23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 eemal ııadir'doıı St \\SET 84 veriyor. Bu da bir başka çelişkidir. Çaresızliğın çare olarak gösterildiği bir toplumda dıledığınız kadar hava basın, sıkıntıdan bunalmış olan halk, çaresızlıği yaratana çare olarak sarılacaktır. Bu sarılmadır ki, bu olayları getırmiştir Alternatifsiz demokrasi olmaz Herkes bılir ki, bir ekonomının yapısal bozukluğu parasal önlemlerle çözülemez. Çözerim diyenler çıkabilir, hatta başkaca çaresi (alternatifi) de yoktur, derler. Tüıiü propaganda araçları ile bunu da pompalarlar. Ama sonuç? Bir gün para oyunları ile ekonominin düzeltilemeyeceği anlaşılır. Bir görünüm de, ekonomıdeki yapısal bozukluğun para ile çözümleneceğini ileri sürmeyi demokrasi gibi sergilemedir. Demokrasi para oyunları içın vardır, ama karşıtı düşünceleri söylemek için de vardır. Bu gidişin alternatifi yoktur dediniz mı, demokrasiyi de bir süre rafa kaldırıyorsunuz demektir. Çünkü demokrasi, her şeyden önce alternatifler rejimidır. Alternatifsiz demokrasi olmaz. Var dediniz mı demokrasiyi kısıyorsunuzdur, daraltıyorsunuzdur, sıkıştırıyorsunuzdur. Emeğin, alınterınin örgütlerı nerededir? Böyle örgütler varsa, onlar da sermayeci örgütler gibi özgürlük içinde düşüncelerini söyleyebiliyor, eyleme katılıyor mu? Alınterinin ve emeğin örgütleri son hesaplaşmada yerlerini nerede, nasıl alıyorlar? Özgur müdürler? MEHMED KEMAL On yıl, on iki yıl bekıeme politiğinin gözdelerinOzal ekonomi söylenen on yıl da, on den olduğu Şarık Tara, "Enflasyonu düşürmek için iki yıl da kemer sıkılabllir," buyuruyor. Şarık Tara ıçin bunu söylemek çok kolay, çünkü kemerı sıkılan kendi değil ki!.. "8ekâra kan boşamak kolay," derler. Holdingçiye kemer sıkmak kolaydır. Kolaydır, çünkü sıkılan kemer kendi kemeri değildir!.. Bu ulkede enflasyon almış başını gidiyorsa, bunun sıkıntılarını ışçiler, emekçıler, memurlar, dargelirliler, emekliler, orta tabaka çeker. Nitekım ülkede de enflasyonun sıkıntısını bunlar çekmektedir. 1980 yılından bu yana belli sıkıntı bu kesımın omuzlarına yüklenmiştir. Daha da on, on ıkı yıl yüklenrnesini savunanlar çıkıyor. Diyeceksiniz ki, bu kesim hem sıkıntıyı çekiyor hem de sıkıntıyı çektirene oy Ekonominin tanrı kelamı IMF reçeteleri de gözardı edilmiş durumdadır. Öyle ki, hiç tartışılmıyor, yok sanılıyor. Daha başında ekonomiye bulunacak çarenin IMF reçeteleri ile kabil olacağı kabul edilmiştir. Kimse bu konuda tartışamıyor. IMF reçeteleri ekonominin tanrı kelamı olmuştur. Onlara dil uzattınız mı kutsal kitaba dil uzatmış gibi oluyorsunuz. Ekonomide bağımsız davranamadığınız gibi, düşüncede bağımsız davranamazsınız. Çünkü böyle bir alışkanlığı elinizden almışlardır Demokrasi zedelenmiştir. Kendi demokrasilerini gerçek demokrasi imişçesine yutturmaya kalkışırlar. Sadece sermayecinın sesini çıkardığı, emeğin ve alınterinin susturulduğu bir toplumda gerçek demokrasi var mıdır? Alternatifsizlığin savunulduğu, her şeyin alternatifsiz olduğunun söylendıği bir düzende gerçek demokrasi bulunabilir mi? Denge bozulmuştur ve terazınin bir kefesı bir yana ağmıştır, "sazlar düzen tutmaz, teller perişan "d ı r. Istanbul'a geleli maşallah her gun bira/ daha $i$iyor>un kocacıgım!.. Tabii kadınım, akşamlara kadar sokaklarda bunca to*, (oprak yııtııyorum!. arsıv konusuvor Hepsi kuruş Bir zumaiılur manav tezgâhları hep böyle kuruştan, kuruşlu fiyatlardan oluşurdu. O zamanlar 10 Iritı kııruş (yani 100 lira) büyük paraydı ve belki de fileler dolusu yiyecek alınabiliyordu. Başka türlü konuşanlar Ekonominin görünümüne kendilerinı uyduran ve çaresızlıği çare gibi gösterenlere bir diyeceğimiz yoktur. Ancak bugünkü görünümü, IMF tuzağından arınmış, bağımsızlığına saygı duyan bir görüşle yansıtmaya çalışanlara sayısı az da olsaonların bir dıyeceği olmalıdır. Aslan Başer Kafaoğlu böylelerıne "iktisatta Doğrular ve Yanlışlar" adlı kitabında şöyle dıyor: "... Bir hükümet ki, yıllık kalkınma hızını yüzde 5 olfrak ilan eder ve sonra faiz gelirlerını yüzde 50 oranında arttırır, enflasyon artışının da yüzde 25 'in altında kalacağını söyler. O hükümet resmen çalışanların hakkını tefecilere, sırtüstu yatıp paralarına faiz bekleyenlere yedıreceğini ilan etmiş demektir Çünkü faizlerde artış yüzde 50 ve enflasyon oranı yüzde 25 ise net faiz gelir artışı yüzde 25 demektir Yıllık kalkınma hızı yüzde 25 olan bir ülkede, bir kısım insan ortalama gelir artışının 5 katı ek gelir elde ederse, geri kalan gelırlerinin bunun çok altında olacağı da kabul edilmiş olur." Bir elı yağda bir elı balda olanlar da enflasyon tıpısinin dinmesi ıçın on yıl, on iki yıl bekleyelim ne çıkar, derler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle