Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÜNYA FESTİVALLERİNDEN Ödüllü filmler geçidi luslararası İstanbul Film Festivali, bu yıl yine dünyanın farklı köşelerinde düzenlenen belli başlı film festivallerinde gösterilmiş ve çoğu ödül kazanmış filmlerden derlenen bir bölüm sunuyor. Festival’e bir “Festivaller Festivali” özelliği katan ve sponsorluğunu Goldaş’ın üstlendiği bu bölümde, 21 seçkin film yer alıyor. U Durgun Yaşam / Still Life Festivale daha önce Bilinmeyen Zevkler ve Yalan Dünya adlı filmleriyle konuk olan Çinli yönetmen Jia Zhangke’nin yeni filmi Durgun Yaşam, Yangze nehrinin kıyısında, baraj yapımı nedeniyle sular altında kalacak olan bölgede geçen bir öykü anlatıyor. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan kazanan film, adına yaraşır biçimde olay örgüsünden çok ağır temposu, sabit planları ve şiirsel atmosferiyle dikkat çekiyor. (Yön: Jia Zhangke, Çin, 2006, 109 dk.) leri, yönetmen Marc Recha’nın Barnils üzerine yaptığı kapsamlı araştırmaların ardından tatil için gittiği İspanya’nın Katalan bölgesinde geçiyor. Kardeşiyle birlikte kamera karşısına da geçen yönetmen, muhteşem doğa görüntüleri eşliğinde kendi aile tarihiyle Barnils’in aile tarihi arasındaki ilginç paralelliklere dikkat çekerken bellek ve tarih üzerine etkileyici bir filme imza atıyor. (Yön: Marc Recha, İspanya, 2006, 93 dk.) BengalceHintçe, 2006, 122 dk.) Geçmiş Zaman Olur ki / Old Joy Kelly Reichardt’ın ikinci yönetmenlik denemesi Geçmiş Zaman Olur ki, yıllar sonra bir araya gelip Portland yakınlarındaki dağlık bölgede kamp yapmaya giden eski dostlar Mark ve Kurt’ün hikâyesini anlatıyor. Dostluğun anlamı ve geçmişin geri getirilemezliği üzerine şiirsel bir yolculuk niteliğindeki film, yönetmenine Rotterdam’da Tiger ödülü kazandırmıştı. (Yön: Kelly Reichardt, ABD, 2006 76 dk.) Aile Dostu / The Family Friend Paolo Sorrentino’nun Cannes’da Altın Palmiye için yarışan filmi Aile Dostu, insanlara borç vererek onların hayatlarında yer edinmeye çalışan yaşlı ve yalnız tefeci Geremia’nın öyküsünü anlatıyor. Film, sevgisizlik, para hırsı ve saplantı üzerine sıradışı bir yapım. (Yön: Paolo Sorrentino, İtalya, 2006, 110 dk.) Benim Adım Elisabeth/Call Me Elisabeth Filmde, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız taşrasında, birinin annebabası boşanmak üzere olan, diğeriyse psikayatri kliniğinden kaçan iki kızın kurduğu ilişki anlatılıyor. Karanlıktan, evinin yakınlarındaki perili şatodan ve diğer ‘tuhaflıklardan’ korkan on yaşındaki bir kız çocuğunun gözünden büyümek, yalnızlık ve dostluk üzerine insanın yüreğini burkan bir öykü... (Yön: JeanPierre Ameris, Fransa, 2006, 90 dk.) Fay Grim Amerikan bağımsız sinemasının kendine özgü efsanelerinden Hal Hartley’nin en önemli filmlerinden Henry Fool’un devamı niteliğindeki Fay Grim’de, ABD’nin güvenliğiyle ilgili gizli bilgilere ulaşmak isteyen bir CIA ajanı, Fay’i eski kocası Henry’nin defterlerini bulmaya zorluyor. Tematik anlamda tam bir 11 Eylül sonrası filmi olan Fay Grim, görselliği ve kurgusuyla bir Hal Hartley filminin taşıması gereken bütün niteliklere sahip. (Yön: Hal Hartley, ABDAlmanya, 2006, 118 dk.) Suyun Rengi / The Colour of Water Moğolistan’ın donmuş steplerinde yok olma tehdidiyle karşı karşıya olan hayvancılığı ve geleneksel göçebe hayatını ele alan film, gizemli atmosferi, büyüleyici doğa görüntüleri ve özenli ses kurgusuyla dikkat çekiyor. (Yön: Peter BrosensJessica Wodwrth, AlmanyaBelçikaHollanda, 2006, 104 dk.) Yüzyılın Işığı / Syndromes and a Century Film, annebabası doktor olduğu için çocukluğunu hastane ortamında geçiren yönetmenin kendi deneyimlerinden esinlenen, gerçekle hayal arasında gidip gelen, parçalı anlatımıyla dikkat çekiyor. Film, Venedik’te Altın Aslan için yarışmıştı. (Yön: Apichatpong Weerasethakul, TaylandFransaAvusturya, 2006 105 dk.) EFilmde rmenistan’a Yolculuk / Armenia kökenlerini aramak ve babasını bulmak için Ermenistan’a giden Fransız Ermenisi kardiyolog Anna’nın öyküsü anlatılırken bellek ve aidiyet kavramlarını tartışılıyor. Ariane Ascaride, yolculuğun sonunda kendini bulan aksi ve dediğim dedik Anna karakterini başarıyla canlandırıyor. (Yön: Robert Guediguian, Fransa, 2006, 125 dk.) Ofset Ödül zengini Bay Lazarescu’nun Ölümü’nün senaristlerinin kaleme aldığı film, bir aşk üçgenini konu alıyor. Film, farklı uluslardan geçici olarak bir araya gelen kişilerin korku ve önyargılarını dilbilimsel, kültürel, duygusal anlamda yansıtan bir kara komedi. (Yön: Didi Danquart, Almanya, 2006, 109 dk.) Bu Arada / Meanwhile 2003 yılında İstanbul Film Festivali’nde Altın Lâle alan Aniden / Suddenly’nin Arjantinli yönetmeni Diego Lerman’ın yeni filmi, zor zamanlardan geçen farklı karakterlerin öyküleri arasında gezinerek Buenos Aires’teki gündelik hayattan parçalar sunuyor. Küçük hayatlara odaklanan film, sade anlatımı ve özenli görselliğiyle de dikkat çeken bir yapım. (Yön: Diego Lerman , ArjantinFransa, 2006, 83 dk.) On Kano/Ten Canoes ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde gösterildiği Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan film, Aborijinlerin hayatını hikaye içinde hikaye tekniğiyle ele alıyor. (Yön: Rolf De Heer, Avustralya, 2006, 92 dk.) Düğünden Sonra / After the Wedding Hayatını Hindistan’daki sokak çocuklarına yardım etmeye adamış olan idealist Jacob Petersen, yönettiği yetimhanenin kapanmasını engellemek için zengin bir işadamının tuhaf teklifini kabul eder. Bir önceki filmi Kardeşler ile festivale iki yıl önce konuk olan Susanne Bier’in ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Oscar adayı olan yeni filmi Düğünden Sonra, ortaya koyduğu çok boyutlu sorunlara kolay çözümler getirmekten kaçınmasıyla dikkat çeken gerçekçi bir film. (Yön: Susanne Bier, Danimarka, 2006, 124 dk.) tiren ‘Bazen Sevinç Bazen Hüzün’ün yönetmeni Karan Johar’ın son filmi, New York’ta yaşayan Hintli Dev ile Maya’nın yasak ilişkisi üzerinden aşk, evlilik ve ihanet kavramlarını sorguluyor. (Yön: Karan Johar, Hindistan, 2006, 192 dk.) 2004 Yazı/Smmer 04 An Der Schlei ‘ChabrolRohmer buluşması’ olarak övülen ve 2006 Cannes’da ‘Yönetmenlerin On Beş Günü’ için seçilmiş tek Alman filmi olan bu karmaşık dram, çağdaş, liberal bir ailenin sonu kestirilemeyen öyküsünü anlatıyor. Filmde evli bir çiftin ergen oğulları ve onun kız arkadaşıyla çıktıkları tatili ve bu tatilde yüzeye çıkan gizli arzularını ele alıyor. (Yön: Stefan Krohmer, Almanya, 2006, 97 dk.) Benim Oğlum/My Son 2006 San Sebastian Film Festivali’nden ödülle dönen film, bir annenin üzerine fazlaca düştüğü oğluyla olan gerilimli ilişkisini konu alıyor. Julien yetişme çağında bir çocuktur, ama sevginin esiridir. Annesi onu taparcasına sevmekte ve her hareketini kontrol etmektedir; ancak bu ilgi çoğu zaman bir psikolojik baskı oluşturmaktadır. (Yön: Martial Fougeron, Fransa, 2006, 90 dk.) Yaz Sarayı / Summer Palace Film, Çin’in 1980’li yıllarda demokratikleşme yolunda geçirdiği çalkantıları ele alıyor. Fonda öğrenci hareketlerinin ve protesto gösterilerinin yer aldığı, Almanya’ya göç eden Zhou Wei ile Berlin Duvarı’nın yıkılmasına da değinen film, tarihsel süreci ve iki gencin aşk hikâyesini başarıyla harmanlıyor. (Yön: Lou Ye, ÇinFransa, 2006, 140 dk.) Knud Rasmussen’in Güncesi/The Journals of Knud Rasmussen 2006 Toronto Film Festivali’nin açılış filmi olan filmde, Danimarkalı antropolog Knud Rasmussen’in 1920’li yıllarda yazdığı günlüklere dayanarak eskimo şamanı Avva’nın öyküsü anlatılıyor. Film, 1922 yılında Şamanizmden Hıristiyanlığa geçen İnuitlerin dengelerinin sonsuza dek değişmesini gözler önüne seriyor. (Yön: Zacharias KunukNorman Cohn, KanadaDanimarka, 2006, 112 dk.) Hana / Hana yori mo naho Önceki yıllarda festivale Yaşamdan Sonra ve Kimse Farketmiyor gibi etkileyici filmleriyle konuk olan Hirokazu Koreeda’nın son filmi Hana, 16. yüzyılda geçen tersyüz edilmiş bir samuray öyküsü anlatıyor. (Yön: Hirokazu Koreeda, Japonya, 2006, 127 dk.) Adaş / The Namesake Film, Hintli annebabanın New York doğumlu oğlu Gogol’ün hikâyesi üzerinden farklı kültürler arasındaki çatışmayı, Amerikan hayatına uyum sağlamak isteyen genç oğul ile geleneklerine bağlı aile arasındaki anlaşmazlıkları ele alıyor. (Yön: Mira Nair, İngilizce Prag/Prague Film kırklarına yeni girmiş, karısı Maya ile yirmi beş yıldır görmediği babasını toprağa vermek için Prag’a giden avukat Christopher’ın yolculukları sırasında ortaya çıkan sırlar nedeniyle sarsılan evliliğini konu alıyor. (Yön: Ole Christian Madsen, Danimarka, 2006, 92 dk.) Ağustos Günleri / August Days 2001 yılında ölen İspanyol gazeteci Ramon Barnils’e saygı duruşu niteliğindeki Ağustos Gün A sla Elveda Deme/Never Say Goodbye 2002’de Bollywood’da büyük ses ge 16 SAYFA 26. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 17 SAYFA