Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SÎYASET 8 3 "Düşman yaratmamalıyız 1968 eylülünde, Ortadoğu'da bugünkune benzer bir gerginlik sürerken, Ismel İnönü köylere gidip vatandaşlarla dıy politika konuşmak istediğini söylemiş, geziye çıkmışlı. Bu davranışının nedenini sonradan anladık. İnönü vatandaşların yüzyıllardır sürekli savaş çemberinden geçtniş kuşaklardan geldiklerini, dış politikadaki tehlikeli gelişmeleri uzaktan sezdiklerini biliyor, onlann kabadayılıktan değil sağduyudan yana olacaklarına güveniyordu. NECDET U C U R ıl 1968.Aylardaneylül. Ust üste biriki soğuk gün olmuş. Okullar açılmak üzere. lstanbullular her bulhılar, her yılki gibi, kaçarcasına yazlıklardan dönmüşler. Tam bu sırada, yine her yılki gibi, havalar açmış. Islanbul'un o binbir renkle dolu tatlı sonbaharı başlamış. İnönü halka dış politika anlatıyor Y İnönü Kartal'da yazhkta. Çivilemeleri arasında politikayı, özellikle dış politikayı yakından izliyor. Uluslararası ilişkiler çok gergin. Orta Avrupa'da Çekoslovakya olayları.Ortadoğu'da Araplsrail çatışması gündemde. Bugünleri andıran bir hava var. Kendisini ziyaretimde bir gün, İnönü, Kartal köylerine gidip konuşma yapmak istediğini söyledi. Gezinin amacını sorduğumda, "Onlarla dış politika meseleleri üzerinde konuşmak isliyorunı," dedi. Doğrusu dış politika sorunlarını konuşmak üzere köylere gitmeyi biraz yadırgamıştık, ama ses çıkarmadık. lstediği gezileri düzenledik. EylUl boyunca Kartal köylerinde, Gebze, Derince yörelerinde çınarlar altında, açık hava kahvelerinde Lstediği insanlarla dış politika konularını konuştu, sorularını yanıtladı. Geziye Kartal'ın Kurna köyunden, Dolayoba'dan başlamak istcmişti.Orada, yıllar öncesini yaşar gibi köylülere anlatıyordu: "Bir sabah kalktık, Atatiirk çağırıyor, dediler. Öyle söylemişti Atatiirk, 'Çağınr çağırmaz geleceksin' demişti. Eve geldim. Babamı göremedim. Hanıma veda ettim, cıktım. Kaç sene evvel... 1920 (köylülerin '48 sene önce' sesleri) Dinleyin.. Evden çıktık, yola koyulduk. Takip de ediyorlardı... Buralarda bir mektepte yattık. Bcn Birinci Cihan Harbi'nde Kolordıı Kumandanlığı yapmıştım. Ban» bu mektepte bir nefer elbisesi buldular.'Giydim. mektebin daga odun kesmeye giden askeri müfrezesi arasına er olarak kanştım. Ankara'ya gidiyorıu. tlk gün bu köye geldik. Kurna köyüne. Akşama kadar yorulmuştuk, ama 'nc güzcl' dedim. Bizi konukseverlikle karşıladılar. Ertesi gün tekrar yola çıktık." Geziye neden hu köyden basladıgını anlamıştık. Inönu, kısa bir süre sonra sözü dış politika konularına getirdi: "Dış politikada memleket idaresi emniyet esasına dayanır.lliçbir memleket dost ve muUvfik aramaktan vazgeçmez ve yorulmaz. Ya'nıı dış politikada düşmanlıklar ve dostluklh* ebedi degildir. Bugün müttefikler vardır, iaraflar vurdır, bir süre sonra, meselâ 2(125 yıl sonra müttefiklerden bir kısmı karşı tarafa geçer, o taraftan bazıları da öteki tarafa geçip birbirleriyle kavga ederler. Bazıları bir milletin iki yüz yıllık gelecegini güvenlik içinde tutacak baglantılar yapan çok uzak görüşlü devlet adamlarından bahsederler. Doğrusunu isterseniz ben tarihte ne böylesine uzak görüşlü adam ne de böylesine sürekli ittifak gördüm. Demek ki dış politikada yakın olan tehlikeleri görmek Iflzımdır. Yakın tehlikeye karşı memlekeli korumak esastır. Bir parti polilikası olarak değil memleket politikası olarak söyluyorum: Dış politikada mümkıın olduğu kadar duşman yaratmamaya çalışmalıyız. Düşmanlık üzerine politika yapmayalım. Bu tarz eğilimleri dikkatle takip edip sakınahm." Bu arada, köylülcr merak edip kendi köylerinden sonra nereye gitüğirri bordular. İnönü yirie 1920'lere dönmüştü: "Ertesi gün yola çıktık. Sakarya'nın bir yerinden geçit bulup yola devam ettik. Yolda kafileye büyükler da katıldı. Meclis Reisi de gidiyormuş. Subaylar da vardı. Hep beraber birleştik.. Bolu'ya geldik. Çok kalabalıgız. Bizi bir yere aldılar. Selamlıgı var, salonlan var, kahve ocagı var. Büyükleri salona aldılar. Selamlıktaki odalara sedirlerin üzerine buyurettiler. Bize de kahve ocağını gösterdiler.Gittim. Oturdum. Sıcak, rahat bir yer.Sonra aralarında konuşmuşlar, tanıyanlar beni aramış, kahve ocagında bııldular. 'Afedersiniz' dediler, beni de buyur ettiler. Ankara'ya gittigimiz zaman bizi Atatürk karşıladı. AtatUrk 'tsmet ncrede? lsmet nerede?' diye soruyordu. Neyse buldular beni, buluştuk..." Gezi sırasında bir başka yerde Gebze'de sftzü yine dış politikaya getirerek demişti ki: "Şimdi memleket olarak kaygı duyduğum bir noktaya temas etmek i.stiyorum. Yarın sabah nerede ve ne zaman vukuat çıkacagı belli olmaz. Boyle zamanlarda, yani dış politikanın gergin oldugu zamanlarda memleketler ihtiyatlı hulunmayı, bir hadiseye bulaşmamayı, kimseyle tutuşmamayı, sataşmamayı dıışıınsünler. Memlekelin, milletin birbirlerini dinlcme/, birbirlerine güvenmez halde bulunmaması Iflzımdır. ... İsraille Arap dünyası arasında yeniden en çetin çatışmalar çıkması ihtimali varmış gibi bir hava esiyor. Geçen seneki IsrailArap harbi sırasında bu harp büyürse kıyamet bizim etrafımızda kopar, diye hükümete söylemiştim. Bi/ bu harbin dışında kalacagız, larafsız ulacağız, demiştim. Hükümet de resmen açıklamamakla beraber, tarafsız denilebilecek bir karışmama politikası takip etti." Bu arada, bir vatandaş, "Ortadogu devletleri arasında Türkiye'nin lider durumu alması, dış siyasetimiz bakımından daha uygun degil midir?" diye sordu. lnönü'nun yanıtı şöyleydi: "Her iki tarafı büyük ölçüde destekler gözüken Amerika ve Rusya bu Ortadogu meselesine aylardır bir çare bulamadılar. Bulursa onlar bulacak. Dikkat edilirse her ikisi bir tarafı haklı bulmaktadır. Lider vaziyeti almak için bir tarafı haklı bulmak, desteklemek lâzımdır. Ortadogu olaylannda tarafsız kalmanın menfaatımıza, barış davamıza daha uygun olacagına inanıyoInönü, yalnız Ortadoğu'da olup bitenlerden değil, Orta Avrupa'da olup bitenlerden de çok tedirgindi. Gebze'de o konudaki gorüşlerini de açıklamıştı: "Olaylar bizden uzak yerde farz edilebilir. Fakat NATO içinde bulundugumuz için bizim de yakından ilgimiz vardır. NATO muttefiki olmamı/ ilibariyle vaziyetimiz naziktir. Dış politikada, Avrupa'da bir savaş çıktığı zaman mutlaka bizim etrafımızda ccreyan edecek, bizi türlü sıkıntıya sokacaktır. Duşünerek, ölçerek, doğruyu SAVAŞI ONLAR ÖĞRKITİ "Kmperyalizıne karşı Kıırluluş Savaşını" derdi İnonu, "sadece bize degil dunyaya da onlar ogrelli. 1919 yıhnın koşulları içinden bir bağıntsız l'ürkiye çıkardılar." (FotoğraJ: HÜSLYİN ELER 'in albümünden) bularak, fikiıleıinıizi açıkca söylüyoruz: Biz NATO'dayız. NATO içinde münasebetlerimiz var. Öte taraftan Sovyet Rusya ile, özellikle son senelerde iyi ınünasebetlerimiz gelişmekledir. Biz her türlü ihtimale karşı NATO içindeyiz. (îenel politika olarak Sovyet Rusya ve Amerika'ya karşı düşmanlık politikası yüriitülmesine karşıyız... Memleket içinde ihliyatlı bir politika istiyoruz. Tahrik edici bütun ihtimallerden sakınmayı tavsiye ediyoruz. Aınerika ve Rusya ile düşmanlık politikası yurutülmesine içerde sebep olmayız, dışarda da bunu tasvip etmeyiz." Gezinin niçin oralarda, köylülerle, sade vatandaşla konuşmak için yapıldığını anlamıştık. inönü, onlann yüzyıllardır sürekli savaş çemberinden geçmiş kuşaklardan gcldiklerini, dış politika gelişmelerindeki tehlikeleri uzaktan sezdiklerini, tehlike karşısında scrüvenden, kabadayılıktan değil, sağduyudan yana olacaklarını biliyor ve buna güveniyordu. Gezi boyunca derin bir sessizlik, inanılma/ bir dikkat içinde dinlendi, iyi anlaşıldı, yürekten desteklendi. Aradan 15 yıl gcçti. Uluslararası ilişkiler yine gergin. Çevremizde yine savaş vığlıkları, guç gösterileri, komşu ya da yakın bağımsız ülkelerin iç politikalarını ipotek altanı alan stratejik hesaplar, tehditler, baskılar. Onbeş yıl önceki gezide konuşan, lkinci Dunya Savaşı'nda Türkiye'yi yönetmiş olan devlet adamı, O'nun konuştuklarım yürekten destekleyenler de lkinci Dünya Savaşı'ndaki insanlarımızın çocuklarıydı. Bugün de Ulkemizin neresine gidersek gi~ delim tüm yurttaşlarımızda dış tehlikeler karşısında derin bir sezgi, sağlum bir sağduyu ve yalnız kendilerine güvenmekten gelen serinkanlılık göreceğimi/e inanıyorum. Toplumumuzun güvencesi tarih bilincindedir.