Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Saltanat Sona Eriyor udanya Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından, yapılacak barış konferansı için hazırlıklar başlamış, Osmanlı Hükümeti de Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti yanında konferansa katılmak arzusunda olduğunu bildirmişti. İtilaf Devletleri’nin, hâlâ İstanbul’da bir hükümetin varlığını tanıması ve yapılacak barış konferansına bu hükümetin temsilcilerinin de davet edilmesi, artık bu konuyu kesin sonuçlara bağlamayı gerektiriyordu. Havadaki gerilimi sezen muhalif mebuslar, Meclis’te, Mustafa Kemal Paşa’nın saltanatı kaldıracağı yolunda propagandalara başlamışlardı bile. Bunun bir devamı olarak, Rauf Bey bir gün Mustafa Kemal’i bazı önemli konuları görüşmek üzere, Fuat Paşa da onlara katılmak kaydıyla, akşam Keçiören’de Refet Paşa’nın evinde toplanmayı önermişti. Daveti kabul eden Mustafa Kemal, Refet Paşa’nın evin M de Rauf Bey’den Meclis’in, saltanat makamının, hatta belki de hilafetin ortadan kaldırılması görüşünün benimsenmiş olduğu endişesiyle üzgün olduğunu, Meclis’e ve dolayısıyla kamuoyuna güven vermek için bir şeyler yapmak gerektiğini duyuyordu. Rauf Bey, saltanat ve hilafet konusunda kendi düşüncesinin ne olduğu sorusuna cevaben ise, saltanat ve hilafet makamına vicdanı ve duygularıyla bağlı olduğunu, çünkü babasının padişahın ekmeği ve nimetiyle yetişmiş, Osmanlı Devleti’nin ileri gelenlerinden biri olduğunu, kendisinin de kanında o nimetin zerrelerini taşıdığını, buna nankörlük edemeyeceğini, padişaha bağlılığı bir borç, halifeye bağlılığı ise terbiyesinin gereklerinden saydığını, milleti elde tutabilmenin ancak saltanat ve hilafet makamıyla mümkün olduğunu, bu makamı ortadan kaldırıp onun yerine başka nitelikte bir makam getirmeye çalış 311