Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C B SPOR FUTBOL KASIM SALI AMBARGODAN EV SAHİPLİĞİNE DENİZ ÜLKÜTEKİN irçok spekülasyonun ardından Sepp Blatter’in Güney Afrika’da düzenleneceğini açıkladığı 2010 Dünya Kupası’nın ateşi haftasonunda Durban’da yakıldı. Bir ay önce başlayan Güney Amerika elemeleri dışında Asya, Kuzey Amerika, Okyanusya, Afrika ve Avrupa’da eleme grupları Güney Afrika’da yapılan kura çekimi sonrası belli oldu. Franz Beckenbauer, organizasyonun Güney Afrika’dan başka bir ülkeye alınabileceğini belirtmiş, bazı FİFA üyeleri de çalışmaların programa uygun hızda ilerlemediğinden yakınmışlardı. Ancak Blatter, ülkeye sonuna kadar güvendiğini ve herhangi bir doğal afet olmadığı sürece Dünya Kupası’nın yerinin değiştirilmeyeceğini dile getirmişti. Blatter’in bu açıklamasında 2006 Dünya Kupası’nın ev sahipliği seçimleri sırasında yaşanan skandalların da payı büyüktü. Bu seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılan Güney Afrika, ev sahipliğini Almanya’ya kaptırmış, daha sonra bazı üyelerin rüşvet aldıklarını itiraf etmesiyle skandal patlak vermişti. katılmaya başlayan Güney Afrika, ilk büyük toplumsal kenetlenmeyi futbolla değil ama bir başka spor başarısıyla yaşıyordu. 1995 Dünya Rugby Şampiyonası’nı kazanan ulusal takım bütün etnik kökenlerden gelen insanları bir araya getirmeyi başarmıştı. Ancak ülkede futbolun önemi de tartışılmaz. Demokrasiye geçmeden önce beyazlar arasında rugby popüler bir uğraşken, siyahi gençler zamanlarını futbol oynayarak geçiriyorlardı. Yine de tüm kısıtlamalara karşın dünyanın en büyük futbol rekabetlerinden biri sayılan Orlando PiratesKaiser Chiefs derbisine Johannesburg ev sahipliği yapıyor. YÜkSEK POTANSİYEL 15 yıl öncesine kadar uluslararası alanda yasaklı olan Güney Afrika’nın 3 yıl sonra Dünya Kupası düzenleyecek konuma gelmesi aslında son derece anormal bir durum. Ancak birçok etnik azınlığın ve kültürel çeşitliliğin bulunduğu ülkede ne kadar büyük bir potansiyel olduğu ortada. Dünya Kupası gibi organizasyonlar aynı zamanda büyük yeraltı kaynaklarına sahip olan ülkeye yabancı yatırımcıların ilgisini arttıracak. Ülkedeki işgücü de inanılmayacak boyutlarda. Her ne kadar organizasyonda sıkıntılar yaşansa da her şey plana uygun gittiği takdirde maçlara ev sahipliği yapacak statlar kupada kendilerinden fazlasıyla söz ettirecek. Turnuvanın final maçına da ev sahipliği yapacak olan Johannesburg’daki Soccer City Stadı, elden geçirilmesi tamamlandığında 94 Bin kişilik bir futbol mabedi haline gelecek. Ayrıca 3 yeni stat da turnuvayla birlikte hizmete girecek. Ancak tüm bu planların dışında ülke için en önemli beklenti Bafana Bafana lakaplı ulusal takımın göstereceği başarı. Brezilya’yı 1994 Dünya Kupası’na taşıyan Carlos Alberto Parreira yönetiminde turnuvaya hazırlanan Güney Afrika Ulusal Takımı, en azından gruptan çıkarak 2. tur mücadelesi yapmayı hedefliyor. Her ne kadar demokrasiye geçilmesinin üzerinden 10 yıllık kısa bir süre geçtiyse de Güney Afrika için kupada alınacak her galibiyet insanların bir ulus haline gelmesinde birkaç yıllık süreye bedel. MANDELA’YLA DEĞİŞEN KADER Kıtada düzenlenecek ilk Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Güney Afrika, yeraltı zenginlikleriyle yüzyıllar boyunca Avrupalı kolonicilerin ilgisini çekmişti. Bu zenginlikler 20. yüzyılda ülkeyi büyük sıkıntılara sürükledi. Ülkeye göç eden beyaz azınlığın yönetimi elinde bulundurması ve siyahlara yapılan ayrımcılık, Güney Afrika’nın yıllar boyunca dünyanın geri kalanından dışlanmasına sebep oldu. Sporun da bundan etkilenmemesi imkansızdı. 1992’ye kadar ülkeye uygulanan sportif ambargo nedeniyle bir çok başarılı sporcu kendini uluslararası alanda gösteremedi. Etnik ayrımcılığın sona ermesi ve ülkede demokratik yönetime geçilmesinde önemli rol oynayan Nelson Mandela’nın çabalarıyla yeniden uluslararası müsabakalara 2