Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 13 OCAK 2009 SALI GÜNEY AMERİKA ONDAN SORULUR EDİTÖRDEN Antalya Harika Ya Antalyaspor! A Rİ F KI Z I LY A LI N Hep düşünmüşümdür Antalyaspor ne zaman bir Monaco, bir Marsilya, bir Nice, bi Porto, bir Deportivo olacak diye... Aslında yukarıda saydığım 56 takımın birbirinden farkı yok. Antayaspor dahil hepsi, ‘turizme dayalı’ ekonomiyle ayakta duran Avrupa kentlerinin futbol arenasındaki temsilcileri... Ama bizim Antalyaspor kentinin özelliklerini taşıyan bir takım olamadığı için Süper Lig arenasında figüranlıktan öteye gidemiyor; bir Marsilya gibi, bir Monaco gibi, bir Porto gibi, hatta bir Deportivo gibi şampiyonluğa koşamıyor. Oysa, her yıl Gazi Paşa’dan Finike’ye kadar 300 kilometrelik sahil şeridine gelen milyonlarca turistin yarattığı katma değer bile Antalyaspor’u uçurur... Ama nerede? Antalyasporlu yöneticiler şu sıralar kentlerini istila eden ‘göçmen’ futbol takımlarından bile istedikleri kazanımı sağlayamıyorlar. Ne mi yapılıyor demeyin? Bu kulübün başkanı (daha doğrusu onursal başkanı) aynı zamanda Belediye Başkanı. Yani futbola meraklı turizmcilerle kafa kafaya verse Menderes Türel, “Arkadaşlar konuğumuz olan turistlerın bıraktığı dövizden haftalık 10 cent (Avro ya da dolar fark etmez) Antalyaspor’a destek fonu kursanız bu takım uçar” dese, kim hayır der (diyebilir)? Onu geçtim, Leverkusen’inden Werder Bremen’ine, CSKA’sından Heerenven’ine geniş katılımlı bir Avrupa ligi düzenlense adam gibi bir statta, gişe geliri, naklen yayın ücretleri nerelere varır? Galiba yaratıcı bir ARGE departmanı gerek Antalyaspor’a... Ya da bir yıl Süper Lig, ertesi sezon TFF 1, olmadı TFF 2’ye gidip gelmek daha caziptir belki! Neyse. ..Gerçekten Antalya kenti şu sıralar dünya futbolunun başkenti. Uzakdoğu ve Afrika takımları dahil en az 4 kıtanın temsilcileri burada. Uluslararası teknik direktörler semineri, hakem semineri, spor yazarları semineri yine Antalya sınırları içinde. Cumhuriyet Spor Eki de bu hafta Antalya’daki hareketliliği kapağına taşıdı. Yine Ahmet Sivaslı’nın Juan Figer değerlendirmesi çok ilginç. Figer kimdir diyenleriniz olabilir. Hani şu Nobre, Alex, Lugano, Kaka, Robinho gibi yıldızlar var ya onun menajeri bu Figer... Sevil Arınan’ın Ergün Penbe söyleşisi, Can İşbakan’ın Avustralya Açık derlemesi ve konuk yazarımız Metin Tükenmez’in Yusuf Şimşek değerlendirmesi ilginizi çekecek... Yenden görüşmek dileğiyle.. İşte Juan Figer AHMET SİVASLI B ir dönem futbol dünyamızda Gigi Becali vardı. Neredeyse onla yatar, onla kalkardık. Fotoğrafları, lüks içindeki yaşamı, Rumen futbolunun yıldızlarıyla olan fotoğrafları manşetlerimizden eksik olmazdı. Rumen menajer Türkiye Romanya arasında mekik dokur, Mecidiyeköy’deki G.Saray Kulübü’ne uğramadan geçemezdi. Türkiye’nin Rumen cenneti olduğu dönemde en ünlü menajer olarak hafızamıza kazınan Becali’nin yerini artık Juan Figer aldı. F.Bahçe’nin ‘kadrolu’ menajeri veya ‘Brezilya’nın F.Bahçe’den sorumlu devlet bakanı’ diyebileceğimiz Uruguaylı menajer, bu ara transfer döneminde bir kez daha gündeme geldi. Türkiye’de Nobre, Lugano, Alex, Edu, Deivid ve Maldonado’nun menajerliğini yapan Juan Figer’in yaşam hikâyesi, gittikçe büyüyüp giden bir futbolcu hanedanlığının bir portresi konumunda... Robinho NEREDEN NEREYE!.. Onunki tshirt satışından dünyanın en iyi menajerlerinden biri olmaya uzanan bir başarı öyküsü. Uruguay’dan kaçış, Brezilya’dan dünyaya açılış... Amatör maçları izlemenin zevkiyle dünyanın en büyük futbolcularını yönlendirmenin bir sentezi... Alex’in Cruzeiro’dan transferiyle Türkiye’ye adım atan Figer, bu futbolcunun beklenenden de iyi performans göstermesi üzerine Türkiye transfer piyasasına adımını attı. F.Bahçe’nin Alex’in yanına başka Brezilyalıları da eklemek istemesi üzerine Figer’in ayağı Türkiye’ye iyice alıştı. Bir anda F.Bahçe’de Figer hanedanlığı oluştu... İlk önce Alex ve Nobre, hemen ardından Edu, Deivid, Lugano derken son olarak da Şilili Maldonado, Figer hanedanlığına katılan isim oldu. Kaka KAKA, ROBINHO, FIGO, ALEX... Uruguay’dan Brezilya’ya gittikten sonra kendini futbol piyasasının içinde bulan Juan Figer; amatör maçları, plajlarda hünerlerini sergileyen genç yetenekleri izleyerek menajerliğe başladı. Pek yankı uyandırmayan transferlerde kendine göre önemli roller oynayan Figer, yıllar geçtikçe ilişkilerini sağlamlaştırdı ve bugünlere geldi. Dünyanın en ünlü futbolcuların menajerliğini yapan Figer, bu başarısının altında yatan gerçekleri şu sözle anlatıyor: “Eğer durursan ölürsün...” İşte bu sözü kendisine hayat felsefesi olarak belirleyen Figer, hayatının hâlâ büyük bir bölümünü uçaklarda geçiriyor. Ama bu kadar yoğun çalışmadan şu listedeki futbolcuları elde tutmak da zor olsa gerek: Robinho, Lucio, Julio Baptista, Ze Roberto, Kaka, Luis Figo ve niceleri... Avrupa’da çok iyi işler almasını ve futbolcuların kendisine çok güvenmesini, “Ben hep iyi dost oldum. Gerek futbolcularımı gerekse hayatta karşıma çıkanları asla hüsrana uğratmadım. Her şeyin para olmadığını, dostluğun paradan daha önemli olduğunu hayat felsefesi olarak belirledim” şeklinde yorumlayan Figer, Türkiye’nin kendisi için yeni bir market olduğunu söylüyor. Alex ZIRHLI ARABAYA BİNİYOR Milyon dolarlarla oynayan Uruguaylı menajer kendini korumaktan da geri kalmıyor. Brezilya’da özellikle kaçırılma, gasp, fidye isteme olaylarının çok olmasından dolayı güvenliğine önem gösteren Figer, zırhlı bir araca biniyor. Şato görünümlü evini güvenlik görevlileri koruyor. Tshirt satarak iş hayatına atılıp dünyanın en önemli menajerlerinden biri haline gelen Figer, evinde Pele, Blatter, Beckenbauer, Perez gibi yakın dostlarını ağırlıyor. FIFA’dan resmi menajerlik yolunda ilk lisansı alan kişi olan Figer’in Brezilya’da bir menajerlik şirketi bulunuyor. F.Bahçe’nin Brezilya ekolüyle iyi işler çıkarması ve onların son yıllardaki başarısını örnek alıp ‘sambalaşma’ yolunda ilerleyen kulüplerimizin de ortaya çıkması, Juan Figer’in Türkiye marketini daha da büyüteceğinin bir göstergesi... C SPOR S AY I 1 2 9 İMTİYAZ SAHİBİ: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ: İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ: Arif Kızılyalın SORUMLU MÜDÜR: Miyase İlknur EK KOORDİNASYON: Sami Gürel GÖRSEL YÖNETMEN: Ersin Öztekin GRAFİK TASARIM: Süleyman Abay YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 Şişli 34381 İstanbul BASKI: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu 34580 Esenyurt / İstanbul CUMHURİYET REKLAM: Telefon (0212) 251 98 74. GENEL MÜDÜR: Özlem Ayden. GENEL MÜDÜR YARDIMCISI: Nazende Pal. REKLAM KOORDİNATÖRLERİ: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya. REZERVASYON YÖNETMENİ: Onur Tunalı. KAPAK FOTOĞRAFI: www.galatasaray.org 3