17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ULUSAL YARIŞMA Barda Sırrı Süreyya Önder’in yönettiği Beynelmilel bizi 12 Eylül darbesinin sonrasına götürüyor ve Adıyaman’ın küçük bir kasabasında yaşayan bir grup yerel müzisyenin (gevendenin) hikâyesini trajikomik bir dille anlatıyor. Sıradan insanların askeri rejim baskısından nasıl etkilendiklerini gözler önüne seren Beynelmilel, ironik ve incelikli bir mizah anlayışıyla örülü bir dönem filmi. (Yön: Sırrı Süreyya Önder&Muharrem Gülmez, Türkiye, 2006, 106 dk.) kayıtsız, politikadan özellikle uzak durmaya çalışan bir işçinin, darbeden sonra yanlış bir ihbarla kendini işkence odasında bulmasını konu alan, büyük bölümü tek mekânda geçen film, darbenin karanlık yüzüne odaklanırken, o dönemde sol mücadelenin neden kaybedildiğine dair imalarda da bulunuyor. (Yön: Ömer Uğur, Türkiye, 2006, 101 dk.) Ümit imzalı romandan Turgut Yasalar tarafından uyarlanan Sis ve Gece, amiri esrarengiz bir cinayete kurban giden gizli servis elemanı Sedat’ın özel hayatında da gizemli gelişmeler yaşamasıyla girdiği arayışı konu alıyor. İstanbul’u mekân olarak çok iyi kullanan, bol karakterli yapısı ve oyuncu kadrosunun zenginliğiyle dikkat çeken filmin arka planında yakın dönemde Türkiye’nin gündemini belirleyen önemli politik olayların izlerini bulmak da mümkün. (Yön: Turgut Yasalar, Türkiye, 2007, 90 dk.) Polis Onur Ünlü, filmi ithaf ettiği Takeshi Kitano’nun tarzından izler taşıyan Polis’te, anlatım biçimini absürdlüğün belirlediği bir hikâye anlatıyor. Bir mafya çetesinin düşmanlığını kazanmasıyla ailesini tehlikeye atan, bu yetmezmiş gibi yalnızca bir ay ömrü kaldığını öğrenen, deneyimli cinayet masası polisi Musa Rami’nin dibe vuruşunu konu alan film, Türk sinemasında bugüne dek denenmemiş bir anlatıma soyunma cesareti göstererek izleyen herkesi şaşırtmayı başarıyor. (Yön: Onur Ünlü, Türkiye, 2006, 113 dk.) Adem’in Trenleri 2001’de çektiği O da Beni Seviyor’dan altı yıl sonra Barış Pirhasan, yine taşrada geçen bir filmle karşımızda. Sevgide önemli olanın tutku mu emek mi olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getiren film, istasyonun çevresine kurulu bir köye, karın tokluğuna çalışmak üzere gelen, sert mizaçlı bir imamla eşi ve çocuğunun hikâyesini konu alıyor. İmam ve ailesinin beraberlerinde getirdikleri sırlar köydeki hayatı değiştirirken, bu değişim sayesinde onlar da yeni bir başlangıç yapma fırsatı buluyor. (Yön: Barış Pirhasan, Türkiye, 2007, 100 dk.) Hokkabaz Türkiye’nin en iyi komedyenlerinden Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı’yla birlikte yönettiği Hokkabaz’da yönetmenlik ve oyunculuk konusunda hiç de yabana atılmayacak bir yeteneği olduğunu gösteriyor. Beceriksiz bir illüzyonist olan İskender’in, yardımcısı Maradona ve aklını Çanakkale Savaşı’yla bozmuş çatlak babası Sait ile Anadolu turnesine çıkmasını konu alan film, Türk sinemasının en çok ihtiyaç duyduğu, düzeyli ana akım sinemanın çok başarılı bir örneği. ( Yön: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı , Türkiye, 2006, 123 dk.) Sis ve Gece Türk edebiyatının önemli polisiyelerinden olan Ahmet Küçük Kıyamet Taylan Kardeşler, ilk filmleri Okul’la başladıkları tür denemelerine, sinemalarının daha da olgunlaştığı Küçük Kıyamet’te devam ediyorlar. Türkiye toplumunun en büyük korkularından biri olan deprem meselesini, incelikle işlenmiş, sürprizler barındıran bir gerilim hikâyesiyle işleyen f ilm, sürükleyici senaryosu ve Başak Köklükaya ’nın oyunculuğuyla akıllara kazınıyor. (Yön: Yağmur Taylan&Durul Taylan , Türkiye, 2006, 90 dk.) Cenneti Beklerken Tabutta Rövaşata, Filler ve Çimen ve Çamur filmlerinin her birinde farklı bir sinema dili ve toplumsal meseleyle karşımıza çıkan Derviş Zaim, bu kez de 17. yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan bir nakkaşın hikâyesini, klasik Osmanlı minyatürlerinden beslenen bir sinematografi ve kurgu anlayışıyla resmediyor. Karısını ve çocuğunu yitiren nakkaş Eflatun’un padişahın emriyle özel bir görev için Anadolu’ya yaptığı yolculukta, hem iktidar odakları arasındaki mücadeleye, hem de Eflatun’un ‘yeniden doğuş’ hikâyesine tanıklık ediyoruz. Zaim hikâyesini Doğu ve Batı’nın sanatsal yaklaşımları arasındaki farklılık ve yakınlıklara işaret eden etkileyici bir görsellikle aktarıyor. (Yön: Derviş Zaim, Türkiye, 2006, 107 dk.) Eve Dönüş Ömer Uğur ’un yönettiği Eve Dönüş, Türkiye’de yıllar boyunca üzeri örtülen, yeterince tartışılamayan 12 Eylül darbesini, içeriden bir bakışla ele alıyor. Çevresinde olan bitene karşı Mavi Gözlü Dev 26. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 11. SAYFA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle