Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇEVRE Çevrecilik ölecek yavaş içimize işler. Her biri, doğamızdan bir parça götürür. Altı yaşından üniversiteden mezun olana kadar hiçbir şey Doğa Derneği Genel Müdürü üretemeyiz. Sabah sekiz, akşam beş. Hep aynı hareket. Sonuç: Sıraya yapışmış bir beden. Rekabete yenik düşmüş bir vicdan. oğanın sağlığı, insan sağlığının temel koşulu olarak kabul Bilgi çöplüğüne dönmüş bir akıl. edilecek. Daha çok insan kendi besinini kendisi Doğanın yarattığı bir varlık bundan daha fazla doğasından yetiştirmeye başlayacak. İnsanlar ‘fittness center’a arındırılmış ve yok etmeye hazır olabilir mi? Beden ve gitmek yerine şehrin tarlalarında çapa yapacak ve tohum ekecek. 2030 yılına kadar dünyanın modern toplumlarındaki “çevre” vicdanın tecrit edilmesiyle kontrolsüz kalan akıl, artık her algısında devrim yaşanacak. Çevre yakın bir zaman içinde duyduğuna ve okuduğuna inanabilir. Beden süslenmesi ‘bizim dışımızdaki’ varlıklara atfedilen elit bir değer gereken bir eşyadır, vicdan ise eski zamanların meselesidir. olmaktan çıkacak. Giderek artan bir ivmeyle doğa ve insanın Asıl olan, akıl gücüyle kazanılması gereken paradır. Bedenini birbirine bağlı olduğu gerçeği kavranacak. Toplumun küçük kullanarak ekmeğini kazanan köylüler, uzağımızdaki terli ve bir kesimine atfedilen ‘çevrecilik’ ölecek, onun yerine tozlu kişilerdir. herkesin parçası olduğu ‘doğa kültürü’ yeşerecek. İnsan, Akıl zenginlerini doyurmak için tozlandıkları çoğu zaman yediği her lokmayı, aldığı her nefesi ve içtiği her damla suyu hatırlanmaz. Sofraya konan salata ve meyvedeki emeği hiç aslında doğadan aldığını hatırlayacak. kimse konuşmaz. Onun yerine, ezen cümleler için savaşılır. Yaşamı kelimelerin arasına hapsetmiş Geleneksel taş, kerpiç ve ahşap mimari olmanın ağır sonuçlarını hemen her doğayla daha uyumlu olduğu için yeniden ‘Doğanın dilinden göç ettik. zaman görmezden geliriz. yaygınlaşacak, betonarme yavaş yavaş tarih İnsanı ezberledik. Kokuları, Daha çok konuşarak, televizyonla olacak. Yaşamsal ihtiyaçlar, giyecek, su, tatları, bakışları, duruşları, enerji, yerel ölçekte üretilmeye başlanacak. hisleri, kitleleri, diğer canlıları, uyuşarak, fitness salonlarına yazılarak veya enerji haplarına servet yatırarak Kırsal yaşam ve kent yaşamı arasındaki dağları ve nehirleri okumayı sorunu çözmeye çalışırız. Ancak bir türlü sınır eriyecek. Hastaneler ve hastalıklar azalacak. Bu dönüşüm, büyük şirketlerin ve unuttuk. Okuyamadığımız için, sonuç alamayız. Beden ve vicdanın tecrit edilmişliği, bizleri bir türlü rahat devletlerin değil, bir dizi yerel girişimcinin tümünü hızla yok ediyoruz . bırakmaz. Sema gösterileri, içimizi hoş önderliğinde olacak ve tüm dünyaya eder. yayılacak. Çünkü orada yok ettiğimiz doğamızı, vicdanı ve bedeni İnternet ve iklim değişikliğinin etkileri bu yaygınlaşmada mutlak uyum içinde görürüz. Greenpeace?in eylemleri konu büyük rol oynayacak. Şirketler ‘çevreci’ görünmek yerine, ne olursa olsun hep haber olur. doğayı koruyan üretim süreçlerinin peşine düşecek. Doğaya saygılı olanlar değil, onu yok edenler parmakla gösterilecek Toplum, bedenini ve vicdanını korkmadan harekete geçiren ve ayıplanacak. Temel eğitim anlayışı tümüyle değişecek. eylemcileri gıptayla izler. Bir an için bile olsa kendini onların Eğitim, yalnızca aklın değil, vicdan ve bedenin de eşit oranda yerine koyar. Rahatlar. Kadınların kendilerini buldukları eğitimi üzerine odaklanacak. Bu nedenle aile içi eğitim daha dönüm noktası anne olmalarıdır. Nihayet erkeklerin yorucu ön plana geçecek. Türkiye, henüz kırsaldan geçişini dünyasından ?izin? alarak unuttukları beden ve vicdanlarıyla tamamladığı için dünyadaki bu değişime büyük katkı koyacak baş başa kalırlar. ve belli alanlarda öncülük edecek. İnsanlar mutlu günlerini Doğanın dilinden göç ettik. İnsanı ezberledik. Kokuları, doğa bayramlarıyla kutlayacak. tatları, bakışları, duruşları, hisleri, kitleleri, diğer canlıları, dağları ve nehirleri okumayı unuttuk. Okuyamadığımız için, tümünü hızla yok ediyoruz. Kırgın kelimeleri duyuyoruz da, ELİMELER ZİNDANI onlardan evvel gelen uzak bakışlara tepki vermiyoruz. Hangi kelime sıcak bir gülüşün yerini tutar? Hangi cümle Gazetelerde ?Nehirler boşa akıyor? diyene inanıyoruz da, bir nehir gibi işitilir? Hangi mesaj aşkın dokunuşu kadar Dicle’nin sesini duymuyoruz. ? Mesaj göndermedin? diye beklenir? Hangi kitap kopyalanmaz? kızıyoruz da, hasret yüklü bir kucaklaşmayı bekleyemiyoruz. Bu macera biz altı yaşlarındayken başlar. Sokak gider, sıra Kitapları bir hazine gibi saklıyoruz, ama yazılmış ve gelir. Top oynamak biter, yazı gelir. A, B,C, alfabenin 29 yazılacak tüm kitapların tek suretlik kaynağını, doğayı, el harfi. Derken heceler, kelimeler. Cümleler. Ne olursa bundan birliğiyle yok ediyoruz. Kelimeler zindanı, bizim zindanımız. sonra olur. Öğrenilen her cümle ve içindeki her bilgi yavaş Yok mu içimizde bu zindandan kendini kurtaracak bir yiğit? GÜVEN EKEN YEŞİL ENERJİYE BÜYÜK İLGİ Amerikan Araştırma Enstitüsünün (WorldWatch Institute) yaptığı bir araştırmaya göre 2007 yılında yenilenebilir enerjilere 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı. 2004’e göre 2007 yılında yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde 50 arttı. Yenilenebilir enerjiden 2007de 240 gigavat elektrik üretildi. Hidroelektrik enerjisi dışında dünya genelinde yenilenebilir enerjiden elektrik üretimindeki pay yaklaşık yüzde 5’e ulaştı. 2006’ya göre rüzgâr enerjisinin kullanımı geçen yıl yüzde 28 arttı. Rüzgâr enerjisinden 95 gigavat elektrik üretildi. Ayrıca güneş enerjisinin kullanımını da yüzde 50 arttırarak 7.7 gigavata ulaştı. Bugün dünyanın çeşitli ülkelerinde 50 milyon ev güneş enerjisinden faydalanıyor. 2005 yılına göre biyoyakıt üretimi geçtiğimiz yıl yüzde 43 arttırarak 53 milyar litreye ulaştı. 2007 yılında yatırımcılar yüzde 47’si rüzgâra, yüzde 30’u da güneş enerjisi projelerine bütçe ayırdı. Dünyada 2006 yılında yenilenebilir enerji sektöründe 2 milyon 400 binden fazla kişiye istihdam sağlandı. 60 ülkenin hükümetleri yenilenebilir enerjisi kullanımının önümüzdeki yıllarda artmasıyla ilgili devlet programları oluşturduğu da biliniyor. D ’ K DÜNYAYI KURTARACAK KAMPANYA ANAOKULU OĞRENCİLERİNDEN ÇEVRECİ PROJELER B ayer’in Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile birlikte yürüttüğü Genç Çevre Elçisi programı kapsamında üniversite öğrencileri arasında “Dünyayı Kurtaracak Kampanya Kimde?” konulu proje yarışması düzenleniyor. Yarışma ile 21. yüzyılın en büyük çevresel felaketi olan küresel iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekilmesi amaçlanıyor. Genç Çevre Elçileri 27 Kasım 2008 tarihleri arasında Almanya’da düzenlenecek Genç Çevre Elçileri Toplantısı‘nda Türkiye’yi temsil etme ve projelerini uluslararası katılımcılar ile paylaşma şansını yakalayacak. G eçen ay “Anaokulları Arası 1. Geri Dönüşüm Etkinliği’ne katılan minikler, artık materyallerle hazırladıkları birbirinden ilginç projelerle jüri karşısına çıktı. Minikler yaratıcılıklarıyla jüriyi zorladı. Kurulduğu günden bu yana çok sayıda çevre projesi gerçekleştiren Özel İstanbul Çevre Okulları, 10.yılında bunlara bir yenisini daha ekledi. Anaokulu öğrencilerinin artık malzemelerden ürettiği projeler, ‘Biz Artık Çöp Değiliz’ proje yarışmasında jüri karşısına çıktı. Hazırlık sınıfı öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirilen proje yarışmasında, minik beyinlerde öncelikle çevre konusunda farkındalık yaratmak ve artık materyallerden farklı ürünler ortaya koyarak yaratıcılıklarını artırmak hedeflendi. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ‘Biz Artık Çöp Değiliz’ isimli proje yarışmasına, İstanbul genelindeki 13 anaokulunun hazırlık sınıfı öğrencileri katıldı. YEŞİL KUTUYLA DUYARLI KUŞAKLAR YETİŞTİRİLECEK B ölgesel Çevre Merkezi, Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı işbirliğinde yürütülen Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi, 2008 ve 2009 yıllarında BOSCH Ev Aletleri’nin desteğini arkasına alıyor. Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Projesi, öğretmenleri ve ilköğretim öğrencilerini hedef alarak çevre konusunda bilinçli ve duyarlı gelecek kuşaklar yetişmesini hedefliyor. Proje kapsamında 2008 ve 2009 senelerinde ise 6000 adet ‘Yeşil Kutu’ üretilmesi 5bin 600 öğretmene eğitim verilmesi ve 600 bin öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. Eylül ‘de Çanakkale ve Erzurum’da devam edecek. 3