23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

StYASET 85 Gökova'ya santral 'demokratik bir ortam'da yapılacak CELAL BAŞLANGIÇ ürkiye'de siyasi iktidarın aldığı ve uygulamaya koyduğu bir karara karşı, kalın politik karşı koyuş dışında, "çevre saglığı" ve "doganın korunması" adına belki de ilk kez böylesine bir başkaldırma (muhalefet) gerçekleşti. Başbakan özal da köylüsünden aydınına, sanatçısından yazarına, çizerine dek herkcsin karşı çıktığı Gökova Körfezi kıyısındaki termik santralın yapılacağı yeri görmeye gitti. Gökova Korfe/.i, "Dünyanın en giizel yeri olma", "mavi yolculuk", "Halikarnas Bahkçısı'nın cenneti" özclliklerine bir yenisini kıyısına kurulacak Kemerköy Termik Santralı ile eklerken, başka bir olguyu daha ortaya çıkardı. Ycşil ve mavinin korunması için önce köylüler bir araya geldi, sonra çevre ilçeler karşı çıktı, giderek basın organlarına, bazı kuruluşlara ve aydınlara değin yayıldı bu karşı koyuş. İktidarın aldığı karara karşı koyuş salt yeşil ve maviye olan sevdadan kaynaklanmıyordu. Bir de "yeşilin ekonomik yanı" vardı. Yörede oturan köylülerin tarlaları santral alanına gidecek, geriye kalanlar Yatagan'da oldugu gibi ekilip biçilemeyecek hale gelecekti. Turizmciler için de karşı koyuş nedeni ekonomikti. Dünyadaki bu güzel köşeyi artık daha az kişi görmeye gelecek, mavi yolculuğa çıkan denizciler daha az kişiye ulaşacaklardı. Çevre belediyeler de hükümetle aynı partiden olsalar bile, ilçelerinin turiım geliri düşeceği için karşı koymak zorunda hissetmişlerdi kendilerini. Parti örgütlcri de iktidarmuhalefet, parlamento içiparlamento dışı ayırımı yapılmaksızın bu tepkilere katılmışlardı. önce yöresel olarak başlayan bu "çevre sağlığını" ve "dogayı korama"ya yönelik gelişim giderek aydınlar, sanatçılar arasında yankı buldu, basınyayın organlarında geniş yer aldı. Türkiye'ni temiz tut9 yeşili koru T ÖZAL Santralın yapılacağı yeri gösteriyor: "Şu gördüğünüz arazi... " "iyi" bir örnek vardı: Yatağan Termik Santralı... önce çevrede küller uçuşmuş, sonra tütünler büyümez olunca santral yöresinden tüccar tütün almaz olmuş. Yatağan Belediye Başkanı Ahmet Necati özdemlr'in anlatımına göre termik santraldan sonra ilçede tarım ölmüş, hatta hava kirliliğinden yaşlılar yaşayamaz olmuş. Başbakan özal'ın Gökova'ya yaptığı son gezisinde de Yatağan'da köylüler Ba^bakan'ın yolunu kesmişler, "Biz zaten öldük, çevre kirlendi. Bir de Gökova kirlcnmesin. Gel sen bu santralı buraya yap, bari larlalar öldügü için işsiz güçsiiz kalan çoluğumuz çocugumuz lş bulsun" demişlerdi. önlerinde bu somut örneği gören köylüler tepkilerini daha da yaygınlaştırmak, seslerini duyurabilmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Gökova Körfezi kıyısına gitti. Karara en çok karşı çıkanlardan biri de eski Çevre Musteşarı Rafet Krim'di. Erim "Olmaz böyle şey" diyordu. Gökova'ya giden Büyükbaş'a bu hatırlatılınca, bakan "Erim, görevinden alınmıştı. Cahil olmasa alııııııazdı. Santrala karşı çıkanlann hepsi cahil" gibisinden ilginç bir yanıt vermişti. Sonra da Büyükbaş bir lütuf olarak "mabet gibi santral' yaptıracağını açıklamıştı. Köylüler "manet gibi santral"ın nasıl olacağını pek anlayamamışlardı. "Cahil'Miklerinden olsa gerek, "Yani biz şimdi bir yandan ibadet edecegiz, diger yandan da elektrik mi üretilecek" diye soruyorlardı. Ancak "Özdaglar operasyonu" sırasında Başbaan Özal yukarıdaki sözleriyle geniş tepki alan BUyükbaş'ı aradan çıkarmış, tecilerle TEK, DSİ ve TKİ uzmanlannı bir araya getirerek bir tartışma ortamı yaratnıaktı. Böylesine bir olay "çevre sağlığı" ve "doganın korunması" için geliştirilen tepki gibi ilk kez gerçekleştirilecekti. Elliye yakın gazeteciyi Marmaris Martı Motel'de ağırlayan Başbakan özal sonra hepsini toplayıp Gökova'ya götürecekti. 28 ocak pazartesi günü özal, en geniş ilgiyi Yatağan'da gördü. llçeye termik santralın buharı, dumanı, kömür tozu ve uçuşan küllerle giren Başbakan'ın önünü kesen köylüler, "Termik santral istiyoruz" dediler. özal çevresinde bulunan ve termik santrala karşı oldukları her hallerinden belli olan gazeteciler "Nasıl gördünüz mii" gibisinden baktıktan sonra şunları söyledi: Bakın, bunlar da santral istiyor... Köylülerin söylediklerini duyunca Başbakan'ın yüzündeki "nasılmış" gülümsemesı yitti. Çünkü köylüler çevrelerinde doğanın nasılsa tahrip olduğunu, üreticilik yapamadıklarını, termik santral yüzünden başlarına gelen bu zararın yine termik santralla giderilmesini, yani kurulacak olan bir santralla çocuklarına iş güç sağlanmasını istiyorlardı. Gökova Körfezi kıyısına yapılacak Kemerköy Termik Santralı tartışmasının en can alıcı bölümü ise Türkevleri köyü yakınındaki termik santralın yapılacağı alanda gazeteciler ile uzmanlar arasındaki tartışma ve Başbakan özal'ın bu tartışmaya yaptığı "hakem'Mikti. Oluşan görünüm Gökova Körfezi kıyısına termik santral yapılması yoludaki tartışmaların ne noktası oldu ne virgülü, özal'ın tavrı ise bir "noktalı virgiil" olarak belirlendi. Başbakan'ın konuya yaklaşımı "Siz konııyıı tartışın. Elbet tartışmak güzel bir oluydır. Demokrasilerde tartışır insanlar. Ama biz de kararımızı verdik. Buna ragmen sizin lartışmanızda bir sakınca yok" biçimindeydi. Tartışmaya katılan gazeteciler de özal'ın yaklaşımıyla "demokrasinin erdemleri"ni bir kez dahaöğreniyorlardı. Hem de bunu santralın yapılacağı yerdc katıldıkları tartışma ile öğrenirlerken ENKA'nın santral için yaptığı hafriyatta çalışan kamyonların motor gürültüleri duyuluyordu. Termik santralın Gökova Körfezi kıyısında bulunan Türkevleri köyüne bir, ören köyüne beş kilometre uzaklıkta kurulacağı haberinin duyulması üzerine ilk tepki yöredeki köylülerden geldi. Tarlalar verimli, üriin boldu. Istimlak için gelen görevlileri sokmama kararında olan özellikle köylü kadınlar yolu kesmişler, çalışmaların bir süre ertelenmesini sağlamışlardı. Türkevleri köylüleri Başbakan özal'ın tatil yaptığı Bodrum'daki Aktur Tatil Sitesi'ne kamyonlarla gelmişlerdi santral yapımının durdurulması için. Bu girişimlerinden yeterli sonuç alamayınca Ankara'nın yolunu tutmuşlar, araya belediye başkanlarını ve milletvekillerini sokmak istemişlerdi. Ama devlet kararlıydı. Çabaları beklenen sonucu vermedi. önce istimlak, sonra da hafriyat çalışmaları başlatıldı. Gökova Körfezi kıyısındaki verimli tarlalann metrekaresi bin liraya değin alıcı buluyordu. Ancak istimlak çalışmaları sonucu, tarlalar 73 lira ile 132 lira arasında değişen bir fiyatla köylülerden alındı. Hafriyat çalışmalarına da hemen başlandı. Meyve ağaçları, zeytinlikler ve diğer ürünler dozerlerle sökülüp atıldı. Köylüler üç şeyden yakınıyordu: Birincisi istimlak paralarının düşük olması, ikincisi istimlak edilmeyen yerlerdeki zeytin ağaçlarının bile sıkça yapılan yanlışlıklar sonucu sökülmesi, üçüncüsü de köy tüzel kişiliğine ait yerlerin istimlak edilmesinc karşin parasının ödenmemesiydi. Ama öncelikle yakınmaları geriye kalan tarlalarda bir daha tarım yapamamalarından kaynaklanıyordu. Çünkü önlerindc ISaşbakan ve beraberindekiler Gökova'da, santralın yapılacağı Türkevleri köyiinde.. Başbakan duruyor, beraberindekilerden gazetecilerle "uzman"lar tartışıyor. "Santral yapılsınyapılmasın" tartışması devam ederken, santralın hafriyatını yapan iş makinelerinin giirültüsü etrafı kaplıyor.. Herkes, "denıokrasinin faziletleri"ni böylece öğreniyor. Bodrumlu turizmciler, yatçılar ve denizciler, Türkevleri köylüleri ile birlikte seslerini daha fazla çıkarmaya başlayınca devreye Bodrum'un ANAP'h belediyesi de girmek zorunda kaldı. Belediye meclisi başta olmak üzere, santralın yapılmaması için bir imza kampanyası açıldı. Kampanyaya uç bini aşkın kişi imzasıyla katıldı. Bodrum'un çeşitli kesimlerinden oluşan bir kurul Ankara'ya Başbakan özal'a giderek, bir kez daha santralın yapılmaması gereğini anlattılar. Böylesine yaygın bir karşı koyuşa karşın ENKA tarafından başlatılan hafriyat çalışmaları sürerken zamanın Fnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cemal Büyükbaş da Devlet Bakanlığı'na atayıvermişti. Devlet Bakanı Sudi Türel de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na getirilmişti. Böylece tepki gören Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Büyükbaş'ın da görevi değiştirilerek Başbakan özal'ın pürüz olarak gördüğü bir sorun daha çözümleniyordu. Böylesine yoğun tepkiler sürerken tepki gören bakanın görevini değiştirmekle biraz daha rahatlayan Başbakan Özal "müthiş" kararını veriyordu: Konuyla ilgili gazeteci, yazar ve genel yayın miidürleri ile Gökova'ya gidecek ve termik santralın yerini göreceğim. Yer konusundu inatçı degiliz... Başbakan özal'ın kararı, aslında gaze
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle