Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Bu ülkenin gizli kahramanlarıyız’ Şampiyonluklarınızın ardınan ‘fair play’ mesajları verdiniz. Atina Oyunları’nda ise bir elinizde Türk, diğerinde Yunan bayrağıyla seyircileri selamladınız. Bu değerleri günümüzde koruyan fazla sporcu bulunmuyor... B.T.: Tekvando, karete ve judo gibi sporlar Uzak Doğu felsefesinden gelir. ‘Do’nun anlamı zaten ‘felsefe’dir. Eğer bu felsefeyi kavramazsanız başarılı olamazsınız. Benim prensiplerimin temelinde de bu yatıyor. Sonuçta bir mücadele sporu yapıyorum. Burada kazanmak da kaybetmek de var. Önemli olan Türkiye’yi ve sporu en iyi şekilde temsil etmek. Biz bayrağa, millete ve büyüklere saygıyı asla ihmâl edemeyiz. Milli takımımız Türk örf ve adetlerini temel edinmiştir. Bu da başarıyı getiriyor. Ben kesinlikle dışarıda kavga eden birisi değilim. Kendimi ruhsal ve fiziksel olarak eğitiyorum. Ancak son dönemde özellikle görsel medyada yer alan bir takım prodüksiyonlar bu sporun yanlış anlaşılmasına neden oluyor. Çünkü insanlar tekvandonun da şiddet içerdiğini zannediyor. Tekvandonun kendine ait bir felsefesi vardır. Olimpik olmuş bir branştır. Biz bu yöndeki tabuları yıkmaya çalışıyoruz. Eğitime de büyük önem veriyoruz. Türkiye’de insanlar başarıya ulaştıktan sonra önemli problemlerle karşı karşıya kalabiliyor. Siz de böyle sıkıntılar yaşadınız mı? B.T.: Başarıya giden yol kolay değil. Çok şeyden fedakârlık ediyorsunuz. İyi analiz gerekiyor. Ailemi göremiyorum. Üniversitemden, arkadaşlarımdan fedakârlık ediyorum ki başarı yakalayayım. Önümüze engeller çıkıyor. Önemli olan bunları aşabilmek. Şu anda federasyonun bana karşı çok iyi bir yaklaşımı var. Üniversite mezunuyum ama bitirirken çok sıkıntı çektim. İş hayatına atılıyorsunuz fakat beceremiyorsunuz. Sporcunun iş yapması gerçekten çok zor. Bazen de meyve C SPOR ALTERNATİF OCAK SALI SPOR POLİTİKASI AKP’nin Çalımı HİKMET ÇETİNKAYA AKP, demokratik kitle örgütlerini “tarikat” ya da “cemaat” olarak görüyor... Arkasına bazı spor kulübü başkanlarını alan AKP hükümeti, Futbol Federasyonu’na kendi yurttaşlarını getirmek için demokrasiyi, hukuku çiğniyor... AKP hani özgürlüklerin simgesiydi? Hepsi kandırmaca!.. AKP; Güneydoğu’dan beslenen terörü, yerel yönetimleri kayırarak çözeceğine inanıyor; Ulusal Takımımız’ı Avrupa şampiyonu yapmak için de Haluk Ulusoy ekibini görevden uzaklaştırmakta arıyor çareyi! Eh, Fethullah Gülen de dualarını eksik etmez... Bakırköy İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin atadığı kayyum kim? Kâmil Dizar!.. Kimdir Kâmil Dizar? Tuğrul Yenidoğan, Cumhuriyet gazetesinde Kâmil Dizar’ı anlatıyor: “Kâmil Dizar, futbolda ehli görülerek mahkeme tarafından kayyum atanmış. Kimdir Kâmil Dizar? Başbakan’ın futbolculuk günlerinden arkadaşı. 1973 yılında atölye işçisi olarak İETT’ye girmiş. İETT takımında Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte top koşturmuş. Erdoğan belediye başkanı olunca yükselişi hız kazanmış. Taşıtlar Daire Başkan Yardımcısı olmuş. Ardından Taşıtlar Dairesi Başkanlığı’na yükselmiş, buradan emekli olarak Belediyespor’a futbol şube sorumlusu olmuş. Kısacası, futbolla siyasetin ‘s’sini karıştırmadan kayyumluk görevini yerine getirebilecek özelliklere sahip!..” Öteki kayyum Yunus Egemenoğlu... Egemenoğu kim?: “Kayyum atanan bir diğer kişi, eski Bursaspor yöneticisi ve hukukçu Yunus Egemenoğlu. Birkaç yıldır Kulüpler Birliği Genel Sekreteri olarak görev yapıyor. İsviçre maçından sonra yaşanan rezaletler karşısında yaptığı sert açıklamayla gündeme gelmişti. ‘Meydana gelen olaylara karışan her kimse sıfatı ve kimliğine bakılmaksızın soruşturulmasının, soruşturma sonunda gerçeklerin ortaya çıkarılmasının ve sorumlular var ise cezalandırılması hususunun sağlanmasının takipçisi olacaklarını’ duyurmuştu.Takipçisi olduğu söz konusu olayların başaktörlerinden ve İsviçre kafilesinin yumurtayla karşılanması organizatörlerinden Göksel Gümüşdağ’ın başvurusuyla kayyum oluverdi. Hayırlı görevler...” AKP, futbolu siyasette araç olarak kullanmak istiyor... Demokrasi, hukuk AKP’ye vız geliyor. Eğitim, yargı, polis... Örgütlenme devletin tüm kurumlarında... Eh, birçok medya desteği var!.. Laik, demokratik Cumhuriyet, Cumhuriyet devrimleri... Canım neymiş onlar!.. Tarikatın şemsiyesi altında bir siyasal iktidar her kuruma el atıyor... Her kuruma!.. BAHRİ TANRIKULU’NUN BAŞARILARI ? 2007 Pekin Dünya Şampiyonası altın madalya ? 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’nda gümüş madalya ? 2002 Avrupa Şampiyonası altın madalya ? 2002 Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya ? 2001 Dünya Tekvando Şampiyonası altın madalya ? 2000 Yunanistan Avrupa Şampiyonası’nda ikincilik ? 1999 Kanada’da Dünya Şampiyonası’nda ikincilik ? 1998 Hollanda Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülük ? 1997 İtalya turnuvası büyük erkelerde gümüş madalya veren ağacı taşlıyorlar ne yazık ki. Ancak geriye milli gurur kalıyor. Sıkıntılar yaşansa da en iyi şekilde atlatıp başarıya ulaştım. 2008 Oyunları’nda hedefleriniz neler? B.T.: Geçen sene Pekin’deki Dünya Şampiyonluğum sırasında gördüğüm kadarıyla 2008 Olimpiyat Oyunları bambaşka olacak. Maç yaptığımız yer olimipiyat statlarından bir tanesiydi. Önceden görmüş oldum. Ne kadar büyük olacağını gördüm. Buradan bir şampiyonluk kazanmak çok önemli benim için. 2004’te sıkıntılar çekmiştim. Ancak şimdi kariyerimin en iyi dönemlerinden birini yaşıyorum. Genellikle finalleri seviyorsunuz... Şampiyonlukları hep son anlarda ulaştınız... B.T.: Her sporcunun yapısı farklıdır. Dövüş stili kendine özgüdür. 1999’da dünya ikincisi oldum ve sadece 20 yaşındaydım. Daha sonra kürsüdeyken fotoğraflarıma bakıyorum da hiç sevinemediğimi görüyorum. Üstelik finalde Koreli bir rakibime yenilmiştim. Yani bu sporun kökeninden gelen birine. Böyle bir yapım var. Atina’da ikinciydim fakat buruktum. Finalde kaybetmek ağırıma gider. Türk sporunda bu durumu çokca yaşıyoruz. Finalleri kaybediyoruz. Cumhuriyet okurları tarafından ‘Yılın en başarılı sporcusu’ seçildiniz... Duygularınız... B.T.: Biz bu ülkenin gizli kahramanları gibiyiz. Ülkemiz için mücadele veriyoruz. Bu ülkenin neferlerinden bir tanesiyim. Ödüle beni layık gören Cumhuriyet okurlarına çok teşekkür ediyorum. Cumhuriyet gazetesinin kalitesi belli. Ne yazık ki günümüzde gerçek spora önem verilmiyor. Eminim ki sansasyonel biri olsaydım daha çok gündeme gelirdim. Kimi yayın organlarının ‘Yılın Sporcuları’ anketlerinde aday bile olamamıştım. Hatta televizyonlarda bile görüntülenmedim. Bu da sporcuyu ister istemez üzüyor. Ancak bana bu değeri veren okurlanıza minettarım. 5