Katalog

kının getirdiği Türk sancağı alkışlar arasında asıldı. İkinci Süvari Fırkası Kumandanı Miralay Zeki Bey de Hükümet Konağı’na gelip burada bulunan Sadayıhak gazetesi başyazarı İsmail Hakkı Bey aracılığıyla şu ilanın yayımlanmasını sağladı: “İzmir ahalisine, İzmir bugün on evvelde işgal edilmiştir. Şehirde emniyet ve asayişin bir an evvel sağlanabilmesi için bütün ahali tam bir sükunetle işlerinin başına dönmelidir. Asayişi bozacak en küçük bir harekete yeltenen her ferdin şiddetle cezalandırılacağı ilan olunur. 2. Süvari Fırkası Kumandanı Miralay Ahmet Zeki” Bu sırada 20. Alay Urla istikametinde kaçan düşmanı takip ediyor, 4. Alayın büyük bölümüyle 2. Alay Kadifekale’ye ilerliyordu. 4. Alay, Aydın tarafından İzmir istikametinde bir Yunan kuvvetinin gelmekte olduğunu bildirdi; ancak bu kuvvetler de çok geçmeden, önden yetişen süvari alaylarının hücumuna uğrayıp sancaklarıyla birlikte teslim alındılar. Bu sırada süvari alayının büyük bölümü de Reşat Bey kumandasında Kadifekale’yi işgal ediyordu. Halkın coşkulu tezahüratı arasında Reşat Bey güçlükle Kadifekale’ye çıktı ve emir çavuşu Bilecikli Celil’e kalenin üstüne Türk bayrağını çektirdi. Diğer taraftan Bursa istikametinde çekilip Keşişdağı ile İznik arasında konumlanmaya çalışan Yunan askerleri de mağlup edilip takibe geçildi. 9 Eylül akşamı Bursa’ya girildiğinde burada Yunanlıların iki piyade alayı ile takviye edilmiş 11. Tümeni ve 10. ve 13. Tümenleri bulunuyordu. Menderes civarında iki alaylık Yunan askeri toplanmıştı; İzmir’de yaşananlardan haberleri olmayacak ki, güneyden şehre doğru ilerliyorlardı, ancak civara gelince durumu haber aldılar ve teslim olmayı tercih ettiler. Kuzeyde İznik Gölü batısından Mudanya istikametine doğru yürüyen Türk askerleri 11. Yunan tümeniyle 47. ve 55. Piyade alaylarının karşısına çıktılar. Vapurlara binip kaçmanın mümkün olmayacağını anlayınca, fırka kumandanıyla birlikte 200 subay ve 6 bin asker ve bütün depolarıyla Yunan birlikleri Türk askerine teslim oldu. Kurtulabilen 3. ve 10. Tümenler ise Bandırma istikametinde takip edildi. Sonuçta ilerleyen günlerde de sadece iki Yunan piyade alayı Türk askerlerinin takibinden kurtulup vapurlara binerek kaçabilecekti. 1919 yılındaki işgalden itibaren yaşanan karanlık günlerin sona erişi, İzmirlilere ve tüm Türk halkına Mustafa Kemal Paşa’nın şu sözleriyle müjdelendi: “Büyük ve asil Türk milleti! Ordularımız 9 Eylül sabahı İzmir’i, akşamı Bursamızı kurtardılar. Akdeniz askerimizin zafer teraneleriyle dalgalanıyor. Asya imparatorluğuna yeltenen küstah düşmanın muharebe meydanlarına gelmek cesaretinde bulunan ordu kumandanları, kumanda heyeti günlerden beri harp Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa İzmir’e girerken. 295