Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C RIZA ÇALIMBAY SPOR FUTBOL TEMMUZ SALI Ertuğrul’a destek şart H A C I B AY R A M O Ğ L U bu işi yapıyorsam en üste gelmem gerekiyordu. Futbola başladıktan sonra iyi şeyler kazandık. Hırs sonra gidebilirdi ama aksine daha da hırslandım. Yapımda var, bir iş yapıyorsam en iyisini yapmalıyım. Beşiktaş’a erken geldiğinizi düşünüyor musunuz? Hayır. Sadece şanssız olduğumu düşünüyorum. Ben Beşiktaş’a geldiğimde Rizespor’un başındaydım ve 4. sıradaydık, hedef UEFA Kupası’ydı. Denizlispor’la da UEFA’da 4. tura çıkmıştık. Bizim Fenerbahçe ile maçımız vardı. İstanbul’a geldiğimizde Ümraniye’de antrenman yapıyordum. Başkan Yıldırım Demirören beni çağırdı ve “Del Bosque ayrılıyor. Antrenöre ihtiyacımız var” dedi. Sonuçta da anlaştık. Geldiğimde 17 maç yaptık, bir kez yenildik. İkinci yarıyı lider bitirdik ve UEFA Kupası’na katıldık. Tarihi maçlar var... Fenerbahçe ve Denizlispor’u 9’ar kişiyle yendik. Ertesi yıl Carew’i sattı yönetim. Onun yerini dolduramadık. Avrupa’da iki takım eledik (Vaduz, Malmö). Ligde iniş çıkış vardı, toparlanacaktık ama gerekli destek yoktu. Malmö maçından sonra istifa ettik. Sonra yine başkan “Biz sonuna dek beraberiz” dedi, yine devam ettik. İki hafta geçti, baktık ki aynı şeyler devam ediyor, ayrıldık. Oyunculardan destek görmediğiniz doğru mu? Kesinlikle hayır. Oyuncularla bir sorun yaşamadım. Sadece yönetim biraz daha arkamızda durabilirdi. Çünkü biz başarısız değildik. 30 maç yaptık, 17 galibiyetimiz var, sahamızda Anadolu takımına yenilmedik. T U Ğ B A “A rkanızdayız” desteğine karşın Siyah Beyazlı renklere veda etmek zorunda kalmıştı. Şimdi Beşiktaş bir başka evladına daha kucak açtı. “Rıza hoca belki biraz kıskanır” diye düşünmüştüm. Aksine, “Ertuğrul’a hepimiz destek olmalıyız” diyerek samimi yanıtlar verdi. Ona göre hoca yerli olsun yeter! Ertuğrul Sağlam’ı kendisine göre daha şanslı bulan Çalımbay ile futbol geçmişini, çocukluğunu ve Beşiktaş’ın yeni transferlerini konuştuk... Annelerle babaların tüm baskısına karşın çocuklar spordan kaçarken siz zorlu hayat şartlarına karşın başarılı oldunuz... Çocukluğum çalışarak geçti. İlkokulu bitirince çalışmak zorunda kaldım. Okuma imkânımız olmadı ama ben bu durumu yadırgamadım. Bu durumda olan bir sürü insan var İstanbul’da. Babam futbolcu olmamı istemiyordu. Çünkü futbol ilk başlarda para ister, kazanamazsın hemen... Ben ailenin en büyüğüydüm ve çalışmak zorundaydım. Ama hırslıydım, Beşiktaş’ın seçmelerine girdim ve çok çalıştım. Hele genç takımdayken ekstra idmanlar yaptım. Tek hedefim futboldu. Çalışmaksa çalışmak, disiplinse disiplin... Ne gerekiyorsa yaptım. Babanızı nasıl ikna ettiniz? Kaçarak oynadım, bazen eve bile gitmedim. Sonra babam inanmaya başladı. Genç takıma girince gidip bana Beşiktaş çarşısından ayakkabı aldı ve o ayakkabıyla Kocaeli’ndeki maçta oynadım. 17 yaşında (A) takıma geçtim. Beşiktaş’ın en çok forma giyen oyuncusu oldum. Birçok rekorum var. En çok şampiyonluk gören benim, milli takım ve Beşiktaş’ın kaptanlığını yaptım. Hatta Dünya Karması’na ilk giden Beşiktaşlı oldum. Futbolda tadılması gereken her şeyi tattım. Gelene dek bir sürü zorluktan geçiyorsun, futbol nankör derler. Ben buna inanmam. Bana göre futbol değil, insanlar nankör. Futbol senden bir şeyler istiyor, sen bunu yaparsan başarılı olursun. Ben ve ailem bir şeyler kazandıysak hep futbol sayesindedir. O yüzden ben minnet duyuyorum. İlk (A) takımda oynadığınız maçı hatırlıyor musunuz? Genç takımda oynarken Avusturya’ya gitmiştik. Döndük, Miliç (A) takımın hocasıydı. Beni görmek istemiş, beni seyretti ve Büyük Mehmet’in jubile maçına çağırdı. Ardından devre arası kampa çağırdılar. Bu fırsatı da iyi değerlendirdim. Takım sondan ikinciydi, ikinci yarıyı 5. sırada bitirdik. Ertesi yıl da şampiyon olduk. Türkiye’de başkanlar ne zaman “Arkasındayız” dese hoca gönderiliyor... Neden hep hocalar ‘günah keçisi’ ilan Bu yönetim tarzı... Yönetimin arkasında ediliyor? durması gerekiyor. En yakın örnek Çaykur Beşiktaş’tan üç hoca da Rizespor’dur. Ben “6 ay için gelmem” iyi şekilde ayrılmadı. Hocadedim. “Tamam” dediler ama bırakmak lar taviz vermemeli, mücazorunda kalıyorsun. Sen bir şeyler dele edeceksin. Rizespor’da yapmak istiyorsun, olmayınca da bazı şeylere “Olur, tamam” debırakıyorsun. Aynı o hissi Beşiktaş’a hoca olarak gelseydim kalırdım ama takımın diğiniz de de yaşadınız mı? hedefi olmalıydı, kalmadım. Ben o hırsı hiçbir zaman kaybetmedim. Eğer kaybedersem zaten futbolu bırakırım. Kendi aramızda bile maç Futbolcu olmak mı zor teknik direktör mü? yaparken hırslıyımdır. Ben bu işi çok seviyorum. Kesinlikle teknik direktör. Teknik direktör olunca futbolcuyla, yönetimle, basınla, taraftarla, hepsiyle uğraşıRahat bir çocukluk geçirseydiniz, acaba o kadar hırsyorsunuz. Ama taviz vermemek gerekiyor. Yöneticilerin lı olur muydunuz? biraz daha profesyonel olması lazım. Adam market işleOlabilir. Ben futbolu çok seviyordum. Etiler tarafında bir tiyor, ayakkabıcı geliyor, seni eleştiriyor. Ben 3040 yılyerde bakkalda çalışıyordum. Halimpaşa diye bir yer vardı. dan beri futbolun içindeyim. Medya da eleştirsin ama Çocuklar orada oynardı. Onlar oynadığı zaman sepeti bir yadiğerlerinin eleştirisi yanlış. Yönetici belli bir para verina bırakır, sakladığım topu alır, onların yanına giderdim. Göyor, yönetime giriyor ama futbolu bilmiyor. züm başka hiçbir şeyi görmezdi. Maddiyatı diğer yana ittim, Çalımbay Türk çalıştırıcılara gereken desteğin verilmediğini söyledi (Fotoğraf:FATİH ERDOĞDU) 4