Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
StYASET 84 CANAN YAZGANGİL nkara Aslında öbur ANAP'lı milletvekillerinden fazla bir farkı yoktu. Partı disiplinine gereken hassasiyeti gösterıyor, grubun aldığı tüm kararlara harfiyen uymada, parti yöneticileri ve özellikle Genel Başkanı'na saygıda bir kusur etmiyordu. Bakanlarla nerede karşılaşırsa ayağa kalkıp selamlaşıyor, saygılarını sunuyor, Meclis çalışmalarında da öbür ANAP'lı arkadaşları doğrultusunda oyunu kullanarak görevinı yerine getiriyordu. Seçmeninin kendisine çok fazla işi de düşmemişti bu arada. Tek sıkıntısı, secmenine o yüce çatı altında bir temsilcıleri olduğunu anlatamamak olmuştu... Kendinden yarım metrc önde giden göbeği, hiçbir zaman iki tarafı birbirine kavuşmayan ceketi ve kuliste yüksek sesle konuşmasından ANAP grubu içerisinde tanınıyordu, ama bunun seçmene ne yararı olabilirdi ki? O akşam TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Kadın Hakları Kutlama Komitesi'nin belirlediği, mesleklcrinde ilk kadınlara TBMM'de düzenlenen bir törenle plaketlerini dağıtmıştı. Millctvekili, kokteylde de yerini almış, ama bir köşede içkisini yudumlamaktan başka bir şey elinden gelmemişti. Kokteyl bittikten sonra, kendini ANAP kulisine atmıştı. Niyeti paltosunu alıp evine gitmekti. Eğer bomboş kuliste bir koltuğun kenarına ilişmiş oturan arkadaşı Hakkı Artukaslan'ı görmeseydi, o geceyi evinde geçirecekti, zaten ayakta güçlükle duruyordu. BİRDEN PARLAYAN IŞIK ANAP Kastamonu milletvekili Şaban Kuçükoğlu, gecenin bir vakti kuliste Artukaslan'ı "oylece bekler" bulunca, "Butıda bir iş var" diye düştlnUp evine gitmekten vazgeçti. Artukaslan sohbet sırasında, bütçe görüşmelerinde ilk sırada konuşma hakkı alabilmek için beklediğini her nasılsa ağzından kaçırıvermişti. lşte o an Şaban Kuçükoğlu'nun kafasında bir ışık parlayıverdı. Kendisi de bekleyecek, sabah mesai başlamadan önce Başkanlık Divam'na kaydını yaptırarak tum bütçeler için ilk konuşma sırasını kapatacaktı. Böylece Kastamonulu seçmcn, radyodan, basından, Kastamonu lu Şaban KUçükoğlu'nu dinleyecek ve TBMM'de kendi temsılcileri olduğunu anlayacaktı artık... Bu fırsat kaçırılmamalıydı. Hakkı Artukaslan, KUçükoğlu'nun niyetinı fark etmişti, ama geç kalındığını daha sonra anladı. Ne dedıyse eve dönmesi için "Şaban Ağa"yı ikna edemedı. En son aklına parlak bir fikir geldi. "Bak kardeşim," dedi, Şaban Küçükoğlu'na... "Ben söz sırası alabilmek için burada sabaha kadar bekleyecegim. Karnım aç, bir şey yemedim. Sen şimdi kalk evine git, yiyecek bir şeyler getir buraya." Artukaslan, Küçukoğlu'nu bu bahaneyle evine gönderdikten sonra, yorgun ve biraz da "çakırkeyif" olan Küçükoğlu'nun evinden tekrar geri döneceğini hiç düşünmemişti... Küçukoğlu'nu gönderme rahatlığı içerisinde kuliste koltuğa uzandı ve uyumaya başladı.. Artukaslan, sonrasını şöyle anlatıyor: "Kalktım, bir baktım ki, Şaban Kuçükoğlu elinde dolu bir naylon torba karşımda duruyor. Gece saat bir buçuk olmuş. Pes vallahi, o kafayla gitmiş evine, dolapta ne var ne yok (oplamış gelmis. O saatten sonra yapacak bir şey yoktu. Ben sabaha kadar namaz kıldım, onu geri göndermek için ugraştım, o da sabaha kadar içti. Zaten sarhoştu." OK YAYDAN ÇIKMIŞTI A işten geçmiştı çoktan... ANAP grup başkanvekillerinin tüm yalvarma, yakarma ve uğraşları sonuç vermemişti. Kuçükoğlu ilk konuşmasım Cumhurbaşkanlığı Bütçesi üzerinde yaptı. KUçükoğlu'nun kendini meşhur eden ilk konuşması, TBMM tutanaklarına şöyle geçti: ŞABAN KÜÇÜKOÖLU (Kastamonu) Sayın başkan, sayın milletvekllleri, hepinizi saygı ve sevgi ilc selamlıyorum. (Bro•a sesleri, alkışlar) v Cumhurbaşkanlığı Bütçesi bizce çok önem taşıyan bir butçedir. Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Anayasımızın 104. maddesi, Cumhurbaşkanı'nı boyle tanımlıyor. Öyleyse Tiırk Devleü'nin başı olan ve Tiirk milletinin doğrudan oylarıyla, mutlak çoğunlukla başımıza seçtiğimiı bu makam, gerek manen, gerekse maddeten onore etmektir. Bu, yüce Meclis'in gorevidir. Bi tiyorum size, atom devrindeyi/. Buraya teşrii masuniyelle dokunulmazlıkla gelmeyin, çıkın dışarı, onun için gttluyorsunuz değil mi? M. NURİ ÜZEL (Eskişehir) Arkadaşlar, hepinizi ciddiyete davet ediyorum, burada Cumhurbaşkanlıgın bütçesi göruşüluyor. BAŞKAN Küçükoglu, daha çok sizi sol tarafınızdaki sıralarda oturan sayın milletvekilleri alkışlıyorlar, siz sağ tarafta oturan arkadaşlara soyluyorsunuz. ŞABAN KÜÇÜKOGLU (Devamla) Onlar gulüyorlar. BAŞKAN Oldu mu ya? Haksızlık oluyor. Baglayın lütfen. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Devlet Başkanımız Anayasal görevini yerine getirirken, kendisine yardımcı olacak personelinin atama ve yaşama koşullarını lar). Neticede ınilletin teveccühb ile bir parti siyasi iktidara sahip olur. tdarenin başı Başbakan'dır, onun için onemi buyuktur. Çunku Cumhurbaşkanı devletin başı olarak, hükümeti kurma yetkisini Sayın Turgut özal'a vermiştir, vermeyebilirdi de degil mi? (Gülüşmeler, alkışlar). özal'a Başbakanlık vermekle yetkisini devrediyor (HP sıralanndan 'olmaz olmaz' seslerı, gürültüler). Anlayamazsınız, anlayamazsınız. BAŞKAN Devam edin, devam edin Sayın Kuçükoğlu. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Kayda geçiyor, Reisicumhur bilir, zapta geçiyor, Reisicumhur bilir, sizin bu konuşmalannız Anayasa'ya aykındır, bunu Anayasa'dan alıyorum (HP ve MDP sıralanndan gülüşmeler, alkışlar). BAŞKAN Lütfen efendim, lütfen Kiııı tanırdı Kastaıııoıııüıı Şaban Ağa'yı, çıkıp konuşmasayclı ©yle? zim Cumhurbaşkanımızın diger devlet başkanlanna gore daha şerefli ve mesuliyetli görevi vardır. Daha fazla saygınlığı vardır. Bu saygınlık, Türk milletinde ve yabancı railletler nezdinde... (Gülüşmeler) Subjektif hakkı inkâr eden, aileyi inkâr eden Duguit'ten, Kflatun'dan bahsedersem gulersiniz ve alkışlarsınız. BAŞKAN Küçukoğlu, lütfen siz devam ediniz, siz onunuzdeki sayfalan kanştırınız. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Cumhurbaşkanf ndan bahsediyorum, dikkatli davranın (Alkışlar). Yabancı milletler nezdinde devam etmektedir ve edecektir. Yani dunya devletleri nezdinde de debu bütçesine onlara yaraşır sekilde koydugumuz için mutluyuz. BAŞKAN Tesekkur ederiz efendim, sagulun. Tamam efendim, vaktiniz doldu. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Bir dakika, Allah Allah, Reisicumhur'dan bahsediyoruz. Siz de o taraftansınız galiba (Tüm sıralarda gülüşmeler). BAŞKAN Sayın Kuçukoglu. Lütfen vaktiniz doldu. Kuçükoğlu sonuçtan memnundu. Ertesi gün Başbakanlık Bütçesi üzerinde konuşacaktı. ANAP Grup Başkanvekillen Pertev Aşçıoğlu ile Ercüment Konukman, kendisini vazgeçirmek ıçın çok uğraştılar. Arakarşılıklı konuşmayalım. Devam edin Sayın Kuçükoğlu. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Onun için onemi büyüktür, çunku Cumhurbaşkanı devletin başı olarak, hukumeti kurma yetkisini Sayın Turgut Özal'a vermiştir. Bu kabine, devlet kudretini kullanma yetkisini, 7.11.1982 tarihinde TUrk milletinin mutlak çoğunluğunun "evet" oylarıyla tescil etmiştir (HP sıralanndan 83, 83 sesleri). Yani, Turkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı 7.11.1982'de tescil etmiştir. Onda o yetki vardır. Siyasal iktidarı kullanan kimdir, ogrenin (HP ve MDP sıralanndan gülüşmeler, alkışlar). Şimdi izah edecegim, öğreneceksiniz, zaten biz kurs açıyoruz size. BAŞKAN Sayın Kuçükoğlu, karşılıklı konuşmayalım, lütfen siz devam edin efendim, gerektiği vakit onlar da gelir, konuşur bu kürsuden. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, Divanlık Başkanı, müdahaleyi ben onleyecek degilim, sensin, cezanı kullan, selahiyetini kullan, hatip konuşamaz ortam yaratmayınca. BAŞKAN Lütfen devam edin efendim. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) lşte "kur" dediği kabineyi Turgut Ozal kurmuştur (HP sıralarından 'aynı şeyler' sesleri). BAŞKAN Lütfen efendim, lütfen hatibe müdahale etmeyelim efendim, lütfen rica ediyorum. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Bu kabine devlet kudretini kullanma yetkisini, tekrar okuyorum anlayasınız diye, 7.11.1982 tarihinde Türk Milletinin mutlak çogunlugunun "evet" oylarıyla tescil edilen Turkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan almıştır. Anladınız mı? (HP sıralanndan alkışlar). Anlatamayız, ne derseniz boş, hiçbir şey anlatamayız. Devletin kudretini, siyasal iktidann başı olan Başbakan, Bakanlar Kurulu temsil eder, valileriyle kullanır. Vali hukumetin sonu ve hukumetten aynlmaz bir butundur. Hukumet olmadan vali olmaz, vali olmayınca da hukumet olmaz (HP sıralanndan gürültüler). Okuyun, okuyun. Millet guluyor size, onun için oy vermiyor, selellerini/ de oyleydi, onun için oy vermedi, hiçbir zaman oy vermeyecektir (HP sıralarından guluşmeler). İnsan duşunur, siz zaten... Ne diyeyim ki? Şaban Küçükoğlu'nun sözu ikinci kez kürsüde Başkanlık tarafından kesildi. Bıraksalar, ANAP Grubu'nun Şaban ,Ağa'sı dığer bütçelerde de konuşacaktı, ama kendisi bütçenin en sonunda konuşmak üzere vazgeçirildi şimdilik.. Karadeniz Tokat Sabah, Artukaslan ile KUçükoğlu Başkanlık Divam'na giderek, bütçe konuşmaları için kayıtlarını yaptırdılar. Artık kim( se Küçukoğlu'nu durduramazdı, tüm bütçeler üzerinde konuşacaktı. Ertesi gün iş vam edecektir. ÇUnkü bu bizim Cumhurbaşkanımız, tarihi bir deger taşıyor. Turk milleti yıkılmak uzere iken ortaya çıkmış ve ordumıi7un ve millctimizin saygısını alarak başımıza geçmistir. Sizlere 12 Eylül öncesini anlatmaya luzum görmüyorum. Turk demokrasislnin ve Turkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunda bu makamın buyuk rolü vardır. Cumhurbaşkanı, Türk demokrasisinin bir teminatıdır (Bravo sesleri, alkışlar). Anayasamız da bunu emretmektedir (Gülüşmeler). Yani hareketlerinizle Anayasa'ya aykın hareket ediyorsunuz. BAŞKAN tzaha lü/um yok efendim, siz devam buyurun, anlıyorlar onlar. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Anlamazlar. BAŞKAN Anlıyorlar efendim. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Öyle ise bu makamın şerefini ve ciddiyetini muhafa/a etmek bi/im gorevimizdir. Bu görevi bu butçeyle de yerine getirmeliyiz. Yogun ve devamlı çalışurak yorıılan Sayın Cumhurbaşkam'na dinlenmesi için Islanbul'da kendisine yaraşır bir konut yaptırmamız gerekmektedir (ANAPHP ve MDP sıralanndan alkışlar, gülüşmeler). Nükleer enerjinin olduğunu hatırlatmak is ya Devlet Bakanı Mesut Yılmaz sokuldu, hatta sorun Başbakan'a kadar bile gitti. Kuçükoğlu Nuh diyor, peygamber demiyordu. En sonunda Küçükoğlu'nun eline bir metın verildi, "Bari bunu oku," diye.. Kuçükoğlu razı oldu. Nasılsa Meclis kürsüsünden konuşacaktı, ne konuştuğunun çok önemi yoktu kendisi için.. Küçükoğlu'nun Başbakanlık Bütçesi ile ilgili konuşması da Meclis tutanaklarına göre şöyle: ŞABAN KUÇÜKOĞLU Sayın başkan, sayınrailletvekilleri,konuşmamın başında hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorıım (Alkışlar). Teşekkür ederim. BAŞKAN Sayın Küçükoglu, süreniz 10 dakikadır. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Oya sunarsınız beyefendi (Gülüşmeler, alkışlar). Soıumuzü kesmeyin, zatıaliniz kesiyor. BAŞKAN Lütfen efendim, lütfen. Sureniz 10 dakikadır, hatırlatıyorıım. Oya da sunulamaz, 10 dakikada bitirmek zorundasınız. ŞABAN KUÇÜKOĞLU (Devamla) Başbakanlık Bütçesi bizce çok önem taşıyan bir butçedir. Siyasal iktidarı ele geçirınek için butun partiler demokratik ortamda yarışır, bizim esprimiz de budur (Alkış