05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

N E Y M İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN ADNAN DİNÇER’LE FUTBOL ÖĞRENİYORUM Eposta:adnandincer?hotmail.com Ülker Minikleriyle Buluştu F utbol ve basketbolda, profesyonel anlamda gerek takımlara gerekse bireylere büyük destek veren Ülker’in Miniminikler Futbol Şenliği’ni görünce anılarım yıllar öncesine gitti. 1974’tü, ulusal takım Hannover yakınında bir spor okulunda kamp yapıyordu. Norveç’i Oslo’da Metin’in golüyle 10 yenmiştik.15 gün kadar da burada kamp yaptıktan sonra Moskova’ya gidecektik. Bir pazar günü rahmetli Namık Sevik’le birlikte 2. Lig’in yükselme maçına gittik. Karşılaşma öncesi sahaya çıkan görevliler renkli şeritlerle normal sahanın boyutlarını küçülttü. O boyutlara göre iki de kale getirdiler. Az sonra sahaya iki minik takım çıktı ve öylesine bir maç izledik ki, Namık Ağabey daha sonra oynanan büyükler karşılaşmasını bile yarıda bıraktı. Gerçekten de o minik futbolcuların her türlü kötü düşünceden uzak birbirleriyle kapışması bize o gün harika bir pazar yaşatmıştı. Türkiye’ye döndükten sonra neden bizde de böyle keyifli organizasyonlar yapılmasın diyerek kolları sıvamış ve Cumhuriyet’in spor servisindeki arkadaşlarımın da büyük çabalarıyla Bahçelievler’de Coca Cola’nın arkasındaki alanda minikler turnuvası başlatmıştık. Minik futbolculara bir de mini futbolcu lisansı vermiştik de lisans almak için miniklerin oluşturduğu kuyruk Cumnhuriyet’in önünden valiliğe dek uzadı. Kuyruğu gören rahmetli Nadir Nadi şaşırmış, ertesi gün rahmetli Berin Hanım’a ulaşan miniklerin istemi üzerine telefon ederek ‘’Neden bizim Yeniköy’den takım yok?’’ demişti. İşte o günlerin arsa futbolunu Ülker bugün sokak futbolunda yaşatıyor, ne güzel... Daha sonra minikler futbol turnuvalarını Bolu’da, Bursa’da, Sakarya’da yapmıştık ve hızımızı alamayarak İstanbul karmasını anneleri ve babalarıyla deplasmana bile götürmüştük. Ne günlermiş. 39 ilin 132 takımıyla Ankara’da toplanan 2 bin 200 çocuğun futbol şenliğinde yaşadığı bir hafta, miniklerin belleklerinde nasıl bir yer edinmiştir? Anlatılabilir mi, kim anlatabilir? Ama onlar futbolun heyecanını yaşadıktan sonra Anıtkabir’e giderek Atatürk’ü de ziyaret etti. Kaynaştıkları arkadaşlarını yıllarca anlatacaklar, asker ocağı anıları gibi dilden dile... Ülker’in hamurunda minikler vardır, Ülker’in ilk müşterileridir minikler... Kentlerden kasabaya, kasabalardan köylere, marketlerden köy bakkalına dek... Ülker bugün şirketlerden oluşan büyük bir holdingdir de yıllar sonra özüne dönmüştür, minikleriyle buluşmuştur. Anılarla dolu sosyalleşmenin güzelliği de budur işte. Futbolu kim öğrenecek ve öğretecek? B ugünlerde müthiş bir kavga var yabancı futbol sayısının arttırılmasıyla ilgili. Herkes formül üretiyor. Ama aşamadıkları şey göbek bağları... Dudak altından konuşanların karşısında iştahla yabancıların serbest bırakılması için yırtınanlar ‘TÜRK’ futbolundan bahsediyor!.. Hangi futbol? Tüm takımların yabancı oyuncularla doldurduğu veya ‘HÜLLE’yle TC vatandaşı yapılan futbolcuların giydiği formalar mı futbolumuzu kurtaracak?.. Güneşi balçıkla sıvamanın trajedisini bizlere yaşatacaklar. 6+1’den tutun sonsuza dek serbestlik isteyenlere karşı en çok dik durması gereken kimler olmalı? Eğitici ve futbolcularımız değil mi? Hani tık yok? Tıpkı ülkenin stratejik şirketlerinin satışında olduğu gibi!.. Dilimizi yutmuşuz!.. Bayağı benzerlik var yaşanılan süreçte. Tüm dünya rantiyecileri ülkemizin üstüne akbaba gibi üşüştü. Futbol yönetim çatlağımız da çanak açıyor bu haliyle. 200708 sezonuna girerken Feldkamp, “Taç atışı bilmiyorsunuz” diyerek profesyonellerimize Florya’da taç atışı öğretirken hiç mi sızlamıyor bir yerleriniz? Yazık, gerçek eğitimcilere ve kendi gençlerimize!.. Oysa her yer futbol okulu dolu (!), adı sanı değişik. Bu ülkede Florya tesislerinde G.Saray yokken 2 kale direğiyle rüzgâra terk edildiği göstermelik süreçlerde taç eğitimi verdiğim gençler bir araya gelse de herkes nereden nerelere geldiğimizi anlayabilse. Yabancı öksürse olay oluyor. Şeref Stadı’nda yaşanan futbol eğitim savaşını hiç kaleme alan ciddi bir futbol adamı çıkmadı. Hatta oradan yetişen öğrencilerimiz dahi taç atışı öğrenimi Feldkamp’a kalan futbolumuzun haline izleyiciler!.. Yabancı futbolculardan oluşacak 3 büyüklerin UEFA’da şampiyon olacağını sanmak kadar hatalı bir futbol duruşu olamaz. Çünkü o zaman bu takımlarımızın kadrolarında olmayacak Türk gencinin yoksunluğuna Türk futbolu olarak mı bakacağız? Belki de yabancı kadrolar içinde en iyisini tercih eden çağdaş futbol izleyicileri tuttukları kulüplerini terk edecek. Onlar belki Barcelona, Real Madrid, Milan, Liverpool, M.United yanlısı olmayı tercih edecek. Ulusal takımda oynama gerçeğini yabancılardan tercih eden zihniyetin veya bu yabancılar cennetinden gitmek istemeyenlerin son senaryolarının ağına düşmüş yöneticilerin oyuncağı olan futbolumuza kim sahip çıkacak o zaman? 75 milyonluk ülkemizde bu kadar çok futbol sevgisi üstüne yoksulluk yaşatmak ve Türk gencini, eğitimcisini dışlamak kime yarıyor, düşünmeliyiz. Kendi ülkemizde bize futbolu yabancılaştıran zihniyete kim hizmet ediyorsa tarih önünde suçludur. Bu ülkede futbol ağaları var!.. Eğitimi kendi kulvarlarına sokup görüntü olarak sunanlar gençlerin forma umutlarına saygısızlık ediyor. Hani devrimci Beşiktaş’ın zihniyeti ne oldu? 2 yıl önce G.Saray’ın profesyonel takım formasına hak kazanan gençleri nerede? Arda dışındakiler ortalarda görünmüyor. Bütün bunlara karar verenler hâlâ dernekler statüsünde amatörce yönetici olanlar değil mi? Kavga edilecekse bunun için edilmelidir. Neden endüstriyel futbolun yönetim gerçeği ve UEFA kuralları gerçekleştirilmiyor .? Futbolda bundan sonra “Türk genci pahalı” diyerek fiyat kırmaya çalışanlar yabancı futbolcu üstünden ehliyetsiz menajerlerle transfer yapmaya devam edecek; sayısı azalan kendi yeteneklerimize daha çok ödemek zorunda kalacaklar. Bu yanlışın dışarıya ihraç edilecek futbolcu eğitimiyle kırılması söz konusudur. Ama bu sabrı kim gösterecek? Evet, soruyorum bu ülkede kulübede oturacak +1 toplam 18 yabancının hesabını kim verecek? Ve onların yerine önü kesilen gençlerin yüzüne nasıl bakacaksınız? Ya siz ünlü futbol eğitimcileri... Söyleyecek bir sözünüz yok mu? Feldkamp 73 yaşında profesyonellere ‘taç atışı’ eğitimi veriyor. Siz ise tepkisiz lüksünüz içinde izliyorsunuz. Sonra da Türk futbolu neden gelişmiyor tamtamları çalıyorsunuz. Ve siz eğitimciler, profesyonel futbolcularımız iyi misiniz? O halde iyi uykular hepinize!.. SÖRF HEYECANI P egasus Havayolları’nın ana sponsorluğunda Yelken Federasyonu ve Sportworks tarafından düzenlenecek Profesyonel Rüzgârsörfçüleri Birliği (PWA) Dünya Kupası 6. ayak yarışlarına 1318 Ağustos tarihleri arasında Çeşme Alaçatı ev sahipliği yapacak. PWA’nın 2007 takviminde yer alan organizasyona 25 ülkeden dünyanın en iyi 64 sörfçüsü katılacak. Şampiyonanın toplam para ödülünün ise 45 bin Avro olduğu ifade edildi. Organizasyonda erkeklerde dünyanın en iyi slalom sörfçülerinden 12 kez dünya şampiyonu olan Björn Dunkerbeck, dünya sıralamasının ilk sıralarında yer alan Kevin Pritchard, Micah Buzianis, Jimmy Diaz, 2006 PWA slalom dünya şampiyonu Antoine Albeau, bayanlarda da Karin Jaggi, Allison Shreeve, Verane Fauster ve Sarah Herbert yer alacak. Organizasyonda Türkiye’yi ulusal sporcular Bora Kozanoğlu, Hüseyin Sert, Ali Palamutçu, Avrupa şampiyonu Çağla Kubat, Lena Aylin Erdil ve Gül Tercan’la birlikte çok sayıda sporcunun temsil edeceği kaydedildi. SPORUN VE SPORCUNUN YANINDA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle