24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sl YASET 84 koymuştu. Iki rapor da Akino'nun kesinlikle askerler tarafından öldürüldüğü noktasında birleşiyordu. Ancak komisyonun başkanı bayan Corazon Agrava, komplonun başının General Luther Guslodio olduğuna inanırken, komisyon üyeleri sorumlunun Genelkurnıay Başkanı Fabian Ver'den başkası olmadığmı şavunuyorlardı. Başkan Marcos, komisyon raporunun iktidarı açısından bir tehlike oluşturduğunun farkındaydı ve bu nedenle hemen işe koyuldu. General Custodio ve Akino'ya refakat eden askerler tutuklandı, Fabian Ver'se geçici bir süre için görevinden alındı. Bugün Filipinler'de birçok insan Akino için mücadele ediyor. Kadınlar onun renginde, sarı elbiseler giyiyor, çocuklar onun isminin yazılı olduğu uçurtmalar uçuruyorlar. Erkekler üzerinde onun resmi bulunan şapkalar, gömlekler giyiyor, kolluklar takıyorlar. Başkent Manila'nın şehir merkezindeki parkta her pazar sabahı eşofmanh bir grup toplamyor. Ellerinde sarı pankartlar taşıyan bir grup daha sonra Malacanang Sarayı'na doğru koşnıaya başlıyor. Bu insanlar Akino için koşuyor. Diğer bir grup bu sırada üniversitçde toplanarak öbür günün sabahına kadar yemek yemeksizin oturuyor. Bu insanlar Aİcino için açlık grevi yapıyor. 53 milyon Filipinlinin bugün içinde bulunduğu durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Enflasyon yüzde 60 dolaylarında. Elektrik, taşıma, yakacak, gübre vb. mal ve hizmetlere sık sık zam geliyor. lşsizlik yüzde 30'a erişmiş durumda. Yılın ilk üç ayında 400 bin kişi daha işlerinden oldu. Iki yıl içinde Filipinler parasının (peso) değeri 4 defa değiştirildi. Zenginler paralarını dış ülkelere, en çok da ABD'ye transfer ederken alt tabakalardan Filipinliler Merkez Bankası'nın para hacmini kısmasının getirdiği baskıyı yoğun bir biçimde yaşıyorlar. Ceplerinde birkaç pesosu kalan, yemeğinden kısmaya başlıyor. "Business Day" gazetesinin resmi verilere dayanarak yaptığı araştırmada Filipinlilerin yüzde 70'inin açlık sınırında olduğu belirtiliyor. "Açlık Malacanang Sarayı'nın hemen arkasındaki gecekondu mahallelerinde görülebilir" diyor. Avustralya hükumeti bir süre önce fakirlere yardım amacıyla Filipinler'e büyük miktarda pirinç göndermişti. Bir diplomat, "Dagıtım sırasında Filipinliler tarafından oluştumlan uzun kuynıklar, görevlilere oldukça sarsıcı tecrübeler kazandırdı" diyor. Katolik bir papaz, Manila'nın ve hatta Güneydoğu Asya'nın en büyük gecekondu merkezi olan Tondo'da insanlann günde sadece iki defa yemek, yani pirinç çorbası yediklerini belirtiyor. Tondo'daki çocukların üçte biri yetersiz besleniyor. Bir doktor gecekondularda aynı zamanda yanlış beslenmenin de söz konusu olduğunu "hambıırger kül(ürü"nUn giderek yayıldığını belirtiyor. Tarihçi Alfred McCoy "Rahipler Yargılanıyor" adlı kitabında, Filipinlerde her bin çocuktan 65'inin öldüğünü belirtiyor. Samar Adası'nda bu oran binde 80'e, Tondo'da binde 130'a yükseliyor. da. Bu, IMF'nin uyguladığı katı tasarruf ve reform tedbirlerinin, 52 milyar dolara ulaşan ülke borçlarının yarattığı bir olgu. Bir başka neden, Batı'nın en çok da, ABD'nin göz yumduğu yanlış politika, "yukarıdan aşagı gelişme" politikası. Plantasyonlar, barajlar, köprüler, gübre vc şeker fabrikaları gibi büyük projelerin bir "çoğaltım" aracı olmaları gerekiyordu. Ancak bu araçlardan faydalanan, Filipinlilerin çoğunluğu değil Marcos'un akraba çevresi oldu. Proje masraflarının yüzde 80'inin ülke içinde veya dışında "rüşvet" olarak yarı yolda kaldığı belirtiliyor. 70'li yılların sonlarında şeker fiyatlarının düşük olmasına karşın yeni şeker fabrikaları yapıldı. Neden, Japon satıcılarının piyasa fiyatının yüzde 10 üzerinde para vereceklerini vaat etmeleriydi. Bu arada Manila'daki lüks otellere ve Roxas bulvarındaki devasa sanat ve kongre merkezine bir sürü para harcandı. Ama bunlar aracılığıyla açılan iş sahaları, nüfusun yüzde 55'ini oluşturan gençleri kapsayacak Lvron Bnğazı 11 raklar olduğu halde yürüyor, bağırıyor ve polisle çatışmalara giriyorlardı. Kızıl bayraklılar, sarı pankartlılara "Kuklalar, kuklalar" diye bağırıyorlardı. Kml bayraklı bir genç "Oligarşl kendilcrinden birini öldürdüğıi için sarılar bugün burada. Oysa hi/itn insanlarımız yıllardan beri oldürülüyor. Sarılar buna hiç ses çıkarmadı" diyor. Bir yanda hükümet askerlerinin, polislcrin ve milislerin sayısı giderek artarken, öbür yanda komünist gerillalar da boş durmuyor ve güçlerini genişletiyorlar. Askeri kuvvetler 120 bin kişiden oluşuyor, yarı askeri birliklerse 110 bin kişiyi kapsıyor. Yeni Halk Ordusu (NPA) 15 bin partizanıyla Marcos rejimine karşı savaşıyor. NPA kuvvetlerinin yarıya yakın bir bölümü Mindanao Adası'nda bulunuyor. Bugün Başkan Marcos bile, Mindanao'da kontrolün artık hükümet kuvvetlerinin değil, NPA'nın elinde olduğunu kabul ediyor. Bir Amerikalı misyoner, şunları anlatıyor: "Askerler zor kullanıyor, işkence yapıyor ve calıp çırpıyorlar. Bunlar NPA için çok iyi bir koz. 1976'da buraya geldigimde parlizanlar parmakla sayılatak kadurdı. Manila'da, Fiİipinler İlniversilesi'nde bulunan birkaç doçent vc ögrcnciler komünist prupaganda yapmaya çalışıyordu. Ama başarısızdılar. Bugün NPA, çirtçileri kendi politikasına çekebiliyor, onlan kendi kuvvetlerinin arasına katabiliyor. Askerlcrin /ıılmü arttıkça, partizanlann sayısı da yükseliyor. Geçtigimiz günlerde bu civarda üç plantasyon işçisi ölü bulundu. Elleri tellerle baglanmıştı. Bunlar önceki gece ellerinde fenerleriyle kurbaga avına çıkntış üç gençti. Resmi bildiriler üç NPA partizanının silahlı çatışma sonucunda öldiirüldügUnü söylüyordu. (>erçekte askerler gene yanlış adaınları öldürmüştü. Bu türden olayların sadece düşük rütbeli askerlerin disiplinsizliğinden kaynaklandıgına inanmıyorum. Bunun yan askeri Filipin Polis Teşkilatı tarafından bilinçli olarak izlenen bir politika olduğu görüşiindeyim." yor. Bir horozun satışından elde edilen paranın yüzde 80'i, bir domuzunkinden elde edilenin yüzde 6O'ı yemlerin ithal edilmesi nedeniyle ülke dışında kalmış oluyor. Bunlar hep çarpık gelişmenin ve bu yöndeki politikanın sonuçları. Filipinliler midelerini muz, pirinç ve balık sosuyla doldurmaya devam edebilirler, ama böyle bir beslenme insanı tropikal bölgenin güç şartlarına karşı dayanıklı kılamaz. 1965 yılında (65'te Marcos ilk defa başkanlığa seçilmişti) okul öncesi çocuklar arasında normalin altında ağırlığa sahip olanların oranı yüzde 69 iken, 1980 yılında yüzde 78'e yükselmişti. Aynı zaman sürecinde az beslenmişler arasında 3. derecede bulunanlann (açlığın ne ölüme, ne de sürekli beyin tahribatına yol açtığı durumlar) oranı yüzde 3'ten, yüzde 6'ya yükselmişti. Tüberküloz bugün Filipinler'de Asya'nın Pasifik kesimindeki birçok ülkeden daha yaygın durumda. Bir köy doktoru, "Haslalanmın ciğerlerinde tüberküloz, bağırsaklarında di/anteri var, ama midelerinde yeterli yiyecek yok. Bu * VAM) ADA8I 4. İTtBAYAt AOASI f BATAN AOAUUII 1 ' ' İATAN ADASI • Yüzde 70'i açlık sınırında BABUYAtt ADASI CALAYAN ADASI ç j UAIUPUHI fl CAMHIIN AO ADASI e> 0 FIUPINLER GUNEY ÇIN DENİZİ CUİON ADA8I ^ P U S U A N O A 1 ^ . Aslında bize yarıyor MINDORO j • Stbtıyan . Danlıı SAMAR PALAW, BUUUUKAU Tn BAI «BAC AO f) Öbür yanda da biftek Yabancı ülkelerden gelen turistler ve işadamlarının bütün bu olup bitenleri farketmelerine olanak yok. Manila'nın en iyi otellerinde müşterilere her zaman olduğu gibi Amerikan biftekleri sunuluyor. Ayrıca ithalat ve ihracat işlerinin yüzde 70'ini elinde tutan Çinli girişimcilerin getirttiği Fransız parfüm ve elbiselerini bulmak da müınkün. Ancak ekonomik açıdan daha büyük değer taşıyan, ama parfüm