22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA SAYFA 3 Deprem ve kamusal denetim HÜSEYİN KUZU İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Deprem neydi? Kimine göre kader! Kimine göre bir doğa olayı. Peki, hayatımızda kendini hep unutturan ama arada, “Bak hayatınızda ben de varım, unutmayın!” der gibi bizleri telaşlandıran depremin, hayatımızdaki etkilerini azaltmak için neler yapabiliriz. Belki toplumsal hafızamızın zayıflığından olsa gerek, “Nerede Bu Devlet?” çığlıkları atacağız yine. Ülkemizin her açıdan önemli dönüm noktalarından biri olan 1999 Marmara Depremi’nden sonra neler yaptık, bir düşünelim... Öncelikle yapı denetim sistemini ülkemizde faal hale getirdik. Pilot il uygulaması ile 12 yıla yakın bir sürede ülkemizin büyük bir bölümünde sistemi tarttık, bir ara tümden kaldırmaya bile çalıştığımız sistemi ülkemizin tümüne yaydık. Eski sisteme göre yapı denetim sistemi binalarımızın kalitesini, can güvenliğimizi artırdı. Ama ne hikmetse bir gecede kanunların yapıldığı güzide ülkemizde, Yapı Denetim Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, halen sorunları çözme yetisine getirilemedi. Bunun yanında, sistemin bizatihi içinde bulunan insanların önerileri dikkate alınmadan, deyim yerindeyse “kulağımızın üzerine yattık!”. Ama hem yapıların güvenli bir şekilde denetlenmesini sağlayacak insanlara hem de yapılarını denetletecek insanlara bu sistemin bir nevi “Kamusal Denetim” olduğu düşüncesini yerleştiremedik. Doğrusu, “Bizler daha kamu alanındaki denetimlerimizi tam olarak yerine getirmemişken özel sektör konumundaki şirketlerden mi bunu bekleyeceğiz?” der gibisiniz. Bence gayet de haklısınız. ORMA, SORGULAMA... Peki, kamu kurumlarımıza ne oldu? Sahi, ne oldu ya? Bir kısmının adına bile tahammül edilemeyerek ismi değiştirildi, bir kısmı işlevsiz gibi gösterilerek özelleştirildi, bir kısmının da çeşitli uygulamalarla içleri boşaltıldı. Büyük bir kısmında ise siyasi kaygıdan yoksun kamu denetimi unutulmaya yüz tuttu. Bunları söylerken halen birçok kamu kurumumuzda işini layıkıyla yapmaya çalışan, halkının ve kamunun çıkarlarını her zaman ön planda tutanların hakkını vermek gerekli. Çünkü birçok kurumda çok iş az personelle yapılmaya çalışılıyor. Sizin de aklınıza geldi mi? “Sistem denetim yapılmamasına mı sevk ediyor bizleri”, “İşini yap, maaşını al, hayatına bak, sorma, sorgulama, yorum yapma” türünden cümleleri sıkça mı duymaya başladık? Bir yanda ise mesleğini halkın ve kamunun yararına adamış, demokratik kitle örgütü olma özelliği taşıyan meslek odalarımız var. Üretilen projeleri hiçbir etki altında kalmadan bağımsız bir şekilde inceleyen, mesleki denetimi “kamusal denetim” olarak gören odalarımız... Onlar da “İstemezükçüydü” değil mi? Kamu yararına olmayan yatırımlara itiraz etmeseler, çılgın projelerin tümünü destekleseler, toplumsal olaylarda birçok kitle örgütü gibi üç maymunu oynasalar, onlar da baş üstünde tutulacaklardı belki de. ÜTÜNCÜL BAKIŞ Şimdi genel sorunlarımızdan birini daha düşünelim. Olaylara bütünsel bakamamak, baksak da bütünsel çözüm bulamamak... İşte tam da bu noktada yukarıda anlattığımız üçlü sacayağını düşünelim. Kamusal denetimin de tam olarak sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için bütünsel olarak hareket edilmelidir. Her biri sisteme adapte edilip onların da görüşleri alınarak denetim mekanizmamız daha iyi hale getirilebilir. Kısaca kör topal giden bir sistemde artık önümüzü daha rahat görme ve adımlarımız daha sağlam atma vakti gelmiştir. Deprem bilincinin artırılması için ise, halkımızın tümünü deprem ve depreme karşı alınacak önlemler hakkında bilgilendirmeye devam etmeliyiz. Geleceğimiz olan çocuklarımıza bu işin “Fıtratının” böyle olmadığını, bilimin yol göstericiliğinde ilerlemelerini aşılamalıyız. Unutmayalım ki, “Bir çocuk değişir dünya değişir.” B S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle