19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YARIŞMA DIŞI Sihirli Flüt/The Magic Flute İngiliz sinemasının en büyük oyuncularından Kenneth Branagh, büyük çoğunluk Shakespeare uyarlamalarına adadığı yönetmenlik kariyerine, Mozart’ın filmle aynı adı taşıyan operasını, genç oyunculardan kurulu bir kadroyla Birinci Dünya Savaşı dönemine taşıyarak devam ediyor. (Yön: Kenneth Branagh , İngiltereFransa, 2006, 135 dk.) performansını sergiliyor. Xavier Giannoli’nun yönettiği film, Depardieu’nun canlandırdığı ClermontFerrandlı yerel bir şantörün, Fransız sinemasının genç kuşak en başarılı oyuncularından Cecile de France tarafından canlandırılan genç ve güzel bir kadına olan tutkulu aşkını konu alıyor. (Yön: Xavier Giannoli, Fransa, 2006, 112 dk.) bu AlmanyaABD ortak yapımında, Ed Harris ve Diane Kruger’lı göz kamaştırıcı oyuncu kadrosuyla ünlü besteci Ludwig van Beethoven’ın hayatının son yıllarını anlatıyor. (Yön: Agnieszka Holland, ABDİngiltereMacaristan, 2006, 104 dk.) kendisinden 50 yaş küçük Jessie adlı bir kıza olan aşkı üzerinden gençliğe ve yaşlılığa dair duygusal yoğunluğa sahip etkileyici bir filme imza atıyor. (Yön: Roger Michell, İngiltere, 2006, 95 dk.) Venus Notting Hill, The Mother ve Enduring Love gibi birbirinden son derece farklı filmlerin İngiliz yönetmeni Roger Michell , İrlandalı usta oyuncu Peter O’Toole’un yıllar sonra olağanüstü bir performansla çıkageldiği Venus’te, eski bir oyuncu olan Maurice’in (O’Toole) Molière Fransız yönetmen Laurent Tirard, bu ikinci uzun metrajlı filminde, ünlü tiyatrocu Molière’in yaşam hikâyesini, tıpkı onun oyunları gibi yanlışlıklar ve ahlaki çelişkilerle dolu keyifli bir seyirliğe dönüştürerek anlatıyor. (Yön: Laurent Trirard, Fransa, 2007, 120 dk.) Şantör/The Singer Yedi dalda Fransa’nın César Ödülleri’ne aday gösterilen Şantör’de Gérard Depardieu son zamanlardaki en etkileyici Beethoven’ı Anlamak/Copying Beethoven Polonya sinemasının en önemli kadın yönetmenlerinden Agnieszka Holland (Europa Europa, The Secret Garden) SİNEMADA İNSAN HAKLARI Beyinfırtınası için 10 film ünyanın çeşitli yörelerinde yaşanan haksızlıkları kimi zaman tarafsız bir gözle, kimi zaman da açıkça taraf tutarak perdeye aktaran, toplumların ve bireylerin yaşamını değiştiren politikaları sorgulayan, küresel kapitalizmin, baskıcı rejimlerin, haksız savaşların izini süren filmlerden oluşan bu geleneksel bölümde, bu yıl 10 film gösterilecek. İnsan Hakları temasını işleyen bu filmler, Avrupa Komisyonu işbirliğiyle ilk kez düzenlenecek olan bir yarışmada yer alacaklar. Avrupa Konseyi, insan hakları konusunda kamuoyunda ilgi ve bilinç uyandıran, bu konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına yol açan bir filmin yönetmenine Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde FACE Ödülü’nü verecek. D İsimsiz Kahramanla/Days of Glory Filmde, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’ya karşı savaşan Kuzey Afrikalıların öyküsünü anlatılıyor. Filmin kahramanlarının Fransız ordusunda savaşmalarına rağmen ayrımcılığa maruz kalmaları ve İkinci Dünya Savaşı’ndan yıllar sonra Cezayir’in bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Fransa’nın uyguladığı şiddet ışığında düşünüldüğünde iki kat ironik bir hal alıyor. (Yön: Rachid Bouchareb, FransaFasCezayirBelçika, 2005, 120 dk.) Flandres yiminin metaforu niteliğinde. (Yön: Rajko Grlic, Hırvatistan BosnaHersek Makedonya Slovenya Sırbistan İngiltere Macaristan AvusturyaFransa, 2006, 95 dk.) koyarken antikapitalist duruşuyla dikkat çekiyor. (Yön: Abderrahmane Sissako, MaliFransaABD, 2006, 115 dk.) Flandres Bruno Dumont’un son filmi, Fransız taşrasında yaşayan Barbe’ın iki gençle olan ilişkisini ve bu iki gencin daha sonra askere çağrılıp ismi belirtilmeyen bir Ortadoğu ülkesindeki savaşa katılmasını konu ediniyor. Gençlerin pastoral Fransa kırsalında Barbe’la sevişme sahneleri ve Ortadoğu’daki savaşın dehşetini ortaya koyan savaş sahneleri arasında gözle görülür bir karşıtlık olsa da, yönetmen Dumont bu iki kutup arasındaki ortak paydayı bulmayı başarıyor: İnsanın hayvansı güdüleri. (Yön: Bruno Dumont, Fransa, 2006, 91 dk.) Kurak Mevsim/Dry Season Çad’da 40 yıl süren iç savaşın ardından hükümetin savaş suçlularına af çıkarması üzerine genç Atim, savaş yıllarında babasını öldüren Nassara’nın peşine düşer. Artık düzenli bir hayat kurmuş olan Nassara’nın yanında çalışmaya başlar ve böylece onu daha kolay öldüreceğini düşünür... (Yön: MahamatSaleh Haroun, FransaBelçikaÇadAvusturya, 2006, 95 dk.) Keman / The Violin Meksikalı Francisco Vargas’ın ilk yönetmenlik denemesi olan Keman, yaşlı bir kemancının rehberliğinde 1970’lerin çiftçi ayaklanmalarının izini sürüyor. Etkileyici siyahbeyaz görüntüleriyle ve filmi baştan sona sürükleyen müzikleriyle öne çıkan filmin başrol oyuncusu Don Angel Tavira, Cannes Film Festivali’nde ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülü kazandı. (Yön: Francisco Vargas, Meksika, 2005, 98 dk.) Fidel’in Yüzünden!/Blame it on Fidel! Costa Gavras’ın belgeselci kızı Julie Gavras, ilk kurmaca filmi Fidel’in Yüzünden!’de 1970 yılının Fransa’sında yaşayan avukat Fernando ile yazar Marie’nin Latin Amerika’ya yaptıkları yolculuktan sonra komünist harekete bağlanmaları ve evlerini komünist örgüt üyelerine açmalarıyla ortaya çıkan gelişmeleri ele alıyor. Filmin en önemli özelliği ise, Fransa yakın tarihinin bu çalkantılı dönemini Fernando ve Marie’nin dokuz yaşındaki kızları Anna’nın gözünden aktarması. (Yön: Julie Gavras, Fransa, İtalya, 2006, 99 dk.) Dört Dakika/Four Minutes Film, bir kadın hapishanesindeki mahkumlara ders veren 60 yaşlarındaki piyano öğretmeni ile yetenekli olduğu kadar sorunlu bir mahkumun arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Alman yıldız Moritz Bleibtreu’nun annesi Monica Bleibtreu ile genç oyuncu Hannah Herzsprung’un sarsıcı performanslar ortaya koyduğu film, müzik kullanımıyla da etkileyici olmayı başaran karakter odaklı bir dram. (Yön: Chris Kraus, Almanya, 2006, 100 dk.) Grev/Strike Polonya’da geçen ve gerçek olaylara dayanan film, Polonya’da Dayanışma Hareketi oluşumunun göz ardı edilen kahramanının öyküsünü anlatıyor. (Yön: Volker Schlöndorff, AlmanyaPolonya, 2006 104 dk.) Eve Dönüş Ömer Uğur’un bu yılki Ulusal Yarışma’da da yer alan ve 12 Eylül darbesini sert bir biçimde eleştiren filmi Eve Dönüş ise bölümün Türkiye’yi temsil eden filmi… Film, 12 Eylül 1980 darbesinin sıradan yaşamlar üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi trajikomik ve duygulu bir yaklaşımla ele alıyor. (Yön: Ömer Uğur, Türkiye, 2006, 101 dk.) Sınır Karakolu/Border Post Yugoslavya döneminde Arnavutluk sınırındaki bir askeri karakolda frenginin ortaya çıkmasıyla başlayan Sınır Karakolu, birbirini takip eden absürd olayları ele alan bir komedi. Filmin sonunda komedinin trajediye dönüşmesi ise Yugoslavya dene Bamako/The Court Film, küreselleşmenin Afrika kıtası üzerindeki etkilerini mahkeme sahnelerindeki somut rakamlar aracılığıyla ortaya 8. SAYFA 26. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle