18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

nin baştan aşağı tek vücut hale getirildiğini, memleketle ilgili kararları istisnasız bütün kumanda heyetleri ve arkadaşlarıyla birlikte aldığını, vali ve mutassarrıfların hemen tamamının mücadelede kendileriyle aynı tarafta olduğunu, Anadolu’daki milli teşkilatın kaza ve nahiyelere kadar yayıldığını, İngiliz himayesi altında bir müstakil Kürdistan kurulması hakkındaki propaganda ve girişimlerin de bertaraf edildiğini de sözlerine ekliyordu. Bu arada Ankara yolcuları da Amasya’ya vardı. Fuat Paşa’nın yanındaki isimsiz kişinin Rauf Bey olduğu anlaşıldı. Erzurum’da bulunan Kazım Karabekir’e ise görüşmeler sonucu alınacak kararlar bilahare bildirilecekti. Aynı günün gecesinde yapılan görüşmedeki fikir alışverişleri, ortaya Amasya Genelgesi’nin zeminini oluşturan kararları çıkardı. Amasya kararlarının ilk maddesi, “Vatanın tamamiyeti, milletin istiklali tehlikededir” cümlesiyle ülkede mevcut durumu tanımlayarak başlıyor, bu maddede ayrıca İtilaf Devletleri’nin etki ve denetimi altında kalan İstanbul hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmediği, bu durumun 76 milletin varlığını tehdit ettiği bildiriliyordu. Ardından, bütün Anadolu hareketinin anahtar cümlesi geliyordu: “Milletin istiklâlini gene milletin azm ü kararı kurtaracaktır.” Milletin durumunu görüşmek ve sesini bütün dünyaya duyurmak için, bir an önce, her türlü etki ve denetimden uzak, ulusal nitelikte bir kurumun teşkiline ihtiyaç vardı. Bunun için, Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta bir milli kongre düzenlenecekti. Kongreye katılmak üzere bütün sancaklardan milletin güvenini kazanmış üçer kişi hemen yola çıkarılmalıydı. Bu hareket, her ihtimale karşı mümkün olduğunca gizli ve korunaklı sürdürülmeliydi. Erzurum’daki 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir, Sivas’ta bir milli kongre toplanması fikrine karşı, bundan önce doğu illeri adına Erzurum’da bir kongrenin toplanmasının yararlı olacağını ileri sürmüş ve bu düşünce kabul görmüştü. Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da toplanması kararlaştırılan kongre için bu illerin müdafaai hukuk ve reddi ilhak derneklerinden seçilen üyeler, Erzu rum’a doğru yola çıkarılmışlardı. Bu nedenle Amasya kararlarının ikincisinde, Erzurum Kongresi üyelerinin de uygun zamanda Sivas’a hareket etmesi isteniyordu. Amasya kararlarının bir diğeri de, müdafaai hukuk cemiyetlerinin telgraflarının çekilmemesi için Posta Müdürlüğü’nden bildirilen emre yönelikti. Karara göre hükümetin bu genelgesi kesinlikle reddedilecek, haberleşme serbestisi yeniden sağlanana kadar protestolara devam edilecekti. Bu konudaki düşüncelerini ayrıca 20 Haziran tarihli bir şifreyle bildiren Mustafa Kemal’e göre söz konusu genelge, milletin sesini boğmak ve vatanın parçalanmasına karşı milletin birleşmesine engel olmak amacını güden “caniyâne ve ha’inâne” bir teşebbüsten başka bir şey değildi. Bu durumu protesto etmek için derhal müdafaai hukuk cemiyetlerinin önderliğinde mitingler düzenlenmesi ve telgrafhaneler işgal edilerek bu emrin geri alındığına dair cevap alınıncaya kadar İstanbul’un resmi haberleşme ağı kesintiye uğratılmaslıydı. Mustafa Kemal, “zerre kadar vicdanı olan bir telgraf memurunun” hükümetin kararına uymayacağına inandığını da ekliyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle