Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 cemal nadir'den SİYASET 84 manında yükseltilmemesi, 1980'den sonra da yasalann uygulanmaması ve yasal boşluklann zamanında dondurulmaması yüzünden, menkul kıymet aracılan ıle ödünçleme tacirleri gıderek bankalar gibi mevduat toplamaya başladılar. Hükümet önce tasarrufu ödüllendıriyorlar diye bunları 24 Ocak polıtıkasının olumlu sonucu sayıyordu." AŞK İNTİHARI Ekonomide parayla oynama ve sahte banker ödüllendirme, politikada vur kırlara prim verme, sonunda bir yere getirdi ama, ne getirdi? Kimler kazançlı çıktı, daha toplam çizgısi çızilmemiştir. Gerçi paraya oynayanlar bıraz önde görünüyorlar, ama sonu tam bilinemez. Kenan Bulutoğlu buna 'Aşk intiharı' diyor. Bir benzeri Japonya'da kendini göstermiş. Para oyunlarını çevirenlere sarakinler deniyor, yani bizim bankerler gibi... Sarakinler, bankalardan, sigorta şirketlerınden, hatta yabancı bankalardan toptan ucuza aldıkları paraları, çok yüksek faizlerle tüketicilere, bankaların dışladıkları dardakilere, yaşam savaşı veren çaresizlere, kumar düşkünlerine satıyorlar. Alacaklarını ise zorbalara toplattırıyorlar. Mafya ağırlığını gösteriyor. Biraz bizimkinln tersi gibi değil mi? Bizde ise paraları yüksek faizle banka alıyor, sonra bunları satacak birilerini buluyor. Gerçi önce tefeciler (bankerler) ortalığı doldurmuştu. Bankerler birer birer tüydükten, paralarını kaptıranlar ağlamaya başladıktan sonra hükümetler ayıldı, ama iş işten geçmişti. intiharlar, Japonya'da olduğu gibi büyük sayılara erişmedi. Ama kaçanlar, kaçışlarına intihar süsü de verdiler. KARANLIKTA ORTAKLIK Demokrasinin faizi emokrasinin çekendemokrasiye geçmek Dler, gerçektenbüyük özlemınigüçlerle istıyorlarsa, perde gerisindeki arsiv konnşuyor Sahibinin sesi değil, eğer ekonomi politikası ülkeyi ve kendısıni bır yıkıma uğratmazsa, Özal'la geçeceklerdir. Her düşünce ve akım Ozal'a karşı, Özal'ın muhalifidir. Çözüm demokratik kurallarla benimseniyorsa, Özal'la çözümlenecektir. Hem demokrasimiz, hem de ekonomimiz bu duruma nasıl geldı? Prof. Kenan Bulutoğlu, 'Para ve Insari adlı kitabında (Altın Kitaplar) konuya açıklık getiriyor: "1970'lerin sonuna doğru enflasyon hızlanırken, banka faizlerinin yeterınce ve za Demokrasıyı yeniden banker faciası, para oyunları temeli üstünde kuracağız. Ama görülüyor ki, kurmakta haylı güçlükler çekmekteyiz. Bir perde önü, bir de perde arkası vardır. Perde önü, perde arkasına ödün veremez duruma gelinceye değin kuşku sürecektir. Burada demokrasiyi gerçekten özleyenler kime arka çıkmalı? Perde önüne mi, perde ardına mı? Bılenlere sorarsanız, perde önüne arka verme her zaman demokrasi için yararlı olmuştur. Demokrasiler karanlık güçlerle işlemez. Karanlık güçlerle ortaklık demokrasiye zarar verir. Son atılımda seslerını duyurmak isteyenler, gene Özal devreye girmeseydi, zor oyununu bozmasaydı, seslerini içeriye duyuramıyacaklardı. Bu demokrasi için kazançtır. Demokratik güçler birbirlerine eklendikleri, birbirlerine omuz verdiklerı zaman seslerini duyurabiliyorlar. ONLARI GÖZLEMEK GEREK Demokrasi var mıdır, yok mudur tartışmaları çok gerılerde kalmıştır Amaç, elden geldığınce demokratik davranışlarla demokrasiyı ayakta tutabilmektedir. Buna kim ne denli yardımcı olabiliyorsa, o denli demokrasiye arka çıkmış sayılır. Demokrasi sen ben kavgasından çok demokrasiye engel güçleri gözlemekle gelişir. Engel olmaya çalışan güçler de olacak, engelı kaldırmak ısteyen güçler de. Her ıkı güç toplum ıçinde çatışa çatışa demokrasiyi kuracaktır. Herkes kendi demokrasisi erdemli sanır, başkasınınkini değil. Sade kendi konuşan, başkalarını konuşturmayan da bunu demokrasi için yaptığını sanmaz mı? Nitekim öyle sananlar yok mu? "Ben yaptım oldu!.." sadece Nasrettin Hoca'nın becerisi değildir. Daha önce dediğimiz gibi, özal'ın ekonomi politikasının sonucu demokrasinin de erişme göstergesı olacaktır. Sadece 27 para oyunlarının değil, demokrasinin de 9 Mayıs 'tan once universite oluylarını en iyi yunsıtan gazeteler, 27 Mayıs 'tan 9 7 li/ln *.rwt> tsw faizi vardır, bazen çok ağır geçiştirilir, baZd i lVMUjl» IU g U S C l C İ C f unutulmadılar. Üniversite bahçesinde 27 Mayıs öncesi olayları yansıtan sergiler açızen hafif. Ama mutlaka faiz de ödenir. lırken, gazetetere yer ayrıldı. Fotoğrafta, sergiye gazetelerin kaühmını duyurma amacıyla hazırlanan bir afiş.