngiliz yönetmen “Ae Fond Kiss” filminde ayrı dinlerdeki iki insanın yaşadığı aşkı ve çevresinde gelişen çatışmaları konu almış. Türkçeye “Duygudan da Öte” diye çevrilen filmin anlattığı konuyu burada deşmek istemiyorum. Çünkü bir çoğunuz yeterince okumuşsunuzdur. Benim bahsetmek istediğim günümüze “Uygarlıklar Çatışması” diye yansıtılan (biraz da AB ve ABD merkezli sunulan) planın tartışmalarında bulamadığımız bakış berraklığını elde edebilmemiz. Bu berraklığın sebebi de o şimdilerde tükaka ettiğimiz sınıfsal bakış açısına sahip olmasından kaynaklanıyor. Bu sayede kapitalizmin demokrasi maskesinin ardındaki dinsel bağnazlığın İngiltere’de nasıl yaşadığını görebiliyorsunuz. Bir müzik öğretmeninin işine devam etmesinin kiliseden alacağı bir “olur” kağıdına bağlı olmasını anlayabilmemiz pek mümkün olmasa gerek. Toplumsal eleştiriyi işçi sınıfı penceresinden bakarak yapan ve insanı mihenk noktası olarak alan Ken Loach kaybettiğimiz bakış açısını (ya da bize kaybettirdikleri) bulmanın hazzını veriyor. Yönetmenliğindeki başarısını sinema meraklıları ve kuramcıları çok iyi anlatabilir ama Loach’ın olayları kavrayışındaki sosyalist (buradaki kavramın AB’deki aynı ismi taşıyan sosyal demokrat kremalı partilerle bir alakası yok) yöntemin vurgulanması hepsinden önemli. Zira bu sayede akılcı bir perspektifle insana ait olan öne çıkıyor. O perspektifi, bilimsel sosyalist yaklaşımı es geçtiğimiz için bugünkü yoksulluğu yaşıyoruz. Serap Sönmez konseri zgün kadın seslerinden Serap Sönmez, farklı dillerde söyleyeceği şarkılarla bu akşam (21 ekim cumartesi) saat 19.30’da Muammer Karaca Tiyatrosu’nda sahne alacak. Yıllardır çeşitli gruplar ve projlerde yer alan Sönmez, ilk solo konserinde Aşık Mahzuni Şerif’in eserlerinden Civan Haco’ye kadar uzanan bir yelpazede şarkılar söyleyecek. Azeri sanatçı Cavit Murtezaoğlu da iki şarkı ile konuk olacağı gecede . Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Modern Dans Topluluğu da Sönmez’e danslarıyla eşlik edecek. (0212 251 85 06) KAYBETTİĞİMİZ ADA Köşe yazarlarının, politika kısırlaşınca başvurdukları bir yöntem vardır. Kısır döngü içinde kaldıklarında ya da iş tehlikeye girince, birden futbol üzerine yazmaya başlarlar. Ben de böylesi bir kaçış yazısı yazmaya karar verdim. Çünkü bu sıralar çıkan yeni çalışmalardan hem yazma hem de çizme heyecanımı körükleyecek bir örnek yok. Ancak bu hafta izlediğim bir film hem o kaybolan heyecanımı kamçıladı hem de beni umutlandırdı. Ken Loach’ın “Ae Fond Kiss” isimli eserinde hasret kaldığımız şeylerin cevabı vardı. Bu, filmin konusundan çok, yönetmenin bakış açısından kaynaklanıyordu. Müzik, edebiyat, sinema ve daha ne var ise hepsinde kaybettiğimiz ada oralarda gizliydi. Ken Loach, insanı merkez alıyordu ve son yıllarda her alanda gördüğümüz kısırlığın sebebi bu kaybedilendi. Bayramlık Antalya Majesty Mirage Park Resort 23 Ekim Pazartesi akşamı Ajda Pekkan, Antalya 24 Ekim Salı akşamı ise Nükhet Duru ve Cenk Erdem konserlerine ev sahipliği yapacak. Bayramda Antalyalılar; Ajda Pekkan, Nükhet Duru ve Cenk Erdem ile müziğe doyacak. Konserler 22.30’da başlayacak. (0216 556 98 00, biletler 125 ve 90 YTL) Kaçırılmayacak arşivlik albümler ZÜLAL KALKANDELEN Bugün müzikseverlerin dikkatini yeni çıkan bazı albümlere çekmek istiyorum. Caz sever misiniz? Öyleyse kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye edeceğim bir toplama albüm var: Best Jazz 100. EMI tarafından çıkarılan Best 100 serisinin son halkası olan bu çalışma, altı adet CD’de caz müziğinin önemli isimlerini bir araya getiriyor, üstelik tek CD fiyatına! Bu altı CD’de yer alan toplam 100 unutulmaz şarkıyı, Chet Baker, Ella Fitzgerald, Dianne Reeves, Duke Ellington, Cassandra Wilson, Herbie Hancock, Miles Davis, Joe Lovano, Billie Holiday, Kurt Elling, Bobby McFerrin, Thelonious Monk ve caz dünyasının pek çok önde gelen sanatçısı seslendiriyor. CD’lerin her birinde ayrı bir caz türü bir araya getirilerek şu şekilde gruplandırılmış: 1. Klasik caz vokalleri; 2. Swing klasikleri; 3. Latin caz; 4. Relaxing caz; 5. Jazz Ballads 6. Legends of Jazz. Gerçekten müzikle ilgilenen herkesin arşivinde bulunması gereken benzersiz bir çalışma bu. Ben altı CD’yi arka arkaya dinleyip bir caz gecesi yapmak istedim ama gece yetmedi… Akşam 20.00’da başladım dinlemeye; saat 03.00 olmuştu ama müzik hala bitmemişti. Çünkü toplam süresi 438 dakika 28 saniye! Tabii bu toplama albümdeki CD’lerin her gün birisini dinleyerek zevki bir haftaya yaymak ya da dinlemeye öğlen başlayıp hiç ara vermeden akşam bitirmek de mümkün. Sonuçta söylemek istediğim, Best Jazz 100 adlı bu çalışmayı ne şekilde dinlerseniz dinleyin ama mutlaka dinleyin. Kendinize büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. Söz etmek istediğim ikinci çalışma, 15 ülkenin müziklerinin yer aldığı “The Greatest Songs Ever” serisi. Afrika, Arjantin, Brezilya, Küba, Fransa, Yunanistan, İtalya, İrlanda, Portekiz, Ortadoğu, Jamaika, İspanya, Şili, Gypsyland ve Türkiye olarak gruplanan bu toplama albümler de benzersiz bir arşiv malzemesi oluşturuyor. Avustralya merkezli bağımsız plak şirketi Petrol Presents ile EMI işbirliğinde yayımlanan bu albümler, insanı dünya çapında müzikal bir geziye çıkarıyor. Fakat bununla da kalmıyor; albümleri alanlar için CD’lerde ayrıca hoş bir sürpriz de var. Her bir albüm kitapçığında ilgili ülkenin geleneksel yiyecek ve içeceklerine ilişkin tariflere yer verilmiş. Örneğin Brezilya CD’sini alırsanız, muz ve rom ile yapılan iki özel içki ile Brezilya usulü pilavın nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. Ülkelerin hem geleneksel hem de çağdaş müziklerinden örnekleri bir araya getiren albümlerin kapaklarında farklı meyvesebze resimleri kullanılmış. Üzerinde karpuz resmi bulunan Türkiye CD’sinde şu şarkılar yer alıyor: “Nükleer Kış”“Yarım Kalan Hayaller”/Nem, “Uyan Sunam”“Gücüm Yetene Kadar”/Şükriye Tutkun, “Yaşım 17”/Fuat Güner, “Arap Çiftetellisi”“Üsküdar’a Gider İken”/Esin Engin Orkestrası, “Şehri İstanbul”/ Cengiz Teoman, “Çal”/ Aydilge, “Gurbet Halayı”/Ali Nafile. “The Greatest Songs Ever” serisi, değişik müziklerle dünya kültürlerini daha yakından tanımak için oldukça ilginç bir proje. Ve arşivlerde bulunması gereken üçüncü albüm ise “The Very Best Of Freddie Mercury”. Ünlü rock grubu Queen’in karizmatik solisti Freddie Mercury’nin doğumunun 60. yılında solo kariyerinden örnekleri bir araya getiren bu çalışma, iki CD’lik özel bir set halinde yayımlandı. Birinci CD, birkaç şarkı dışında, ağırlıklı olarak Mercury’nin “In MY Defence”, “The Great Pretender”, “Love Kils”, “Time”, “Barcelona”, “Mr. Bad Guy”, “Made In Heaven” gibi unutulmaz şarkılarının orijinal kayıtlarından oluşurken; ikinci CD’de az bilinen ya da yeni remikslere yer veriyor. İlk CD’de, “Guide Me Home” adlı şarkının hem Freddie Mercury ile sanatçının dünyanın en tanınmış sopranolarından Montserrat Caballe’nin birlikte seslendirdikleri versiyonunun yanı sıra, ayrıca bir de Thierry Lang piyano versiyonu bulunuyor. İsviçreli caz piyanisti Thierry Lang, Freddie Mercury’nin anısına bu parçanın düzenlemesini yeniden yapıp kaydetmiş. Rock tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü seslerinden biriydi Freddie Mercury. AIDS hastalığına yakalanıp öldüğünde henüz 46 yaşındaydı. Ne yazık ki, çok genç öldü ama şarkıları daha uzun yıllar yaşayacak. kzulal@yahoo.com Sertab Dijital ertab Erener’in, dj Murat Uncuoğlu ve Aytekin Kurt ile birlikte sahnelediği Sertab Dijital projesi 26 Ekim Perşembe akşamı Balans’da olacak. Gece, Sertab Erener’in şarkılarının Murat Uncuoğlu ve Aytekin Kurt tarafından yapılan yeni düzenlemelerini dinleyebileceksiniz. 27 Ekim Cuma akşamı da Balans’ta Demir Demirkan konser verecek. Pentagram ile tanıdığımız gitarcı ve şarkı yazarı Demir Demirkan yurt dışında bulunduğu yıllarda Scott Henderson, Frank Gambale, Paul Hanson gibi isimler ile birlikte çalıştı. (0216 556 98 00, biletler 25 YTL) S Oğlan bizim kız bizim elim Sesler son albümü ‘Oğlan Bizim Kız Bizim’i 26 Ekim Perşembe akşamı Babylon’da sevenleri için seslendirecek. ‘Oğlan Bizim Kız Bizim’ albümü, Edirne’den Urfa’ya, Trabzon’dan Muğla’ya, İzmir’den Sivas’a kadar geniş bir coğrafyada dolaşarak, Anadolu düğünlerinin hüznünü ve çoşkusunu dile getiriyor. Gece klarnette Selim Sesler, ud ve cümbüşte Hasan Demir, kemanda Erman Kırıkkulak, vurmalı çalgılarda Serkan Koçan, kanunda Bülent Sesler ve kontrbasda Umut Sel olacak. (0216 556 98 00, biletler 17 YTL) S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle