Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL TEMMUZ SALI Mehmet Yozgatlı ve Rüştü çok iyi transferler İyi hocayla kötü hocanın takıma katkısı ne kadardır? Derler ya antrenörün katkısı yüzde 20. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Git sen iyi transfer yapma, gerekli adamları alma, gereksiz adamları çıkart... Bu yüzden antrenörün katkısı çok fazla. Futbolda şans faktörü ne kadar? Şans çok önemli ama bu işte çalışmak da mücadele etmek de çok önemli. Sağlam’ı şanslı görüyor musunuz? Evet. Beşiktaş’tan üstüste üç antrenör gitti. Beşiktaş bizim futbol oynadığımız dönemden sonra 12 yılda bir şampiyonluk gördü. Bu yüzden Ertuğrul hocaya her türlü desteği vermek zorundalar. Buna biz de dahil. Çünkü taraftarın sabrı kalmadı. Galasararay ve Fenerbahçe şampiyon olmuş. Şimdi Beşiktaş’ın şampiyon olması gerekiyor. Sağlam doğru tercih mi? Ben yerli hocaların hepsini destekliyorum. Beşiktaş’ın içinden gelmesi doğru. Ama bana vermedikleri desteği ona vermek zorundalar. Rüştü ve Mehmet Yozgatlı transferlerini nasıl buluyorsunuz? Bence çok iyi transferler... Rüştü’yü ben oynarken biz alıyorduk. Sonra trafik kazası geçirdi, gelen rapor yüzünden alamadık. Orada Beşiktaş’ın suçu yok. Rüştü her şeyden önce bir lider... Şu anda Beşiktaş’ı seçmişse Beşiktaş’ın şansıdır. Mehmet bana göre Türkiye’nin şu an en iyi sağ kanat oyuncusu. Ben hiç düşünmeden alırım. Kaleci Hakan da öyle. Benim öğrencimdi. Hakan’ı Kocaeli’nde iken ben almıştım. Beşiktaş’tayken alın dedim çok para istediler, olmadı. Fenerbahçe Roberto Carlos’u, Galatasaray da Lincoln’ü aldı. Beşiktaş’ta henüz yıldız bir oyuncu göremedik. Roberto Carlos’un F.Bahçe’ye gelmesine çok sevindim. Çünkü Türkiye için müthiş bir reklam oluyor. Ronaldo’nun ismi geçiyor, keşke onu da alsalar. Böyle oyuncuların Türkiye’ye gelmesi çok güzel. Fatih hocanın İtalya’dan dönmesine çok üzülmüştüm. Keşke başka Avrupa ülkelerine gitseydi de bizim önümüzü açsaydı. Tuncay İngiltere’ye gitmekle iyi mi yaptı? Bence en doğrusunu yaptı. Tuncay adına da çok sevindim. Başarılı olur da daha büyük bir Avrupa kulübüne gider. Fenerbahçe sizce çok önemli oyuncularını kaybetti mi? Evet kaybetti. Ama sol tarafına çok iyi oyuncular aldı. Robertlo Carlos ve Vederson, bir de Uğur... Bana göre Türkiye’nin en iyi sol tarafına Fenerbahçe sahip, en iyi kalesine de Beşiktaş... “Başarılı olmam istenmedi” demiştiniz bir demecinizde... Doğru mu? Ben öyle bir şey demedim. Hiçbir yönetim bunu istemez. Çünkü hoca gider ama fatura yönetime kesilir. Sadece yeterli destek gelmedi. Başkan Yıldırım Demirören hakkında açıklamalarınız vardı. Kırgın mısınız? Ben Malmö maçından sonra devam ettiysem başkan için kaldım. Yıldırım Demirören, “Arkandayım... Benimle geldin benimle gideceksin” dedi ve ben başkana güvenerek kaldım. Ancak 23 maç sonra hiçbir şey yokken böyle bir ortam oluşmasına üzüldüm. Kırıldınız mı? Evet, kırıldım tabii ki. Ona güvenerek kalmıştım ama yine de başkandır. Ben Beşiktaş’a geldiysem onun için geldim. Yine görüşürüz, konuşuruz ama çıkan röportaj yanlıştı. Yanlış yazıldı. Beşiktaş’ta ayrılan her hoca Sinan Engin’i suçluyor... Sinan benim genç takımdan beri arkadaşım. Aynı odayı paylaştık. Ara sıra görüştüğüm arkadaşım. Yıldırım Demirön’le Sinan’ın ayrı bir arkadaşlığı var, bazı şeyleri paylaşıyorlar. Gerçekten de yöneticiler hocalara karışır mu, takım kurgularına falan? Böyle bir şey olamaz. Yıldırım Demirören’le çalışırken hiçbir şeyime karışmadı. Otururduk, konuşurduk, fikir alışverişi yapardık ama “Hep hoca bilir” dedi. Benim kişiliğim odur. Benim ağzımdan devamlı başkanı kötülüyorlar, ben orada hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. Ailton’la ilgili bana başkan hiçbir zaman bir baskı yapmadı. Yazılanlara çok üzüldüm. Ben Ailton’un yanlış bir transfer olduğunu söyledim. Ama sonra benim haklı olduğum ortaya çıktı. Eğer Carew’i gönderiyorsak Carew’den daha iyi adam almalıyız. Ailton mu Carew mi? SPOR POLİTİKASI Doping H İ K M E T Ç E T İ N K AYA Türkiye’de ve dünyada sporcular doping alıyorlar mı? Güçlendirici ilaç!.. Türkiye Futbol Federasyonu Dopingle Mücadele Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Atasü’nün bir açıklamasını okudum. Atasü, finasterid adlı maddenin Uluslararası Dopingle Mücadele Ajansı WADA tarafından 2005 yılında listeye alındığını belirterek şunları söylüyor: “Listeye doping yapıcı bir madde olarak girmemiş. Silici, yani gizleyici etkisi olan maddeler arasında yer alıyor. Erkeklerde saç dökülmesini engellemek için kullanılıyor. Bu ilacı bilerek kullanıyorsanız, ya spor yapmayacaksınız ya da kel kalmayı göze alacaksınız. Burada kulüp doktorlarına da önemli bir görev düşüyor. Sağlık ekiplerinin bu ilacın varlığından haberdar olmaması olası değil. Çünkü biz her kulübe WADA listelerini geçiyoruz. Oyuncuları bilgilendirmeleri ve uyarmaları lazım. Bu ilacı kullandığını söyleyen bir oyuncunun da kesinlikle maça çıkartılmaması lazım. Tarsus İdman Yurdu’ndan Serdal Sarıkaya ve Tarım Kredi’den Hüseyin Ayık’ta bu maddelerin çıkması düşündürücü. Ne yazık ki bu konularda çok cahiliz.” Atasü, insanlarımızın bu konuda çok cahil olduğunu söylüyor... Kulüp doktorlarından futbolculara dek herkesin eğitilmesi gerektiğini vurgulayıp ekliyor: “Finasterid öyle sanıldığı gibi zor ulaşılan bir madde değil. Bu çocuklar masumane bir şekilde bu ilaçlardan alıyorlar. Sağlıkla uğraşan uzman bir ekipleri olmak zorunda. Böyle ekiplerin birinci lig ekiplerinin hepsinde olduğundan bile şüpheliyim. Örneğin, 2005 yılında Sırbistan’da yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Ermal’in finasterid kullandığı tespit edildi. Ancak, daha öncesinde Ankara’ya ‘Biz finasterid kullanıyoruz. Acaba yanlış mı’ diye soruyorlar. Ankara’nın da finasterid’den haberi yok ki ‘Sakıncası yok’ diye cevap veriyor. Bu olay ben gelmeden yaşanıyor. Şampiyonada yapılan kontrolde finasterid kullandığı anlaşılyor. 2 yıl ceza alıyor, daha sonra 6 aya indiriliyor.” Peki Türkiye’de futbolda ileri boyutlarda doping kullanılması? İşte yanıtı: “Finasterid ile hangi doping maddesinin gizlenmeye çalışıldığının belirlenmesi daha da önemli. Bu da IRMS denilen özel bir yöntemle bulunabiliyor. Ancak, henüz ülkemizde mevcut değil. Kanımca, günahı olmayan bu 2 çocuk 2’şer yıl ceza alacaklar. Bizim yaptığımız doping kontrolleri polislik değil, caydırıcılık. Aralıkta doktorları toplayıp eğitim vereceğiz. Bu işler ancak eğitimle çözülür. WADA, bu eğitimi ilköğretim kurumlarında başlatma kararı aldı. Türkiye’nin futbolda doping ortalaması yüzde 0.51, taş çatlasa 1.5. Bu bence çok yüksek bir rakam değil. Bunların içinde 7 oyuncuda esrar tespit edilmesi beni çok rahatsız etti. Sonuç olarak Türkiye’de doping kullanımı yüksek değil. En çok kullanım tespit edilen ülke ise İtalya.” EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr 5