Katalog

6 SİVASET 84 CIA. Denktaş ! tehdit etti mi? nkara Turk geçtiğımız ACIA'nın tehdit basını haberleri ılehalta KKTC Başkanı Rauf Denktaş'ı ölumle ettıği çalkalandı durdu. Bu haberlere göre, CIA'nın ölüm tehdidi Denktaş'a Ralf Kaplan adındaki bir Amerikalı gazeteciprofesör tarafından iletilmişti. CIA Denktaş'ın en kısa sürc içinde Ada'dan aynlmasını istemekteydi. " C I A ajanı profesör görüşmeden sonra kayıplara karışmıştı." CIA'nın çalışma yöntemleri hatırlandığında, ABD istihbarat örgütünün bu kadar açıktan bir şantaj politikasına yöneleceğine pck ihtimal verilmemekteydi. Prof Kaplan'ın CIA ajanı olduğu iddiasının doğrulanınası ise herkesten önce Ankara'yı guç dururna sokacaktı. Çünkü Kıbrıs'a geçmeden önce Kaplan'ı Türkıye'ye davet eden kurum Dışişleri Bakanlığı'ndan başkası değildi. Her şey Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosluğu'nun, University of Southern Califomia öğretim üyelerinden "Türk dost u " profesör Ralf Kaplan'ı Türkiye'yc davet etmesiyle başladı. Aınaç Türkiye'nin tanıtılmasıydı. Davetı yapan Dışişleri Bakanlığı olunca konuğu Türkiye'de ağırlama görevi de Basın Yayın Genel Müdürluğtı'ne düşecekti. Prof. Kaplan, Ankara'da bulunduğu süre içınde Siyasal Bilgilcr Fakültesi ve ODTÜ'de dış politika konıılarında u/man öğretim üyeleri ile görüştü. Gelgelelim Prof. Kaplan gibi nüfuzlu bir şahsiyetin temasları akadeınik çerçeveyle sınırlı kalamazdı. Kaplan, Los Angeles Belediyesi'nin bir şıldinı Ankara Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy'a sundu. Altınsoy da, Kaplan onuruna resmi şahsiyetlerin de davetli olduğu bir yemek verdi. Aynı senaryo tstanbul'a gittiğinde Belediye Başkanı Bedrettin Dalaıı'la da yinelenecekti. Türk dış politikası ve Kıbrıs sorunu üzerine akademik incelemeler yapan, Los Angeles belediyesının şıltlcrıni dağıtan Prof. Kaplan nasıl bir insandı? Bir kere, yaşını başını almıştı. Tam 72 yaşındaydı. Ancak gönlünün genç olduğunu kanıtlarcasına 39 yaşındaki çekici eşini de beraberinde Türkiye'ye getirmeyı ilımal etrnemişti. Sağ tarafının tümdcn felç olması nedcnıyle guçlüklc hareket edebılmekteydi. Asabi mizaçlıydı. Sık sık çevresindekileri taciz ediyor, sinirli davlanışlarıyla hiç de sempatiİc bir insan görılnlusu vernıiyordu. Ayrıca ABD'de verdiği konferans başına 6 bin dolar ücret aldığını sık sık tekrarlayarak piyasa değerini hatırlatmaktan geri kalmıyordu. Ankara'da bulunduğu sure içinde KKTC'ye giderek en üst düzeyde temaslar yapması için gerekli randevular da alındı. Ancdk Prof. Kaplan Lefkoşe'ye gittiğinde Rum kesimine geeerek buradaki ABD Büyükelçıliğini ziyaret etmekten kendini ahkoyamadı. Zaten başına ne geldiyse bu yüzden geldi. KK TC Başkanı Rauf Denktaş ve Dışişleri Bakanı Necati Munir Ertegün ile göıUşnıesınden birkaç gün gc\tikten sonra Prof. Kaplan'ın CIA'nın ölüm tehdidini üenktaş'a ılettiğini yazacaklardı. 9 Profesör Ralf Kaplan CIA ajanı mıydı? Kıbrıs*ta Denktaş'a "ölüm tehdidi"ni o mu iletmişti? Denktaş bu doğrultudaki haberler üzerine "inceliyoruz" türünden bir yanıt vererek şüphelerin sürmesine neden yol açtı. gün ile görüşmesinde CIA şefinin "Denktaş adayı terketsin, yoksa hayatından olur" şeklindeki tehdidini iletmişti. Ertegun de durumu raporla Denktaş'a iletmişti. llginç olan husus, Denktaş'ın gazetecilerin sorularıyla karşılaştığında söz konusu haberler karşısında açıkça yalanlayan bir tutum takınnıaması, "inceliyoruz" gibısinden belirsiz bir yanıtla şüpheleri arttırmasıydı. Dikkat çeken bir başka nokta da Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'nın bu haberleri ciddiye almaması, ABD Buyükelçiliği'nin iddiayı " s a ç m a " olarak nitelendirmesiydi. Oysa söz konusu haberlerde doğru olan belki de tek bir unsur vardı. O da Kıbrıs'ta Rum kesimindekı ABD Büyükelçiliği yetkililerinin Prof. Kaplan ıle göruşmelerinde Denktaş'ın Kıbrıs sorununda izlediği " k a t ı " tutumdan şikayetçi olmalarıydı. ABD'li diplomatlar " T u r k tarafında Denktaş yerine daha esnek bir lider olsa işlerimi/ kolaylaşacak" demişlerdi. Prof. Kaplan ağzı sikı bir bilim adamı değildi. ABD Buyukelvılıği'nın bu göruşunu KKTC yoneticilerine aktaımakta sakınca görmedi. Ancak aktardığı bu sözler Türk basınında Lefkoşe çıkışlı bazı haberlerde " C I A Denktaş'ı ölumle tehdit ediyor" diye yansıdığında herhaldt kendisi de şaşırmıştı. Hal böyle olunca meraklar daha çok haberin çarpıtılarak sızdınlmasının ne şekilde oluştuğu ya da oluşturulduğu noktasında yoğunlaşmaktaydı. Denktaş'ı Maraş'ta ödün vermesi icin sıkıştıran ABD diplomasisi "CIA'nın Denklaş'ı oltımle lehdil eltiği" habcrlerının yarattığı bulanık ortam içinde belli ölçülcrde savunmaya ıtılnıişti. Daha da önemlisi yeni anayasa tartışmalarının yarattığı kutuplaşma havası içinde Denktaş'ı sert bir şekilde eleştiren KKTC solu bu kez karşısında "ABD'nin nrtadan kaldırmak isltdijji bir lider" bulmaktaydı. ba/\ gazeteleı Lefko;>e çvkışlı haberlerinde Kaplan'ın Ertegün ve Denktaş'a kapalı kapılar ardından ne söylediği hiçbir zaman açıklık kazanmadı. Gazete haberlerine göte, Kaplan Rum kesimindeyken CIA'nın Kıbrıs sorumlusu ile görüşmüştü. Bu göruşmede CIA şefi, Denktaş'ın adayı terketıııcsı gerektiğıni söylemişti. Kaplan, Erte