Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADNAN DİNÇER’LE FUTBOL Eposta:adnandincer?hotmail.com. Faks: (212) 343 72 61 N E Y M İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN Formula Rantiyeciye Yaradı ENDÜSTRİYEL B futbol aldatmacası 1 yana 10 milyon YTL alan bir Süper Lig 980’li yıllarda ulusal genç ve kulübünün maddi imkânsızlıklar amatör takımdan alınma nedenim nedeniyle doktorsuz olmasının başarılı olduğum halde çok sorumlusu il sağlık müdürlüğü siyasiydi... Futbolun yapılanması için olamazken; o takımın alkışlanacak önemli aşamalar kaydetmiş ve gol dahi başarısını da hangi koşullarda yemeyen yenilgisiz bir genç takımın gerçekleştirdiği daha çok anlam taşır. başında olduğum halde senaryo Bu bizim federasyon; hakem, teşvik basitti... Cumhuriyet’te yazıyor olmam primi, şike kavgaları içinde görevime son verilmesi için yeterliydi. gerçekleştirdiğimiz endüstriyel futbol Günahım yenilikçi, çağdaş ve başarılı aldatmacımız olsa gerek. İşte 25 yıl olmaktı. Aynı zamanda spor önce benim çağdaş mücadeleme akademilerinde futbol branş eğitimini destek vermeyen, futbolu sadece bitiren öğrencilerin B lisansıyla mezun transfer olarak algılayan futbolun olup kulüplerde görev almalarına 2008’deki somut gerçekleri... Sonra da imkân tanıyan yasa için çok ısrarlı futbolcuların sakatlıktan kurtulamadığı olmuştum. Beni çok destekleyen ve sonuçta sokağa atılan paraların federasyon başkanımız bir anda uçuşu!.. Bu hangi mantığın görevden alınmama razı oldu sonucudur? Bu sadece ismi geçen gözyaşları içinde!.. Bu önemli bir kulüp değil, bizim asla çözemediğimiz, kilometre taşıdır Türk futbolunda. önemsemediğimiz futbol kafa Çünkü benim verdiğim o mücadele yapımızın bulanıklığıdır. sonucu akademisyen teknik Transfere milyon dolarlar, adamların yolu açılırken ben doktora para yok!.. Çare il de karşı fikirde olan o sağlık müdürlüğünün günkü antrenörlerin ilgisine kalmış bir hatırla imzasıyla federasyonun çözülecek!.. Avrupa yıkılması adına Şampiyonası’na görevden alınıyordum. gidecek futbolumuzun Bu durum karşısında UEFA üyeliğinden Futbol anladığı budur. Federasyonu’yla Sıkıştıkça futbol kontratım devam yasasına başvurumuz ederken özel izinle gibi!.. Beykoz Kulübü’nde görev almıştım. O TOPRAĞI yıllarda futbolun sezon başı çalışmalarında tek BOL OLSUN lüksü Uludağ otelleriydi. Tüm profesyonel G Ü N D Ü Z T E K İ N O N A Y Hafta içinde Türk futbolu takımların bulunduğu bu çok önemli bir futbol pazaryerinde medya da adamını kaybetti. Yakalandığı amansız birçok futbol zenginliği yaşardı. hastalığına karşın son ana dek futbola olan Tabulaşmış gelenekselleşmişliğin sevgisinden asla vazgeçmeyen meslektaşım dışında bir çalışma içindeydim. Kendi ve hocam Gündüz Tekin Onay’ı kaybettik. eğittiğim çoğu gençle çalışırken Beşiktaş’ta bir dönem birlikte olduğumuz profesyonel kulüp olarak farklı bir hocamız futbolun çağdaş yapılanmasında destek grubu oluşturmuştum. Başta ve yarışmacı teknik adam olarak liglerimizde Prof.Dr. Yüksel Tenekecioğlu olmak büyük hizmetlerde bulunurken, gençlerle üzere yardımcılarımla birlikte (Metin başladığı teknik adamlığını yine onlara Tükenmez, Haluk ve Mednan hizmet verecek planlamalarda bulunarak Saçaklı kardeşler) önemli bir çalışma noktaladı. Hasta olmasına karşın asla içindeydik. Önemli olan kulüp umutsuz ve teslimiyetçilik içinde olmadı. doktorumuzun takımın başında Futbolumuzdaki birçok gelişmenin ve olmasıydı. Ancak büyük gayretime yaşanmışlıkların içinde bulunan Gündüz karşın medya bu gerçeği Hoca, bizim gençken yaşıt olmamıza karşın önemsemedi!.. Kimsenin kulüp örneğimizdi... Çok genç yaşta başladığı yapılarıyla ilgili bilimsel beklentisi ön teknik adamlık mücadelesinde yaratıcı, planda değildi. Önemli olan ilerici ve hırslı bir kişi olarak transferlerdi!.. Haber birçok mücadelenin içinde ağırlıkları onlaraydı. oldu. Ama futbol çorbasında Uğur Meleke bu haftaki Ulusal forma her zaman tuzu oldu. Kendi yazısında bir Süper Lig rengimiz Kırmızı ekibine çok sahip ve onlara takımının Antalya kampında Beyaz , göğsünde inanan bir birliktelik içinde maddi imkânsızlıklar (!) Ay Yıldızlı mı yaşayan hoca yeniliklerin de nedeniyle doktoru yoksa Turkuaz peşindeydi. Bana son sözü olmadığından, hatta teknik Beyaz mı olsun? ilkesi olan ‘antrenörün yaşı direktörün il sağlık Anketimiz devam olmaz’ cümlesidir. Bunu son müdürlüğünden doktor etmektedir. Mail nefesine dek kanıtladı. Allah talebinde bulunduğundan veya fakslarınızı rahmet eylesin ve Türk bahsediyor. Yıllık geliri İddaa, bekliyoruz. futbolunun başı sağolsun... Digitürk gibi sabit gelirlerden ir şampiyon kolay kolay yetişmiyor... Hele bu şampiyon dünya şampiyonuysa ve Türkiye gibi güreşin dışında dünya şampiyonu olmuş rekortmenini ellerin eline bırakıyor, “Başının çaresine bak” diyorsan bunu duyan ve bilen herkes ayıplar, ayıplamanın da ötesinde “Yazıklar olsun be!’’ isyanını da haykırır. Türkiye’de sokak çocuklarına (hatta bunu yazarken utanıyorum), sokak köpeklerine bile yardım elleri uzanırken konu edindiğim dünya şampiyonu bir sporcumuzu yabancılar omuzlarında taşıyor. Bunun ismi rezalettir, skandaldır, bir insanlık suçudur. Bu rezaletin kahramanları ne yazık ki devlet + özel sektör işbirliğiyle yapılmış ve milletin 22 milyon doları sokağa atılmış, bir takım yabancılara peşkeş çekilmiştir. Dünya sporlarında şampiyonlar ve rekortmenler listesine geçen ve çeşitli medya kuruluşlarında 2007’nin sporcusu gösterilen bu sporcumuz, motosiklette dünya şampiyonu olan Kenan Sofuoğlu’dur. Sofuoğlu’yla 2 yıl önce ilk röportajı yapan bir gazeteci olarak onun büyük başarı elde edeceğine inancım vardı ama doğrusu bu kadar kısa zamanda hem de motosiklet dünyasının doruğuna çıkacağını tahmin edemezdim. Bu dünya şampiyonu ve rekortmenimiz ne yazık ki kendi ülkesinde ve milletin parasıyla yapılmış pistte antrenman bile yapamıyor. Şu sıralarda da Katar’da hem hazırlanıyor hem de yarışıyormuş. Bu ayıp kimin? Kenan’ın mı yoksa Türkiye’nin mi? Üstelik bu ayıbın 220 milyon dolarlık faturası AKP Hükümeti’nin onayıyla Türk milletinin cebinden çıkmıştır. Türkiye, “Formula 1 gelecek, dünya turistleri İstanbul’a koşacak”, “Türkiye’ye milyar dolarlar girecek” kandırmacasıyla tuzağa düşürülmüştür. Oysa yılda 3 gün için yapılan pist 220 milyon dolara malolmuştur. 2005’te ilki gerçekleştirilen yarışlarda tribünler dolmuş ama geçen yıl üçüncüsü yapılan Formula 1’de neden tribünlerin boş olduğu araştırılmamış, “Nerede turistler, nerede milyar dolarlar” diyen olmamıştır. Olmamıştır, çünkü ilk yapılan Formula 1’in bir medya dolduruşu olduğu anlaşılmış, bunun altında bir takım rantların döndüğü ortaya çıkmıştır. 220 milyon dolara malolan Formula 1 pistinin çevresi villalarla dolmuş, arazi fiyatları yüzde bin artarak bir takım insanları trilyoner yapmıştır. Bu olayın içinde birbirine bağlı rantiyeciler var. Gerçeği bilenler isminin açıklanmasını istemiyor. Bana verilen isimleri araştırmak ve açıklamak bana değil, dokunulmazlıkları olan milletin temsilcileri milletvekillerine düşer. Gelelim rezaletin ikinci perdesine; Formula 1’in dünya organizatörü İngiliz Ecclestone’ın, yılda bir kez yapılacak yarışların dışında başka yarış vermeyeceği ortaya çıkınca arazi rantiyecileri de alacaklarını aldığı için pistin Ecclestone’a kiralanması fikri ortaya atıldı. İngiliz organizatör fazla istekli görünmedi ve 220 milyon dolara malolan pist, “İstemem yan cebime’’ diyen Ecclestone’a kiralandı. Kaça derseniz, 15 yıllığına 3 milyon dolara... Şu anda pistin kiracısı olan İngiliz; gişe, reklamlar, naklen yayın, bira, meşrubat ve hamburgerden yılda 30 milyon dolar alırken 15 yılda yaklaşık 500 milyon dolar kazanacak. Bu yetmezmiş gibi günlük antrenmanlar için de 70 bin Avro alacak. İşte bizim dünya şampiyonu Kenan Sofuoğlu’nun antrenman başına günde 70 bin Avro veremediği için Katar’a gitmesinin nedeni de bu rezalet sözleşme... 3 milyon dolara karşı İngiliz Ecclestone’a kazandırılan yaklaşık 500 milyon dolar. Daha başından beri planlanan projede, içinde gazetecilerin de bulunduğu bir derneğin de ismi geçiyor. Pist yapılacak ve Formula 1, Türkiye’ye milyar dolarlar kazandıracak, turizm patlayacak, Sabiha Gökçen Havaalanı genişleyecek; villalar, bahçeler, süper alışveriş merkezleri olacaktı. Formula 1 balonu daha birinci yıl sonunda patladı; su havzası olan Akfırat’ta yollar yapılmaya, ağaçlar dikilmeye başlamıştı. Arazi fiyatları yüzde bin artmış, AKP’li Akfırat Belediyesi ihya olmuştu. Formula bir yemdi. Hükümet onayıyla milletin 220 milyon dolarına malolan pist yılda sadece 3 gün kullanılacaksa bunun kokusu yakında çıkardı. O nedenle pist alelacele Ecclestone’a kiralandı ve defter kapandı. Olan bizim dünya şampiyonumuz Kenan Sofuoğlu’na oldu. Eposta:ayucelman?cumhuriyet.com.tr SPORUN VE SPORCUNUN YANINDA 14