26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C B SPOR FUTBOL MART SALI K U P A Y I İSTİYORUZ ülent Korkmaz, ilk teknik direktörlük deneyiminine hızlı bir giriş yaptı. Geçen sezon Gençlerbirliği’nde yardımcı antrenör olarak görev aldıktan sonra bu sezon başında çeşitli takımlarla görüşen ancak anlaşamayan Korkmaz, kolay kolay kimsenin kabul edemeyeceği bir işi üstlendi. Lorant’tan boşalan koltuğa geçtiğinde Kayseri Erciyes’in durumu bir hayli kötüydü. Çiçeği burnunda teknik adam ilk olarak, kadro dışı bırakılan iki önemli futbolcuyu affettirerek işe başladı. Cenk ve Timuçin gibi tecrübeli oyunculara çok fazla işi düşeceğini belirten Bülent Korkmaz, yöneticilere “Bu iki oyuncunun tecrübesinden yararlanmak istiyorum” dedi. Korkmaz’ın, takımın başında çıktığı ilk karşılaşma ise Fortis Türkiye Kupası’ndaki Bursaspor müsabakasıydı. Kayseri ekibi bu maçta mükemmel bir performans ortaya koyarken aldığı 42’lik sonuçla çeyrek finalin kapısını araladı. Ardından ligde gelen başarılı sonuçlarla son sıradan kurtuldu. Kupada daha sonra rakip 25 yıla yakın hizmet ettiği Galatasaray’dı. Bu eşleşme sonrası kimse Erciyes’a şans tanımıyordu. Ancak mucize gerçekleşti ve Ali Sami Yen’de turu Erciyes kaptı...Korkmaz, kupayla ilgili iddialı olduklarını söylüyor...”İki hedefimiz var. Bunlardan biri ligde kalmak. Denizlispor’u yenerek yükselişimizi sürdürdük. Oyuncularımız bu performanslarını sürdürürlerse kümede kalacağız. Diğeri de herkesin mucize olarak gördüğü şeyi yapıp kupayı kaldırmak. Bunun için öncelikle Trabzonspor’u elememiz gerekiyor. Galatasaray maçından sonra takımın kendisine olan inancı daha da arttı. Kayseri’yi temsil ediyoruz. Kupayı kazanarak UEFA Kupası’na katılırsak büyük iş başarırız.” SPOR POLİTİKASI Ruh H İ K M E T Ç E T İ N K AYA Gerets, neden en çok eleştirilen bir teknik adam? Galatasaray’da genç ve yetenekli çok sayıda futbolcu var... Belçikalı teknik adam genç ve yetenekli futbolcularından neden yararlanamıyor? Gerets inatçı mı, geçimsiz mi, dışa kapalı mı? Değil bana göre!.. Geçen yıl Galatasaray’ı şampiyon yapan bu yıl da Beşiktaş’la birlikte Fenerbahçe’nin en yakın takipçisi olan Galatasaray’da futbolcular arasında “arkadaşlık bağı” yok... Aslında salt Galatasaray’ın değil, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın ve Trabzonspor’un da aynı sorunları var... Türkiye’de yabancı futbolcuların ve teknik çalıştırıcıların “özel durumu” olduğu, yerliyabancı ayırımı yapıldığı bir gerçek... Bu durum Türkiye’de doğup büyüyen, futbola başlayan gençlerimizin psikolojisini bozuyor... Türkiye’de yetişen futbolcuların eğitim düzeyi düşük. Sosyal ilişkileri zayıf... Çok merak ediyorum Türk futbolcuların kaçı tiyatroya, sinemaya, müzik dinlemeye gider, resim sergisi gezer!.. Örneğin taraftar nasıl bir insandır?.. Futbolcudan ne bekler? Peki ya futbolda şiddet? Türkiye’de futbol 500 milyar dolarlık bir pazar bugün için... Oysa futbol seyircisinin yüzde 90’ını yoksullar, işsizler ve lümpenler oluşturuyor... Olaya baktığımızda bir Türkiye fotoğrafı ortaya çıkıyor... Hortumculuk, kara para, vergi kaçakçılığı, tarikatçılık... Yozlaşmış bir yapı!.. Yağmanın ve talanın egemen olduğu, ihaleye fesat karıştırıldığı çürümüşlük... Şiddetin giderek ivme kazandığı statlar... Eli bıçaklı, paralı varoş gençleri... Bir hafta önce Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun önünden geçiyordum Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız’la birlikte... Stadın bahçeye bakan yüzü bir ışık haritasıyla, çini güzelliğini anımsatan süs örtüsüyle kaplıydı... Aynı Fenerbahçe Sıvasspor’la 22 berabere kalmıştı... Eğer Sıvasspor’un şansı olsaydı maç 42 de bitebilirdi... Aklıma şu soru geldi: “Fenerbahçe’de her şey var ama birşey eksik!” Nedir o? Ruh!.. Fenerbahçe’de de yerli yabancı ayırımı var... SarıLacivertli klüpde de Zico istenmeyen adam... Zico, kötü bir teknik çalıştırıcı mı? Hayır!.. Fenerbahçe’de “Brezilya egemenliği”nin varlığı açık... Bir de Alex sorunu Fenerbahçe’yi başka noktalara sürüklüyor... Uyumsuzluk, futbolcunun da ruh halini etkiliyor, teknik çalıştırıcının da... Üç büyükler teknik çalıştırıcılık için neden “yabancılar”ı seçerler? Rivayet muhtelif!.. Futbolcular “yerli” çalıştırıcıları dinlemezmiş... “Üç büyükler”i “yerli” çalıştırıcılar kaldıramazmış!.. Daha bir dizi gerekçe!.. Bugün Türkiye’de 500 milyarlık futbol pazarı var, başta belirttiğim gibi... Beşiktaş’ı bir ileride yazacağım... Ahmet Kurt, deneyimli bir basketbol yazarı... Cumhuriyet Spor’daki bir yazısında şöyle diyordu: “Playoff’lar dışında kalan NBA maçlarında sıkılıyorum...” Ben de öyle!.. Amerikan basketbolu son yıllarda hiç gelişmedi, aynı yerde kaldı... Vahşi kapitalizm ABD’de basketbolu kıskaca aldı... Ahmet Kurt’tan bir alıntı yaparak yazımı noktalıyorum: “Dünya basketbolu tırmanıştayken Amerika basketbolu yerinde sayıyor. Birileri onları yakalayıp geçerse hiç şaşırmayın! Eskiden Avrupa’dan ulusal takımlar, gidip Amerika’da sıradan bir kolej takımına yenilirlerdi. Şimdi söyleyin bakalım Amerikan’cılar: Amerika Kolejler Karması, bugün Avrupa’nın 22 yaş karmasını havada karada yener... Ama yine de bir bakmak gerek. Konuyu yakından izleyenler Avrupa’daki 22 yaş karmasını ve NCAAkarmasını ayrı ayrı belirlesinler; biz sanal maçı oynatıp hep birlikte karar veririz ama... Bu sonuç bizim NBA hakkındaki düşüncemizi değiştirmez: Yalan Rüzgârı!” EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle