24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİVASET 84 11 Evren'i bekleyen ülke: SIJUDİ ARABtSTAN S uudi Arabistan, sınırsız petrol zenginliğinin kendisine sağladığı buyük mali gücünü iyi kullanarak uzun yıllar Arap politikasında siyasal etkinlik sağlamayı ba^armış bir ülke. Temkin, Suudi Arabistan poliıikasının göze çarpan ozelliklerinden biri. önemli siyasal ve diplomatik girişimler nıümkün olduğunca sessiz biçimde ve ortam daha önceden iyice yoklandıktan sonra yapılıyor. Güvenlik kaygısı, Suudi Arabistan'ın dış politikasında belirleyici rol oynayan etken, ülkede gerek hatırı sayılır bir Şii azınlığın bulunması, gerekse içeride istikrarın çok hassas dengeler üzerindc oturması, Suudi Arabistan'ı dış etkilere karşı son derece duyarlı yapmış. Ülkenin jeopolitik konumu Riyad hukumetini dış dengeler ve güvenlik konusunda çok dikkatli olmaya zorlamış durumda. Güvenlik ve bölgede istikrar, Suudi yöneticilerinin dış politika hesaplarında en ön Dış politika: yor. Riyad, FKÖ'nun sola kaçmasını ve Sovyetlcr'c yakınlaşmasını önlemek amacı ile bu örgüte de uzun süre yardım yaptı Önce güvenlik sırada yer alan iki temel kavram. Afrika, Güney Batı Asya ve Ortadoğu'da istikrarın bozulmasının, ülkenin nazik iç dengelerini altüst etmcsinden korkuluyor. önemli rol Askeri gücü yetersiz olan Suudi Arabistan, Arap dunyasında ön planda rol oynamayı, iç vc dış güvenliği açısından önemli sayıyor. Askeri alandaki güçsüzlüğunü, ABD ile sıkı ilişkilerle kapatmaya çalışan Riyad, Arap dunyasında siyasal etkisini de büyük petrol gelirleri ile sağlamayı amaçlıyor. Riyad, Arap dunyasında liderlik için kendisine büyük rakip olarak gördügü Mısır'ın Arap saflarından tecrit edilmesini uzun süre destekledi İstikrar için Riyad yönetimi önce, istikrarı bozacak unsurlardan biri olarak, bölgede komünizmin yayılmasını görüyor. Bunun ötesinde, daha ılımlı bile olsa, her türlü sol akım Suudi Arabistan yönetimince tehlikeli sayılıyor. Riyad Sovyetler Birliği'nin bölge de etkinliğinin artmasından da korkuyor. Bölgedeki sol akımlara karşı güvenliğini sağlama çaresini, ABD'ye yakın olmakta bulan Suudi Arabistan, bir yandan da ABD ile çelişki içinde olan Ulkelerin Sovyetler'e kaymasını önlcmek için büyük petrol zenginliğinden yararlanıyor. Ekonomik yardım ve kredi gibi araçlarla çeşitli ülke ve hareketlerin Moskova'ya kaymasını önlemeye çalışıyor. Bu nedenle Suudi Arabistan bölgede en radikal Arap ülkeleri olarak tanımlanan Surıye'ye de yardım edi tsrail'e tepki Ekonomik ilişkiler Suudi Arabistan, ABD'nin bölgede en büyük müttel'iki olmakla birlikte lsrail'in yayılmacı politikasına karşı samimi bir tepki içinde. Riyad hükümeti, lsrail'in Kudüs'ü ilhak etmesini, hem Islamiyete, hem de Araplara karşı işlenmiş en büyük suç olarak kabul ediyor. lran tehlikesi Komünİ7m ve Siyonizm Suudi Arabistan'ın bölgede iki büyük düşmanı. Ancak, son yıllarda bu iki düşmamn safına bir üçüncüsü katıldı ki, o da tran'daki lslam devrimi. Günümüzde Suudi Arabistan'ın en çok çekindiği Ulke lran. Şii devriminin yayılması, bölgede istikrarı bozabileceği gibi, Suudi Arabistan'ın nazik iç dengesini de altüst edebilecek. Riyad yönetimi, bu nedenle Körfez savaşında Irak'a büyük ekonomik yardım yapıyor. Riyad hükümeti lran'daki lslam devriminden endişesinin yanı sıra, bu ülkenin askeri gücünden de çekiniyor. Nitekim, Körfez savaşının Hürmüz Boğazı'na da yayılacağından ve çarpışmaların kendi sınırlarına kadar geleceğinden kaygılanan Suudi Arabistan, son zamanlarda, Fransa ile ABD'ye çok miktarda geüşmiş silah sipariş etti. îhracat <ri 300 milyon $ " | Taahhüt 3.5 milyar nkara 1974 yılında patlak veren petrol krizi ve petrol fıyatlarının yükselmesi ile birlikte bu Ülkenin elinde birikmeye başlayan fonlann cazibesi bütün dünyanın olduğu gibi, TUrkiye'nin de Suudi Arabistan'a ekonomik beklentilerle yönelmesı sürecini hızlandırdı. Türk hUkUmetleri uzun bir süre Suudi Arabistan'a Islami bağları vurgulayarak yaklaşmışlarsa da, umut beslenen, ekonomik alandaki beklentiler nedense bir türlü gerçekleşmedi. Suudiler islamiyetin kutsal eserlerinin ev sahipliğini yapmakla birlikte, diğer Ulkelerle ticari ilişkilerinde ticaretin kurallarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Son yıllarda TUrkiye'nin bu Ulkeyle ticaretinde belirgin bir canlanma oldu, ancak bu kıpırdanma Türkiye'nin Irak, Libya ya da lran gibi lslamUlkeleriyle ekonomik ilişkılcrındc son yıllarda göztenen sıçramaların hacmi ile kıyaslandığında oldukça sınırlı kaldı. Rakamlara dökmek gerekirse, TUrkiye'nin 1980 yılında 43.5 milyon dolar olan bu Ulkeyc ihracatı 1981 yılında yaklaşık dört katına çıktı ve 187.4 milyon dolara ulaştı. Artış eğilimi 1982'de de sürdü ve TUrkıye'nın ihracatı 357 8 milyon dolara tırmandı. Böylelikle Suudi ArabLstan'ın Türkiye'nin ihracatındaki payı yüzde 6.2'ye yUkseldi. Geçen yılın ilk dokuz ay rakamı 238.4 milyon dolar oldu. Aynı süre içinde Türkiye'nin bu ülkeden ithalatı da artış gösterdi. Bunda savaş nedeniyle Türkiye'nin petrol ilhalatında Irak'ın payının azalması ve bu açığın Suudi Arabıslan tarafından doldurulması rol oynadı. Türkiye'nin bu ülkeden ilhalatı son dört yılda şöyle seyretti: 1980... 76 7 milyon dolar, 1981, 377.5 milyon dolar, 1982... 477.1 milyon dolar vc 1983'ün ilk 9 ayı içinde 209 milyon dolar. Türkiye'nin bu ülkeye ıhracatında yer alan kalemler şöyle. Caıılı hayvan, koyun eti, yaş meyve ve sebze, işlenmiş gıda maddclcri, çimcnto, gübre, plastik eşyalar, halılar, tekstıl ürünleri, alümınvum Urünlerı, bazı makıne ve cıhazlar, inşaal malzemeleri... Ticaret yanında dikkat çeken bir başka olgu da, halen Suudi Arabistan'da 70'e yakın Türk firmasının müteahhit ya da taşaron olarak 3.5 milyar dolar dolayında bir taahhüt faalıyetinı üstleıımış olması. Şimdi ısc gözler, özal HükünK'tı'nm görevc gelişinin ıkı Ulke arasında ılişkılerin ekonomik boyutuna neler getireceğine çevrilmiş bulunuyor; bu çcrçcvcde özal Hükümetı'nın bakan düzeyindc ilk yabancı konuk olarak Suudi Arabistan Malıye Bakam'nı ağırlamış olması dikkat çekiyor. Suudilere yakınlığından söz edilen özal'ın bu ülkeye dönük önemli miktarda kredı beklentilerı bulunduğu, yaptığı planlarda bu beklentilere büyük ağırlık verdiği biliniyor. A FAHD PLANI Suudi Arabistan tarafından 1981 'de ortaya atılan Fahd Planı üzerine çok tartışma olmasına rağmen, uygulama şansı bulamadı. FahdPlam'nm çerçevesi şöyle: 1. tsrailKudüs'ün doğusu dahil, 1967 savaşında işgal ettiği tüm Arap topraklarından çekilecek. 2. İsrail tarafından 1967 savaşından sonra Arap topraklarında kurulan yerleşim bölgeleri kaldırılacak. 3. Bölgedeki tüm ulkelerin barış içinde yaşama hakkı kabul edilecek. 4. Filistinti göçmenlere topraklarına dönme hakkı tanınacak. 5. Batı Şeria ve Gazze bölgeleh bir kaç ayı geçmemek koşuluyla Birleşmiş Milletler'in denetimine terkedilecek. 6. Kudüs başkent olmak üzere bağımsız bir Filistin devleti kurulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle