01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ankara’da Siyasi Ortam ir süredir çeşitli muhalif girişimlere sahne olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından da sesler yükselmeye başlamıştı. Mebuslar Sakarya’da kazanılan zaferin ardından hemen harekete geçilmemesine anlam veremiyor, bu durumu kumandanların basiretsizliğine ve kararsızlığına bağlıyorlardı. Bu sabırsızlığın bir uzantısı da, Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya’da ordulara kumanda etmek üzere aldığı başkumandanlık yetkisini idari alanda da kullanacağı yönündeki görüştü. Başkumandanlık süresinin uzatılması için yapılan Meclis oturumlarında bu kuşkular iyice açığa çıkmıştı. Yapılan tartışmalarda Mustafa Kemal’in bu yetki aracılığıyla Meclis’in haklarını ele geçirdiği, memlekette olup bitenlerin mebuslardan gizlendiği, ordunun yeni bir taarruza geçecek gücü olmadığı gibi cümleler sarf ediliyordu. B Bu tartışmaların en yoğun yaşandığı oturumlardan biri olan 14 Aralık 1921 tarihli oturumda, İzmit Mebusu Sırrı Bey, olayların gidişiyle ilgili kendilerine verilen bilgilerin İstanbul gazetelerinden rahatlıkla erişilecek haberlerden daha fazla olmadığını iddia ettikten sonra şöyle devam ediyordu: “Eğer hükümetimizin haber kaynağı yalnız İstanbul gazetelerinde yazılı olanlar ise bu durumu teessüfle karşılıyoruz. Demek bu hususta verdiğimiz paralar hep faydasız!” Sırrı Bey’in ardından söz alan Erzurum temsilcisi Mustafa Durak Bey de benzer cümlelerle söze başladıktan sonra, bir otorite boşluğundan söz ederek şunları söylüyordu: “Milletin malını, canını aldık, kuruttuk, her şeyi yaptık ve hiçbir şeye karışmadık. Bizzat hükümet etmedik, hükümeti birtakım ellere verdik ... Rica ederim, Sakarya harbini unuttunuz mu? Sakarya harbini takiben düşman Haymana gerilerine geldiği zaman biz gürültü kopardık ki harpten hiçbir havadis alamıyoruz. O zaman bizi tehdit ettiler: Size havadis vermeyeceğiz, artık size havadis verecek değiliz. Efendiler, teessüf ediyorum, çok esef ediyorum. İstanbul’da daha dünkü güne kadar çalışanlar buraya geldiler, o dairelere girdiler, bütün şifreler ve bütün muhaberat onların elindedir. Onlar her şeyden haberdar oluyorlar. (Alkışlar, bravo sadaları) Efendiler, çomak başkalarının elindedir ... Fevzi Paşa’nın mesuliyeti ile bendenizin veyahut diğer bir arkadaşımızın mesuliyeti arasında ne gibi bir fark vardır? Fark şudur ki efendiler, yarın tasavvurlarımızın aksi ortaya çıktığı gibi hepimizin gideceği yer birer yağlı sicimdir. Efendiler, Afyon harbini unutmayınız. O harpten evvel yine hükümet namına bir kürsüden Fevzi Paşa Hazretleri ‘Ordumuz Büyük Taarruz öncesinde Mustafa Kemal gazetecilerle. 268
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle