Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİV ASKT 8 4 | SİYASET IEI II \l I A HP'li Turhan Temuçin, partisinde olup biteni "Parti miMarti mi?" adıyla kitap yaptı. HASAN UYSAL HP'nin ilk kurucu üyesi olmak Ankaraüzereyken dışarda kalan, daha sonra Ankara Bclediye Başkanlığı'na aday S o n aylarda Türkiye'nin videolurenkli TV'li kesimlerinde salgın hallne gelmeye başlayan bilgisayar oyunları arasında bir de "diktatör var. Siz diktatör oluyoraunuz, ülkenizde ordu, toprak sahipleri, köylüler, gerillalar gibi kesimlor var, bunların çeşitli taleplerini karşılamak ya da karşılamamak elinlzde, bir kesimi güçlendirmek veya o kesimin gözünde sahip olduğunuz popütariteyi artırmak/azaltmak elinizde. Arada bir de denetleyemediğiniz olaylar çıkıyor, bunlara göre de tavır almanız gerekiyor. ABD ve Sovyetler Birliği ile iyi geçinip onlardan para sağlamanız ve Isviçre'ye kaçırmanız, size ayrıca puan kazandtrıyor. Bu oyunda gerillaların gözünde popularitenizi artırma imkânınız yok. Ve orduyu, toprak sahiplerlni ya da köylpleri fazla kızdırırsanız, kendi aralannda ya da gerllialaria birleşip devrime kalkışıyorlar. Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos, muhalif Itder Akino'yu Öldürttüğünde, başkent Manila'da yoğunlaşan Filipinler burjuvazisinin gözundeki popularitesini zaten bir ölçüde kaybetmiş bulunuyordu. Bu olayla ülke Için önemli bir kesimi karşısına aldı. Kentlerdekî çeşitli gösterılere karşı sergilediği vahşet, kırsal kesimdeki terörden etkilenmeyen grupları tahrik etmeye başladı. Akino cinayetinden sorumlu görülen üst kademe subayları kollamada yeterince kararlı davranıp, "Ne münasebet, benim generallerim suçsuzdur" diyemedi. Nihayet, ABD, Fılipinler'dekı etkinliğinı hem gerillalardan hem Marcos'un çürümüş iktidarından kurtarıp tazeleyecek bir alternatif aramaya başladı. A B D dış politikasının merkezi kollarından olan "dostlan koruma" politikasına yön verenler, Vietnam'dan, Latin Amerika'daki çeşitli gelişmelerden, son olarak Nikaragua'da Somoza'nın altedilişinden dersler çıkardılar. Bu alanda ABD açısından geçerli ilkeyi şöyle özetleyebllirizEğer diktatörünün dayanağı olan kesinv ler arasında da ona karşı muhalefet başlamışsa ya diktatörlüğünü değiştir ya da en azından orta vadede sana hizmet edecek bir 'üçüncü alternatif yarat." Yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğü icraatla dünya diktatörler tarihinde kendine hayli seçkin bir yer açan Marcos'un koltuğu işte bu nedenle Iki yandan sallanıyor. ABD, ele gelir bir alternatif bulsa, Marcos'u bir hellkoptere atıp götürmeye hazır görünüyor, ama yıllardır her kesimi bir başka türlü ezilmiş ülkede ciddi tek alternatif, düzenin tam anlamıyla dışındaki bir silahlı kuvvet olan gerillalar. ABD destekli herhangi bir alternatifin onların gözünde popularite kazanması mümkün değil. ABD'nin, bilgisayar oyunundaki gibi, önce "Bir kesimi güçlendir" şıkkını geçip iktidar alternatifini oluşturması gerekiyor. Ama bir ülkenin iç dinamiği, bir dış güç tarafından ne ölçüde belirlenebilir? Bu güç ABD olsa bile. Filipinler'deki duruma iltskin veriler, 1011. sayfalarda yer alan derlemede. Filipinler dışında iki politik dış konumuz daha var: Fransa ve Finlandiya. Fransa'da yeniden iktidara gelmeye hazırlanan sağ kampın üç lıderi, Finlandiya'daysa ülkenin genelde büyük bir uyum manzarası gösteren düzeni konu ediliyor. Italyan sinema ustası Federico Fellini'nin bir yazısı ve filmleri için çizgi tasarımlarının eklenmesiyle, kasıtlı olmasa da, bir sürü "F"yi konu baştıklarında art arda dizmiş olduk. gösterilen Dr. Turhan Temuçin'in "Parti mi Marti mi?" kitabı piyasaya çıkmak Uzere. Partisinde olan bitenin perde arkasını anlatmasının yanı sıra 12 Eylül'den sonra kurulan partilerin aslında birbirlcrine benzeyen düzenlerinirı anlaşılmasma da yardımcı olabilecek kitap hakkında Dr. Temuçin ile söyleştik. Temuçin, "Bu kitap çıkarsa sizi partiden atmazlar mı" sorusuna, "Atarlarsa çok giilerim" yanıtını verdi. Kitabın adını niye "Parti mi Marti mi?" koydunuz? TEML1ÇİN Daha önce oynanamamış, Hastane mi Kestane mi? isimli bir oyunum var. Bu oyunun adi çok tuttu. Çe TEMUÇİN "Bütün yeni partilerde benzer şeyler vardı ... ama Calp'in klşiliği bize ayn renk kattı." Kol kırılınea yen içinde kalnıanıalı tin Altan da bir yazısında Hastane mi Kestane mi'yi kullandı. Birinci neden, böyle bir tekerlemenin tutacağı idi. lkincisi, gerçekten bir türlu parti olamayan HP'ye içinde bulunduğu konumu anlatan bir sıfat bulmak gerekti. Bu sıfat da "marti" oldu. Bu kitabı yazmaya niyc gerek duydunuz? TKMUÇlN Türk polıtika hayatında genellikle partilerin iç dünyası hep gizli kalmıştır. bu, bir Şark dcyımıyle "Kol kırılır, yen içinde kalır" anlayışına bağlı kalabilmek için yapılmıştır. Çağdaş anlayış bunu kabul etmez. Kol kırılacak, herkes de neden ve kimin kırdığını bilecektir. İlk kez böyle bir araştırma ya da deneme yazısı yazılıyor. Halkımızı çok yakından ilgilendiren siyasal partilerin içinde neler olup bittıği gün ı^ığına çıkarılmaiıdır. Parti mi Marti mi'yi bunun için yazdım zaten. Kitap ne kadar zamanda yazıldı? TEMUÇİN Sizin de ilk kuruluş günlerinden anımsayacağınız gibi, ben daha o zamanlar her şeyi yazdığımı söylüyordum. Günü gUnüne not aldım. Adeta partinin bir kronolojisini tuttum. Yani partiyle beraber Parti mi Marti mi de yazılmaya başlandı. Bu süre yaklaşık iki seneye dayanır. Yani ev toplantılarından... TEMUÇİN Evet evet, ev toplantılarından başlayarak, lokantalardaki, mtlsteşarlık odalarındaki, işyerlerinden toplantılar yazılmıştır. Partinin hangi dönemine kadar siiriiyor? TEMUÇtN Rahmetli Mucip Ataklı Paşa'nın ftlüm gününe kadar olan tüm olaylar kitapta yer almıştır. Kitabın yayımlanması sizce olay yaratır mı? TEMUÇİN Çevremden edindiğim bilgilere göre büyük olay yaratacaktır. özellikle HP içinde birbirlerine sayın diyerek hitap eden pek çok kişi, kitabın yayımından sonra birbirlerine karşı sayın sözcüğünü kaldıracaklar. Çünkü o birbirlerine sayın diyen kişilerin birlikte olmadıkları zaman, sayının yerine hangi sıfatı kullandıklarını ögrenecekler. Kitapta parti dısı güçlerle ilişkiler, partiye "muvazaa" göriintusü veren diyaloglar var mı? TEMUÇİN Elbette var. örneğin HP gibi sol bir partinin kuruluş aşamasındayken Sayın Genel Başkan Calp'in sayın doktor Faruk Siikan'a giderek görüştüğünü kimse bilmcz. Kitapta muvazaa diye ayn bir bölüm var. Tüm olaylar açıklıkla var. Kitap çıkınca okuyanlar bunu görecekler. Temuçin 'in kitabı piyasaya çıkmak üzere. HP kurucusuyken vetoyla kenarda kalan Turhan Temuçin, "Kitap yüzünden partiden atarlarsa gülerim" diyor. bulmuş. 1yi adamlan veto etmiş. Para pul yok. Deneyim hiç yok. Hatta siyaset bile onlar için yeni. Acaba başka partide, örnegin SODEP, DYP, MDP veya ANAP'ta olsaydınız aynen olmasa da benzer görüntiiler yasanmaz mıydı? TEMUÇlN Elbette yaşanırdı. Ne var ki Sayın Calp'in kişiliği bizim oluşumumuza daha değişik bir renk kattı. Parti ile ilişkileriniz nasıl? Size Calp, "Veto alacaksın. Kuruculuktan çık. Sonra scni millctvekili adayı yaparız" demişti. Şimdi partiyi birbirine sokacak, gizli ilişki ve olayları açıklayan kitabınız çıkıyor. Partide moda oldu biliyorsunuz adam atmak. Diyorum ki, şimdi sıra size... TEMUÇİN Partiyle şu anda ilişkim son derece zayıf. Kitap yayımlanınca kendi söyledikleri sözleri ve yaptıklannı yazdım diye beni ihraca kalkarlarsa onu o zaman düşünürüz ve çok güleriz. Kitabınız ne zaman çıkıyor? Hastane mi Kestane mi oyun olmuştu? Bu da olacak mı? TEMUÇİN Kitabım sanıyorum bu hafta içinde çıkacak. Oyunlaştırmaya başladım bile. Ve iki tiyatro benden bunun oyununu istedi. Siyaset sahnesinde gördüğümüz kişileri böylece tiyatro sahnesinde de görmüş olacağız. Son bir sorum var. Siz sol bir parti diye HP'ye baştan girdiniz. Genel başkan olarak başınıza l Ilıısıı hiikiimetinin Başbakanhk Müsteşarı olmuş Calp geldi. Sizce HP gerçekten muvazaa olarak mı kuruldu? Calp nasıl bir kişi, onu yakından tamyorsunuz? TEMUÇlN Calp'i çok yakın tanıyorum. Calp parti kurduğu için HP muvazaa olamazdı. Çünkü ona başkanlığı biz götürdük. Çünkü o aşamada sol bir partinin başına demokratik sol tabana büyük mesajlar verebilecek kimsenin getirilmesi olanaksızdı. SODEP gibi, parti seçim dışı kalırdı. Calp, hem lsmet Paşa'nın Ozel KaIem MUdürü olması, hem de kapatılan CHP'nin demokratik sol hükümetlerinin üçünde de vali olarak görev alması nedeniyle bizce yeıerli görüld#. Ama sonradan Calp'in ikircikli hareketleri, sürekli olarak, bizim dışımızdaki güçlerden talimat alıyormuş havasını vermesi ve işgal ettiği makam partinin alnına muvazaa damgası vurmasına neden oldu. Ve o damga hâlâ duruyor. SÜKAN "Calp, sol parti kurarken neden onunla konuştu?" Parti kuruluşunda görev almış biri olarak, mutlaka çok anınız var. Bunlardan mizahçı kişiliginize uygun düşen birini anlatabilir misiniz? TEMUÇlN Olur, kitaptakine bağlı kalarak bunu anlatayım. Naciye Aydın'a ait işyerinde 13 kurucu uye ile toplantıda iken Necdet Calp içeriye girerek, derhal toplantıyı terk etmemizi, basılacağımızı haber verdi. Oysa ne gizli bir şey yapıyorduk ne de yasalara aykırı toplantımız vardı. Ama Calp öylesine telaşlı ve korku içindeydi ki, biz de ona uyarak bulunduğumuz binayı terk ettik. Fevzi Çakmak Sokakta bir bölümümüz üst, bir bölümümüz alt tarafa kaçışıyorduk. Koca koca adamlar arkamıza bakmadan gidiyorduk. Sonra ne basan oldu ne de baskın... Calp'in gene bir mizansenine gelmiştik. Bunu hiç unutmam ve aklıma geldikçe gülerim. Tabii daha onlarca örnek var. Kitabın başında Calp'in "İlk kuruldugumuz günleri bilseydiniz, tam Aziz Nesin'liktik" sözünü bunun için yazdım. 12 Eylül'den sonra kurulan partiler, hepsi yeni, hepsi sagdan soldan insanlar ÜMtT KIVANÇ