Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•P pp!r StYASET 84 13 Boğa güreşçisi bu kez boğaya yenik düştü NİLGÜN CERRAHOĞLU adrid Bir bir yaz sonrasında, bir Msonu öğledenboğa güreşçisinin,boğanın boynuzuna kıırban gitmesine dek, "Gerisi ©lüımlii ve sadece ölüm "Pozoblanco" ya da TUrkçesi ile "Akkuyu" zeytinlikler arasında herhangi bir Endülüs koyuydu. Ancak, Pozoblanco o gün olağanUstil öğleden sonralarından birini yaşıyordu. Francisco Rivera Paquirri, yaz mevsiminin son boğa güreşini Pozoblanco'da yapacaktı. Ülkenin en sevilen boğa güreşçisinin resimli ilanları birkaç günden beri köy meydanını sUslemekteydi. Paquirri, boğa ile buralarda karşılaşmaktan çok hoşlanıyordu. Bu yörede, seyirci ile mükemmel bir iletişim içinde olduğunu söylerdi hep. Nitekim geçen yıl da mevsimi Pozoblanco'da kapamışü ünlü matador. Fiyatları 40000 TL ile 3000 TL arasında değişen yerlerin hepsi satılmıştı. O gün arena ağzına kadar doluydu. Francisco Rivera Paquirri, sabahın erken saatlerinde, özel arabası ile gelecekti Pozoblanco'ya. Meslekleri icabı, oradan oraya giden tüm boğa güreşçileri gibi, Paquirri'nin yaptığı ilk iş, Pozoblanco'nun en iyi oteline, "Los Godos" a inmek oldu. Oldukça temiz ve rahat bir otel olan "Los Godos"da Paquirri, geçen yıl kaldığı iki kişilik odayı, 307 numarah odayı istedi. Gene tüm boğa güreşçileri gibi, Paquirri de batıl itikatları olan bir adamdı. Geçen yıl kaldığı oda uğur getirmişti. "Hayırlı"sıyla mevsimi burada kapatmıştı, gene aynı odayı alacaktı onun için boğa güreşçisi. önce bir süre yatıp, dinlenecekti. Hatta uyuyacaktı Paquirri. Genellikle, böyle karşılaşma öncesinde yatılan uykulardan ter basarak uyanılırdı. Oysa Paquirri kendinden emindi. Korkularını sukunetle frenleyebilen, karşısındaki düşmanı, "bogaya" kolayca hâkim olabilen bir boğa güreşcisiydi. Hatta Paquirri, boğayı hiçbir zaman düşmanı olarak göremediğini, boğa ile "bogası ile" her zaman "diyalog" içinde olduğunu söylerdi. "Arenaya çıktıgım zaman" diyordu Paquirri, "Hep konuşurum onunla. Öldürmek zor gelir. Hele o kocaman gözleriyle baktıgı zaman" evet, "boğa güreşi" Paquirri için bir "dlyalog"du. Boğa güreşi bir ikiliye dayanır. Aynı aşk gibi, sevgi gibi, yaşam gibi" derdi hep. Tüm bunlara rağmen, gene de Paquirri fazla uyuyamamıştı o gün. öğlene doğru, yarımda, otelin restoranına indi. Yardımcı takımı ve kendisiyle beraber diğer 4 boğayı öldürecek 2 boğa güreşçisi için ayrılmış, 8 kişilik bir masanın başına oturdu. Bir patatesli omlet ve de bir krem karamel istedi. Sadece alkol yerine ise su içmeyi yeğledi. Tüm boğa güreşçileri, güreşten önce az yemek yerlerdi, herhangi bir yaralanma durumunda, ameliyatı güçleştirmemek için. Güreş öncesinde, yemeğe dek herşey olabilecek bir trajediyi düşündürüyordu, bu "sanatın" icraatçılarına... Yemeğin sonunda, otelin sahibi, Paquirri'nin önüne bir defter getirdi, imzalaması için. Otelci, otelinden ender gelip geçen meşhurların imzasını topluyordu. Geçen yıl da Paquirri'nin imzasını istemişti. Ancak boğa güreşçisi defteri imzalamaya fırsat bulamadan ayrılmıştı Pozoblanco'dan. Bu kez "Los Godos"un sahibi, imzayı garantilemek istiyordu. Paquirri bu arada otelciye iki de bilet hediye etti. öğleden sonraki güreş için. Adet böyleydi, boğa güreşçileri etraflarında kendilerine böyle ilgi gösterenlere armağanlarla karşılık verirlerdi hep. Çoğu kez bu armağanlar, iki biletin uğleden sonra beş, tam öğleden sonra beşti. bir çocuk beyaz çarşafları getirdi öğleden sonra beşte bir torba kireç hazırlanmıştı öğleden sonra beşte gerisi ölümdü ve sadece ölüm öğleden sonra beşte 99 Boğa güreşçisi ve boğanın yüreği ağzındaydı öğleden sonra beşte. kar gibi bir ter basıyordu öğleden sonra beşte. arena tentürdiyot kokuları ile dolduğunda öğleden sonra beşte, ölüm yumurtalarını yaraya yerleştiriyordu öğleden sonra beşte. öğleden sonra beşte. tam öğleden sonra beşte. Federico Garcla Lorca çok Ustüne çıkardı. Genellikle boğa güreşçilerinin güreşten önce kaldığı otelin lobisi, matadorun uzak yakın arkadaşlarıyla dolardı. Boğa güreşçisinin meneceri etra fında dört dönen bu "dostlar" mutlaka bir yemek daveti koparırlardı menecerden. Faturası boğa güreşçilerine çıkarılan bu yemeklerin tutarı, çoğu kez yüzbinlerce lirayı buluyordu. Paquirri'nin de adına o gece için Cordoba'nın en iyi restoranlanndan birinde büyük bir masa ayırtılmıştı. Ama Paquirri hiç bir zaman bu restorana varamayacaktı. Derken odasına çıktı boğa güreşçisi. Biraz daha dinlenmek için. Nihayet öğleden sonra 4'de bir sütlü kahve istedi ve hazırlanmaya başladı güreş için. Tüm boğa güreşçileri için bir çeşit ayindi giyinmek, ya meneceri, ya en yakın arkadaşı ya da ailesinden biri, değeri milyonu aşan, el işlemesi elbisesini giymesine yardım ederdi. Paquirri de böyle ağır ağır giyindi. Mavi üzerine altın sarısı, pul işlemeli bir kıyafet seçmişti. Pozoblanco'daki güreş için. Sonra yanından ayırmadığı bir Meryem ve tsa resmi karşısına çöktü ve dua etti sessizce. Dua da, güreşten önceki "ayin'Mn vazgeçilmez bir parçasıydı. öğleden sonra S'te • saat "tam öğleden sonra beşte" Paquirri, Pozoblanco'nun asırın başında inşa edilmiş olan boğa güreşi ringindeydi. "Son sözcttgünden hoşlanmıyonım" dedi. Paquirri, "Sondan bir önceki karşılaşmam bu". Sonra gazeteci daha ne kadar boğa güreşi ringlerine çıkacağını sordu. ÜnlU matador, 18 yıldan beri icra ediyordu bu "sanatı". "İki yıl sonra bırakacagım" dedi Paquirri, "Kendimi karıma ve çocuklarıma adayacagım artık. Bacaklanm boynuz yarası dolu. Tüm yaşamımı para ka/.anmak için geçirdim. Biraz da yaşamak istiyorum, bundan böyle". Gerçekten de maddi bir gereksinmesi yoktu artık Paquirri'nin. Cadız yakınlarında bir köyden, çok fakir bir aileden gelmesine ve okuma yazmayı, hesap yapmasını sonradan öğrenmesine rağmen, muazzam bir servet yapmıştı 18 yıl içinde. öyle ki 2 milyar TL.'nin üstünde ölçülüyordu serveti. Daha 1980 yılında bir boğa güreşi için 5 milyon TL. alıyordu. Paquirri tspanya'nın en zengin boğa güreşçilerinden biriydi. Pozoblanco'nun olanakları kısıtlı olduğu için, sevdiği bu yöre halkından özel bir fiyat alacaktı bu kez. Paquirri, son güreşi için 3.5 milyon TL.'ye anlaşmıştı Pozoblancolularla. leklerine yerleştireceklerdi gördüklerini, Avispado, tek boynuzunu Paquirri'nin sağ kasığına sokacak ve boğa güreşçisini öylece havaya kaldıracaktı. Paquirri, boynuzun çok derine girdiğini fark edecek, boğanın diğer boynuzuna asılarak kendini kurtarmaya çalışacaktı. Ama boynuzuna asılı kalmış boğa güreşçisi ile, boğa arenayı boydan boya geçecekti. Kimine göre yarım, kimine göre 1 dakikaya yakın süre asılı kalmıştı. öyle Paquirri, nihayet difter boğa gureşçıleri Paquirri'yi, Avispado'nun boynuzundan kurtardıklarında, arenanın kumları kıpkırmızı olacaktı. Boğanın boynuzu köküne kadar kan içindeydi. Kendi kendine ayağa kalkmaya çalışan boğa güreşçisini, yakalayıp, omuzlar üstünde kliğine taşıyacaklardı arkadaşları. Kliniğin içinde çaresizlikten herkesi bir telaş almıştı. Bacağında ve kasığında tüm damarları ve kasları darmadağın eden muazzam bir yaraya rağmen, soğukkanlılığını koruyabilen tek kişi, Paquirri idi. Paquirri etrafı teskin etmeye çalışıyor, doktora yarası hakkında i/ahat veriyordu. "Tam öğleden sonra beşte" tlk iki kolay En "yakın" hastane Paquirri, arenanın kliniğinde asılı bulunan tsa ve Meryem'ine bir kez daha dua etti. Seyircilerin karşısına çıkmadan önce. Böyleydi. Her boğa güreşi arenasının içinde bir klinik vardı. Bu kliniklerin boğa güreşçisini gerektiğinde ameliyat edebilecek donatıma sahip olması gerekirdi. Barselona, Madrid gibi büyük kentlerde'ki arenaların klinikleri her türlü donanıma sahipti. örneğin, Pozoblanco ise unutulmuş bir Endülüs köyüydü. Değil arenada, civarda da en basit bir ameliyatı gerçekleştirebilecek bir klinik yoktu. Pozoblanco'ya "i yakın hastane, 89 km. uzaklıkta olan Cordoba'daydı. Pozoblanco'da umutlar tıbba değil, azizlere bağlanıyordu. Tam arenaya çıkacağı sırada, bir gazeteci yakaladı Paquirri'yi, Pozoblanco'daki karşılaşmanın, mevsimin son karşılaşması olup olmayacağını sordu, gazeteci, Güreşin ilk yarısı, son derecede olağan geçti o öğleden sonra, Paquirri ilk boğasını her zamanki zarif ve kendinden emin stiliyle öldürdü. Boğa güreşçisinin hüneri karşısında, boğanın kulakları armağan edildi kendisine. Çıkan ikinci boğaya da pek kulak asmadı Paquirri. Küçük bir boğa idi bu. 420 kilo çekiyordu sadece. Adı "Avispado" idi. Paquirri gibi, Pozoblanco gibi, Avispado da tarih olacaktı az sonra. Paquirri, her zamanki gibi, baştan çıkarıcı gUlümsüyordu seyircilere. Bir iki kez boğa güreşçisini boynuzlarıyla tehdit etti boğa. Paquirri aldırmadı, elindeki kırmızı kumaşla yaklaştı boğasına, her zaman böyle yapardı, boğaya yakın güreşiyle, cesaretiyle ünlüydü Paquirri. Işte tam o sırada, arenada kolektif bir "ayyyy" sesi duyuldu. "Arenayı tentürdiyot kokuiarı doldurduğunda" Oysa bu dermaçatma klinikte, doğru dürüst anestezi yapmaya bile olanak yoktu. Boğa güreşçisinin acilen ameliyat edilmesi ve damarlannın dikilmesi gerekti. Sadece kanamayı durdurmaya çalışacaktı doktor. Gerçekten "Arenayı tentürdiyot kokulan doldurduğunda. ölüm yumurtalarını yaraya yerleştiriyordu" Lorca'nın dediği gibi. Yaşamı boyunca 2 bini aşkın boğayı öldürmüş boğa güreşçisi, bir boğaya yenik düşmüştü sonunda. Avispado kazanmıştı bu kez. Belki de bunları düşünüyordu Paquirri, Cordoba'ya doğru hareket eden ambulansın içinde. En yakın hastanenin bulunduğu 89 kilometre uzaklıktaki Cordoba'ya varabilmek için, Paquirri, 1.5 saatlik yol boyunca dayanmaya çalışmıştı. "Izdırabı çoktu, belliydi ama sikayet etmedi hiç" diyecekti sonradan, ambulansı kullanan şoför, Francisco Rossi, yalnız Rossi'ye sık sık soruyordu Paquirri, daha ne kadar kaldı diye. En son Cordoba'ya 11 kilometre kala sormuştu bu soruyu. Boğa güreşçisi, ambulanstan çıkartıldığında, son nefesini vermişti. Francisco Rivera Paquirri, efsaneydi artık. Son bir "Ayyy" "Son" "Gerisi ölümdü ve sadece öliim" Orada olan Pozoblancolular, "Sanki bir şilteye büyük bir taş çarpmış gibi bir ses duyuldu" diye anlatıyorlardı o anı. Tüm Pozoblanco arenası, daha sonra televizyon vasıtasıyla tüm Ispanya, dehşet içinde bel