24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 StYASET 84 İKİNCİ İNÖNÜ ZAFERİNİN 63'ÜNCÜ YILINDA İÖÜ Ismet Paşa ve 5 belge FERDA GÜLEY ' günlerde, Ayten Sokak'taki evinde, sabah kahvaltısı yaparken, onu ziyaret etmiş ve özel bir biçimde elime geçen, kendisiyle ilgili "Büyiik Nutuk" dahil, hiçbir yerde yayımlanmatnış belgeleri masanın üstüne bırakarak: "Paşam, bakın, slzc neler getirdim," demiştim. Yaptığım işin o günkü koşullar içinde kendisine önetnli bir destek sağlayacağını dUşUndUğüm için bu sözleri söylerken sesimde ve tavnmda açık bir böbUrlenme vardı. Çünkü bu belgeler TBMM Reisi ve Başkumandan Mustafa Kemal ile Garp Cephesi Kumandanı Ismcl Paşa arasında yapılan özel şifreli telgraf konuşmalarından bazıları ile AtatUrk'Un Diyarbakır'da 2. Ordu Komutanı iken sicil amiri olarak ona verdiği 20.5.333 (20.5.1917) tarihini taşıyan ve doğal olarak kendisinin o vakte değin hiç görmediği gizli sicilinden ibaretti. ö n c e s BELGE 1 Makine başmda Zata mahsustur. 10 Kanun 338 Garp Cephesi Kumandanlığına Refet Paşa istifa etti. Meclis 'te mevcut asker aza malumunuzdur. Garp Cephesinde Köprülü Kâzım ve Fahrettin pasalar da vardır. Kimleri tavsiye edersiniz? Şark Cephesi Kumandanı Közım Karabekir Paja'yı intihab etmek ve meseiâ Şevki Paşa'yı onun yerine göndermek caiz midir? Makine başında mütal&anm rica ederim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan MUSTAFA KEMAL Zata mahsustur Büyük Millet Meclis Reisi Gazi Mustafa Paşa hazretlehne Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Pasa'nın Şark cephesinden ayrılması son derece tehlikeli ve mahzurlu olduğu kanaati kat 'lyesindeyim. ihsan Paşa 'ya nisbetle Yakup Şevki Paşa gayri kaabili kıyas bir surette dürüst ve yüksek olmakla beraber Şark Cephesi için tavsiye etmek mümkün değildir. Mıldafaai Milliye vekaletine Fethı ve Raufbey gibi tebdili meslek etmiş zevattan ve esasen sivil aza da düşünülebilir. Bu halde ihtisasa taalluk eden mesaili esasiye ve askeriye ile mesaili siyasiye ve maliveyi tefrik etmek kâTıdir. tSMET 10 Kanunu evvel 38 lnönü gözlüğünü takıp benim eline verdiğim sıra ile belgeleri inceledi ve dikkatle okudu. Sicilinin Ustüne dirseğimi koymuş, onun okunmasını en sona bırakarak, o günkü ziyaretimi daha iyi değerlendirmek istemiştim. Sonunda: " Ve, Paşam, işte sicillniz!" diye son belgeyi de sundum. Bu sicil ilk elime geçtiği gün beni iki bakımdan çok heyecanlandırmış ve düşündürmüştU: Atatürk Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan iki yıl önce tsmet Inönü'nün savaşta Garp Cephesi Komutanı olarak, Mudanya'da Lozan'da büyük müzakereci ve pazarlıkçı siyaset adamı olarak ve daha sonraki yıllarda büyük devlet adamı olarak meydana çıkan üstün kişiliğini adeta tomografisini çekmişcesine nasıl görebilmişti? Ve nasıl oluyordu da Atatürk radyumuna tutulan insan, çekilen fılmin bilimsel doğruluğunu kanıtlarcasına Atatürk'ten aldığı sicile layıklığını böyle ispatlayabilmişti? Evet, lnönü'nün Bahçelievlerdeki evine giderken, beni siciliyle ilgili olarak düşün düren ve heyecanlandıran bu değerlendirmelerimdi. Daha açıkça söyleyeyim: Uzun süredir yakından tanıdığım, duygu ve düşüncelerini nasıl denetleyebildiğini, herkesin duygu ve düşüncelerini öğrenim kim seye kendi duygu ve düşüncelirini belli etmediği yakından görmüş bir kimse olarak AtatUrk'Un kendisine verdiği sicili okurken tüm yaşamında koruduğu akıl ölçülerini, duygu disiplinini kaybedeceğini, kısaca bi zim gibi sade insanların daima başına gelen doğa egemenliğine yenik düşmenin onun da başına geleceğini sanıyor ve bekliyordum. BUtUn bir kendini verişle sicilini okurken yUzünUn hafifçe sarardığını, ardından mutlu ve gururlu bir aydınlığın bu yUzde ki derin çizgileri titrettiğin gördüm. Ama yine de gUçlü kişiliginin smırlannı korudu, fazla şaşırmamış görünen bir tavır takınarak bana bu belgeleri nereden, nasıl bulduğumu sordu. Ellerimi sevdiğini belli ctmek istediği zaman herkese yaptığı gibi ellcrimin içinde tutarak, teşekkür dolu gözlerle yUzüme bakıyordu. Sorusunu yanıtladım. Çok keyifliydi. Kahvaltı sofrasın da başka zamanlarda da yaptığı gibi kendi eliyle ikramlarda bulundu. Bir sUre sonra iznini isteyerek sofradan kalktım. Masanın UstUnde bıraktığım kâ ğıtları göstererek: Bunları niçin burada bırakıyorsun? Hepsini al Güley.. dedi. Paşam, bunlar size ait, onlar sizln.. diye yanıtladım. Ayağa kalkmıştı: Hayır Giiley, bunlar önce sana, sonra da tarihe ait. Ve belgeleri masanın UstUnden toplayarak kendisine AtUtUrk tarafından verilen sicil dahil hepsini elime verdi. Şaşırmıştım. Beni öptü ve kapıdan uğurladı. Ayten Sokak'tan bizim Maltepe'deki eve doğru yürürken kendi kcndime soruyordum: Sicilini olsun, sicilinin kopyasını olsun niçin alıkoymadı? Bu sUrekli yinelediğim soruya ancak sonraları karşılık bula bildim: Bu belgeler kendisinde kalsa biı çekmeceye kilitlemekten başka bir şey yapamayacaktı. Çünkü lnönü "tri" adam değil "büyük" adamdı! Bu belgeleri uygun zamanını ve yerini seçerek gün ışığına benim çıkarmam gerekiyordu. O günkü siyasal iktidarın basın ve radyo yoluyla lnö nü'ye yaptığı saldırılar bir gUn o denli acımasız, gerçeklerden uzak, tarihi yadsıtıcı bir ölçUsüzlUğe ulaştı ki, bunun UstUne Uşak'ta başının yarılmasıyla ilgili olaylar da gelince Parti Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı yaptım, elime geçen belgelerden birkaçının fotokopilerini sicil dahil bu toplantıda başına verdim. O günlerin kavga ve gürültüleri arasında tesadüfen elime geçen bu belgeleri tam değerleriyle tarihe mal edemediğimi sanıyorum. Yıllar sonra, 1 .Adam Atatürk'ün yanındaki II. Adam tsmet lnönü'ye ait bu belgeleri belki ileride fırsat bulamam korkusuyla ve Anadolu ihtilalinin ilk kurtuluş savaşı olan tnönü Savaşları'nın sonuçlandığı 1 Nisan 1921 tarihinin yıldönümü sırasında yayımlamayı görev sayıyorum. Belgeleri, Osmanlıca nasıl yazılmış ve söylenilmiş iseler öyle bıraktım. Istedim ki ilgili ve yetkili tarihçilerimiz orijinal olarak jörsünler, tarihe mal etsinler, sonra da yeni kuşakların anlayabilecekleri duru TUrkçeye onlar çevirsinler. BELGE 2 Baskumandanlık, 5 Mayıs 338 Gayet mühlm ve mahrtm Bizzat açüacaktır. Garp Cephesi Kumandanı tsmet Paşa hazretlerlne Cephede gaybubetime tesadüf eden Meclk'in son bir iki ay zarfındaki vazlyetinde sayanı dlkkat bir hal gözükmektedir. Yine Meclis tarafından yapılmıs olan kanun muciblnce bazt vtkâletler için gösterilen nazimetlere rey vermiyerek azadan mühlm bir yekunun istinkâf eylemesini, münhal vekâletkre vekil mtlhabtm Iskâl etmekte ve vazayifi hukumeti akamete mahkum etmektedir. Bilhassa orduya ait vezayife mudahale etmek orduyu müteesslr edecek mukarrerat istihsaline çalışmak arzu ve temayulutı götükmektedir. Btnnttice hükumetsizllğl ve ordunun müteesslr ol~ masını intac edecek istidatta bulunan bu tavru hareketin kısmen mehafili harictyeden mülhem olduğu da kuvvetle muhtemel olmaktadır. Umuml bir tarzda izah edilen bu vaziyetin son defa vuku bulan mühlm bir tezahürünü atide arzediyorum: Mayısın 5'tnde hltam bulacak olan Baskumandanlık kanununun temdidi persem' be günii MecUs heyetl umumiyesinde müzakere edllmlştir. Bizzat hazır bulunamadığım bu muzakerede e\ vela hafl ve ihzari cereyan eden kısmtnda 72 kişltik mühim bir zümre kanunda mevcut selahlyetlerin ref M taleh etmiştir. Alelusul aleni cehede istihsal edilen ârâya göre o esnada Meclis'te mevcut 170 azadan U4'ü kanunu kabuletmiş; 6'sı reddeylemiş, 23'de müstenklf olduklanna dalr rey vermiş, 27 tat Ise Meclls'te mevcut olmakla beraber rey vermeyeceklerinl beyan etmişlerdir. Mütebaki aza Meclis'e dahil olmamak suretiyle nlsabı müzakerenin teminine ve intacı GÜLEY'İN NİKÂH1NDA // Eylul 1953. Ferda Güley evleniyor. tnönu nikâh şahidi. Güley ve belgelerin öyküsü 1916doğumluyum. Hüdavendigar (Bursa) Valiliği yapan Aybastılı merhum Ali Osman Güley'in oğluyum. tlkokulu Aybastı'da, ortaöğrenimimi lstanbul Maltepe Askeri Lisesi'nde, yüksek öğrenimimi" lstanbul Harp Okulu'nda yaparak 30 ağustos 1936'da piyade subayı çıktım. Çeşitli rütbelerle, çeşitli kıtalarda hizmet ettim. 1947 yılında önyüzbaşı iken ayrıca lstanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümüne girdim. 1951'de mezun olarak Kuleli Askeri Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandım. 10.12.1953'te binbaşı rütbcsinde ordudan istifa ederek CHP'ye girdim. 1954 seçimlerinc aday olarak katıldım. 1957'de ll'inci dönem Ordu Milletvekilliği'ne, 1961'de Kurucu Meclis Uyeliğine aynı yıl yapılan seçimlerde 1. dönem Ordu Milletvekılliği'ne scçildim. Milletvekilliğim kesintisız 1977 yılına dek sürdü. Bu sure içinde çeşitli parti görevlerinde bulundum. Bu kademelerde CHP Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım. 1973 seçimlerinden sonra CHPMSP koalisyon hükümetinde Ulaştırma Bakanlığı yaptım. Biri kız ; üçü erkek dört çocuk babasıyım. Bu belgeleri, 27 Mayıs 1960 öncesinde, son derecede elktrikli o günlere yaklaşırken, bir gün, sevdiğim bir sınıf arkadaşım ki buldu. Arkadaşım"harp tarihi"nde çalışıyordu. Orada şimdiye dek tesadüfen el değmemiş, çünkü kaybolmuş kUçük bir kasa ele geçirirler. Açarlar bakarlar ki kasanın içinde Atatürk ile Inönu arasındaki özel şifreli haberleşmenin belgeleri var. Böyle bir şeyin bulunduğu derhal Çankaya'ya, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a bildirilir. Ve kasanın bütün içeriğiyle, Çankaya'ya gönderilmesi yoluna gidilir. tşte bu sırada, o arkadaşım acele, hepsi numaralı, listeye geçmiş olan bu belgelerden beş altı tanesini, eski yazıyla kalcme alır. Bclgeler Çankaya'ya gitti. Fakat hiçbir yerde o belgeler tarihe intikal ettirilmcdi. tsmet Paşa'ya verilen sicil ve şu belgelerdekı gerçekler, böylece gömülü kaldı tarihin karanlıklarında. Aydmlığa çıkarılmadı. Tesadüfen arkadaşımın aracılığıyla benim elime gelenleri, bir basın toplantısı yaparak bundan 25 yıl önce birkaç tanesini aydmlığa çıkarmış oldum. Şimdi de geri kalanlarıyla birlikte hepsini, "Cumhuriyet" aracılığıyla kamuoyu önüne sunmuş,oluyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle