23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

StYASET 83 13 Arap Politikada çatışma, dünyası: ekonomide yakınlaşma Araştırma Servisi Son yıllarda Arap ülkeleri îslama akımların canlanmasına sahne oluyor. 1960 ve 1970'lercle egemen olan milliyetçi nitelikteki Nasırcı ve Baasçı akımlar arka plana düştü. Bu siyasal görünüşün ardında, hayli belirgin ve bilinçli bir şekilde gelişmekte olan pragmatik bir politika da Arap ülkeleri arasında artmakta olan ekonomik işbirliği. Gözlemciler, güçlenen ekonomik işbirliğinin Arap dünyasında iç çatışrnalan giderici, uyumu arttırıcı bir rol oynayabileceğini vurguluyorlar. Stockholm'de bulunan ve rap dünyasındaki ideolojik tartışmalar 1950'lerde sömürgelikten kurtuluş; 1960 ve 1970'lerde ilerici ve gerici rejimler arasındaki bölünme konularında odaklaştı. Nasırcı ya da Baasçı akımlar sayısız darbelere, başansızlıkla sonuçlanan çeşitli federasyon ve birlik kıırma girişimlerine sahne oldu. 1967 yenilgisinden sonra, Nasır'ın aradaki ayrılıkları bir yana bırakıp Sııudi Arabistan'a yanaşmasıyla ve çok daha belirgin olarak Cezayir'le S.Arabistan'ı biraraya getiren ekim 1973 savaşından sonra yeni bir döneme girildi. Petrol zenginliklerinin sağladığı uluslararası olanaklar, Arap dünyasının kendine olan guvenini arttırdı. Petrolle kazanılan mali olanakiar, siyasal renk taşımayan bir Arap kimliğinin güçlenmesine yol açtı. Arap ülkeleri arasında çeşitli alanlarda geniş kapsamlı bir ekonomik işbirliği gelişmeye başladı. uluslararası ilişkiler alanmda dünyaca tanınan bir araştırma merkezi olan tsveç Dış Politika Enstitüsü'nün geçenlerde yayınladığı bir rapor, Arap dünyasındaki çeşitli ilginç gelişmelere dikkat çekiyor. Çağdaş Arap tarihi, ekonomisi ve siyaseti üzerine bir uzman olan Marianne İManatza'nın imzasını taşıyan, Ekonomiskt Samarbete i Arabvarldetv En Pragmatisk Strategi (Arap Dünyasında Ekonomik işbirliği: Pragmatik Bir Strateji) başlıklı raporun genişçe bir özetini sunuyoruz cut kaynakları daha rasyonel bir şekilde kullanarak, ekonomik gelişmeye hız vermek için işbirliğine artan bir önem veriyorlar. A "Teknokratlar" ve diğerleri 1970'lerde hız kazanan eğitim patlamasının gösterdiği bazı özellikler, bugün Arap dünyasındaki siyasal güç merkezlerinin sosyal temellerinin anlaşılması bakımından önem taşıyor. 1970'lerde, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde doğa ve mühendislik bilimleri alanında eğitim görmüş gençlerin, ülkelerine dönerek en yüksek düzeylerde yönetici görevler üstlendikleri görülüyor. Yukarıda değinildiği gibi, bu kadrolar, Arap dünyasındaki sosyal ve ekonomik kalkınma için işbirliği amacını sırtlarında taşıyan "teknokratları" oluşturuyor. 1960'larda eğitim görmek için Avrupa vc Amerika'ya giden gençlerin çoğu geri dönmüyorlardı. Bir "beyin göçii" sözkonusuydu. 1970'lerde durumun tersine döndüğü gözleniyor. Yapılan çeşitli araştırmalar yuıt dışına eğitim görmeye giden gençlerin yüzde 70 ile yüzde 95 arasında değişen bir bölümünün geri dönerek önemli mevkilere yerle^tiklerini gösteriyor. Bu "teknokraılar" için Arap kimliği, tslam kimliğinden çok daha büyük önem taşıyor. Bunlar politik değil teknik, ideolojik değil pragmatik çözümleri yeğliyorlar. Bunların, bir anlamda karşısında, daha çok sosyal bilim dallarmda vc kcndi ülkelerinde eğitim gören; genellikle sosyal hiyerarşinin daha alt kesimlerinden gelen gençler bulunuyor. Okumuşların bu bölümü teknik değil politik, pragmatik değil ideolojik çözünılere daha büyük bir yatkınlık gösteriyor. lslamcı muhalefetin dahu çok bu kesimden destek gördüğü biliniyor. Bu işbirliğini gerçekleştiren ve temsil edenler, büyük çoğunlukla Kıızey Amerika ve Batı Avrupa'da eğitim görmüş "leknokratlar"clun oluşuyor. Batı dünyası dikkatini Arap Ülkeleri arasındaki çeşitli çatışmalara vcrirken, çeşitli Arap ülkelerine mensup teknokratlar sayısız toplantılar düzenleyerek, çeşitli işbirliği projeleri geliştirip uygulamaya koydular. Kalkınma fonları 197374 petrol krizinden sonra, petrol üreten Arap ülkeleri, ihtiyaçlarını ve yatırım olanaklarını aşan sermaye kaynakları elde ettiler. Bu paraların çok büyük bir kısmı ABD ve Batı Avrupa'daki yatmmlara gitti. (1982 yılında S.Arabistan, Kuveyt ve Birieşik Arap Emirlikleri'nin bu Ulkelerdeki yatırımları 230 milyar dolar dolayındaydı). Bir bölümü de çeşitli gelişme projelerinin finansmanı için kurulan kalkınma fonlarına ayrıldı. Bu fonların en önemlileri, başta Kuveyt Arap lktisadi Gelişme Fonu (KFAED) ve S.Arabistan Gelişme Fonu (SDF) olmak üzere, Arap Ekonomik ve Sosyal Gelişme Fonu (AFESD), Abu Dabi Arap lktisadi Gelişme Fonu (ADFAED), Libya Arap Dış Bankası (LAFB), Irak Dış Gelişme Fonu (IFED), Afrika lktisadi Gelişmesi için Arap Bankası (ABEDA) ve lslam Gelişme Bankası'dır (IDB). İkili anlaşmalar Kalkınma fonlarına 19701982 tarihleri arasında toplaın 16.5 milyar dolar ayrıldı. Bunların yüzde 51'i Arap ülkelerine, yüzde 20'si Arap olmayan Afrika ülkelerine, yüzde 26'sı Arap olmayan Asya ülkelerine, yüzde 2 kadarı da Latin Amerika ülkelerine tahsis edildi. Fonların yüzde 56'sı altyapı yatırımlarına, üçte biri de tarım ve sanayi projelerine yöneldi. Arap ülkeleri arasındaki iktisadi işbirliğinde ikili anlaşmalar fonlardan çok daha büyük bir rol oynadı. Petrol zengini Arap ülkeleri, diğer Arap ülkelerine 19731982 arasında ikili anlaşmalar yoluyla 36 milyar dolar verdiler. Bunun 21 milyar doları yalnızca S.Arabistan'dan geldi. Arap ülkeleri arasında güçlenen ekonomik işbirliği uyuşmazlıkları giderici, siyasal uyumu arttırıcı bir rol oynayabilecek Yakınlaşma belirtileri mi? Arap ülkelerinde, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da eğiArap dünyasındaki elit gruplar arasında tim görmüş "teknokratlar" pragmatik bir yaklaşımla, iktisaönemli bir çelişme bulunduğu açık. lktisadi gelişmeyi vurgulayan teknokratlar, lslamcı di işbirliği ve kalkınmaya öncelik verirken, îslama muhaleve bazı tavizlerde fet kendi ülkelerinde ve genellikle sosyal bilim dallarmda eğitim muhalefeti dikkate almakArabistan'da kabulunmak zorunda. S. dınlar konusundaki muhafazakâr tutumun gören genç kuşaklar arasında destek buluyor. Yatırımların büyük çoğunluğunun altyapıya yönelmesi, Arap ülkeleri arasında mal ve hizmet akımlarının arttırılması amacını taşıyordu. Telekomünikasyon, deniz taşımacılığı, demiryolları, petrokimya endüstrisi, madencilik, tarım ve sanayi yatırımları, 1980'lerin başında Arap dünyasının çeşitli alanlarda kendine yeter hale getirilmesini hedefliyordu. 1970'lerde Arap ülkelerinin eğitime yaptıkları yatırımlar da büyük ağırlık taşıyordu. Arap dünyasındaki bu kalkınma için işbirliği çabalarının arka planında, tran devrimi ile yeni bir güç kazanmış bulunan tsIamcı muhalefet akımlarının arzettiği tehlikcnin yattığına kuşku yok. Körfez ülkeleri arasında ekonomik bütünleşmeyi amaçlayan 1981 tarihli Körfez Işbirliği Konseyi (GCC) anlaşmasının, politik yardımlaşma ve ortak bir güvenlik politikasını da kapsaması rastlantı değil. ÜrdünIrak ekonomik işbirliği; Fas, Cezayir, Tunus ve Moritanya arasında canlanan işbirliği bu perspektif içinde görülebilir. Arap rejimleri, lran'ın somutlaştırdığı tehdide karşı hem birbirlerini desteklemek hem de mev koyulaşması, Körfez ülkelerinde okullarda kızerkek ayrımının gündeme getirilmesi, çeşitli ülkelerde ulemanın artan nül'uzu, sıkılaşan alkol yasağı, vb. bu tavizlcrin bazı örnekleri. Arap dünyasında pragmatik iktisadi işbirliği ve kalkınma politikasının sürdürülmesi siyasal uyuşmazlıklann giderilmesini gerektiriyor. 1980'lerin başlarında bu yolda S. Arabistan önderliğinde atılan bazı adımlar görülüyor. Amman'daki Arap Zirve Konferansı, Taif'teki lslam Ülkeleri Zirvesi, Körfez Ülkeleri lktisadi İşbirliği anlaşması ve Magrip ülkeleri arasındaki yakınlaşma bunun belirtileri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle