Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAYATIMIZ MÜZİKAL: BOB FOSSE Müzikallerin maestrosu ASLISELÇUK önetmen, koreograf, dansçı, oyuncu Bob Fosse (19271987) 20. yüzyılda tüm dünyadaki izleyicinin sahnedeki dansla sinemadaki dans görüşünü, anlayışını değiştiren sanatçı oldu. Dansındaki görsellik, yoğunluk, canlılık Fosse’yi işinde her zaman kışkırtıcı, eğlenceli ve daha önce hiç görülmemiş kıldı. Onun cinsellik yüklü koreografileri, eğitimli dansçılara bile zor gelebilecek fiziksel gereklilikler istiyordu. Kimi zaman neşeli, olumlu, mizahla içiçe, kimi zaman cesaret kırıcı, ümitsiz, sinizm yüklü çalışmaları doğrudan doğruya insan duygularına yöneliktir. Filmleriyle dans sanatında devrim yapmış, kendinden sonraki film ve video yönetmenleri kuşağının dansı yansıtma anlayışını etkilemiş, kameranın vizöründen dansı bugüne dek hiç kimsenin görmediği biçemde göstermiştir. Babası vodvil oyuncusu, altı çocuklu ailenin en küçüğü olan Chicago doğumlu Bob, bir dahi çocuk olduğunu, şaşırtıcı dans yeteneğini kısa zamanda ebeveynlerine farkettirdi. Okula giderken bir yandan da gece kulüplerinde profesyonelce danseden onüçündeki Bob, vodvillerin ve taşlama şovlarının büyüsüne kapılmaktan kendini alamadı. Bu kulüplerin ve striptizcilerin cinsellik dolu özgür ortamı onda güçlü bir etki bıraktı. Vodvillerin kara mizahını ve alaycı cinselliğini gelecekteki çalışmalarında gelişterecek ve başarıyla kullanacaktı. Broadway’de birçok kez sahneye çıkan, Debbie Reynolds’la Give a Girl a Break’te (1953) danseden Fosse’ye ilk önemli öneri 50’lerin başında MGM’den geldi: Kiss me Kate (1953) ve My Sister Eileen (1955) müzikal komedilerinin dans koreografilerini yapan dansçı dönemin ünlü koreografları George Abbott’la Jerome Robbins’in hemen dikkatini çekti. G. Abbott’un yönettiği, Fosse’nin tüm koreografisini yaptığı The Pajama Game (1954) müzikali bir gecede ünlendi. Ardından Damn Yankees (1955), Bells are Ringing (1956), How to Succeed in Business Without Really Trying (1961), Sweet Charity (1966), Chicago (1975) geldi, tüm bu müzikaller sinemaya uyarlandı. Sanatsal vizyonunun başkalarınca bozulmasından yorulan Bob Fosse, koreografisinin ve danslarının denetimini elinde tutmak için yönetmenlikte yapmaya karar verdi. Nefes kesici, büyüleyici çok sayıda müzikal sahneledi, film çekti. Bu çalışmalar onun cinsel özgürlük isteğini yansıtıyorlardı. Tatlı Charity’de (1969) bir dans salonunda konsomatrislik yaparak yaşamını kazanan, yaşamın gerçeklerinden düş kurarak kaçan saf, kolay aldanır Charity karakteri ile 60’ların ruhunu başarıyla yansıtan Fosse, fanteziyle gerçeklik arasında gidip gelen başarılı bir müzikal yaptı. Bu çalışmasındaki kurgu teknikleri gelecekteki müzik videosu yönetmenlerinin standart uygulaması oldu. Christopher Isherwood’un Elveda Berlin’inden uyarladığı Cabaret (1972) ile doruğa çıkan sanatçı, 1930’ların Almanya’sında faşizmin yükselişini bir gece kulubü ortamında anlattı. Liza Minnelli’yle Joel Gray’in oyunculuklarında yükselen film 8 Oscar’ında sahibidir. (En iyi yönetmen, kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, görüntü, sanat yönetimi, ses, müzik uyarlaması, kurgu). Chicago (1975) müzikalinin hazırlığında kalp krizi geçiren Fosse, bu travmatik deneyimini etkileyici çalışması All That Jazz’le(1979) sinemaya geçirdi. Tatlı Charity, Cabaret ve Lenny’deki gibi gösteri dünyasını anlattığı dördüncü filminde işkolik, kadın avcısı, Broadway yönetmeni Joe Gideon’ın ölüm meleğiyle flörtünü izleriz. Dört Oscar’lı bu otobiyografik fantezisinde Fosse adeta ölümün büyüsüne kapılmış bir sanatçı Y nın karmaşık, enerji dolu yaşamını olağanüstü bir devinimle yansıtır. Rob Marshall, Chicago’yu (2001) Bob Fosse’nin 1975’te sahneye koyduğu müzikalden, 1920’lerin Amerika’sında vodvil yıldızı olma düşleri kuran iki kadının yazgılarının kesişmesini Fosse’nin koreografisine saygıda bulunarak çekti. Lenny’de (1975) şov adamı Lenny Bruce’un dramatik yaşam öyküsünü, Star 80’de (1983) Playboy güzeli Dorothy Stratten’in trajik yazgısını anlatarak gösteri dünyasının sert, acımasız, kıskanç yüzünü eleştiren Bob Fosse iyi bir oyuncu yönetmeni olarakta bilinir. Tatlı Cha rity’de Shirley MacLaine, Cabaret’de Liza Minnelli, All That Jazz’de Roy Scheider, Lenny’de Dustin Hoffman, Fosse’nin yönetiminde unutulmaz yorumlar sunmuşlardır. Küçük Prens (1974) ve Thieves (1977) filmlerinde oyunculukta yapan Fosse, Tatlı Charity müzikalinin yeniden sahnelenmesinde çalışırken ikinci kez geçirdiği kalp krizi sonucunda hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Dokuz Tony ödüllü Bob Fosse’nin Amerikan gösteri ve eğlence dünyasına ve dünyaya yaptığı büyük sanatsal katkı onun müzikallerinde, koreografilerinde, usta filmlerinde yaşamayı sürdürüyor. 26. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 29 SAYFA