kadar cazip kazanç vaat etmeyen çelik ve çivi gibi maddeleri bulmak olanaksız. Kısitlı döviz miktarına karşın orta tabakanın biraz Ustünde olanlar ve zenginler için yok, yok. Ama sıradan bir Filipinli ve Filipinlilerin büyük bir bölümü her geçen gün kemcrlerini biraz daha sıkmak zorun genişlikte değildi. Quezon kentinde, ancak gelişmiş ülkelerde rastlanabilecek nitelikte parlamento ve idare binaları yapıldı. Tabii ki bunların ekonomik yapının iyileçmesine hiçbir katkısı olmadı. Yeni iş alanları açmak yerine işgücünden tasarruf etmeye yarayan makineleşme yoluna gidildi. Mindanao Adası'ndaki büyük muz, ananas ve hurma plantasyonları küçük çiftçileri mülksüz birer yardımcı işçi durumuna düşürdü. Yerlerinden sürülen bu 2 milyon insan, artık Manila'nın gecekondu mahallelerinde yaşıyorlar. Kıyıya yakın bölgelerde deniz kirliliği yoğun olduğu için ve açıklarda da modern Japon gemıleri sonarla avlandıklarından binierce Filipinli balıkça aç kalıyor. Negros'da ücretlerin düşük olmasına karşın, Avustralya büyük çapta mekanikleşmiş şeker endüstrisi aracılığıyla daha düşük fiyata üretim yapabiliyor ve bu, işsizliği bir kat daha arttırı onları enfliianza, kolera ve hepatitis gibi enfeksiyonel hastalıklara karşı dayanıksız kılıyor" diyor. Bu durumun muhalefete sürüklediği insanlann sayısı doğal olarak sürekli artıyor. Ancak Marcos'un muhalifleri arasında açık farklılıklar göze çarpıyor. Bir yanda sayıları 1215 bini bulan Yeni Halk Ordusu (NPA) partizanları, öbür yanda kitle gösterileri düzenleyen demokratik muhalefet. İki buçuk ay kadar önce hükümeıe karşı düzenlenen büyük gösteride iki fraksiyon arasındaki farklılık çok belirgin şekilde ortaya çıkmıştı. Bir yanda açık tenli, iyi beslenmiş, iyi giyimli, Manila burjuvazisinin temsilcileri, ellerinde Akino'nun resmiyle sarı pankartlar taşırken, öbür yanda az beslenmiş oldukları yüzlerinden açıkça anlaşılan, kötü giyimli, Manila'nın gecekondu semtlerini temsil eden, koyu tenli insanlar ellerinde kızıl bay Hlipinler hükümeti Vietnam modelini örnek alarak, gerillaları temel ihtiyaçlarından yoksun bırakmayı amaçlayan savunma köyleri kuruyor. Bir NPA partizanı, "Askerler savunma köyleri kurmak için insanları evlerinden attıklannda aslında bize yardım etmiş oluyorlar. Boylece giderek daha fazla bölgenin politize edilmesi ve bagımsızlaştırılması fırsatını ele geçirmiş oluyorıız" diyor. Savunma köylerinin kurulması giderek daha fazla insanı evlerinden ediyor. Askerler evleri yıkıyor, tarlalara zarar veriyor, sonuçta komünistler daha fazla taraftar kazanıyor. Halk arasındaki saygınlıklarını kaybeden askerlerin, gerillalara karşı yürüttükleri mücadeleyi kazanmaları olanaksız gibi görünüyor. Bir NPA partizanı köylere gidip halkla konuştuklarını, onların şikâyetlerini dinlediklerini söylüyor. Ve köylülerin partizanlara kendiliklerinden pirinç, mısır verdiğini belirtiyor. Mocist NPA partizanları ordu kuryelerine saldırıyor, bazı hükümet memurlarını ve sömürgeci çiftlik sahiplerini öldürüyor, "hainleri", ayyaşları, kumarbazları ve karılarını döven adaınları yargılıyorlar. Unlü "Der Spiegel" dergisi, böyle bir ortamda, Marcos'un, rotasında bir değişiklik yapmazsa ABD tarafından düzenlenecek bir darbeyle karşı karşıya kalabileceğini ileri sürüyor. Ayrıca Marcos için en büyük tehlike kaynağı olarak kendi adamlannı, askerleri gösteriyor. Subayların Marcos'a bağlılıkları aslında onun içlerinden biri olmasından kaynaklanıyor. Marcos, Filipinler tarihinde en çok madalya toplayan asker. "Der Spiegel", Akino olayını araştıran komisyonun raporuna dayanarak silahlı kuvvetlerin yüksek kademelerinde suçlu aranmasına Marcos'un engel olmasıyla bu bağlılığın sarsılıp sarsılmadığının henüz açık olmadığını belirtiyor. DERLEYEN:/! YSIT GENÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle