Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bu kadar güçsüz müyüz, yoksa evhamlı mı? yâ merikan Newsweek dergisinde yaJL M. adlı bir yazıda Avrupa'nm gerek ekonomik, gerek siyasi, gerek kültürel alanda gerilediği ve ABDA vrupa ekseninde oluşan günümüz dünyu politikasının yerini Pasifik Okyanusu çevresindeki ABDJaponyaGüneydoğu Asya ekseninin alacağı ileri sürülüyordu. Geniş bir tartışmaya yol açan bu yazıya bir yanıl oluşturan ve özetini sunduğumuz açıkoturum, A vrupalıların bu konudaki düşüncelerinin dağınıklığını göstermesi açısından ilginç. Açık oturumu Federal Almanya'nm Die Zeit" dergisi düzenledı. Bölümler halinde yayınlayacagımız tartışma Brüksel'deki AET Komisyon Başkanı Gaston Thorn. Federal Almanya'nın sosyul demokrat eskiBaşbakant Helmut Schmidt, Federal Alman Hür Demokrat Parti'nin leorisyeni Ralf Dahrendorf (Aynı zamanda Londra Ekonomi Koleji yöneticisi), Hollanda kökenlielektronik şirketiPhilips'in Yönetim Kurulu Başkanı Gert Lorenz, Almanya'nm en büyük bankası Deutsche Bank'm Yönetim Kurulu sözcüsü Wilhelm Christlans katıldı. Sayın Gaston Thorn, Avrupa gerçekten, gecenlerde Newsweek'te okudugumuz gibi, siyasi olarak bu kadar etkisizleşmiş, Pasifik bölgcsi bizi geride bırakmış mıdır? Yoksa biiliin bunlar kendi evhamımız mı? THOKN ikisi de doğru. Biz zaman zaman clduğumuzdan da daha küçük ve çirkin olduğumuz evhamına kapılıyoruz. Ama bazı olgular var: Bazı alanlarda geride kaldık. Bundan, 20. yüzyılın birinci yarısına kadar en büyük olduğunu sanan devletlerden hiçbirinin, aynı rolü gelecekte tek başına oynayamayacağı sonucunu çıkarmalıyız. Ekip halinde oynamayı öğrenmek, ortak gecmişimiz düşünülürse tüm ülkelerimiz için zor. Başlangıç kolay olmuştu, çünkü tkinci Dünya Savaşı bizi motive etmişti. Ama sonra birlik durakladı. Sayın Lorenz, teknolojik gerikalmıslık dogru ıtıu? yor. "Elektronik"ten haberleşme tekniğini elektronik bilgi işlem tekniğini, büro tekniğini, yapı elemanları tekniğini, mikroelektroniği, kumanda tekniğini anlıyoruz. Bu alanda da Avrupa gerek pazar, gerek Uretim açısından 2 numaradır. Bu alanda Avrupa diğerlerinden daha hızlı büyüme şansına sahiptir. Bunun nedenlerinden biri de bilgi işlemde arada kapatmak zorunda olduğumuz bir farkın bulunmasıdır. Bilgiişlem alanında bile Avrupa'nın üretimi Japonya'nınkinden büyüktür. Eğlendirici elektronik ürünler alanında Avrupa'nm bazı açıkları vardır, ama yine de aşağı yukarı Japonya ile aynı düzeyde bir üretimimiz var. Bu büyüme alanlarındaki üretimi esas ahrsak dünyada kuşkusuz ABD 1, Avrupa 2, Japonya 3 numaradır. ponlarla rekabet halinde oimanın acısını çeken Alman makine fabrikatörleri bile Japon ürünleri kullanıyor. Ama fabrika yapımında da Japonlar işimizi bozuyor. Hep diyorduk ki, Japonlar ancak büyük seriler halinde liretebiliyor. Ama biz Almanlar, orta çapta müşterilerimize tam bedenine göresini yapan " t e r z i " durumundayız. Ama fiyat fazla geliyor.Bu yüzden birçok müşterimiz Fransa'ya yöneliyor, çünkü oradaki elverişli dışsatım finansman sisteminden yararlanmak istiyorlar. Genel konuya gelince: Bay Thorn'a katılıyorum. Bunlara bir de psikolojik önyargı eğilimi ekleniyor: Uzakdoğu'da, Avustralya yada Amerika'da Avrupa'ya bir kızgınlık başladı. AET doruklarının çalışması da denizaşırı ticaret ınerkezleri karşısında bize özgüven sağlamış değil. Avrupa deyince, özellikle manevi kaynaklarunız söz konusudur. Tarihi olarak çeşiıliliğc sahibiz. Bu aynı zamanda yeniliklerin ve üçüncü ya da dördüncü dünyaya yapılacak yardımın gübresidir. SCHMİDT Sayın Lorenz herhalde Philips'in nereye kadar bir Hollanda, nereye kadar bir AET şirketi olduğunu söyleyebilir. Ya da Sayın Christian, Mannesmann'ın ne ölçüde bir Alman ya da bir Avrupa şirketi olduğunu söyleyebilir. Belki birisi de çtkıp Fiat'ın nereye kadar ttalyan, nereye kadar Avrupalı bir şirket olduğunu söyleyebilir. Kanımca üç yanıt da şöyle olacaktır: "Bu tabii ki bir çokuluslu şirket." Ama yakından bakınca bir Hollanda, bir Alman ve bir ttalyan şirketi görüyorsunuz. Avrupa hükümetleri Avrupa'yı meydana getirmekte nasıl başarısız kaldıysa, özel sektör de aynı şekilde uyumuştur. CHRlSTİANS Protesto ediyorum, Sayın eski Başbakan, protesto ediyorum. SCHMİDT Sözüm bitmedi. Sayın Lorenz'in eksikliğini duyduğu ikame ve yenilik isteğini şöyle de ifade edebilirsiniz: Yatırım yapma isteğinin olmayışı. LORENZ Bu, bunun sonucudur. SCHMİDT Ayrıca bunlartn hepsi ulusal şirketlerdir ve Avrupa'nın şu ya da bu ülkesinde şube ya da yan kuruluşlara sahiptir. Bunlar ülkelerin sanayi, teknoloji ya da konjonktür politikalarına ayak uydurarak pazardaki paylarını arttırma peşinde. Bir Avrupa pazarı yoktur ve bunun bir sonucu olarak Avrupa'nın sunduğu ürünler de yoktur. Bunlar istatistikten türetilmiş hayali şeylerdir. LORENZ Philips, tüm dünyada arastıran, geliştiren ve üreten bir şirkettir. Ama bir Avrupa pa/arının varolmadığı iddiasını reddediyorum. O zaman bir Amerikan ya da Japon pazarı da yoktur. Bilimsel araştırmalar ulusal vapta yapılıyor. Bu arada aynı araştırma defalarca yapılıyor, bu bir dezavantaj. LORENZ Araştırmanın en önemli yanı diğerinden farklı bir şey yapmak değil. önemli olan araştırmanın özgürlüğüdür. Araştırmacıların kafalanndakini yapmasıdır. Sübvansiyon ve yardım programlarının tehlikeleri daha büyüktür, yani birilcrinin bu işte para var diye araştırma yapması. SCHMİDT Ama önemli bir nokta da, Amerika'nın gayrı safi milli hasılasının neredeyse yarısını oluşturan bir savunma bütçesi olmasaydı ve bunun dev bir dilimini araştırma geliştirme oluşturmasaydı, Amerika'daki araştırma ve geliştirmenin hiç de bu düzeyde yürütülmeyeceğidir. LORENZ Mutlak sayı olarak araştırma harcamaları ABD'de Avrupa'dakinden fazla. Ama kişi başına ve gayrı safi milli hasıla içindeki oran olarak hcsaplarsak aradaki fark o kadar büyük olmuyor. Ama bir konuda Helmut Schmidt'e hak veriyorum: Araştırma ile geliştirmeyi birbirinden ayırmak gerekir. Ve bu konuda, araştırma sonuçlarının gercek ürünlere dönüştürülmesinde (Askeri tekniğin haberleşme tekniğine ve bilgiişlem tekniğine dönüştürülmesi) gcrçekten Amerikalılar onde. Soru şu: Avrupa'yı kim canlandıracak? SCHMİDT Avrupa ortaklığı kim? Avrupa Komisyonunu ve Brüksel'deki bürokrasiyi kastediyorsanız, bunu söylemeniz gerek. Aksi halde, ortakhktan söz ediyorsanız, on hükümet demeniz gerek. Ve bunlar on yıl öncesine oranla ortaklığı geliştirme yeteneğine daha az sahip, çünkü hepsi ulusal düzeyde iki ya da üç milyon işsizin sorumluluğunun baskısı altındu bulunuyor. Bu yapısal ekonomik bunahmdan dolayı ulusal bir sorumluluk karşısında bulunmasalardı, farklı davranırlardı. Ama hepsi kendi seçmen halkına karşı sorumlu ve bu yüzden himayeci önlemleri ve himayeci finansman numaralarını kullandılar. Avrupalılar tarüşıyor Thorn: Sınırlar vıkılnıalı LORENZ Newsweek, Avrupa'nm teknolojik gcrikalmtşlığından çok söz etti. Ama buna katılatııuın. Elektroteknik vudüstriii tüm Uünyada ekonomik büyümeniıı lokomotifi olarak gösterilir. Bu alanda bir kcv daha tespit etmek gerek ki, AETAvrupa'sı dünyada 3 numara değil, gayet açık bir ^ekilde 2 numaradır. Gerek ticarct, gerek pazar, gerek tiretim açısından. Bu aşağı yukarı 1500 milyar marklık (185 trilyon lira) bir eirodur. Yeni yatırıınların yoğun olduğu alan ikinci sırada elektronik olarak düşünülü SCHMİDT Kişi ba$ına sayıları tabii mutlak sayılardan daha ilginç. Nihayet Avrupa kamu ekonomisi Japonya'nınkinin iki katı büyüklüğündedir. LORENZ Tüm elektronik üretiminde Avrupa'nın kişi başına düşen verileri aşağı yukarı Japonya'nın düzeyinde. Bizdeki artış hızı Japonya'nınkinden düşük. Bunların hepsinin temelini oluşturan "üçüncü düzey"e, yani mikroelektroniğe bakarsak, itiraf etmek gerekir ki, durum biraz daha karamsar görünüyor: Üretimin yüzde 6O'ı ABD'de, yüzde 30'u Japonya'da, yüzde 10'u Avrupa'da. Bunun nedeni teknolojik açığımız değildir, bu iddiayı reddediyorum. Bunun nedeni, mikroelektroniğin Amerika'ya oranla bizde yarı yarıya daha az kullanılmasıdır. Amerika'daki bir Uretici, Avrupalı bir Ureticinin kullandığının iki katı mikroelektronik kullanır. Japonya bu bakımdan ABD'nin biraz gerisinde. Beni kaygılandıran, Avrupa çapında bir sanayi politikasına sahip olmayışımız. Yenilik ile ikame arasındaki bağlantıyı göremeyişimiz. Biz Avrupa'da yenilikleri hızlandırmaya çalışıyoruz, ama bunun için gereken ikameleri frcnliyoruz. Ikameden ne anladıgınızı acıklayabilir misiniz? LORENZ Beniın anladığım anlamda yenilik, yeni pazarlar için yeni ürünlerdir. Yeniliklerin sonucu, yeni pazarların yaralılmasıdır. Bu yoldan ekonomik büyüme yaratılır, yeni islihdaın yaralıhr. Ama yeniliklerin ikinci bir etkisi de vardır: Eski ürünler, eski yöntemler geçersizleşir, yerlerine yenileri ikame edilir. CHRİSTİANS Bir özel, bir genel noktaya dcğinmck istiyorum. Son yıllarda makine fabrikalarını gezdiğinizde görüyorsunuz ki, hassas mekanizmalı makinelejde Japon ürünleri diğerlerinin yerini almış durumda. Japon ürünleri ucuz, bakım gerektirmiyor. Üçüncü ülke pazarlarında Ja Lorenz: Avrnpa % numara Schmidt: Avrnpa pazarı yok Himayecilikle de 1974'te Ortak Pazar namına elde edileni yıkmış oldular. CHRİSTİAN Biz bankalar, altmışlı yılların sonlannda Avrupalı ortaklarımızla, ulusal bağımsızlığımızı ortak Avrupa bankaları içinde birleştirme uzak hedefiyle bir girişimde bulunduk. Bu planlar hep Avrupa politikasına duyulan güvenle yapılmıştı. O zamandan bu yana uzak hcdefimize daha yakın hale gelmedik. Herkes hayalkırıklığı içinde ulusal ihtiyaçlarını ycniden hatırlıyor, ortaklık geri plana dilşüyor. THORN Amerikaltlar önde, Japonlar yetişiyor, biz geriliyoruz. Amerikalılarla bir karşılaştırma yaparsak Amerikalıların bizden daha iyi bir pazarı yok, ama oradaki her firma Pasifik ile Atlantik arasındaki alanda satış yapabilir. Ama "Avrupalı şirket" yok, çünkü böyle bir şirketin satış yapabileceği bir Avrupa pazarı yok. Biıçok firma kendine oriak almayı tercih ediyor. Ama Avrupa firmasını geliştirmiyor. Onun ycrinc herkes kendi pazarpayı için mücadcle veriyor. Fraıısızlar Alman Demiryollarına lokomotif satacağı zaman olmuyor, Siemcns Fransızlara bir telefon santrah satacağı zaman olmuyor. Ama başlıca sektörlerdeki cironun yüzde 6O'ı devletle oluyor, posta, deıniryolları vb. Bu sınırların yıkılması gerekiyor.