Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C Ö SPOR FUTBOL ŞUBAT SALI SPOR POLİTİKASI Tribün Terörü... HİKMET ÇETİNKAYA G Devler istedi zgürcan’ın dikkat çeken noktalarından biri de genç yaşta olmasına karşın Avrupa’nın önde gelen kulüplerinden teklifler alması... “Çok teklif aldım. Genç Ulusal Takım’la şampiyon olduktan sonra birçok takım beni almak istiyordu. Bayern Münih, Milan ve Fiorentina’yla görüşmelerim oldu. Ancak erken olacağı düşüncesindeydim. Diğer taraftan kulübüme resmi teklifle gelmeleri gerekiyordu. O zaman o şartlar oluşmadı. Ancak kaldığımız otele dek gelip beni istediklerini ifade ettiler.” Özgürcan, önündeki en önemli örneğin ise Arda olduğunu belirtiyor… “Arda bizler için güzel bir örnek. G.Saray’da oynama şansı bulmuyordu. Ancak Vestel Manisa’da kendini buldu. Sonra da takımın vazgeçilmezi oldu. Bende de bu noktada Arda’yı örnek alıyorum. Önce Kayseri’de başarılı olup sonra da G.Saray’ın vazgeçilmezi olmak istiyorum.” DROGBA’YI BEĞENİYORUM Vieri’ye benzetilmesine karşın Özgürcan’ın düşünceleri ise farklı.. “Vieri’ye benzetildiğimi biliyorum. Aslında ben Vieri’yi beğenmem. Drogba’yı daha çok beğeniyorum.” “Peki kim şampiyon olacak” diye sorduğumuzda ise genç yetenek Sarı Kırmızılı renklere olan aşkını haykırıyor... “Galatasaray mutlaka şampiyon olacak. Gönlümden elbette bu takım geçiyor. Fenerbahçe daha çok puan kaybedecek. Galatasaray’ın Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ı istediğini biliyorum. Bu oyuncular G.Saray’a büyük güç kazandırır.” Bir de PAF maçında elle attığı golü iptal ettirek 2005 Dünya Fair Play Ödülü’nü kazandı Özgürcan... Bu yönüyle de alkışlanması gereken bir yetenek. Bu konuyla ilgili olarak da Özgürcan şunları söylüyor... “Sorumluluklarım daha da arttı. Bu davranış tarzını yine devam ettirmeliyim.” ÖZGÜRCAN G.SARAY’A GERİ DÖNECEĞİ GÜNÜ BEKLİYOR eçen sayıda Mahmut Sert şu soruyu sormuştu Spor Dergi’de: “Futbol yaşam mıdır ya da futbol yaşam kadar değerli midir?” Gelişmiş ya da gelişmemiş toplumlarda futbol neredeyse yaşam kadar değerli!.. Almanya’dan İngiltere’ye, İtalya’dan Fransa’ya, Hollanda’dan İspanya’ya dek futbol endüstri değil mi? Tribün terörü Brezilya’dan Meksika’ya, İran’dan Türkiye’ye dek dünyanın her ülkesinde yaşanıyor... Elbet Türkiye’ye bakıldığında, futbolun henüz bir endüstri olmadığı ama bu yolda ilerlediği bir gerçek... Seyirciler salt statlara değil, basketbol maçlarının oynandığı salonlara bıçak, muşta, balta, silahla giriyorlar; takımları bir gol yediğinde, sporcular sahada yumruklaştığında onlar da tribünlerde terör estiriyorlar... Sözü İtalya’ya getireceğim... Mahmut Sert ne diyordu: “İtalyanların tribün terörü karşısındaki kararlı tutumu bizim alışkın olmadığımız bir yaklaşım! Bizde, genellikle bu tür olaylar karşısında herkes olayı bir tarafa çekip kendisini aklamaya çalışır. Olaylara karışanlar kendini bilmez üçbeş kişidir. Ve siyasi iktidar ve muhalefet dahil toplumdaki tüm kurum ve kuruluşlar ‘sahalarımızda böyle olayları görmek istemediğini’ vurgulayıp yapanları lanetler. Bırakın futbolu, Hrant Dink cinayeti gibi ülkenin siyasal, toplumsal yapısını yaralayan bir cinayette bile ilgililerin çekimser tavırları, olayın karmaşık bir duruma sokulmaya çalışılması, toplumumuzda insana verilen değerin önemli göstergelerinden. Bu bağlamda toplumsal değerler içinde insanın vatandaşın, milletin ve devletin yerinin, başlı başına toplumbilimsel bir araştırma konusu yapılması kaçınılmaz gözüküyor.” ??? İtalya’daki sol hükümet, tribün terörüne karşı sert önlemler aldı. Başbakan Romano Prodi, yeni önlemler paketinin yaşama geçirileceğini açıkladı. Türkiye’de futbol hem siyasallaşıyor hem de mafyalaşıyor... Çıkar kavgası, çeteleşme, şike savları... Tüm bunlar zaman zaman gündeme geliyor ancak AKP hükümeti bir önlem almıyor... İtalyan Futbol Federasyonu ölümle sonuçlanan olayın ardından ligleri durdurdu... Şimdi bir örnek vereyim: İnönü Stadyumu’nda 20 Kasım 2004 tarihinde BeşiktaşÇaykur Rize maçı oynanırken 16 yaşında bir genç öldürüldüğünde Türkiye Futbol Federasyonu ne yaptı? Hiçbir şey!.. İtalya şike savlarını nasıl incelemişti, anımsamak gerekiyor... İtalya dünya şampiyonu oldu ama Futbol Federasyonu şike savlarının üzerine gitti, kulüplere ağır cezalar verdi... Aslında olaya Türkiye ve İtalya örneğinde bakıldığında akla şu soru geliyor: “İtalya bir hukuk devleti, Türkiye ise sözde bir hukuk devleti...” Şiddetin olduğu yerde ırkçılık vardır. MalatyaElazığ, KarşıyakaDiyarbakır futbol maçlarında ırkçılığın ateşi yakılmıştır... Zaten Türkiye’de siyasette ırkçı bir temele dayalı yapılmıyor mu? Hani İtalya’da bir savcı vardı anımsadınız mı? Di Pietro!.. Neler yapmıştı, neler!.. Futbol ve ırkçılık!.. Futbol ve çıkar!.. Futbol ve mafya!.. Futbol ve siyaset!.. Futbol ve tarikat!.. Futbol ve şike!.. Türkiye’nin fotoğrafına bir bakın işin içinde kimler var göreceksiniz!.. EPosta:hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr 5