01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ANKARA ANTLAŞMASI’NIN HÜKÜMLERİ 20 Ekim 1920 günü Fransa Hükümeti adına Franklin Boullion ile Ankara Hükümeti adına Yusuf Kemal Bey arasında imzalanan Ankara Antlaşması’nın hükümleri şöyleydi: 1. Her iki taraf, bu antlaşmanın imzalanmasıyla birlikte aralarındaki savaş durumunun sona ereceğini kabul ederler. Durum ordulara, sivil makamlara ve halka derhal bildirilecektir. 2. Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra Türk ve Fransız bütün tutuklu ve savaş tutsakları serbest bırakılacak ve kendilerini tutuklayan tarafın yapacağı harcama ile, gösterilecek en yakın kente götürüleceklerdir. Bu madde hükmü tutuklama, hapis veya esaretin tarihi ve yeri ne olursa olsun, tüm tutuklu ve tutsaklar için geçerli olacaktır. 3. Bu antlaşmanın imzalanmasından sonra en son iki ay içinde, Fransız kuvvetleri 8. maddede belirtilen hattın güneyine, Türk kuvvetleri ise aynı hattın kuzeyine çekileceklerdir. 4. 3. maddede yazılı süre içinde uygulanacak boşaltma ve teslim alma, her iki tarafın komutanlarınca atanan bir karma komisyonun kararına göre saptanacak düzenlemelerle yapılacaktır. 5. Her iki taraf, boşaltılacak topraklarda, bu toprakları teslim alır almaz bir genel af ilan edecektir. 6. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Misakı Milli’de açıkça tanınan azınlık haklarının, bu konuda Müttefik Devletler ile onların hasımları ve kimi müttefikleri arasında yapılmış sözleşmelerdeki ilkelere dayanarak kendi tarafından doğrulanacağını bildirir. 7. İskenderun bölgesi için özel bir yönetim kurulacaktır. Bu bölgenin Türk ırkından olan halkı, kültürünün gelişmesi için her türlü kolaylıktan yararlanacaktır. Türk dili orada resmi bir niteliğe sahip olacaktır. 8. Üçüncü maddede adı geçen hat, aşağıdaki şekilde saptanmış ve belirlenmiştir: Sınır çizgisi, İskenderun Körfezi üzerinde Payas mevkiinin hemen güneyinde olmak üzere seçilecek bir noktadan başlayacak ve yaklaşık olarak Meydanı Ekber’e doğru gidecektir (demiryolu istasyonu ve Meydanı Ekber, Suriye’de kalacaktır); oradan Marsova’yı Suriye’ye ve Karnaba ile Kilis kentini Türkiye’ye bırakmak üzere güneydoğuya doğru kayacak ve Çobanbey istasyonunda demiryoluyla birleşecektir. Daha sonra, Bağdat demiryolunu izleyecek olan sınır çizgisi (demiryolu platformu Nusaybin’e dek Türk toprakları üzerinde kalacaktır), Nusaybin ile Cezireti İbni Omar arasındaki eski yolu izleyerek Cezireti İbni Omar’da Dicle’ye varacaktır. Nusaybin, Cezireti İbni Omar ve yol Türkiye’de kalacaktır. Çobanbey ile Nusaybin arasındaki demiryolunun istasyon ve garları, demiryolu platformunun parçalarından sayılarak Türkiye’ye bırakılacaktır. 9. Osmanlı hanedanının kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın Caber Kalesi’nde bulunan ve Türk Mezarı adıyla tanınan mezarı, çevresiyle birlikte Türkiye’nin malı oalrak kalacak ve Türkiye orada koruyucular bulundurup Türk bayrağını çekebilecektir. 10. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Pozantı ile Nusaybin arasındaki Bağdat demiryolu kesimine ilişkin ayrıcalık hakkının ve Adana ilinde yapılmış bulunan kolların bu ayrıcalık haklarına bağlı, özellikle işletmeye ve taşıma ticaretine ilişkin tüm hak, izin ve avantajlar ile birlikte, Fransız Hükümeti’nin seçeceği bir Fransız grubuna devredilmesini kabul eder. Türkiye, Meydanı Ekber’den Çobanbey’e kadar Suriye topraklarında demiryolu ile askeri ulaşım yapma hakkına sahip olacaktır. Suriye de Çobanbey’den Nusaybin’e dek Türk toprakları üzerinde demiryolu ile askeri ulaşım yapma hakkına sahip olacaktır. İlke olarak bu demiryolu kesimi ve kolları üzerinde ayrım gözeten hiçbir tarife uygulanamaz. Gerekirse bu ilkeye aykırı hareket edilebilmesi konusunu iki hükümet birlikte incelemek hakkını saklı tutarlar. Anlaşma olanağı bulunmazsa taraflardan her biri özgürce hareket edebilecektir. 11. Bu antlaşmanın onaylanmasından sonra Türkiye ve Suriye arasında bir gümrük sözleşmesi yapılması için bir karma komisyon kurulacaktır. Bu sözleşmenin koşulları ve yürürlük süresi bu komisyon tarafından saptanacaktır. Bu sözleşmenin yapılmasına kadar taraflar hareket özgürlüğüne sahip olacaklardır. 12. Kuveik suyu, Halep kenti ile kuzeyde Türk kalan bölge arasında adil bir şekilde ve iki tarafı tatmin edecek biçimde bölüşülecektir. Halep kenti, bölgenin ihtiyacını karşılamak üzere kendi yapacağı harcamalarla Türk toprağı üzerinde Fırat’tan da su alabilecektir. 13. Yerleşik ya da yarı göçebe halktan 8. maddede belirlenen sınır çizgisinin her iki tarafında bulunan çayırlardan yararlanmayı ya da mülkiyet hakkına sahip olanlar haklarını eskisi gibi kullanmayı sürdüreceklerdir. Bunlar işletme ihtiyaçları için özgürce ve hiçbir gümrük vergisi ya da çayır için resim, ne de başka bir ücret vermeksizin sınır çizgisinin bir yanından öteki yanına hayvanlarını ve yavrularını, araç ve gereçlerini, tohumlarını ve ürünlerini götürebileceklerdir. Bunlara ilişkin vergi ve resimleri oturdukları ülkede ödemekle yükümlüdürler. 207
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle