01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kuvayı Milliye Hareketinin Başlaması zmir’in işgali haberi ortalıkta dolaşmaya başladığında, zaten bir süredir bir araya gelip toplantılar yapan ve düşmana karşı çözüm arayışına giren halkta bir kıpırdanma başladı. Öncelikle İzmir’de Reddi İlhak Heyeti Milliyesi bir araya gelip durumu değerlendirdi ve eli silah tutanların Anadolu’da bir silahlı direniş başlatmasını, depolardaki silah ve cephanelerin halka dağıtılmasını ve bu direnişe katılmaları için hapishane mahkumlarının da serbest bırakılmasını kararlaştırdı. Bunları uygulamaya geçirmek için önce Maşatlık’ta bir miting düzenlendi ve halk yapılacaklar konusunda bilgilendirildi; ardından hapishane kapıları açıldı, kışlanın silah ve cephane depoları kırıldı. Bir yandan İzmir’den yurdun dört bir yanına telgraflar çekiliyor, “Allah’ını dinini seven vatan ordusuna imdat etsin” çağrıları yapılıyordu. Türklerin bölgedeki nizami güçlerine bakıldığında, yetersizlik hemen göze çarpıyordu. 17. Kolordu ve 56. Tümen İzmir’in işgaliyle dağılmıştı ve elde sadece 57. Tümen kalmıştı. Tümen komutanı yakın bölgelerde dağınık haldeki birlikleri toplamaya çalışıyordu. 16 Mayıs günü Yunanlıların Urla’yı işgal etmesi üzerine, burada 173. Alay Komutanı Yarbay Kazım Bey, alaydaki erlerle birlikte kasaba halkına da silah dağıtarak bir kuvvet oluşturmuştu. İ Aynı günlerde Aydın’da yapılan bir toplantıda, silahlı bir örgüt oluşturma ve yurdun her köşesine telgraflar çekme kararı verilmişti. Balıkesir’de de benzer konuşmalar yapılıyordu. 17 Mayıs günü işgal kuvvetleri kumandanı İzmir’de yaşanan olayları yatıştırmak için bir beyanname yayınlayarak, Türklere karşı uygulanan silah ve yağmanın birtakım ahlaksız ve düşüncesiz kimselerce gerçekleştirildiğini ve bunların önüne geçileceğini bildirdi. Asayişi sağlamak için gece sokağa çıkma yasağı başlatıldı ve özel yetkilere sahip bir divanı harp kuruldu. Ancak bir yandan bu açıklamalar yapılırken, bir yandan da işgaller devam ediyordu. Urla’nın ardından 17 Mayıs’ta Çeşme işgal edildi. Bu günlerde Muğla’da yapılan toplantılarda İzmir’in işgali ile birlikte Fethiye, Marmaris ve Bodrum’un işgali de kınanıyor, kurulan cemiyetler yoluyla milis kaydına başlanıyordu. Yunanlılar 18 Mayıs’a kadar İzmir ve Urla’da denetimi sağlayıp ilerlemeye devam ettiler. Durumu takip eden Venizelos ise asayiş için yerli Rumların da katkılarıyla milis kuvvetleri oluşturulmasını ve Aydın, Manisa ve Ayvalık’ın mutlaka işgal edilmesi gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine işgal güçleri 21 Mayıs’ta güneyde Torbalı’ya, doğuda Kemalpaşa’ya ve kuzeyde Menemen’e ilerlediler. Ertesi gün askerler Selçuk’a vardığında, Venizelos yeni bir plan açıkladı ve Kuşadası’na girmiş olan İtalyanların kendilerinden daha erken davranmalarından çekinerek bir an evvel Aydın’ın işgal edilmesini istedi. Aslında Paris Konferansı kararlarına göre, Aydın ve Manisa Yunan işgal alanının dışında bulunuyordu. Buna karşın 23 Mayıs günü Albay Zafiriu’nun verdiği emir doğrultusunda Turgutlu ve Manisa, ardından da Saruhan işgal edilecek, daha sonra Aydın’a geçilerek BayındırTire demiryolu denetime alınacaktı. Rumların yoğunlukta olduğu yerleşim yerlerinden Ayvalık’ta, İzmir’in işgalinin ardından bir tedirginlik yaşanmaya başlamıştı. Burada bulunan 172. Tümen Komutanı Yarbay Ali Bey, Albay Bekir Sami Bey’e bir telgraf çekerek ordudan takviye istemiş, ancak bu takviyenin yapılması o günlerde mümkün görünmediğinden kendisine “mahalli tedbirlere” başvurması söylenmişti. Bu cümle harekete geçmek için yeterli oldu ve Ali Bey çevre köylerden temin ettiği gönüllülerden bir milis kuvveti oluşturmaya başladı. 26 Mayıs günü bir İngiliz muhribinin eşlik ettiği Yunan gemileri Ayvalık’a geldi. Gemiye davet edilen Ali Bey, can güvenliğinin bulunmadığı gerekçesiyle bu da 60
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle