Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 SİYASFT 83 KULIS'TEN Ozallar Ulan temhihat özal başkanlığındaki hükümetin kurulmasından sonru gazeteciler hemen bakanlurı arayarak konuşma yollarmı aradılar. Bazı bakanlar demeç verdiler, bazılan da Özal'ın kendilerinden güvenoyu alınana dek konusmamalurını rica eiliğini belirltiler. Bazı bakanların demeçleri de hoş karşılunmadı. Ayrıca bakan eşlerinin konusmaları da A NA P Meclis grubunda eleştirilince Semra Özal, bakan eslerini çaya davet etti ve fuzla konuşmanıalarını teınbih etti. Ama ertesi gün bir gazelede, "Semra Özal'ın cantasını açtırdım" haberi çıkınca bakan eşleri çok şaşırdılar.. Hükümel prograıuının görüsiildiiğü Bakunlur Kurulu toplanlısından sonra gazeleciler bilgi alınak için aradıkları bakanlardan şıı vanıtı aldılar: "Bu konuda hilgi veremeyiz. Sayın Özal'ın tembihatı var." ondokuzyirmialtı aralık dokuzyüzseksenüç BU HAFTA NERE7E BAKSAK. , ORADA PİYANGO GİŞU.ER.İNİ, PlYANGO SATICILAfONI VE"YA Ç.IKAR.SA ALTlMA NELER, ÇEKEKİM" DIVEN İNSANLARI GÖROÜK... firuz AMA,ŞAMATA5INÜAN TANt Dt£ BtlN ALDIM . ' farkı Milletvekili ile memurun* ı, O DUYGU7Ü JAGA7IM D \ 7 E OKS\N DIYE DEGİL, Üç yıllık bir aradan sonra gazetecilerin Başbakanlık'taki odaları hizmete açılclı. A ncak yine de gazetecilerin rahal çalısabilmeleri için gereken kolaylıkların sağlanrnası biraz zarnan alacağa benziyor. Bu nedenle gazeleciler bir islek listesi hazırlayarak Başbakunhk Basın ve Halkla tliskiler Müsavirliği'ne sundular. Isteklerden birisi de öğle saatlerinde Başbakanlıkta yemek yenebiltnesi. Bu istek gazetecilerin TBMM'de yemek yiyebildikleri gerekçesiyle birlikte sunuldu. Gazeteciterin bu isteği reddedildi. Gerekçesı söyle: "Gazeteciler mecliste milletvekilleriyle birlikte yemek yiyorlar. Milletvekilleri neyi söyleyip neyi söylememeleri gerektlğini bilen insanlardır. Ama Başbakanlıkta memurlar, müstahdemler aynı şekilde davranamayabilirler. Bu nedenle gazeteciler Başbakanlıkta memurlurlu aynı masalarda yemek yiyemez." firul' SODEP'in Genel Başkanı dıırııp dururken ıııi değişti? S ODEP'te genel başkan değişikliği yapılacağı gün, Genel Merkez'de alışılmışın çok üstünde bir gazeteci kalabalığı vardı. Toplantının ilk bölümü basına açık yapılacağı için toplantı salonuna giren gazctccilerdcn biri bu kalabalığı görünce bir ftneride bulundu. "Bu salon kurucular kurulu ve gazeteciler için kiiçük gelmeye başladı, şu küçiik bölmeyi de salona birlcştirmcli." Genel Başkan Cezmi Kartay, başkanlıktan ayrılış konuşmasını yaptıkian sonra, gazetecilere çok kibar bir dille te^ekkür ederek, toplantının bundan sonraki bölümünün kapalı olacağını ima etti. Salondan ayrılan gazeteciler toplu halde genel başkanlık odasına indilcr. Sckrcter yine kibar bir biçimde bunu engellemek istediyse de, girişiminin başarılı olamadığını görüp durunıu kabullendi. Başarılı olamazdı, çünkü içerde az sonra genel başkan olacak Erdal tnönii oturuyordu. Ve gazeteciler Inönü'yü kaçırmak istemiyorlardı. Bekleyiş uzun sürdü. Beşon dakika içinde seçimin tamamlanacağını uman basın mensupları dakikalar gectikçe sabırsızlanıyorlardı. Bir ara genel başkanın oda kapısı aralandı. Bütün gazeteciler kapıya doluştular. Belli ki, Prof. Inönü Genel Başkanhğa seçilmişti ve yukarı salona çıkacaktı. Kapı açıldı, flaşlar patlamaya kalmamıştı ki, gazeteciler beklenmedik bir şeyle karşılaştılar. Inönü iki elini yanlarına açıp gös saat önceki Genel Başkan Cezmi Kartay'ı ve hizınetlerini övdü, onun sonsuz özverilerle partiyi bugüne getirebilmiş olmasını şükranla karşıladığını söylcdi ve devam etti: "Sayın Cezmi Kartay, durup dururken Genel Başkanlıktan aynlacagını bildirerek cok biiyiik bir fedakârlık daha yaptı." Gazeteciler birbirine anlamlı bir biçimde bakarak bu "durup dururkcn'Mn durup dururken olmadığını anlatmaya çalıştılar. Genel Başkan Yardımcısı Oktay Ekşi Prof. Inönu'nün ve Kartay'ın özgeçmişlerinin gerekeceğini ve hemen getireceğini soylcmeye kalktı. Gazeteciler kcndilcrinde bulunduğunu bildirdilcr. Bir gazeteci de, "()ooo, onları biz sabahtan istanbul'a geçtik bile," dedi. İNÖNÜ Veniden başkan. tererek, "Yooo hayır," dcdi, "Beklediginiz gibi degil, ellerimi yıkamaya çıklım." Uzun bekleyiş saat 15.35'te sona erdi. Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Hakkı Zarakol, Prof. Erdal lnönü'yü, Genel Başkanlığa seçildiğini bildirerek, Kurucular Kurulu toplantısına davet etti. SODEP'te haftalar öncesinden yazılan ve sonu bilinen bir senaryo, "hiç bilinmiyormuş gibi" sahneye kondu gecen haftanın sonunda. Genel Başkan Erdal Inönü, konuşmasının ilk cümlesinden sonra, yarım Genel Başkan tnönü biraz hayrctle bir kahkaha attı. " N e kadar erkencisiniz öyle?" Toplantı, yeni Genel Başkan'ın konuşmasından sonra yine basına kapatıldı. Durumu Oktay Ekşi gazetecilere bildirirken, "Arkadaşlar" dedi. "Toplantımızı izin verirseniz ketıdi kendimize sürdiırecegiz şiradi. Bundan sonrasını..." Bir gazeteci tamamladı: "Bundan sonrasını biz istedigimiz gibi yazanz artık. Nasıl olsa biliyoruz." Oktay Ekşi yanıtladı: "Evet, bilmeseniz de biliyormuş gibi yazıyorsunuz nasıl olsa." ÖzaVın ağsının ıçı Hukumet prograım purlamento larihinde ilk kez, iktidur partisi grubıında okunup, iizerinde görüşme yapılmadan, Meclis Genel Kurulu'nda okundu. Bu korıu TUrgut özal'a unlalılmış olacak ki. program Meclis'te okunduktun sonra ANAP grubuna getirildi. Getirilince ne oldu diyeceksiniz. Hiçbir şey olmadı, sadece TUrgut özal bu kez prograım özetleyerek anlatmakla yetindi. özal, "Programı yetistiremedik. Ancak Genel Kurula yetistirdik, o nedenle kusura bakılmasın," deyince, "çok siddetli alkış" aldı. Zaten grup su anda Başbakan Tiırgut Özal'ın "ağztmn içine hakıyor" yaptığı herhangi bir şeye "hayır" denmiyor. Hükümet programmın grupta görüşülmesi de böyle oldu.