Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİYASET 84 6 yandan da devlet maliyesiııin hattâ hazinesinin emperyalizm tarafından teslim alınmasını gerçekleştirmekteydi. Tarih kitaplarımızdan çeşitli incelemclerc, bağımsızlık savaşında ve sonrasındaki söylevlere kadar çeşitli şekilde işlenmiş bir konudur bu. "Düyunu Umumiyye", "Osmanlı Bankası" ve "Reji" Osmanlı İmparatorluğunun yarı sömürgeleşmesinin üç öneınli göstergcsidir ve akıldan hiçbir zaman çıkmamahdır. Ülkenin gclişmesi için sermaye birikimi ve bu birikimin gelişmeyi sağlayıcı yatırımlaıa dönüşmesi ön şarttır. Sermaye birikimi, yatırımın kaynağıdır. İlk sermaye birikimi olmayınca iç ve dış borçlanmalar zaman zaman başvurulabilecek tedbirlerin başında gelmektedir. Bugün birçok toplum dış ve iç kaynaklardan borç almaktadır. Ne var ki bu borç alma işleminin, ülkeyi tüm kaynaklanyla bir teslim etme aşamasına varrnaması gerekir. Karşı olıınması gereken, budur. Dış ve iç borçlanmanın en tehlikeli noktası bu yönüdür. Son günlerde gündeme gelen Köprü, KİT vc diğer kamıı kuruluşlarınııı satış işleminde ittrazlara yol açan da içerdiklcri bu tür sakıncalardır. Şimdi yapılmak isteneni şöyle bir başından alarak düşünmeye çalışalım. Türkiye'nin hızlı bir kalkınma sürecine girebilmesi için önemli kaynakların emre hazır yani kullanılabilir hale gelmesi istenmektedir. Bu istek her yünüyle haklı bir istcktir. İç ve dış borçlanmanın çeşitli koşulları vardır. Bunlara uyularak belirli süre ve düşük faizlc borçlanmaya gitmek gerekir. Borçlarımada alınan borç karşılığı bir güvencenin ortaya konulması ancak bireysel alacak işlemlerinde akla gelebilecek noktadır. Ama uluslararası borçlanmalarda bu yol ancak kaynak arayan ülkenin kredi alma derecesinin çeşitli nedenlerden ötürü çok düşük düzeyde olması halinde başvurulan bir yoldur. Sürekli olarak ileri sürülen, köprünün değil, geçiş ücretinden doğan gelirin hisse senetleriyle satılığa çıkarıldığıdır. Doğrudur. Ashnda yapıimak istenen tam anlamıyla bir satış işlemi olmayıp köprü gelirine karşı borç senedi ihraç etmektir. Yani borçlannıada köprü geliri karşılık gösterilmektedir. Neden bu gelir karşılık gösteriliyor sorusunun yanıtı da geçiş ücretinin enflasyonla doğru oranlı olarak artması biçimindedir. Yani yapılan, iktisatçıların deyimiyle endekslenmiş tahvil çıkartmaktan başka bir şey değildir. O zaman kişilerin aklına şu soru takılmaktadır: Niçin endekslenmiş devlet tahvili çıkarılaıak beklenen kaynak yaratılmıyor da Köprü ya da diğer karnu varhkları şu ya da bu biçimde satılığa çıkarılıyor? Korkarını ki bunuıı yaıutı devletin borç vercn için yeterincc bir güvencc teşkil etmeyeccği biçiminde vcrilecektir. Çünkü köprü satmadan yana olan grup ya da siyasi partilcrin cnindc sonunda bu yaklaşımda olduklan sözlerinden, programlarından ortaya çıkmaktadır. Devlet güvencesini normal bir borçlanma işlenıinde bile duymak istemeyen bu gı uplara diyecek bir şeyiıniz yok, inançları kendilerine ailtir... Ne var ki açılaıı yol son 120 yıl içcrsindc dcncnmiş vc koca bir imparatorluJun tcsliminc kadar varan bir dizi dramatik sonucu da peşi sıra getirmiştir. Köprü satışı derken "Düyunu Umumiye"yi anımsamayacak hiçbir Cumhuriyet kuşağı yoktur. Kereleıce yinelememizde yarar vardır: Türkiye, kalkınnıası için dış ve ıç parasal kaynaklara gereksinimi olan bir ülkcdir. Bu kaynaklann bulunması zorunludur ama kaynak bulacağım derken ülkenin bugününün ve geleceğinin ipotek altına alınması da sessizce seyredilecek bir eylenı değildir. ( * ) Vasiyetnameler, Engin Deniz Akarlı tarafından Latin harflerine çevrilmiştir. İş bitirmek derken işiDüyıınıı LIııııoııi>> eVo götürmek TEVFİK ÇAVDAR ullanılabilecek bir fon kaynağı yaratmak açısından kamuya ait taşınmaz ınallannın karşılık gösterilmesi, hatta bunlardaıı bir bölümünün satılması fikri yeni değildir. 1860'h yıilarda, yani yaklaşık 120 yıl önce de dönemin başbakan ve dışişleri bakanı tarafından padişaha yazılan vasiyetnamelerde bu yolda tavsiyelerde bulunulmuştur. K Tarihi yakından uzaktan bilenler Âli Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa'nın isimlerini kolaylıkla anımsayacaklardır. Bu iki Paşa, Tanzimat'ın en ünlü isimleridir, uzun yıllar sadrazaııı vc dışişlcri bakanı olarak hizmet vcrmişlerdir. Olümlerinden önce Padişah Sultan Abdülaziz'e yazdıkları ve vasiyetnamc diye adlandırılan önerilerde Osmanlı Imparatorluğu'nıın daha iyi yönetilebilmesi için bazı tavsiyelerde bulunmuşlardır. Keçecizade Fuat Paşa vasiyetnamesiııe "thmalltT yüzünden mahvulma felaketinden kurtulabilmekliğimiz Ingiltere kadur paraya, Fransa kadar bilgi aydınlıgına ve Rusya kadar askere sahip olmaklıgımıza hağlıdır" (x) diye haşlamaktadır. Âli Paşa da önerilerine girerken aynı noktadan hareket etmektedir. Gelişrnek, Avrupa ülkeleri düzeyine çıkmak her iki Paşa'da tek arzu olarak görünmektedir. Âli Paşa gelişmek için saydığı bir dizi tedbir içerisinde şu noktaları da ısrarlı bir biçimde padişaha sunmaktadır: " . . . Çeşitli vergilerin (oplanmasını etkinleştirmek için lek çare bu işi giiçlü şirketlere devretmektir... Bu vergi toplama yolu bize en uygun göriiniiyor, çünkii tahsildarlık işini yapacak ehil adamlarımız yok. Sultanımıza bu şirketlerin mallarımızı elimizden alacagı söylenecektir, bu konuşmaları dinleıneyin efendimiz. Tersine, efendimiz, bu şirketlcr güven ve koruma unsuru olacaktır. Orlaklarımız olduklarına göre, çıkarları geregi haklarıını/ı, topragımızı, malımızı koruyacaklardır... Zengin bir evin kâhyası o evi yıkmayı ister mi? Efendilerinin yerine geçmeyi ister mi?". Serbesti yanlılarının ötcden beri tavsiye ettikleri budur. Âli ve Fuat paşaların bu öneri paketinden yaklaşık 25 yıl sonra dış borçlarını ödeyemeyen Osmanlı tmparatorluğu borçlar yönetimini yani Düyunu Unıumiyye'yi kurmuştur. Unlü Muharreın Kararnamesiyle bir dizi istikrar tedbirini yayınlamış ve yabancılara, alacaklarını alabilmeleri için devletin ana gelirlerine elkoymalarını, bunları toplamalarını bir yetki olarak vermiştir. Kısacası en önemli vergilerin toplanması bu yönetime bırakılmıştır. Osmanlı Borçları vc Düyunu Umumiyye yönetiminden kurtulmak ancak bağıınsızlık savaşından sonra Lozan Barı; Antlaşmasıyla mümküıı olmuş, ne ki hepsinin tasfiyesi 194O'lı yıllara kadar sürmüştür. Düyunu Umumiyye'nin tenıel yaklaşımı dış borçlaıa karşılık devlet gelirlerinin rehiıı verilmesi, bir başka deyimle ipotek edilmesi, güvencc olarak gösterılmcsidir. Bu yol bir yandan kamunun ve toplumun clindeki büyük kaynakların yabancıların dcnetimine gcçmesini sağlamakta diğer TB1I tutanaklarından RAFET GENÇ Bu huflaki, tutanaklardan seçmeyi ünlü köprü tasansı görüşmelerinden aldık. 17 saat aralıksız süren görüşmelerde, Maliye Bakanı "üstad" "Vural Ankan'm "Bohçacı kadın gibi her şeyi satışa çıkarmıyoruz" cümlesinin yani sıra "sert" eleştiriler de vardı. Sık sık ANAP'lılarla HP'liler arasında tartışmalara, sıra kapakları vurmalara neden olan "yeni hatiplerlmiz" kendilerini göstermeye başladılar. Köprügörüşmelerindeen "hızlı"konuşmayı HP milletvekili Ali Ihsan Elgin yaptı. Bu konuşmadan örnekler sunuyoruz sizlere... ALI IHSAN ELGİN ...İktidarın böyle bir kanunu bu Yiicc Meclise hangi cesaretle getirdiğini anlamak mümkıın değildir. Iktidar partisi Türkiye'nin gerçeklerinden, halkın ve devletin çıkarlarından nasıl bu kadar kopabilmiştir. Başbakan sanki Tiirkiye'de yaşamıyor. (ANAP sıralarından "Başbakanın lafını ağzına alma" sesleri, gürültüler) Bir hata ettiysek en sonunda sözümüzü geri alacağız. (ANAP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) BAŞKAN Sayın milletvekilleri... ALİ İHSAN ELGlN (Devamla) Lütfen efendim, lütfen efendim... (Gürültüler) Sayın milletvekilleri... (Gürültülcr) BAŞKAN Bir saniye efendim. Sayın milletvekilleri... ALİ İHSAN I'I.GİN (Devamla) Bu getirilen kanıınla... (Gürültüler) BAŞKAN Bir dakika Sayın Elgin, sayın milletvekilleri, bir .saniye efendim, bir dakika efendim. Biraz evvelki konuşmunızda Yiice Meclisin yııksek şahsiyeline uygun olmayan bir söz sarfcttiniz ALİ İHSAN ELGİN (Devamla) Meclise söylemedim efendim. (ANAP sıraların Teşekkürler efeııcliııı, iktHİar yanlış yoldadır miidahale etmeyiniz efendim. ALİ İHSAN ELGİN (Devamla) Benim 211 oyum var, isledigimi yaparım, düşüncesinden vazgeçin. (Gürültüler) BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hatibe ınüdahale etmeyin efendim. ALİ İHSAN ELGİN (Devamla) Bu irat.. Efendim tutanaklar yazılıyor, daba sonra inceleriz. Bu irat size de hayır getirmez, millete de hayır getirmez. Neyi halledeceksiniz? Köprüyü, PTT'yi, yolları satmayla. NABİ SABUNCU (Aydın) Sayın Başkan, Sayın Başkan... ALİ İHSAN ELGİN (lçel) Sayın Başkan, Hazine ve Dış Ticaret Müstcşarlıgının günlerdir gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan ilanları var. (ANAP sıralarından gürültüler). Yiizde 43 faizli devlet tahvillerine milyonlarca lira ilan parası vererek müşteri arıyorsıınuz. Köprüyü, demiryollarını, PTT'yi, Denizyollarını ve benzeri kuruluşları kime satmayı hedefliyorsanız, onları Maliye Bakanlıgı'nın onüne yıgın, devlet tahvili satın. Çünkü o lahviller devletin tüm varlıgının garantisi altındadır ve faiz geliri köprü için, demiryolu için ve kâr için dü.şünülenden çok daha fazladır. Satın alacaklarda da satacaklarda da art niyel yok ise en emin ve en yüksek gelirli devlet tahviline itibar elmeyip, akıbeti meçhul macera peşine düşmezler ve bu kuruluşlara para yatırmazlar. Biz art niyel olduğu inancındayız. Bu işin peşini sonuna kadar bırakmavacagız. Gücümüz yeterse bu yasayı engelleyecegiz. tptali için mutlaka Anayasa Mahkemesi'ne gidecegiz. (ANAP sıralarından gürültüler) Oradan da sonuç alamazsak, bunu bütün dünya bilmelidir ki, iktidara geldiğimiz ilk gün bu yasayı yürürlüklen kaldıracagız. Tüyü bitınemiş yetiznin hakkını bir avuç zenginden 'geri alıp geri verecegiz... ALİ IHSAN ELGİN (Devamla) Sayın milletvekilleri; yazılı hisse senetleriyle maazallah bir gün kıırsüsünde konuştuğumuz şu Yiice Meclisin görkemli binasının da satıldığını görebiliriz. (Gürültüler) BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen hatibe miidahale etmeyiniz efendim. ALt İHSAN ELGİN (Devamla) Sayın Kaskan, lütfen. Bu kanun iktidara meheldir. Vazgeçsinler, ana muhalefetin ve muhalefel partilerinin uyarılarını yok far/ etmek iktidarın dikensiz giil bahçesi özleınlerinin bir işarelidir. Demokralik parlamenter rejim iktidar parlisinc diktatörlük hakları vcrmez. Mcmleketi haraç ınczat satma hakkını vermez. Kimin ınalını kime satıyorsunuz? Devlet demiryollarını, PTT'yi, köprüyü, barajları, yolları bu millet kolayına mı yapmıştır? (Gürültüler) BAŞKAN Sayın Klgin, lütfen temiz bir lisanla konuşun ALİ İHSAN F.I.GİN (Devamla) Teşekkürederim Başkan. (Gürültüler). Teşekkür ederi/. efendim. Teşekkürler sayın milletvekilleri. İktidar yanlış yoldadır. BAŞKAN Hatibe ınüdahale ctıncyin. Lütfen. ALt İHSAN ELGİN (Devamla) İktidar yanlış yoldadır. Hatadan dönmek faziletlir. Geçmişten birazcık olsıın ders alalım. Bir zamanlar "Bulsıınlar 226'yı, gelsinler karşıına" diyenlerin şimdi nerede oldugunu biliyoruz. Siz de lütfen kendinize acımıyorsanız demokrasiye acıyın. (Gürültüler) NABİ SABUNCU (Aydııı) Başkan, başkan, mikrofonu kapatın. ALİ İHSAN ELGİN (Devamla) Benim, benim... BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hatibe dan "Meclise gürültüler.) söyledin" sözleri, Meclise söylemedim efendim. BAŞKAN Lütfen bu sözünüzü...